TEZCAN KARAKUŞ CANDAN
Kentsel depresyon
Kentin doğal seyrini adımlarken karşınıza çıkan bazı mekânlar, yaşayanlarını gerer, kentsel stres yaratır. Kentin yaşayanlarına sürekli stres yaratan mekânlar onarılmazsa kentsel bunalım mekânına dönüşür. Cumhuriyet’in Başkenti Ankara’ya Melih Gökçek döneminde, kimliğini yok etme müdahaleleri ile oluşturulan, kentsel stres mekânları ile bir bunalım süreci yaşatılmıştır. Bu bunalım haline yerel yöneticiler deva olmaz, sağlıklı kentsel müdahaleler yapılmaz, yaralar onarılmazsa büyük bir kentsel depresyon kapıdadır.
Sıhhiye U Köprüsü neyin U dönüşü?
Ankara’da Sıhhiye Köprüsü’nden Atatürk Bulvarı’nın üzerine gelen yerden yönünüzü Çankaya’ya döndüğünüzde görmek istediğiniz manzara ile görülen şey kentsel stres yaratan noktalardan biridir. Karşınızda devasa bir duvar, kentin gözüne çekilmiş bir bant durur: Sıhhiye U köprüsü. Bu bant sizi kentsel panoramadan mahrum eder. Belleğinizde yer alan tarihselliği kentsel hafızayı silme girişimi ile karşı karşıya bırakır. Zıplayıp görmek, eğilip alttan bakmak ya da biraz ilerleyerek yandan görmek isteseniz de bu mümkün değildir. Karşınızda Cumhuriyet’in planlamasından u dönüşü yapan bir dönemin kentsel stres mekânı izin vermez.
Cumhuriyet’in yeni şehrine açılan kapı olarak planlanan, sağlıklı toplumun simge mekânı Sıhhiye Meydanı’nı, Ankara’nın sembolü Hitit Güneş Kursu’nu ve devletin temsil mekânı olan Çankaya semalarını göremezsiniz. Çünkü Gökçek döneminde kente yapılan ideolojik kentsel müdahale ile kentin Cumhuriyet kimliğinin değiştirilmesinin adımlarıdır bunlar.
Gökçek 1994 yılında belediye başkanı olur olmaz yaptığı ilk işlerden birisi Ankara’nın Hitit Güneş Kursu logosunu 1995 yılında değiştirmek oldu. Bu kentsel bir kimlik savaşı başlayacağının ilk göstergesiydi. Arkasından Sıhhiye Meydanı’nda 1978 yılında Vedat Dalokay döneminde, Nusret Suman imzası ile yaptırılan ve Ankara‘nın logosu olan Hitit Güneş Kursu’nu hiçleştiren, Sıhhiye’nin meydan özelliğini bozan Sıhhiye U Köprüsü planlandı. Vedat Dalokay döneminde yapılan dönel kavşak kaldırıldı.
Ankara’nın amblemi ve Sıhhiye U Köprüsü arasındaki bütünsel ilişki
1997 yılında yapılan Sıhhiye U Köprüsü ile değişen logo arasındaki ilişki, mekânın kaybolan özelliği, Çankaya panoramasının kapatılması kentsel hafızanın yok edilmesi ve onun temsil ettiği değerlerle yaşayanların iletişimini kesintiye uğratmaktan başka bir şey değildi. U Köprüsü ile birlikte Sıhhiye Meydanı sembol heykeli ve tarihselliği ile anlamını yitiren, üst üste binen ulaşım katmanları ile aynı zamanda bir kentsel düğüm haline geldi. Metro, otobüs hatları, banliyö, dolmuş durakları ve yaya trafiği ile kent kilitlendi. 1. Derece Doğal Sit Alanı olan Abdi İpekçi Parkı’ndan Cihan Sokağı’na ulaşan yaya geçidi U köprü ile ortadan kaldırıldı. Sıhhiye Meydanı’nı belirginleştiren mekânlar ya yıkıldı ya da işlev değiştirilerek bellek kaybına neden olundu.
Sıhhiye’de bulunan, içerisinde çok önemli seramik eserlerinin de bulunduğu, mimar Vedat Özsan, Toğrul Devres, Yılmaz Tuncer imzasını taşıyan modern mimarlık eseri Etibank Binası 2013 yılında yıkıldı. Alan 11 yıldır otopark olarak kullanılıyor ve yeni şehre açılan kapının düğüm olmasına neden olan katmanlardan birini oluşturuyor. 1926 yılında Theodor Jost tarafından tasarlanan ve çevresinde bulunan sağlık yapıları ile meydana adını veren Sağlık Bakanlığı Binası boşaltıldı. Ankara Valiliği’ne devredilerek hafızaya bir darbe daha vuruldu. 2023 yılında Abdi İpekçi Parkı’nın yeniden düzenlenmesi sürecinde, parkın bir bölümü Ankara Valiliği kullanımına verildi. Kamusal alan daraltılarak bir darbe daha geldi.
Ankara’nın Hitit Güneşi amblemine dönüş tartışmalarında Ankaralıların taleplerinin yükseldiği bir dönemde, Ankara Büyükşehir Belediyesi “Amblemi değiştirmek için Meclis’te üçte iki çoğunluğumuz yok, yeni amblemin Ankaralılar tarafından seçilmesi için Meclis’e öneri sunacağız” açıklamasını yaptı.
Ankara’nın ambleminin değiştirilmesi de, amblemi kentsel mekânda görünür kılan Hitit Güneş Kursu’nu ve Sıhhiye Meydanı’nı kapatan, anlamı bozan Sıhhiye U dönüşü köprüsünün yapılması bütüncül olarak Başkent’in kimliğinin değiştirilmesinin hamleleri ve kentsel stres mekânları idi.
Mekânın özgürleşmesi
Ankara’nın logosuna dönüş sürecinde yapılacak işlerden birisi de Sıhhiye U dönüşü köprüsünün kaldırılarak, Sıhhiye Meydanı’nı anlamına kavuşturmak ve Ankara’nın sembolü Hitit Güneş Kursu Heykelini Cumhuriyet’e açılan kapı olan Sıhhiye’den görünür kılmak olmalı. Öte yandan da bütüncül bir ulaşım ana planı ile kent merkezlerinin yaya ağırlıklı düzenlenmesinin sağlanması ise zorunluluk. Bunun için üçte iki çoğunluğa gerek olmadığı gibi, Cumhuriyet panoramasına giden yolun açılmasına, kentsel stresin boşalmasına ve üçüncü boyutta esir edilmiş görselliğin yeniden özgürleşmesine sağlayacaktır.
Ayrıca grafiti festivali ile Ankara’nın her yerini sanatçıların farklı yorumlarıyla Hitit Güneş Kursu ile donatmak, fiili kullanım ortamları, hediyelik eşya üretimi vb. çalışmalarla ambleme dönüş sürecinde muazzam bir enerji ile kimlik depresyonunun aşılmasına olanak sağlayabilir.
Bu özgürleşme ve kentsel kimliğin esaretten kurtarılması, Ankara’nın ve hepimizin kent hakkı. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin elinde kentin merkezinde kentsel depresyonu bitirecek çok önemli bir hamle duruyor. Sıhhiye U Köprüsü’nün kaldırılması ve meydanın düzenlenerek anıtın öne çıkartılması ve üçte iki çoğunluğa gerek duyulmadan, bize ait olanın kamuya fiilen sunulması… Hep birlikte kenti izlemeye devam edelim.