MEHMET ÇETİNGÜLEÇ

MEHMET ÇETİNGÜLEÇ

Hükümet borsayı neden teşvik ediyor?

Her gün on binlerce kişi dövizden, mevduattan ve kur korumalı mevduat hesaplarından çektiği parayı borsaya yatırmaya devam ediyor. Merkezi Kayıt Kuruluşu verilerine göre borsadaki yatırımcı sayısı 8 Aralık gün sonu itibariyle 3 milyon 390 bine ulaştı.

Son 38 günde 550 bin kişi daha borsaya girdi. Bu rakamlar günlük olarak borsaya giren kişi sayısının ortalama 14 bin 473 kişiye yükseldiğini gösteriyor.

BİST 100 endeksinde 11 aylık artış yüzde 160 civarında. Halka açık şirketlerin değerlerini enflasyona göre güncellemeleri normal. Ancak bunun üzerinde artışlar "doyum noktasının aşıldığını" gösteriyor. Borsadaki şirketlerin büyük bölümünde enflasyonu katlayan artışlara rağmen alım devam ediyor. Risk iştahı artan ve başka seçeneği bulunmayan vatandaşların "daha da yükselecek" beklentisiyle hareket etmesi borsayı gerilim filmine çevirdi.

Öyle ki, borsanın büyük şirketlerinden SASA'daki aşırı fiyat artışı karşısında, şirket sahibi "Bu fiyattan hisse alınmaz" diye açıklama yapmak zorunda kaldı. Şirket daha sonra günlerce taban oldu. Yukarıdan alanlar ciddi zarara uğradı.

Oluşan tablo karşısında yetkililer vatandaşı uyarmak gibi bir eğilim içerisinde değil. Aksine borsaya girişi teşvik eden açıklamalar yapılıyor, reklamlar yayınlanıyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati, "Bakanlık ve ekonomi yönetimi olarak Borsa İstanbul'a her türlü katkıyı vermek durumundayız" dedi.

Nebati'nin 1 Aralık 2022 tarihli "sözlü teşviki" şöyle:

"Pay piyasasındaki yatırımcı sayısı 1 milyonken, son dönemde bu rakam 3.2 milyon seviyesine ulaşmıştır. Daha da artacak ve daha da derinleşecek..."

Yani...

Vatandaşa yatırım adresi olarak borsa gösteriliyor.

Baskı altındaki döviz hesaplarında kayba uğrayanlar da –şimdilik- yüksek getiri sağlayan borsanın cazibesine kapılmaya devam ediyor.

Anlaşılan hükümet seçime kadar parayı borsaya kanalize etme eğilimini sürdürecek. Çünkü bu yolla dövize olan talep azaldığı gibi hesaplardaki para da çözülüyor ve borsa üzerinden döviz kontrolü sağlanıyor. Öyle ki bankaların müşterilerine döviz hesaplarını bozdurma yönünde yaptığı telkinlerle alınamayan sonuçlar, borsa "parlatılarak" elde ediliyor.

Herkesin ellerinde para tomarlarıyla çığlık attığı, sokaktaki esnafın, elinde üç beş kuruşu olanların, memurların bile parasını yatırdığı yer haline geldi borsa.

Kolay yoldan yüzde 200, 300, 500 para kazananlar doğal olarak hükümete sempati besliyor.

Böylece "mali" kazanç "siyasi" kazanca dönüşüyor.

Yakın zamana kadar kripto paralar da böyleydi. Gençler elinde avucunda ne varsa yatırıyordu. Kripto yıldızı bitcoin 60 bin doları aşmıştı. Şimdi 17 bin dolarda patinaj yapıyor.

Sermayenin tabana yayılması olumlu bir gelişme. Borsada yerli oyuncu sayısının artmasında bir sakınca yok. Ancak sorun, diğer yatırım araçlarının yüksek enflasyon karşısında vatandaşın birikimini koruyamaz hale getirilerek borsaya yönlendirme yapılması. O yüzden günde 14 bin kişi borsaya girmeye başladı. Bu tür hızlı yükselişlerin sonunda genellikle hüsran yaşanmıştır ama şu anda ne bunu görecek göz, ne duyacak kulak var...

Yabancı yatırımcı girişiyle desteklenmeyen, zorunlu akın sonucu şişmeye başlayan BİST 100 endeksi Cuma gün sonu itibariyle 5 bin 5'e yükseldi.

Sadece vatandaş açısından değil, hükümet için de riskli bir oyun bu. Çünkü borsa çift tarafı keskin bıçak. Eğer seçimden önce piyasada bir bozulma olur ve küçük yatırımcılar kaybetmeye başlarsa, o zaman hükümetin siyasi kazanç elde etme projesi çöker. Şimdi sesi çıkmayan yüz binler, milyonlar, o zaman "tedbir almadığı, uyarıda bulunmadığı" gibi gerekçelerle hükümeti suçlayabilir.

Borsaya yöneliş nedeniyle yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatı 1 milyar 200 milyon dolar azaldı.

Yaklaşık 1,5 trilyon lirayı bulan Kur Korumalı Mevduat hesaplarındaki çözülme devam ediyor. Hesabın son bakiyesi 1 trilyon 463 milyar liraya geriledi. Çünkü KKM hesaplarına para yatıranlar ne dövizden kazanıyor, ne faizden. Yüzde 84 enflasyona karşılık KKM'de uygulanan faiz yüzde 11'e geriledi.

Kısa Dalga'ya konuşan Ekonomiden Sorumlu Devlet eski Bakanı Ufuk Söylemez, hem dövizin hem Türk lirasının baskılandığına dikkat çekerek, "Paranın kumarhane mantığı ile furya halinde borsaya akması teşvik ediliyor" dedi.

Özel bankaların döviz mevduatını çözmeye zorlanmasını "serbest piyasaya müdahale" olarak niteleyen Söylemez, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Hem bankalara müdahale ediyor hem de Arap ve Rus parasıyla ekonomideki zorluğu aşmaya, durumu kurtarmaya çalışıyorlar. Neredeyse 50 milyar dolara yaklaşan döviz girişine güveniyorlar."

Sadece yurt dışından swap anlaşmalarıyla sağlanan milyarlarca dolar değil, aynı zamanda turizmde beklentileri aşan gelirler, ihracatçıların Merkez Bankasına zorunlu aktarımları, vergi teşvikleri ve benzeri faktörlerin de katkısıyla döviz şimdilik sabitlenmiş durumda.

Bu dönem piyango borsaya vurdu. Ama hisse senetleri piyasasındaki temel kural göz ardı ediliyor: "Herkes aldığı zaman sat, herkes sattığı zaman al..."

Yeni yatırımcı akını bir yerde son bulacak. İşte o zaman ne olacağını kestirmek zor değil!

Önceki ve Sonraki Yazılar
MEHMET ÇETİNGÜLEÇ Arşivi
SON YAZILAR