Akşener’in yeni stratejisi, İnce’nin açıklanamayan ihtirası

BANU GÜVEN'İN YAZISINI KENDİ SESİNDEN DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN


Bu yerel seçim, özellikle İstanbul ve Ankara’da zorlu geçecek.

AKP, Mansur Yavaş’ın karşısına MHP kökenli bir aday çıkardı. 1994 seçimlerinde Türkeş’in MHP’sinden Keçiören Belediye Başkanı seçilen, daha sonra AKP’ye katılan Turgut Altınok’ta karar kılındı. Turgut Altınok’un Ankara Büyükşehir Belediyesi’ni (ABB) uzun süredir ısrarla istiyor olması da, Erdoğan’ı ikna eden bir faktördü.

Ankara’yı bir o kadar isteyen diğer bir isim de, İYİ Parti’nin ABB adayı Cengiz Topel Yıldırım. Yıldırım, geçen seçimlerde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanıydı ve Ankara için aday adaylığını açıklamıştı. CHP Mansur Yavaş’ın adaylığını ilan ettiğinde kopuşu yaşadı. Seçimden 4 gün önce Anadolu Ajansı, Yıldırım’ın, “Biz Mansur Bey'i aday yaptığımız gün Ankara'yı kaybettik” açıklamasına yer verdi. Ne var ki, Yavaş kazandı. Yıldırım ise şimdi, beş yıl önceki hayal kırıklığını İYİ Parti’den ABB adayı olarak telafi etmek istiyor. Ankara’da üslubu sert bir kapışma bekliyorum.

İstanbul ise malumunuz. AKP’nin adayı eski bakan Murat Kurum, Ekrem İmamoğlu’nu zorlayabilecek tek isim. Ne var ki, Meral Akşener’in CHP ile işbirliğini seçenek dışı bırakması, İmamoğlu’nun işini zorlaştıracak bir durum.

Meral Hanım yeni oyun kuruyor

Meral Akşener’in bir alternatif olma iddiası var. Meclis grubundaki konuşmasında bu iddiasını, “Bugün Türk siyasetinde, milletin sinir uçlarıyla oynamaktan beslenen iki anlayış var. İkisinin de amacı, milletimizi kendilerine mecbur bırakıp iktidar alanlarını ilelebet sürdürmek. İşte biz, milletimizin iradesini ipotek altına alan bu mecburiyet siyasetini reddediyoruz” diye ifade etti.

CHP’de değişim isteyenlerin kullandıkları argüman, Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlıkta kalırsa, Meral Akşener’in yerel seçimlerde ittifaka girmeyeceği varsayımıydı. Kılıçdaroğlu gitti, yerine Özgür Özel geldi, ama Akşener için durum değişmedi. Peki, Akşener’in yerel seçimde ittifak yapmama inadının gerekçesi ne? Bence ilk sırada, Millet İttifakı masasında sözünü geçirememiş ve geri adım atmaya mecbur bırakılmış olmasının etkisi var. “Birinden biri aday olsun” dediği Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş için, “Önlerini açmak için elimden geleni yaptım. O ateşten gömleği onlara giydiremedim” gibi sitem yollu açıklamalar yapan Akşener, seçimin kaybedilmesinden, ittifakın “Kılıçdaroğlu ısrarını” sorumlu tutuyor. Akşener, bir ittifak içinde yer almanın amaca hizmet etmediğini düşünüyor; “Sürekli birilerine yardımcı olmak, bu sistemin değişmesine sebep olmuyormuş” diyor.

İYİ Parti'nin alacağı her bir oy muhalefet adaylarına seçimi kaybettirebilir

Akşener, partisinin yerel seçimlerde CHP ile işbirliğine gitmeme kararını, “Cumhurbaşkanlığı seçiminde ortaya çıkan 50+1 mecburiyeti, yerel seçimlerde yok” diyerek de gerekçelendirmeye çalışıyor ama şunu gayet iyi biliyor: İYİ Parti’nin adaylarının alacağı her bir oy, başta İmamoğlu ve Yavaş olmak üzere, muhalefetin adaylarına seçimi kaybettirebilir. İstanbul, Ankara gibi kritik büyükşehirler bu yüzden beş yıl iktidarın elinde kalırsa, seçmen de bir sonraki seçimlerde İYİ Parti’den bunun hesabını sorar.

Anlaşılması zor olan… İYİ Parti’nin oylarının 14 Mayıs 2023 seçimlerinde yüzde 9,68’te kalmasına üzülen Akşener, gelecek seçimlerde kimlerin oyunu almaya talip. Toplumsal Etki Araştırmaları Merkezi TEAM’in 2020’de yayınladığı İYİ Parti Seçmen Analizi raporuna göre, o zamanki seçmen profilinin partiye bağlılığı yüzde 45’te kalıyordu; İYİ Parti seçmenlerinin yaklaşık yüzde 44’ünün ikinci parti tercihiyse CHP. Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlıktan ayrılmasının ardından bu oranın arttığını varsayabiliriz. Aralık ayında açıklanan ORC ve Sonar araştırmaları da, İYİ Parti’nin çok ciddi bir oy kaybı olduğunu gösteriyor.

İYİ Parti kimlerin oyuna talip?

İmamoğlu ve Mansur gibi adayların seçimi kıl payı kaybetmesine neden olabilecek bir politika izleyen Akşener’in, CHP’den gelen seçmeni en azından şimdilik gözden çıkardığını anlıyoruz. Peki İYİ Parti kimlerin oyuna talip? Akşener’in son dönemlerde yaptığı açıklamalar, ulaşılmak istenen kesimin MHP küskünleri, AKP yorgunları olduğunu anlatıyor. Bu arada Erdoğan’ın fırsattan istifade, “Katılmak isteyen herkese kapımızı açık. İYİ Parti de olabilir” diyerek ittifakı genişletmek için nabız yokladığını da unutmayalım. Akşener, cevaben “İttifak siyasetinin derinleştirdiği kutuplaşma, ülkemize zarar veriyor” demiş, Erdoğan’ı MHP ile işbirliği yapmamaya, 81 ilde kendi adaylarıyla seçime girmeye davet etmişti.

Aslında Erdoğan da artık benzer görüşler dile getiriyor. 17 Kasım 2023’te Almanya dönüşünde gazetecilere, “Yüzde 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli, kimin cebinde belli değil. Yok altılı, yok on altılı masa… Bundan sonra kim bilir daha neler çıkar? Ama ‘En fazla oyu alan aday seçilir’ denildiği zaman, seçim hızlıca tamamlanır” demişti. Erdoğan bir daha aday olmanın yollarını zorlar mı, bilinmez, ama görev süresi bitmeden, Cumhurbaşkanlığı seçimini tek tura indirmek istediği açık. Gelecek başkanlık seçimlerde 50+1 şartının ortadan kalkması, Akşener için de, aynı bu yerel seçimde olduğu gibi, ittifaktan kurtulmanın bir bahanesi olabilir. Ben, Akşener’in ileride tekrar Cumhurbaşkanı adayı olacağına kesin gözüyle bakıyorum, ama bu gidişle ne kadar oy alır, orası meçhul.

İnce’nin derdi ne?

Yerel seçime kendi adaylarıyla gireceğini açıklayan Muharrem İnce’ye gelince… 2018’den bu yana İnce’ye bir hâl oldu. CHP’nin yoluna taş koymayı kendisine görev bellemiş gibi. İnce’nin CHP’den neler talep ettiğini ve alamadığını, parti sözcüsü Deniz Yücel anlattı. Buna göre, İnce İzmir’de bir metropol ilçe belediye başkanlığı ve belli sayıda belediye meclis üyeliği istedi ama alamadı. 2018’de seçmenini yüzüstü bırakan, 2023’te seçimden 3 gün önce yarıştan çekilen İnce’nin, bundan sonraki seçimlerde anlamlı bir varlık göstermesi mümkün değil. Yerel seçimde ise, adaylar parti ya da liderden daha belirleyici olabiliyorlar. Yani İnce’nin, kazanması muhtemel muhalefet adaylarından ne kadar oy çalacağını bilemiyoruz.

İnce, zamanında HDP seçmeninin oylarına talip olduğunu da unuttu. İlk kez aday olduğunda Selahattin Demirtaş’ı hapiste ziyaret eden, anadilinde eğitim konusunda özgürlükçü yaklaşımlar sergileyen İnce, bugün “Dersim değil, Tunceli” diyerek fabrika ayarlarına döndüğünü ilan etti. 2018’de Dersimliler’in oylarına talipken boynuna astığı Dersimspor atkısını ne yaptı acaba? Her neyse. Herhalde İnce’nin ümidi, CHP’nin başarısız olması halinde, kendi partisiyle bir alternatif yaratmak. CHP başarısız olabilir de, İnce herhangi bir partiye alternatif olabilir mi? Burası da meçhul.

DEM Parti’nin seçmenine borcu

Yerel seçimde, belli bölgelerde anahtar konumunda olan, HDP’den evrilen DEM Parti’ye de bakalım. DEM Parti, o zamanki adıyla HDP İstanbul’da aday çıkarmamış, HDP seçmeni de 2019’da Ekrem İmamoğlu’nun seçilmesini sağlamıştı. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı TEPAV verilerine göre, 31 Mart’ta İmamoğlu’nun 4 milyon 160 bin oyunun 911 bini HDP’den gelmişti. O gün, ikna olmadığı için İstanbul’da sandığa gitmeyen HDP’li seçmen sayısı ise 212 bindi. Seçim tekrarlandığında, araya bir Öcalan mektubu sokulmuş olsa da, seçmen yine İmamoğlu’nu seçti. HDP seçmeni Kemal Kılıçdaroğlu’na da cumhurbaşkanlığı seçimi için destek verdi. Ne var ki, partiye ve seçmenine Millet İttifakı tarafından yapılan “sakıncalı” muamelesi, ama yine de destek beklenmesi, seçmeni küstürdü. DEM Parti bu yerel seçimde hem seçmenini ikna etmek, hem de varlığını kabul ettirmek için net bir tavır ortaya koydu; hiçbir partinin adayına koşulsuz destek vermeyeceğini söyledi. Batı’da büyük şehirlerde CHP’ye destek vermek için, hem bazı ilçelerde aday göstermeyi, hem de belediye meclisinde grup kuracak sayıyı bulabilmeyi istedi. Görüşmelerin öngörülen sürede sonuçlanmaması, CHP’nin bu talepleri karşılamak konusunda çok hevesli davranmadığını gösteriyor.

Başak Demirtaş faktörü

Kısa Dalga Genel Yayın Yönetmeni Kemal Göktaş ile kaydettiğimiz 'Akıntıya İnat yayını/Podcast’inde de değindiğimiz bir konuyu tekrarlayayım. Başak Demirtaş’ın gazeteci İrfan Aktan’a, “İstanbul adaylığı için henüz partimiz DEM Parti’den bize bir öneri gelmedi, ama halk ister, partimiz de uygun görürse, demokrasi ve toplumsal barışın önünü açacağına inanırsak, düşünebiliriz” demesi, DEM Parti’ye değil, asıl CHP’ye yönelik önemli bir mesaj.

Rawest kamuoyu araştırma şirketinin İstanbul’da yaşayan 1002 DEM Parti seçmenine sorduğu, “Aday çıkarması durumunda DEM Parti’nin İBB Başkan adayı olarak kimi görmek istersiniz?” sorusuna, yüzde 34,3 oranında “Başak Demirtaş” cevabı geldi. Dolayısıyla seçmen desteği de olan Başak Demirtaş’ın ismi bir bakıma gayri resmi yoldan zikredilmiş, CHP’ye “Adayımız hazır” mesajı gönderilmiş oldu.

Muhalif seçmenin kadersizliği

Muhalif seçmen ne yapsın, dertli. Akıllara ister istemez, 1994 yerel seçimlerinde oyların nasıl bölündüğü, Erdoğan’ın da o aradan nasıl sıyrıldığı geliyor. Bir daha olmasın istiyor insan, ama siyasetin, sıkıştığı milli mutabakat alanından kurtulması için belki de buralardan geçmemiz, biraz daha üzülmemiz gerekiyor. Umarım çok üzülmeyiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
BANU GÜVEN Arşivi
SON YAZILAR