HASAN AYDIN
Emekliler 6 Aralık'ta Ankara Tandoğan Meydanı'nda
6 Aralık 2025 günü saat 13.00'te Ankara Tandoğan Meydanı'nda 33 kuruluşun (sendikalar, meslek odaları ve sivil toplum örgütleri) oluşturduğu Yurttaş Birlikteliği Platformu tarafından 'Emeklilerin Bütçe Hakkı Mitingi' gerçekleştirilecek.
Yurttaş Birlikteliği Platformu Grup Sözcüsü Şenal Sarıhan, Mülkiyeliler Birliği binasında daha önce düzenlemiş olduğu basın toplantısında tüm vatandaşları Tandoğan’da yapılacak mitinge çağırarak "Taleplerimiz emeğimizin hakkıdır. İnsanca yaşamak istiyoruz, halkımızı sesimize güç vermeye çağırıyoruz, sesimiz çığlığımızdır. Onu çoğaltmak ve sağır kulaklara duyurmak için, siz yoksanız bir eksiğiz" dedi.
Mitingin ana katılımcıları Tüm Emeklilerin Sendikası, Emekli ve Emekçiler Dernekleri Federasyonu, Emekli Meclisleri Sendikası gibi emekli sendikaları. Birleşik Kamu-İş ve Eğitim Sen sendikaları ve 29 Ekim Kadın Derneği gibi demokratik kitle örgütleri de mitinge destek veriyorlar.
Özellikle son yıllarda izlenen ekonomik politikalar, bütçe tercihlerinin kimden yana yapıldığını gösteriyor. Kamu kaynaklarının büyük bir bölümünün sermaye yanlısı teşviklere, vergi aflarına ve bütçeye yük olan yanlış yatırımlara öncelikli olarak aktarılması emeklilerin bütçeden alacağı payı da küçültmektedir.
6 Aralık Ankara mitingi, emek cephesindeki parçalı yapının aşılması içinde önemli bir fırsattır. 33 kuruluşun bir araya gelerek emeklilerin ve emekçilerin bütçe hakkını kolektif ve güçlü bir taleple dile getirmesi de çok önemlidir.
Milyonlarca emeklinin insanca yaşayabilmesi için bütçeden hak ettiği oranı talep etmesi de bir lütuf değil aksine kazanılmış meşru bir haktır. Bu mitingde farklı emekli sendikalarının, platformlarının ve demokratik kitle örgütlerinin ortak bir talep doğrultusunda bir araya gelmesi, gelecekte daha güçlü ve kalıcı bir emekli sendikacılığının oluşturulmasında başlangıç olabilir. Bu birlikteliklerin pratikte gerçekleştirilmesi toplum üzerinde olumlu bir etki yaratacaktır.
Enflasyonun kronik hale geldiği bu dönemden en fazla dar gelirliler, yoksullar ve emekliler etkilendi. Bugün ülkemizdeki emekliler, yalnız geçim sıkıntısı yaşamıyor, aynı zamanda toplumsal dışlanmışlık ve değersizlik hissiyle de mücadele ediyor.
Pazardan market alışverişine, kiradan elektriğe, ilaçtan yakıta kadar bir çok ürün ve hizmete yapılan yüksek zamlar sonucu emekli, büyük bir kaygı içinde adeta "hayatta kalma" mücadelesi veriyor.
Türkiye' de Ağustos 2025 SGK verilerine göre yaklaşık 17 milyon civarında emekli bulunmaktadır. Bu emeklilerin yaklaşık 4,5 milyonu dul, yetim ve malullük maaşı almaktadır. Türk -İş'in 2025 yılı Kasım ayı hesaplamalarına göre dört kişilik bir ailenin gıda harcaması (açlık sınırı) 29 bin 827 TL iken, yoksulluk sınırı da 97 bin 158 TL’dir.
2025 Temmuz ayı artışları ile birlikte en düşük emekli maaşı ise16 bin 881 TL’dir. Dul ve yetim aylıkları da 11 bin TL civarıdır . Bu düşük maaşlarla emeklinin geçinebilmesi mümkün müdür?
3 Aralık 2025' te TÜİK, Kasım ayı enflasyon oranını yüzde 0,87 olarak açıklarken, yıllık bazda ki enflasyonu da yüzde 31,07 olarak açıkladı. Her yılın Ocak ve Temmuz ayında ilan edilecek memur, memur emeklisi ve asgari ücretlinin maaş zamlarını düşük göstermek için TÜİK, enflasyon rakamlarını bu ayda düşük göstermeyi sürdürdü. 5 aylık enflasyon farkına göre memur ve memur emeklilerinin enflasyon farkı yüzde 17,57 SSK ve Bağ -Kur emeklileri için yüzde 11,21 oldu. SGK uzmanlarına göre 1 Ocak 2026 tarihinde SSK ve Bağ-Kur emeklileri için yüzde 12,3; memur emeklileri için ise 1000 TL artı yüzde 18,7 zam yapılacağı ifade edilirken, en düşük emekli maaşının da 18 bin 957 TL seviyesine çıkacağı tahmini yapılıyor.
2025 yılı Temmuz ayı itibarıyla emekli ve hak sahiplerinin ortalama emekli maaşı 17 bin 100 TL olup emekli maaşları asgari ücretin gerisinde kalmıştır. 2003'te emekli maaşları asgari ücretin yüzde 36 üzerindeyken, her geçen yıl ortalama emekli maaşının asgari ücrete oranı düşerek Mart 2025’te asgari ücretin %70’ine gerilemiştir.
Emekli sayısı artarken, emeklinin büyümeden aldığı pay da giderek düşmüştür. Emekli düşük maaşlarla sefalette eşitlenmeye çalışılmaktadır. Özellikle 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, düşük kök maaş alan emeklilere yapılan seyyanen zamlarla bunun yolu açılmış oldu.
Maaşı düşen emekli, yeniden çalışmakta, ya da iş aramaktadır. DİSK-AR verilerine göre, 2002 yılında 4,3 milyon emeklinin 1,6 milyonu iş gücü piyasasında iken, 2024 yılı Aralık ayında 12 milyon civarındaki emeklinin 7 milyon 904 bini iş gücü piyasasında çalışmaktadır. İş arayan ve çalışan emeklilerin oranı ise yüzde 65,7’ye yükselmiştir. Çalışan emeklilerin bir kısmı da çalıştıkları iş yerlerinde iş cinayetleri sonucu yaşamlarını kaybetmişlerdir.
İSİG (İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği) Meclisi'nin 2025 yılı ilk çeyreğindeki verilerine göre 50-64 yaş arası 31 işçi, 65 yaş ve üzeri çalışan 12 işçi iş cinayetleri sonucu yaşamını yitirmiştir.
İnsan ömrünün geçmiş yıllara göre uzaması üzerine dünyanın pek çok ülkesinde buna göre planlamalar yapılmakta, önlemler alınmaktadır. Bizde ise uzun süre yaşayan emekli, 20 yıl prim ödeyip 40 yıl maaş aldığı söylemiyle eleştirilmektedir. 22 Ekim 2025 günü, Sosyal Güvenlik Kurumu( SGK) Başkanı Raci Kaya'nın 'Eskiden mezarda emeklilik" deniyordu, 50- 55 yaşında ölüyorduk. Şu anda 78 ortalamaya gelmişiz" sözleri de kamuoyunda tepkilere neden olmuştu. SGK Başkanı Kaya'nın 2 milyon EYT 'linin 2023 yılında emekli olduğunu ve böylece Sosyal Güvenlik Sisteminin sıkıntıda olduğuna dair açıklamaları da yoruma açıktır. Kendisinden önceki SGK Başkan Vekili Kürşat Arat'ın bu durumla ilgili konuşmalarını da bilmemesi mümkün değildir. O dönem EYT yasasını çıkarmamak için çaba sarf eden iktidarın, sırf seçim kazanmak için olur verdiğini kendileri de farkındadır. Kaldı ki bugünkü sıkıntıların asıl sebebi de EYT değildir. Kayıt dışılıktan, primlerin düzenli toplanmamasından ve maaş ödemelerine yapılan hazine katkısının düşük tutulmasından neden bahsedilmiyor?
SGK Başkanı’nın çalışma hayatları boyunca prim ödemiş, üretime katılmış bugünün emeklilerini uzun yaşamalarından dolayı bir yük olarak göstermesi sosyal devlet anlayışıyla bağdaşmamaktadır.
Emeklinin, beslenme, sağlık giyinme, barınma ve ısınma gibi sorunları varken, maaşlarının her 6 ayda bir tırpanlanması örneği ortadayken kamuda görev yapan bazı yöneticilere ( genel müdür, daire başkanı, kurum başkanları, il müdürleri ve uzmanlar) 30 bin TL'ye varan seyyanen zam yapılması teklifi maaş ödemelerin deki adaletsizliği de ortaya koymaktadır. 2023 Millet Vekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonunda çalışan memurlara yapılan seyyanen zamdan şimdiye dek emekliler yararlanamamıştır. Bu 30 bin liralık seyyanen zam teklifine, sendikalar ve meslek örgütleri çalışma barışını bozacağı ve adaletsizliğe neden olacağını belirterek tepki gösterdiler.
Emeklilerin üretime katkısı olmayan bir yük olarak görüldüğü ülkemizde , maaş artışlarının gereksiz bir gider olarak değerlendirilmesi algısı da son zamanlarda kamuoyunda artmıştır. "1,5 çalışan bir emekliye bakıyor" türü tartışmaların da içi boştur. Emekliden toplanan primler, yerinde ve verimli bir şekilde kullanılmamışsa bunun sorumlusu da emekli değildir. Bir çok Avrupa ülkesinde toplanan primlere ek olarak yüksek oranda hazine katkısı da yapılmakta emekliye maaş ödenmektedir. Her yıl bütçeden emeklilere ayrılacak payın azaltılması demek, emeklilerin açlığa ve sefalete mahkum edilmesi demektir. Bir kişi emekli olduktan sonra geçinemeyip gidip iş arıyor ve zor şartlarda tekrar çalışıyorsa, bazen de iş cinayetlerine kurban gidiyorsa, durumun vahametini oturup düşünmek lazım.
17 milyon emekli hala gerçek gücünün farkında değil. Son 31 Mart yerel seçimlerinde iktidara sarı kart gösteren emeklilerin bir kısmı televizyon ekranlarında, hayat pahalılığından, geçinememekten, sağlıktaki katkı payı ödemelerinden şikayet etse de hala örgütlülükten uzak duruyor. Kendi hakkının aranması hususunda gereken gayreti göstermiyor. Düşük zam yapıldığında "ne yapalım, başka alternatif mi var?" deyip kabulleniyor. Öğrenilmiş çaresizlik ve ideolojik gerekçelerle kendisinin mağduriyetine sebep olanların yanında saf tutuyor.
Emeklilerin örgütlenme deneyimi zengindir. Fakat emekli örgütlülüğünün parçalı yapıda olması, kurulan sendikaların bir süre sonra çeşitli hukuki gerekçelerle kapatılması, geçmişten gelen farklı siyasi eğilimlerin öne çıkarılması birleşik emekli sendikacılığının büyümesine ve sürekliliğine engel olmaktadır.
Kamuoyu, tüm emekli sendikalarının ilkeli ve kapsayıcı bir program ve birlik temelinde bir araya gelmelerinden ve talepleri için güçlü ses yükseltmeleri den yanadır. Güçlü bir emekli sendikasının talepleri hükümet ve kamuoyu nezdinde etkili olabilir.
6 Aralık Ankara mitingi, birlik zamanına işaret ediyor. Bu miting, emeklilerin kendi güçlerini yeniden keşfetmelerinin bir başlangıcı olarak görülmelidir
EMEKLİLERİN TALEPLERİ
Yurttaş Birlikteliği emekli taleplerini şu şekilde sıraladı.
1-En düşük emekli maaşının en düşük memur maaşı ile eşitlenmesi
2-Muayene, tetkik, tedavi ve ilaç bedeli olarak emekliden kesilen katkı payının kaldırılması
3-Bütçe kaynaklarının tüm yurttaşlar ve toplumsal kesimler arasında eşit dağıtılması
4- Bayram ikramiyelerinin bir maaş tutarına yükseltilip, yılda 4 kez ödenmesi
5-Banka promosyonlarının bir maaş tutarında ve her yıl ödenmesi
6-Halen ihtiyaca cevap vermeyen 18 bin yatak kapasiteli resmi huzurevi sayısının artırılarak yatak kapasitesinin 50 bine çıkartılması
7-Emekli sendikalarının örgütlenmesi önündeki fiili engellerin kaldırılarak yasal statü tanınması
8-Engellilerin erken emeklilik hakkını ortadan kaldıran 7358 sayılı yasanın iptal edilmesi ve emeklilikte sakatlık oranının yeniden ele alınması
Ankara Tandoğan Meydanı'nda 6 Aralık mitinginde atılan her adım ve yükselen her ses, yalnızca bugünün değil, yarının adil, demokrat ve aydınlık bir toplumun da inşasına katkı sunacaktır.
KESK'in bölgesel mitingleri ne anlatıyor?
30 Kasım 2025 Pazar 15:07"24 Kasım Öğretmenler Günü"nün ardındaki gerçekler
25 Kasım 2025 Salı 00:30Gıda zehirlenmeleri neden bu kadar arttı?
22 Kasım 2025 Cumartesi 00:10İş cinayetleri daha kaç yüreğe kor düşürecek?
20 Kasım 2025 Perşembe 00:10Damacana ve pet şişelere hapsedilen su hakkı
09 Kasım 2025 Pazar 00:20Emeklilerin statü kaybı ve emeklilikle başlayan sorunlar
25 Ekim 2025 Cumartesi 00:12Zorunlu eğitimin kısaltılması neyi amaçlıyor?
20 Ekim 2025 Pazartesi 00:3010 Ekim: Öncesi ve sonrasıyla göz göre göre gelen bir katliamın anatomisi
10 Ekim 2025 Cuma 00:355 Ekim Dünya Öğretmenler Günü: Öğretmenlerin sorunları çözüldü mü?
05 Ekim 2025 Pazar 00:301 Ekim Dünya Yaşlılar Günü: Yaşlılara bakabiliyor muyuz?
01 Ekim 2025 Çarşamba 00:15