TEZCAN KARAKUŞ CANDAN

TEZCAN KARAKUŞ CANDAN

Çare halkla temasta

Cumhurbaşkanlığı seçimleri kazandıklarımız ve kaybettiklerimiz açısından hepimize öğretici veriler sunuyor. Eleştiri ve özeleştirinin önemini bir kez daha bize hatırlatan bu süreçte, pek çok kez eleştirmekten kaçınıldı ve zımnen de olsa eleştirilen şeylere “rıza” gösterildi. Bu seçim sürecinde seçimden öte, kaybedilen en büyük şey eleştiri hakkıydı. Bugün pek çok kişinin özeleştiri verdiği bu rıza gösterme, eleştirmeme, susma hali, mahkûmiyetin başka bir versiyonu. Bir nevi el kol bağlanma hali.

Eleştirmenin yapılan yanlışları söylemenin, önerme sunmanın mahalle baskısıyla karşılaştığı ve bir otokontrole dönüştüğü bir dönemde, pek çok şeyi dönüştürmek için çıkılan yolda, bu rıza gösterme haliyle başka bir dönüşüm yaşandı.

Siyasetin sandıktan ibaret olmadığı pek çok kez ifade edilse de, şu ya da bu sebeple karşı karşıya kaldığımız durum, siyasetin sandıkla ve siyasi partilerle özdeşleşmiş olması. Geleceğimizin oylandığı bir dönemde, halk kesimlerinin katılımının sadece oy vermekten öteye geçirilememiş, sokağın ve mücadelenin sesinin ve temsiliyetinin mecliste kendini çoğunlukla ifade edememiş olması katılımcı bir yolun bulunmasını zorunlu kılıyor. Dahası halkın sesine kulak verilmemiş, sokağın sesine kulakların tıkanmış olması, siyasi partilerin kadro politikası, örgütlenme ve siyaset yapma tarzlarının değiştirilmesi, sermaye, sen, ben ilişkisinden şiddetle arınmasını kaçınılmaz hale getiriyor.

Değişimden özgürlükten ve adaletten yana olanların her iki seçmenden birisi olması ise en önemli kazanım. Şimdi bu potansiyelin örgütlü bir güç haline dönüşmesi kitle partilerinin en önemli, en öncelikli görevleri ve zorunlulukları.

Siyasal mikro bölgeleme

Bu süreçte kazanılan ve kaybedilenlerin kentsel politika, yer ve mekân seçimleri ve politik coğrafyası ile birlikte ele alınması kaçınılmaz. Seçmen hareketleri, oy yönelimleri, sandık sonuçları, kentleşme politikaları, mekân seçimlerinin üst üste koyularak bütünleşik bir analiz yapılması örgütlenme pratiğinin en can alıcı verilerini ortaya çıkartacaktır. Köylerin bir gecede mahalle olması kırsalda yaşayan seçmenin tercihleri, kentleşme politikaları ile üst üste çakıştırılarak ele alınması pek çok şeyi görünür hale getirecektir.

AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında %63’lerde olan kentleşme politikalarının %93’lere çıkması, bu sanal kentleşmeden elde edilen rant ilişkileri ve %30 olan yeni kentlilerin “kırsalın” iktidarla olan bağları, siyasal bir mikro bölgeleme yöntemi ile ele alınmalı.

Görünür olmak

Muhalefetin yerel yönetimlerde olduğu yerlerde oyların görece yüksek çıkması, yerel yönetimlerde iktidar olamadığı bölgelerde, parti teşkilatlarının örgütlenme yöntemlerini farklılaştırmalarına önemli bir mesaj olarak okunmalı.Örgütlenmesinden siyaset yapma yöntemlerine kadar, parti genel merkezlerinin, parti teşkilat binalarının sadece mekânsal değil, politik olarak da halk tarafından ulaşılabilir ve kültüründen, sanatına, sosyal buluşmasından yardımlarına kadar ihtiyaçların karşılanabilir ve mekânsal olarak görünür olması bir kez daha önem kazanıyor.

Halkla Temas

Ana muhalefet partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin kuruluş yıllarında, halkevleri ile kurduğu bağ, kültüründen, sanatına, sporundan, sosyal yardımlaşmasına, sağlığına kadar halkın ihtiyaçlarını karşılayan kılcal damarlara kadar yayılan, köylere kadar uzanan halk odaları örgütlenme modeli o dönemin en önemli örgütlenme politikası idi. Cumhuriyet Halk Partisi hem genel merkezleri hem de parti teşkilat binalarının yer seçiminde görünür ve merkezi yerlerde halkla temas içerisinde olmasını halkçılık anlayışının bir ilkesi olarak mekâna yansıtmıştı. Kent merkezlerinde Kızılay ve Ulus’ta ulaşılabilir parti ve genel merkez binaları katılımcı politikalarının belirlenmesinde ve halkın verdiği mesajların doğru anlaşılmasının yapı taşları haline gelmişti. Yürüme mesafesinde TBMM’ye ulaşım milletin vekilleri, parti yöneticileri ile sokakta karşılaşmasının ve duygudaşlık kurmasının önünü açmıştı.

Neoliberal kentleşmenin yarattığı plansız kentleşme politikaları ile siyasi parti genel merkezleri, rant odaklı yapılaşmanın adresi olan Çukurambar bölgesinde yoğunlaştı. Parti merkezleri, TBMM’ye yürüme mesafesinden uzaklaştı. Milletin vekillerini ve parti yöneticilerini görme, doğal karşılaşma ortamları yitirildi. Parti merkezlerinin ve yöneticilerin etrafına etten duvarlar örüldü. Parti genel merkezlerinin yer seçimindeki konumları ve çevresindeki coğrafya resmi kurum yapıları, iş merkezleri ile birlikte şekillenen mekânsallık, politikalarına da etki etti. Merkezden uzaklaştıkça halktan ve beslenmesi gereken kültür, sanat, sosyal buluşma gibi politik coğrafyadan uzaklaşıldı.

Bugün dışa açılacak bir örgütlenme, halkla buluşulacak güven verecek bir kadro ve yapıya ihtiyaç olduğu, yaklaşan yerel seçimlerden başarı ile çıkmanın ön şartı. Yüksek kentleşme oranları ile hem kentlerde hem de kırsal da, gelişen teknolojinin yaratığı olanaklarla yaratıcı bir örgütlenme süreci ile çoklu siyasal mekânsallıklar üretilmesi mümkün. Yeter ki siyaset yapma zeminindekiler yüzünü halka ve mücadeleye dönsün.

Proaktif örgütlenme

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kaybettikleri ve kazanımlarını en küçük birimlere kadar yaygınlaştıracak ve ders çıkartacak proaktif bir örgütlenme süreci hepimiz için bir zorunluluk. Siyasetin temsil mekânları halktan giderek uzaklaşırken, seçimler sürecinde halk kendi yöntemiyle siyasi partileri de aşacak derecede bir siyaset yürüttü ama bunu taçlandıracak bir kazanım maalesef elde edilemedi. Liderlik tamda böyle dönemlerde kendisini gösterir.

Cumhuriyet Halk Partisi 1950 seçimlerini kaybedince, o dönemde I.Mecliste bulunan CHP Genel Merkezine halk tüm kentlerden akın akın giderek destek ziyaretinde bulunması, kaybetmeye karşı geliştirilen yeni örgütlenmenin de toplumsal mesajı haline gelmişti. CHP Genel Başkanı İsmet İnönü, kaybetmenin muhasebesini halkıyla buluşarak değerlendiriyor ve görüşmeden sonra İsmet İnönü Meclisin bahçesinde toplu fotoğraf çektirerek halka mesaj veriyor, sokaklarda yürüyerek halkla buluşuyordu. Altan Öymen o dönemi anlattığı anılarında, bu ziyaretlerin ve ziyaretlerden sonra bahçede çekilen fotoğrafların Demokrat Partilileri çok öfkelendirdiğini yazar.

Kaybetme ve kazanma arasında, kent merkezinde görünür yerdeki kentsel mekânı bir toplumsallaşma ve yeniden örgütlenme süreci olarak kullanma ve bunu halka göstere göstere yapma, güven verme o dönem ki CHP yönetiminin bilinçli ve doğru tercihlerinden birisiydi.

Yarın çok geç olacak

Her yerde üzerimize gelen karanlığı ve yapılan yanlışları söylemekten öte, artık eylemeye geçmek zamanı. Kapatılan kapıları açmaya, etten örülmüş duvarları aşmaya, eleştirileri ve önerileri içtenlikle söylemeye, her alanda elini taşın altına koyarak örgütlenme zamanı. Tarih geleceği gören, söyleyen ve örgütlenmeyenlerin acılarıyla dolu. Az değil çoğuz. Örgütlenme hemen şimdi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
TEZCAN KARAKUŞ CANDAN Arşivi
SON YAZILAR