Ulusal Risk Kalkanı ranta kalkan olmasın

Maraş-Hatay depremleri, AKP iktidarının 20 küsur yılda katlayarak büyüttüğü denetimsiz, rantçı, bilim ve vicdandan uzak yapılaşmanın nelere mal olduğunu, çok acı bir şekilde görünür kıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan için bunları unutturmanın tek yolu, yine beton dökmek, vaatlerde bulunmak. Haliyle bir kez daha, “hızla, yeniden inşa ve ihya” sözleri havada uçuşuyor.

Hafta sonu Hatay’ın Defne ve Antakya ilçelerindeki temel atma törenlerinde Cumhurbaşkanı zorlu bir coşkuyla sesleniyordu:

“Şöyle bir mikseri çalıştıralım, pompaları görelim! Hey maşallah!”

Temel atmada aslında temelin dahi olmadığı kısa sürede anlaşıldı!

Nasılsa muhalefeti eğlendirecek skandal bol… Ancak mesele çok ciddi.

Herkes seçime odaklanmışken devletin tüm gücünü ve kamu kaynaklarını kullanarak deprem bölgesinde doğru, dirençli kentleşmeyle kim uğraşacak?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem bölgesinin (ve başta İstanbul, başka şehirlerin) yeniden inşası için formül buldu.

Ve üç hafta önce “Türkiye Ulusal Risk Kalkanı” adıyla, farklı disiplinlerden bilim insanlarının bir araya geldiği bir bilim kurulu oluşturuldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, temelsiz temel atma töreninde “sadece deprem bölgesinde değil her yerde kentsel dönüşüm” müjdesini verirken Ulusal Risk Kalkanı’na atıfta bulundu.

22 bin 467 konutun inşası fiilen başlatıldığına göre Ulusal Risk Kalkanı acaba ne işe yarayacak?

“Türkiye Ulusal Risk Kalkanı”nda saygın ve değerli hocalar yer alıyor. Fakat korkum o ki benzer “bilim kurulları”nda olduğu gibi bu kurul da kamuoyunu oyalamak ama bir yandan bildiğini okumak için kullanılan bir “kalkan” olacak.

Neden böyle diyorum?

Toplantıya katılan Prof. Yaltırak’ın sosyal medyada açıkladıkları ve “Ulusal Risk Kalkanı”nın bazı aktörlerine bakalım…

Şirket danışmanlığı yapan hocaların "işlerine" öncelik

Jeofizikçi Prof. Cenk Yaltırak, inşaata girişilmeden önce ne yapılması gerektiğini şöyle anlatıyor:

“Türkiye’de kara ve denizde 10 km’den uzun, 600’ün üzerinde aktif fay bulunuyor. Her bir fayın ivedilikle ayrıntılı çalışılabilmesi ve bilimsel olarak tehlike ve riskin yeni yöntemlerle belirlenebilmesi için bağımsız bir yer bilimcileri araştırma kurulu oluşturulmalı.

Bu uzman yer bilimci ve veri analizi ordusu ile kısa sürede aktif fayın oluşturduğu tehlike ve buna bağlı olarak kentsel risk haritaları oluşturulmalı, üretilecek deprem senaryolarının ürünü olan ivme haritaları ise kamu yararına açık kaynak şeklinde sunulmalıdır.”

Peki Japonya, ABD gibi deprem ülkelerinde uygulanan bu öneri, Ulusal Risk Kalkanı toplantısında nasıl karşılandı dersiniz?

Yaltırak, bu önerilerin kendi çalıştığı komisyondaki bazı üyelerce “Böyle bir kurum ve iş bizden talep edilmiyor” dediğini, bunun yerine fay yasası, deprem kataloğu, kurumlar arası veri paylaşımı gibi önerilerin listeye alındığı belirtiyor:

“Türkiye’nin tüm faylarının çalışılması, bir kamu kurumundaki 10-15 kişi ile bazı üniversitelerde yapılacak ve 4-5 yıl sürecek projelerle, hatta bazı emekli hocalarımıza göre hizmet alımı ile halledilebilirmiş… Önerilerim, komisyonun iş yapmasını kilitlermiş… Gördüğüm tek olumlu nokta, Bakan ve yardımcılarının aksiyoner politikaları dikkatle dinlemesi. “

Yaltırak, fay yasası ile halihazırda özel şirketlere danışmanlık yapan emekli akademisyenlerin komisyonları “kendi işlerine” öncelik vereceği izlenimini edindiğini de belirtiyor.

Kentsel tasarımcı Kös'ün sayfasındaki Regensburg

Prof. Yaltırak, Ulusal Risk Kalkanı’nda oluşturulan “Deprem ve Yer Bilimleri” kuruluna dair gözlemlerini paylaşmış.

Haricinde “Destek Hizmetleri ve Sosyal Politikalar, Deprem ve Yer Bilimleri, Hasar Tespit, Enkaz ve Atık Yönetimi, Şehirleri İnşa ve İhya, Kentsel ve Kırsal Dönüşüm, Mekânsal Planlama, Yeni Yapı Teknolojileri, Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Akıllı Şehirler, İklim Dostu Yeşil Dönüşüm, Kentsel ve Kırsal Altyapı, Tarihi ve Kültürel Miras, Kriz Yönetimi ve İletişim” gibi kurullar var.

Bu kurullarda yer alan aktörler kim?

Şehir planlamacısından mühendisine, alanında saygın, araştırma yapan ve deneyimli isimler bulunuyor mu?

Basında çıkanlara bakılırsa, “Kalkan”ın çoğu üyeleri rejime yakın isimlerden oluşuyor.

Ahaber’den alalım haberi

“Şehirleri İnşa ve İhya” Kurulu üyelerinden Talha Kös anlatmış.

Kös’e göre her şeyin sorumlusu, 2000’den önce yapılan yapılar! Hatta, Cumhuriyet’in kuruluşuyla “yanlış iliklenen düğmeler”! 1994’de Erdoğan İstanbul’a seçildiği dönemde şehirde gaz maskeleriyle dolaşıldığını hatırlatan Kös, nedense son 30 yılda yapılan yanlışlara hiç ama hiç değinmiyor.

Deprem bölgesindeki yepyeni binalar bile tuzla buz oldu, altında kalan onca genç, yaşlı, çoluk çocuk herhalde başka gezegende yaşıyordu!

Peki kimdir Talha Kös? Kendi sayfasının açılış fotoğrafı, ilginç bir şekilde bir Avrupa kentinden seçilmiş... Talha Bey, Tuna nehri kıyısındaki Regensburg’ın panaromik görselini ve 12. yüzyıldan kalma binaları beğenmiş olmalı ki açılış sayfasında, kendi tasarladığı bir kent gibi kullanmış.

Kentsel Tasarım Derneği ve Milli Gençlik Vakfı’nda çalıştığını gururla yazan Kös’ün “projeleri” arasında Kocaeli Sekapark, Ankara Dikmen Vadisi var.

Diğer kurullarda nelerin konuşulduğu, planlandığı ne zaman kamuoyunda paylaşılacak?

En önemlisi, onbinlerce konutun inşasına başlanmışken, Ulusal Risk Kalkanı ne işe yarayacak?

Önceki ve Sonraki Yazılar
MEHVEŞ EVİN Arşivi
SON YAZILAR