İBRAHİM EKİNCİ

İBRAHİM EKİNCİ

"3 yıl yeni araç almayacağız" diyen Şimşek’in Bakanlığına 500 araç alınacak

2026 bütçesi sunumuna ekli listelerdeki bilgilere göre devlette 125 bin 311 taşıt var. Bunun dağılımı şöyle: Genel bütçeli idarelerde 115 bin 344, özel bütçeli idarelerde 5 bin 473, yüksek öğrenim kurumlarında 4 bin 339, düzenleyici kurumlarda da 155.

Nüfus ve gelir büyüklüğü bakımından açık savurganlığı ve saltanatı ifade eden bu rakamların yarattığı rahatsızlığa karşı sözüm ona tasarruf edilecekti. 3 yıl süreyle kamuya araç alınmayacaktı. Aşağıdaki mavili görsel Bakan Mehmet Şimşek’in tasarruf tedbirleri sunumundan…

2026 bütçesine bakıyoruz… “Kurumların alabilecekleri araçlar” tablosunda Maliye’ye 500 araç yazılmış. Bunların kaçı binek, belli değil. Diğer kurumların hemen hepsi için cins ayrımı belirtilmiş ama Maliye sütununda yok. “Cins ve fiyatı bakanlık belirleyecek” denilmiş. Bakanlığa bağlı Gelir İdaresi 8 binek alıyor. Bütün kurumların toplamda alabilecekleri araç sayısı “binek”lerin 2 – 3 katından fazla görünüyor. Sadece bineklere bakarsak durum şöyle:

Toplamda 314 binek araç alınacak.

TBMM 30 taşıt alacak, 20’si binek,

Cumhurbaşkanlığı 20 taşıt alacak, 10’u binek

Yargıtay 10 , Danıştay 3 binek alabilecek

Adalet Bakanlığı 243 taşıt alacak, 69’u binek.

Milli Savunma 16 binek alabilecek. İçişleri Bakanlığı “valilik, kaymakamlık, bakanlık hizmetlerinde kullanılmak üzere” 21 binek araç alacak, Dışişleri 10, Milli Eğitim 25, Aile Bakanlığı 1, Enerji 3, Turizm 5, Çevre Bakanlığı 10, Ticaret Bakanlığı 8, Tarım Bakanlığı 16, Çalışma Bakanlığı 2 binek alabilecek.

Başkanın Audi sevdası ile gündeme gelen Diyanet de 2026’da 7 binek taşıt alabilecek. Milli Saraylar 5, Strateji Bütçe Başkanlığı 5 binek, Milli Parklar 4, Adalet Akademisi 2, YÖK 5 binek alacak. Hemen hemen bütün üniversitelerde binek alımı öngörülmüş. SPK 20, BDDK 20 binek alacak. Düzenleyici kurumların 62 taşıt alması öngörülmüş. 57’si binek! (Hizmet araçlarını, güvenlik kurumlarının alabilecekleri taşıtları saymadım. Arazi aracı denilen binekler de var.) Alınabilecek taşıtara fiyat tavanı konulmuş. 2 milyonun altında olduğu için lüks araç alımı olmayacağını düşündürüyor ancak yine de bu ihtiyaçlar diğer kurumlardan transferlerle rahatlıkla sağlanabilirdi. Tasarruf ediyoruz, azaltıyoruz diye ÖİB’ye satılsın diye gönderilen araçların yüzde 99’unun eski, trafik ömrünü tamamlamış hatta hurda araçlar olduğunu Kısa Dalga’da duyurmuştuk.

KÖİ garantilerine ödemeler 1 trilyonu bulabilir

AKP’nin yarattığı yeni “kara delik” garanti ödemeleri bir başka vahim tablo ortaya koyuyor. Prof. Dr. Uğur Emek’in bütçe verilerinden yaptığı hesaplamaya göre KÖİ projeleri için 2026-2028 arasında 821 milyar TL ödenek ayrılmış görünüyor. Evdeki hesap hiçbir zaman çarşıya uymadığı için 3 yılda toplam ödemenin 1 trilyona gidebileceğini söylemek mümkün.

Güvensizliği tefeci faizle ödüyoruz

Çok değil, 8 yıl önce, 2017’de toplanan her 100 liralık verginin 12,5 lirası faize gidiyordu. 2025 yılı 9 aylık bütçe sonuçlarına göre şimdi 21,4 lirası gidiyor! Bunun bir nedeni borçlanmanın hızlanması (aydan aya 300 milyardan fazla artıyor!), diğer nedeni de tefeci faizlerle borçlanma…

Kamuda faiz harcamalarının toplam harcamalara oranında 2022’den sonra bozulma hızlandı. Faiz harcamalarının toplam harcamalara oranı 2022’de yüzde 10,6, 2023 yılında ise yüzde 10,2’ydi. Eğer 2025 bütçesi planlandığı gibi gerçekleşirse oran yüzde 13,2 olacak. Bu zor görünüyor çünkü ilk 9 ay bütçe verilerine göre faiz harcamaları toplam harcamaların yüzde 16,3’üne gelerek, 2010 seviyelerine yaklaştı. Bakanlığın kendi tablosu var. Bütçe sunumunda verildi. “Merkezi Yönetim Bütçe Büyüklüklerinin Bütçe İçindeki Payları (%)” başlıklı tabloda 2025 için faizin payı yüzde %13,2 öngörülmüş. Gerçekleşme 14 olacak, diyor. Bu rakam 2023’te %10,2, 2024’te %11,8’di! Bu yıl için yıl sonu faiz giderleri artışı tahmini yüzde 61,6.

Faiz harcamalarının vergi gelirlerine oranı daha çarpıcı sonuçlar gösteriyor. Son 10 yılın verilerine göre yüzde 15,3’ten yüzde 21,4’e geldi. Bakan Mehmet Şimşek, zirvenin 2026’da görüleceğini söylemişti. Bu gerçekleşirse, önümüzdeki yıl daha yüksek bir oran göreceğiz demektir.

2018’de merkezi yönetim borç stoku 1 trilyon bile değildi. 6 – 7 yılda 12 trilyonu aştı. Ağustos 2025 itibariyle 12,5 trilyon liradır! Yılbaşında 9,6 trilyon liraydı. Son dönemde borçlanma aydan aya 300 milyar civarında artarak gidiyor. Asıl sorun kamu borcunun miktarsal yüksekliği değil, borçlanma faizlerinin yüksekliği. Türkiye Eurobond’la borçlanırken (dolara) yüzde 5 üstü faiz veriyor. 2 yıllık tahvilin faizi yüzde 40 seviyelerinde, 5 yıllık tahvilin faizi yüzde 37, 10 yıllık tahvilin faizi yüzde 32 düzeyinde! Türkiye 2027’de yüzde 9’la tek hane enflasyona geçmeyi hedefliyor ama 5 – 10 yıllık vadelerde borçlanmalarda faiz, enflasyon hedefinin 4 katı civarında. Bunun baş nedeni de ekonomi politikalarına güvensizlik… Açık özeti, yaratılan güvensizliğin faturası faiz harcamaları ile ödeniyor. Kimse, Erdoğan’ın yeniden Nas’a geçmeyeceğini garanti edemiyor.

Hazine uzmanlarına göre iç borçta faiz ödemeleri ana para ödemelerini geçmiş durumda. Türkiye Hazinesi, artık sadece borçlanmalarını itfası için borçlanmıyor, bütçe faiz dışı fazla vermediği için faiz ödemelerini yapmak için de borçlanıyor. Bütçe rakamlarına bakılırsa 2026’da 3 trilyon 40 milyar faiz harcaması öngörülmüş. Vergi gelirleri ise 16 trilyon 33 milyar görünüyor. Buna göre faiz giderleri 2026’da vergi gelirlerinin yüzde 18,9’unu yutacak.. Belirtmiştik, 2025 yılı 9 aylık verilerde bu oran %21,4. Bu yılın bütçe tahminlerine bakılırsa yıl sonunda 17,5 bekleniyor ancak bunun gerçekleşme ihtimali zayıf. Eğer gerçekleşirse, 2026, Şimşek’in dediği gibi “zirve yıl” olabilir.

Bütçe aynı tas aynı hamam

2026 Bütçesi, önceki yıllar bütçelerinin hak ettiği bütün eleştirileri hak ediyor. Vergide dolaylı payının ağırlığında bir değişiklik yok. Adaletsizlik devam edecek. 2026’da enflasyon hedefi 16 ama vergi gelirlerindeki artışlar yüzde 30’ların üstünde. Nereden çıkaracaklar? Ya ek vergi gelecek ya da tahsilata yüklenecekler… Bu da son zamanlarda vatandaşı isyan ettiren işlerin devam edeceğini gösteriyor.

Bütçenin büyüklüğü 18,9 trilyon TL. Gelir tahmini 16,2 trilyon TL. Buna göre 2.7 trilyon açık verilecek. 2026 için öngörülen faiz harcamaları da 2.7 trilyon.

Eğitime çok para ayırdık havası veriliyor ama her yıl söylenen laftır bu. Eğitime 1.9 trilyon ayrılmış. (Diğer ilişkili kurumların bütçesi ile birlikte 2 trilyon 896 milyar TL) Neresinden bakılırsa bakılsın… Türkiye faize eğitime harcadığından daha çok veya yakın miktarda harcama yapıyor.

Cumhurbaşkanlığı için 21,2 milyar bütçe ayrılmış. Günlüğü 57 milyon liraya geliyor. Diyanet’e 174,3 milyar bütçe konulmuş. Turizm, Ticaret gibi birçok bakanlıktan yüksek bir bütçe bu.

Güya zenginden vergi alıyoruz, adaletliyiz sözleri ile getirilen “değerli konut vergisi” tam bir fiyasko… Hiç vergi toplayamıyorlar. Zenginlerin semtine uğrayamıyorlar. 2026 bütçesine 144 milyon gelir tahmini konulmuş… Nişantaşı'ndaki havuzlu dairelerin birinin fiyatı değil. Çokça gösteriyle istismar edilen uzay ve havacılıkta iddialı sözlere karşı ayrılan bütçe 5 milyar. Bütçeye baktıkça saç baş yolasın geliyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İBRAHİM EKİNCİ Arşivi