ÖZGE MUMCU AYBARS
2024: Türkiye’nin seçim yılı
ÖZGE MUMCU AYBARS
14 – 28 Mayıs 2023 seçimlerinden sonra muhalefetin yaşandığı yenilginin ardından seçmenlerin sandığa, kutuplaşmaya ve siyasete küsmesiyle sonuçlanacak bir "yenilgi" atmosferi yaşandı.
31 Mart yerel seçimlerine bu duygularla girerken kimse Türkiye haritasının CHP kırmızısına boyanmasını beklemiyordu. Seçime yüzde 78 katılım ile CHP, 1977'den beri ilk kez en çok oyu alarak birinci, AKP ise 22 yıldır ilk kez ikinci sırada yer aldı. CHP 35 il ve 14 büyükşehir, AKP 24 il ve 12 büyükşehir, DEM Parti 10 il ve 3 büyükşehir, Yeniden Refah Partisi 1 büyükşehir dahil olmak üzere 2 şehri alarak 3'üncü parti oldu. 2023 yılında kendini TBMM'de yeniden var eden YRP, AKP'nin oylarını böldü.
Bir önceki yazımı "2019 yerel seçimleri, otoriterliğe karşı yerelden örgütlenerek değişim konusunda dünyaya bir örnek olmuştu. Hatta Türkiye ile Macaristan aynı siyasi perspektifle ele alınıyordu. Belki de, süregiden otoriterliğin uzunluğu, bu örneklerin devamının gereğinede işaret ediyordur, bir de buradan bakmak mümkün olur mu acaba?" diyerek bitirmiştim.
Yerelin dinamiği Türkiye'yi yeni bir demokratikleşme rüzgarına sokarken, yolun halen uzun olduğunu düşünmemek elde değil.
Türkiye'de 31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimler, yerel yöneticiler ve belediye başkanları için yapılan bir oylamadan ziyade Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yönetimine ilişkin daha geniş bir referandumu yansıtması bakımından Türkiye demokrasisi için önemli bir dönüm noktasını işaret ediyordu.
Muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi'nin öncelikle İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde elde ettiği önemli zafer sonucunda Erdoğan'ın Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) için önemli bir yenilgi dönemi başladı. Bu sonuç sadece seçmenlerin mevcut hükümetten memnuniyetsizliğini göstermekle kalmadı, aynı zamanda ekonominin seçmenler için çok önemli bir endişe kaynağı olduğunun da altını çizdi.
Bu sonuç, Erdoğan'ın destekçilerinin ekonomik çalkantılara rağmen tereddütsüz bir şekilde sadık kalacağı fikrini zayıflattı.
Erdoğan'ın büyük devlet kaynaklarını kullanmayı ve AKP adaylarının yenilmesi halinde hizmetleri durdurma tehdidini de içeren yoğun kampanya çabalarına rağmen, seçmenler değişim arzularını dile getirdiler.
AKP'nin adayı olan Murat Kurum'un son haftalarda sahadan neredeyse el çektirilerek 17 bakanın sahaya inmesi de seçmende ters tepti.
Bu seçim, özellikle 2023'teki yıkıcı depremin ardından ve devam eden ekonomik krizlerin ortasında, ekonomik konuların seçmenlerin karar verme sürecinde oynadığı önemli rolü vurgulaması açısından çok önemliydi. Belki de 2023 seçimlerinde halkımız deprem şokunu atlatamamış ve de ekonomik kötüye gidişi yorumlamayacak kadar hızlı bir şekilde seçime yakalanmıştı. O zaman Altılı Masa gibi bir deneyime hazır mıydı? Yanıtını bugün bilemesek dahi 2023 yılının ilk altı ayında yaşananların 2024'te sandıklarda sonuçlarını gördüğümüzü söylemek mümkün.
Seçimin önemi
CHP'nin 2024 yerel seçimlerindeki başarısı, hem Erdoğan destekçilerinin hem de eleştirmenlerin cumhurbaşkanının yerleşik otoriterliğinin onu sandıkta yenilmez kıldığı iddiasını çürütmüştür. Bu zafer, Türk siyasetinin daha önce düşünüldüğünden daha dinamik ve demokratik kültürün muhtardan büyükşehir belediye başkanlarına kadar yerleştiğini göstermiştir.
Erdoğan'ın 2019'dan bu yana yenilmeye doyamadığı İstanbul için Murat Kurum gibi muhalefetin depreme verdiği eleştirel tepkiyle ilişkilendirilen bir adayı seçmesi enteresan bir ısrardı. 2023 seçimleri sonrasında derinleşen ekonomik kriz ise muhalefette kazanmak adına mükemmel bir fırtına yarattı.
CHP'nin yeni lideri Özgür Özel'in önderliğinde şekillenen aday listesi, görünen o ki, örgütle harmanlanan adaylarla hareket edince nasıl bir fark yaratılacağını gösterdi. Bu durumun yanında artan yaşam maliyetleri, ekmek ve et kuyrukları, hükümetin depreme eksik müdahalesi ve felaketin etkisini artıran inşaat hataları için hesap vermemesi de bu seçimin kazanılmasındaki faktörler arasında yer aldı.
Bu seçim Erdoğan için bir uyarı niteliğinde ve 2023 yılından aslen epeyce kırılgan olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla 31 Mart 2024 yerel seçimleri, sadece Erdoğan ve AKP için önemli bir gerilemeye değil, aynı zamanda seçmenlerin değişim talebine işaret eden ve ekonomik istikrarın siyasi kaderi şekillendirmedeki temel rolünü vurgulayan Türkiye siyasetinde bir dönüm noktasına işaret etmektedir.
Ancak bu dönüm noktasında zafer sarhoşluğuna kapılmadan dikkatli bir yol haritasını da çizmek gerekir. Bu çerçevede CHP Genel Merkezi'ne de büyük bir sorumluluk düşüyor.
Muhalefetin fırsatı
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından yönetilen belediyeler, yakın zamanda kazanılan seçim başarılarının ardından, sosyal belediyecilik anlayışını benimseyerek önlerindeki beş yıl boyunca bu başarıyı sürdürme ve daha da geliştirme fırsatına sahip.
Bu süre zarfında, katılımcı yönetim ve şeffaflık ilkelerini temel alarak, vatandaşların ve sivil toplum kuruluşlarının karar alma süreçlerine aktif katılımını sağlama, politikaların daha açık ve hesap verilebilir olmasını garantileme şansına sahipler.
Bu yaklaşım, toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaç ve beklentilerini anlama ve onlara cevap verme noktasında kritik önemde. Aynı zamanda bir çok ilde belediye meclislerinin de çoğunluğun sağlanması, merkezi yönetimin muhalif belediyelerin elindeki gücü azaltma çabasına da engel teşkil edecek.
Sosyal destek programları, ekonomik zorluklarla mücadele eden ailelere, yaşlılara, engellilere ve öğrencilere yönelik olarak geliştirilmeli; sosyal adaletin sağlanması ve toplumsal eşitliğin güçlendirilmesi için stratejik bir yol izlenmelidir. Bu programlar, her bireyin toplumda adil bir şans elde etmesini sağlayarak, toplumsal dayanışmayı güçlendirme şansına sahip.
Ayrıca, sürdürülebilir kalkınma yoluyla ekonomik fırsatların genişletilmesi, yerel yönetimlerin önemli bir görevi olmalıdır. Çevresel sürdürülebilirliği gözeterek ekonomik kalkınmayı destekleyen projelerin hayata geçirilmesi, işsizlikle mücadele edilmesi ve yerel ekonomilerin canlandırılması gerekmektedir. Bu, hem ekonomik refahın artırılması hem de çevresel sorumlulukların yerine getirilmesi açısından önemlidir.
Denetim mekanizması kurulması
Son olarak, CHP Genel Merkezi'nin, belediye başkanlıkları için etkili bir denetim mekanizması kurması ve olası krizlere karşı hazırlıklı olmalarını sağlaması gerekmektedir. Bu mekanizma, düzenli performans değerlendirmeleri yaparak, yönetim süreçlerinin şeffaflığını ve hesap verilebilirliğini artıracak, böylece olası aksaklıkların ve yolsuzlukların önüne geçilecektir.
Önümüzdeki beş yıl, CHP'nin yerel yönetimlerde sosyal belediyecilik anlayışını daha da güçlendirerek, demokrasi, sosyal adalet ve ekonomik kalkınma değerlerine dayalı politikalar üretmesi için bir fırsat sunmaktadır. Bu süreçte izlenecek yol, hem yerel düzeyde hem de ulusal düzeyde toplumun refahını artıracak ve demokratik kültürün güçlenmesine katkıda bulunacaktır.
Son söz: YSK, DEM, Van
Bu yazıyı yazarken, Van'da YSK'nın bir gerilim hattı kurduğu haberi bildirimlere düştü. Van'da DEM Parti'nin seçilmiş adayı yerine mazbata AKP'nin adayına verildi. Yüksek Seçim Kurulu'nun en temel görevi, seçmen iradesinin korunmasıdır. Hali hazırda kayyum uygulamasının yaygın olarak görüldüğü Doğu ve Güneydoğu'da yeni bir gerilimin zemini mi hazırlanıyor diye düşünmemek elde değil.