MEHMET ÇETİNGÜLEÇ
Emekli, Ocak zammında zararlı çıkacak
Ocak ayında emekli maaşındaki artış oranı muhtemelen yüzde 16 olacak.
Refah payı eklenirse yüzde 20'ye çıkabilir.
Asgari ücrette beklenti ise yüzde 30 civarında.
İşte bu yüzden...
Emekliler, asgari ücret zammı ile kendi zamları arasındaki fark kadar "reel kayba" uğrayacak.
Alım güçleri azalacak.
XXX
Marketlerde, kasaplarda, kafeterya ve lokantalarda fiyatları izleyin.
Asgari ücret artacak, çalışanların maaşı yükselecek diye hazırlık başlamış!
Etiketler değiştiriliyor.
Asıl zamlar Aralık ve Ocak'ta.
Fiyatlara "asgari ücret giydirmesi" yapılacak.
Yani...
Bütün ürünler en az yüzde 30 zamlanacak.
Üstü var altı yok.
Sonuç itibariyle...
Emeklilerin maaşı iyimser tahminle yüzde 20, fiyatlar yüzde 30-50 arasında yükselecek.
Yaklaşık 16 milyon emekli, yeni yıla -zam aldığı halde- refah düzeyi en az yüzde 10 azalmış olarak girecek.
XXX
Peki bunu önlemenin yolu yok mu?
İşverenler diyor ki:
"Eğer asgari ücretliler için ödediğimiz vergide indirim yapılırsa mal ve hizmetlere uygulanacak zammın oranı da düşebilir."
Oysa...
Gıda maddelerinde KDV düştüğünde tüccar yine bildiğini okudu.
Devlete daha az vergi ödedi ama fiyatları indirmedi.
Şimdi de "enflasyon fırsatçılığı" yapılıyor.
Hatta...
Bir kesim enflasyonun yüksek kalmasını istiyor. Çünkü buradan besleniyorlar!
Kaldı ki...
Maliyenin vergi peşinde koştuğu bir dönemde "eldeki kazları yolmaktan" vazgeçmesi beklenemez.
Dolayısıyla...
İşverenler yüzde 30 asgari ücret zammı, artı vergi, artı fırsatçılıkla birlikte ürün fiyatlarını yüzde 50'ye varan oranlarda artıracaklar.
Her şeye zam yağacak.
Et, süt, yumurta, çay ve kahve fiyatlarında hareketlilik şimdiden başladı.
Emekli ve asgari ücretli aldığı üç kuruşluk maaşın hayrını göremeyecek.
Kağıt üzerinde büyüyen rakamlar refahı artırmayacak.
XXX
Sendikalar her ay açlık ve yoksulluk sınırlarını belirleyip ilan ediyor.
Açlık sınırı; Türk-İş'e göre 20 bin 432, Büro Emekçileri Sendikasına göre 29 bin lira.
Bu rakam emeklilerin ve asgari ücretlilerin tamamına yakınının önümüzdeki yıl da "açlık sınırı altında" bir yaşama mahkum edileceklerini gösteriyor...
XXX
Bir kez daha hatırlatalım:
Ülkelerin itibarı yönetenlerin değil, halkın en alt katmanında yer alanların sürdüğü hayatla ölçülür.
Asgari ücretli ve emeklilerin refah seviyesidir gösterge.
Avrupa ülkelerine bakın...
Hiçbir yerde devlet yöneticilerinin sahip olduğu imkanlar "itibarı" temsil etmez.
XXX
Dövizi baskı altında tutup milli geliri dolar cinsinden yüksek çıkarma illüzyonuyla refah artmıyor.
Öyle olsa...
Kişi başına milli gelirden alınan payın 13 bin doları aştığı söylenen bir ülkede nüfusun dörtte 3'ü "açlık ve yoksulluk sınırı altında" yaşar mı?
Eğer vatandaşın milli gelirden aldığı pay "gerçekten" yükselirse, işte o zaman sessiz bir gururla uluslararası camiada boy gösterebilirsiniz.
Sırtını milyonların mutluluğuna, refahına dayamış olmanın gururuyla...