Bakan Şimşek iyimser, peki ya vatandaş? Mehmet Şimşek: Enflasyonu yüzde 35’e indirmek konusunda iyimserim

BANU GÜVEN


Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Almanya’nın Düsseldorf kentinde Avrupa Türk İş İnsanları ve Sanayicileri Derneği ATİAD tarafından düzenlenen 8. Türk-Alman Ekonomi Günü’nün konuğuydu. Bakan Şimşek, Kuzey Ren Vestfalya Başbakanı Hendrik Wüst’ün de katıldığı toplantıdaki konuşmasında, “12 aylık enflasyon hedefi yüzde 35” diyerek ekonomiye ilişkin pembe bir tablo çizdi.

Bizim sohbetimize geçmeden önce, Şimşek’in konuşmasından aklımda kalan iki önemli noktayı aktarayım. Mehmet Şimşek, Almanya’daki muhataplarına, yürüttüğü maliye politikasının ve yapısal reformların arkasında “siyasi bir irade” olduğunu, yani çabalarının Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından desteklediği mesajını verdi. Şimşek’in diğer önemli mesajı da, Türkiye’nin Almanya’ya, Suriye ve Libya’nın yeniden inşasında kapıları açabileceğine dairdi.

İddialı enflasyon hedefi: Yüzde 35

Mayıs ayında enflasyonun yüzde 70’le rekor düzeye çıkacağını söyleyen Şimşek, gelecek 12 ay için yüzde 35 gibi iddialı bir enflasyon hedefi dile getiriyor.

Toplantıdan sonra (ve uzun yıllar sonra yeniden) görüşme imkanı bulduğum Mehmet Şimşek’e “Yüzde 35 enflasyon hedefi gerçekçi mi?” diye sordum. “Bu orana ulaşabileceğimize inanıyorum. Ben iyimserim” dedi. “Yazın enflasyon zaten düşecek. Sonrasında yeniden artış beklentisi yok mu?” diye sordum, “12 aylık bir süreçten söz ediyorum. Bir yıl içinde bunu başarabiliriz. Veriler iyileşiyor” diye cevap verdi.

Vatandaş iyimser olabilir mi?

Mehmet Şimşek’e “İyimser enflasyon hedefinize, geçim sıkıntısı çeken halk nasıl inanacak?” diye sordum. Bakan Şimşek de bunun kolay olmadığının farkında, ama yine bir yıla yayılacak bir sürece vurgu yaptı. Ekonomideki düzelmenin yaz aylarından başlayarak hissedileceğini söyledi.

Şimşek’in iyi dediği veriler neler?

Bakan Şimşek, bu sorum üzerine, enflasyonu düşürebilecek bir faktör olarak azalan cari açığa da işaret etti. Bu konuda aklıma Mahfi Eğilmez’in “cari açığın enflasyon üzerinde doğrudan belirleyici olmayacağını” anlattığı makalesi geldi. Ama Şimşek de bu hedefi sadece cari açığın azalmasına güvenerek koymadığını konuşmasında anlatmıştı. Cari açığın 32 milyar dolara düştüğünü söylediği konuşmasında, ilk sıraya portföy, yani mevduat ve yatırım tercihlerinin Türk Lirası’na dönmesini koyan bakan, “Program çalışıyor” dedi. Şimşek ek olarak, Türkiye’nin risk priminin 700 baz puandan 300’e düşmesinin, kredi notunun artmasının, yani beklentilerin iyileşmesinin de bu hedefe ulaşmaya yardımcı olacağı söyledi.

Enflasyon düşerse fiyatlar düşer mi?

“Peki enflasyon yüzde 35 oldu diyelim, bu fiyatlara nasıl yansıyacak?” Yani halk zamdan kurtulacak mı? Biliyorum, bakan da biliyor, cevabı içeriği itibariyle zor bir soru. Yanımızdaki iş insanlarından biri “Onun için maliyetlerin düşmesi gerek” dedi, bakan onayladı. Kendi soruma kendim cevap verdim: Enflasyon eksiye düşmediği sürece fiyatlara zam gelmeye devam edecek. Yani 12 ay sonra yüzde 35 hedefi tutarsa, fiyat zammı da vatandaşa bu oranda yansıyacak. Yani bir süre daha çift haneli zam oranlarıyla, zamla yaşamaya devam edeceğiz.

Bakan ile fotoğraf çektirmek isteyenler çoktu, ben de daha fazla uzatmak istemedim, bizim de sohbetimiz (umarım şimdilik) burada bitti.

Almanya’nın Türkiye’ye ilgisi neden arttı?

Almanya’nın son dönemde Türkiye’ye olan muhabbetinin arttığını farketmeyen yoktur. Bakan Şimşek’e, “Almanya’nın Türkiye’ye ilgisi neden arttı? Bunun ardında henüz göremediğimiz gelişmeler mi var?” diye sorduğumu da aktarayım. Şimşek, “Dünyada tedarik zincirleri kırılıyor. ABD’nin Çin politikası, Türkiye’nin küresel tedarik açısından önemini artırdı” diye konjonktüre işaret eden bir cevap verdi, ama konu bundan ibaret değil elbette.

Almanya’nın enerji dönüşüm hedefleri için Türkiye önemli

Zamanımız olmadığı için daha fazla ayrıntıya girmedik ama Şimşek’in konuşmasında önemle yer verdiği konu, enerji alanındaki işbirliği imkanlarıydı. Maliye Bakanı, enerji ve özellikle de sürdürülebilir enerji alanında yatırımlarını artıran Türkiye’nin, Almanya’nın enerji dönüşüm hedeflerini gerçekleştirmesi için ideal bir çözüm ortağı olacağı mesajını verdi. Enerji yatırımı derken… Bakan Şimşek’in nükleer enerjiden vazgeçen Almanya’da, yeşil enerji kaynakları yanında, Türkiye’nin nükleer santral projelerinden 'gelişme' olarak söz etmesi haliyle tezat oluşturdu, ama Türkiye’nin nükleer enerjiye yatırım yapması Almanya’yı dertlendiriyor mu? Elbette hayır.

Suriye ve Libya’da işbirliği vurgusu

Şimşek’in konuşmasında verdiği en dikkat çeken mesajlardan biri, bence iki ülkenin inşaat sektöründe işbirliği imkanlarına ilişkindi. Şimşek, Almanya’daki muhataplarının ilgisini Suriye ve Libya’ya çekti. Hem de iki kez. Başka bir deyişle, Türkiye’nin Almanya’ya ve Alman şirketlerine Suriye ve Libya’nın kapısını açabileceği mesajını verdi. Türkiye’nin 40 şirketle dünyanın en büyük inşaat şirketleri sıralamasında Çin’in ardından ikinci sırada yer aldığına dikkat çeken Şimşek, Almanya’nın Türkiye ile birlikte Suriye ve Libya’nın yeniden inşası için çalışabileceğini vurguladı.

Almanya Maliye Bakanı Lindner’in mesajı

Almanya Maliye Bakanı Christian Lindner’in adı da konuşmacılar arasında geçiyordu, ancak bakan programa bir video mesajıyla katıldı. Bakan Lindner’in iki mesajı dikkat çekti.
Birincisi, bakan mevkidaşı Şimşek’e “Almanya’daki rakamlara bakınca, benim işimin kolay olmadığı aşikâr. Sayın Bakan, sizin işiniz ise benimkinden çok daha zor” diye seslendi.

İkincisi ise manidar bir temenniydi. Lindner, “Umarım sayın Maliye Bakanı, iddialı mali politikalarını ve yapısal reformlarını hayata geçirebilir” dedi.

Özetle, Bakan Şimşek iyimser, Almanya ise, Türkiye ile işbirliği ve yatırım konusunda hevesli, ama temkinli. Yol katedilmesi için gereken nedir, çok net. Ekonomik tabloda vadedilen iyileşmenin ufukta görünmesi ve bu toplantıda hiç değinilmese de, keyfi şekilde yönetilen değil, demokrasi ve hukukun güvence altına aldığı “öngörülebilirlik” vasfına sahip bir Türkiye.

Önceki ve Sonraki Yazılar
BANU GÜVEN Arşivi
SON YAZILAR