Erdoğan'ın müjdesi; 'devlet denetimli Alevilik'

“İnşallah önümüzdeki Cuma günü yeni bir adımını atacağımız çalışmalarla Alevi kardeşlerimizi ülkemizden koparma mücadelesini de onlara rağmen akamete uğratıyoruz.“

Çarşamba günü AKP grup toplantısındaki konuşmasında böyle diyordu Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan.

Haliyle dün Şahkulu Sultan Dergahı ve Cemevi'nde düzenlenen Cemevleri Temel Atma ve Toplu Açılış Töreni'nde ne diyeceği merak ediliyordu.

Belki konuşmasında “Alevileri kim ülkeden koparmak için mücadele ediyormuş“ sorusuna da yanıt verirdi.

Kısa bir girizgahtan sonra Alevilere yönelik sinsi planını 'müjde' diyerek paylaştı Erdoğan:

"Alevi Bektaşi vatandaşlarımızın etrafında bir araya geldiği mekanların tüm meselelerinin devlet nezdinde takibini ve yürütmesini yapacak kurumsal bir yapı kuruyoruz."

Nerede kuruyorlar bu yapıyı?

Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde!

Ne yapacak bu yapı?

"Cemevlerinin tamamının yönetimini yürütecek. Tüm çalışmalar bu kurumsal yapı altında, kamu güvencesi desteği ve denetimiyle yürütülecek."

Sonuçta ne olacak? Onu da şöyle açıkladı Erdoğan:

"Böylece cemevlerinin aydınlatma, içme ve kullanma suyu, yapım, onarım, bakım giderlerinin karşılanması ve imar planlarındaki yeriyle ilgili tüm sorunlar çözülmüş olacak"!

Elbette bu kadar değil Erdoğan'ın "müjdesi". Devamı var:

"Alevi Bektaşi inanç önderlerinden talep edenlere de bu kurumsal yapı bünyesinde kadro verilecek".

Erdoğan'ın verdiği bilgiye göre; Kültür ve İçişleri Bakanlığı koordinasyonunda tam bin 585 cemevi ziyaret edilip, talepler dinledikten sonra köklü çözümler için ayrıntılı çalışmalar yapılmış ve bu müjdelerde karar kılınmış.

Çalışmayı yürüten ismi anımsarsınız. AKP MKYK üyesi ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun danışmanı Ali Arif Özzeybek. Hani o toplantılarda Cemevi temsilcilerine “Ne eksiğiniz var“ diye sorup, “Cemevlerine resmi statü istiyoruz“ diyenlere “Onu boş verin. Çatınız akıyor mu? Tamir edelim, kum, çimento ihtiyacınız varsa halledelim“ diyen şahıs.

Hani Muharrem ayında TRT’de hazırlanan programlara katılacak Alevi akademisyen, yazar ve dedeleri mülakattan geçiren zat.

Hani Erdoğan’ın büyük tepki topladığı Ankara Hüseyin Gazi Cemevi'ndeki Muharrem iftarını organize eden şahıs.

İşte o ziyaretten sonra Aleviler bir kez daha taleplerini dile getirmişlerdi:

-Yargı kararlarına uyularak inanç ve ibadetlerimizi yerine getirdiğimiz cemevlerinin ibadethane statüsü ve diğer ibadethanelere uygulanan kamusal ayrıcalıklar tanınmalı,

-AİHM kararları doğrultusunda zorunlu din dersleri uygulamasına son verilmeli,

-Alevi-Bektaşi köylerine maddi manevi cebirle cami yapılması uygulamasına son verilmeli ve imamlar geri çekilmeli,

-Devletçe el konulmuş bulunan Alevi-Bektaşi dergâhları ve inanç merkezleri Alevi-Bektaşi toplumuna devredilmeli,

-Madımak Oteli ‘utanç müzesi’ olmalı,

-Kamuda işe alımlarda ve görevde yükselmede ayrımcılığa son verilmelidir.

Peki bu taleplerden hangisini karşılıyor Erdoğan'ın "müjde"si?

Belki sadece “kamusal ayrıcalık“ kısmını. Yani aydınlatma, su, yapım, onarım ve bakım giderlerinin karşılanması.

O kadar.

O halde soru şu: Yapılmak istenen ne?

Yanıtını Alevi toplumunun hukuk savunucularından Avukat Zeynel Öztürk'ten alalım:

"Alevileri asimilasyona sürükleme planı bu.Yeni bir Alevilik tanımı yapmaya çalışıyorlar. Alevileri devletin denetimine sokarak devlete bağlı memur Alevilik getirmek istiyorlar. Eğer gerçekten Alevilerin taleplerini dikkate alıyorlarsa oturup bir masada konuşalım. Mevzuattaki eksiklikleri konuşalım, Cemevlerinin ibadethane sayılması için yapılması gerekenleri konuşalım. Onun dışında kimse eski sözlerini yeniymiş gibi sunarak seçimlere yönelik sözde müjdeler vermesin.“

Daha iki ay önce o çok tartışılan ve tepki toplayan Hüseyin Gazi Cemevi’nde Hz. Ali’nin fotoğrafı önünde poz vermekten bile imtina eden Erdoğan’ın nasıl bir Alevilik planladığı açık değil mi?

Burada şunu da eklemekte fayda var ki; tıpkı Hüseyin Gazi Cemevi'ndeki ziyaretinde olduğu gibi bu son ziyarette de yine "seçme bir davetli" listesi hazırlanmış Alevi toplumunun içinden.

Haliyle Alevi toplumunun içinden bu “müjde“ye “evet“ diyenler çıkacaktır. Devletten maaş almayı kabul edecek Dedeler de olacaktır elbette.

Onlardan birisi de Erdoğan’ın ziyaretini "çok önemli bir gün" olarak kabul eden ve "içeriğini bilmiyorum ama devrim niteliğinde Alevi Bektaşi toplumuna birtakım sözler, vaatler vereceğini duyuyorum ve bu da bizi sevindiriyor" diyen Şahkulu Sultan Dergahi ve Cemevi Başkanı Beyzade Özkahraman olabilir mi?

Alevilerin önemli bir bölümü ise Cemevlerini kamusal denetime almaya ve Alevileri asimile etmeye yönelik bu düzenlemeye karşı çıkacaktır.

"Sinsi niyetlerle milli birliğimizi bozmak için içeride ve dışarıda çalışan pek çok kişi olmuştur ama bu aşk ateşini söndürmeye kimsenin gücü yetmemiştir" diyordu Erdoğan, dün bu müjdelerini açıklamadan önce.

Önümüzdeki günler de Aleviler için bu “sinsi“ niyet karşısında test niteliğinde olacak.

Erdoğan’ın “para“ karşılığı devlet denetimli Alevilik yaratma çabası Alevi toplumunda nasıl bir bölünmeye yol açacak göreceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
AYŞE YILDIRIM Arşivi
SON YAZILAR