KEMAL GÖKTAŞ
Silahlar yakılırken: Onlar kimin umrunda?
KEMAL GÖKTAŞ - ERBİL
Kısa Dalga- Zeynep Öz, Cizreli, 26 yaşında, babası İbrahim ve annesi Elif’i gerisinde bırakarak örgüte katıldığında 14 yaşındaydı. 12 yıldır dağda.
Şerife Tekin, Şırnak doğumlu, 28 yaşında. Babası Mehmet, annesi Hediye. 10 yıl önce 18 yaşında iken örgüte katıldı.
Hakan Aydın ise 33 yaşında. Muş Bulanıklı, 20 yaşında örgüte katıldı. Babası Rıza ve annesi Gülizar’ın o tarihten beri elleri yüreklerinde…
Diyarbakırlı Emine Tekin, 25 yaşında, Örgüte geçen yıl katıldı. Babası Mehmet, annesi Devran.
Besime Güraslan, 40 yaşında. Örgüte 16 yaşında katıldı. 24 yıldır babası Hasan Haydar, annesi Hatice’den ayrı, dağda…
Van erciş doğumlu Özhan Ceyhan, 39 yaşında. 17 yıl önce, 22 yaşında iken örgüte katıldı. Babası Muhacir, annesi Suniye…
47 yaşındaki Hülya Oran, 16 yaşında dağa gitti. 31 yıl sonra örgütün en üst düzey yetkilisi olarak Cesana Mağarası’ndaki turistik tesislerde kurulan platformda o tarihi açıklamayı okudu: “Bundan sonra özgürlük, demokrasi ve sosyalizm mücadelemizi, demokratik siyaset ve hukuk yöntemiyle yürütmek amacıyla ve demokratik entegrasyon yasalarının çıkarılması temelinde silahlarımızı özgür irademizle imha ediyoruz."
Kod adını doğduğu yerden alan Bese Hozat’la birlikte 15 kadın, 15 erkek militan, 50 dereceyi bulan sıcağın altında, ellerindeki silahları ateş yakılan çanağın içine attıklarında, tören alanındakiler sadece tarihi bir ana tanıklık etmenin karışık duygularını yaşamıyordu. Aynı zamanda silahları bırakan gençlerin yüzündeki sakin, ağırbaşlı ve dingin ifadenin yarattığı ağırlığın altında eziliyorlardı.
Genç hatta çocuk yaşta, hayatlarını geride bırakarak savaşmaya giden bu insanların hayatı kimin umrundaydı?
40 yılı bulan acı tarihin birer sayıya dönüşmüş onbinlerce kurbanı; askerlerin, gençlerin, faili meçhullerde sokak aralarında öldürülen öğretmenlerin, sendikacıların, gazete satıcılarının, JİTEM’in izbe binalarında işkenceyle katledilenlerin, polislerin, Vartinis’de evleri yakılarak öldürülen 7’si çocuk 9 kişilik Öğüt ailesinin Roboski’de, Kuşkonar ve Koçağılı köylerinde uçaklardan bırakılan bombalarla hayata veda edenlerin… Satırlara sığmayacak acıların…
Bugün konuştuğumuz şey; Kürt sorununu şiddet sarmalından çıkararak, barışçıl bir ortamda, demokratik siyaset araçlarıyla çözüme kavuşturmak…
Törenden sonra birbirlerine sarılarak ağlayanların duyguları tek değildi muhakkak: Sevinçten ağlayan da vardı elbette aralarında… Ama gözyaşlarının asıl nedeni l40 yılın acısının birikiminin geleceğe olan güvensizlikle birleşmesiydi. Silahlarını ateşe atıp geldikleri merdivenleri tırmanarak yeniden dağa dönen o gençlerin bakışlarıyla birleştiğinde tek bir tarife sığmayan bir duygu sağanağının ortasında kaldı herkes…
Bu yüzden gazetecilerin sorularına hemen yanıt vermekte zorlandı DEM Partililer. Bugünün tarihsel önemine yakışan umutlu mesajlarını vermek için bir süre yutkunmaları, duygularını bastırmaları ve kelimeleri zihinlerinde döndürerek dile dökmeleri gerekti.
DEM Partili Saruhan Oluç, “O gençleri orada bırakmaktı en ağır olan” diyordu. Eş Genel Başkan Tuncer Bakırhan da duygusaldı: “Bu gözyaşlarının nedeni o gençlerin demokrasi arayışı için bu yöntemi seçmiş olmaları. Keşke bunun için oraya (dağa) gitmeleri gerekmeseydi…”
Arkadaşlarına, yoldaşlarına sarılıp ağlayan Gülten Kışanak ise “Başarmak zorundayız, mutlaka başaracağız” diyordu gözyaşlarını soran gazetecilere…
Silahların yandığı çanaktan yükselen duman yakıcı dağ sıcağı havasında bir süre sonra görünmez oldu, tören bitti..
Geriye silahlarını imha edenlerin bundan sonra atılacak adımları işaret etmeleri ve topu dağdan Ankara’nın serin Meclis binasına bırakması kaldı.
Artık şiddetin anlamsızlaştığını herkesin kabul ettiği Kürt sorununun çözümü için şiddetsiz bir zeminin hazırlanması düne göre artık daha kolay.
“Memleketin batısında faşizm hüküm sürerken doğusunda demokrasi ve barış mümkün mü?”sorusunun yanıtsızlığında çıkılan yolda artık beklemedeyiz.
—--------------
Ahmet Türk’ün “kayyım” hassasiyeti
Silahların imha edilme törenine giden 4 otobüslük heyetin ortak konusu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cumartesi günü (bugün) yapacağı açıklama ve yukarda sorduğumuz soruydu: “Memleketin batısında faşizm hüküm sürerken doğusunda demokrasi ve barış mümkün mü?”
Siyasetçilerde değil ama halkta Erdoğan’ın bir genel af açıklaması beklentisi, daha doğrusu talebi baskın. Kayyım uygulamalarına son verilerek atanan kayyımların yerlerinri seçilmiş belediye başkanlarına bırakması ise süreçten beklentilerin ön sıralarında. Bu bağlamda üçüncü kez seçildiği Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanlığı koltuğu gasp edilen Ahmet Türk’ün göreve iade edilmesi beklentisi de sıkça konuşuluyor.
Silahları imha töreninde sohbet etme olanağı bulduğum Türk ise bu beklentiye oldukça temkinli yaklaşıyor ve CHP’li belediyelere atanan kayyımları işaret ederek Ben bu aşamada CHP’li belediyelere kayyımlar atanırken böyle bir şey olmasını istemem. Bunu kabul etmek istemem. Olacaksa bütün kayyım uygulamaları kaldırılmalı” diyerek görüşlerini ifade ediyor.
Memleketin ihtiyaç duyduğu sadece empati değil, ortak demokrasi mücadelesini örmek. Ahmet Türk’ün sözleri, tam da silahların imhasının ve devletin atacağı adımların konuşulduğu günlerde bir ilaç gibi geliyor.
CHP’nin yeni düşman olarak seçilmesiyle oluşan karamsarlığı, ancak, silahların bir daha kullanılamayacak hale geldiği bir ortamda yükselecek ortak demokrasi mücadelesi dağıtabilir çünkü…
Bir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler
11 Kasım 2025 Salı 07:00Demirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket”
25 Haziran 2025 Çarşamba 16:56Gezi'nin unutulan bedeli: Lobna Allami'nin duyulmayan çığlığı
01 Haziran 2025 Pazar 17:39Barışa kapı aralanırken… Sürece dair kuşkular ve olanaklar
15 Mayıs 2025 Perşembe 00:20Timur ve Murat’ın suçu ne? Tertemiz gazeteciliğe gözaltının perde arkası: Hedefte kim var? …
10 Nisan 2025 Perşembe 11:59İmamoğlu iddianamesi: Akın Gürlek’e mutlak dokunulmazlık ve “demokrasinin ortadan kaldırılması”
05 Şubat 2025 Çarşamba 18:16Pınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz?
03 Şubat 2025 Pazartesi 12:3512 Eylül’den sonra bir ilk: Remzi Çalışkan neden tutuklandı?
02 Aralık 2024 Pazartesi 13:33İki konuşma, iki adalet: Bahçeli'ye alkış, Demirtaş'a hapis
07 Kasım 2024 Perşembe 02:02CHP, kayyım atamasına ilişkin KHK’yı AYM’ye götürmemişti
30 Ekim 2024 Çarşamba 12:30