Efendim bir artık yılın 29 Şubat tarihini daha geride bıraktık ve artık ilkbaharın sınırlarını zorlamaya başlamış sayılırız. Gerçi havalar zaten bir süredir o kafada takılıyor ama Mart ayında her türlü sürprizi de yaşamak mümkün. En azından artık çocuklarımız okula gitmek için evden çıkarken depresif karanlıklar yok.
Gerçi eğitim sistemimizin içeriği depresif karanlık değil mi diye soracaksınız, haklısınız elbette, evrim teorisi ve integrali müfeedattan çıkartmak gibi ilginç son hamleleri eleştirmek istiyorum ama eğitim sistemine yıllardır sistematik olarak yapılanlar sonucu ülkenin önemli bir kesiminin özel okullara "mecbur edilmesi" ve güncel ekonomik koşulların bu okullarda çocukları okutmak için nasıl paralar gerektirdiğini anlatan bir yazı yazmaya başlasam en iyi ihtimalle mahkemelik olacağım için yazmasam daha iyi, hem annemi de endişelendirmeyeyim şimdi.
O yüzden işte "geldi bahar ayları, gevşedi gönül yayları" mantığıyla bir yazı olsun bu. Mesela şu anda sabahın erken saatlerinde bu yazıyı yazıyorum ve hafifçe açık camdan müthiş bir kuş senfonisi dinliyorum. Bir kaç hafta içerisinde ağaçlar çiçeklenmeye başlayacak, mesela Ankara'dan bir örnek vermek gerekirse, ODTÜ A1 kapısından girdiğinizde yol boyunca kenardaki ağaçlar hala kasvetli ve çıplak, ama martın ikinci yarısı ile nisan başı civarında ağaçlar çiçekler açmaya başladığında o yol dünyada bana en keyif veren yollardan birisine dönüşecek. Unutmazsam o dönemde kişisel Instagram hesabımdan bir fotoğraf paylaşayım.
Mart ayı sebzelerin ayı, bu mevsimde yavaş yavaş kış sebzelerinin sonuna doğru yaklaşırken, ilk bahar sebzeleri de ufak ufak bize merhaba demeye başlıyor. Ben bugün size pazıyla yapabileceğiniz, bence çok lezzetli, acılı ve ekşili bir kıymalı pazı tarifi vereceğim. Acılı olup olmaması kişisel bir tercih elbette, tarifteki biber salçasını hiç kullanmadan ya da tatlı biber salçası ile değiştirerek yapabilirsiniz, acısız da gayet leziz oluyor.
Malzemeler (4 kişilik)
- 250 gr dana kıyma
- 2 demet pazı
- 1 büyük kuru soğan
- 2 diş sarımsak
- 1 çay bardağı bulgur veya pirinç
- 3 çay bardağı su
- 1 adet limonun suyu
- 3-4 yemek kaşığı kadar zeytinyağı
- 3 yemek kaşığı domates salçası
- 1/2 yemek kaşığı biber salçası (isteğe bağlı acı tavsiye ederim)
- damak tadınıza göre tuz, taze çekilmiş karabiber
- 3 yemek kaşığı zeytinyağı
Pazıları yıkayın ve kabaca doğrayın. Büyükçe bir tencerede zeytinyağını ısıtın, küçük küpler halinde doğradığınız soğanı orta ateşte pembeleşene kadar kavurun. Daha sonra kıymayı ekleyin, biraz tuz ve karabiber ilave edin ve kıymayı dışı hafif karamelize hale gelene kadar iyice kavurun.
Kıyma iyice kavrulunca ince kıyılmış veya rendelenmiş sarımsaklarınızı da karıştırın ve kokusu çıkana kadar 1 dakika soteleyin. Ardından salçaları, da ilave edip iki dakika daha karıştırarak kavurmaya devam edin.
Bu aşamada pirinç veya bulguru tercihinize göre ekleyip biraz daha çevirin, son olarak su ve pazıları da tencereye ekleyip orta-kısık ateşte tencerenin kapağını şöyle bir 2-3 dakika kapatın. Muhtemelen tencerenin kapağı bile zor kapanacak ilk anda ama pazı ısıyla hemen küçüldüğü için fazla sürmeden sönecek. O arada limonun suyunu da tencereye alkışlarla ilave edin. Yani o kadar yakışıyor ki o ekşilik ve acı birleşimi, bence alkışlamakta bir sakınca yok, hani delirdiğimi falan düşünmenizi istemem.
Pazılar o ihtişamını kaybettikten sonra ara ara karıştırarak pazı ve pirinç/bulgur pişene kadar 12-13 dakika daha pişirin.
Bu yemekte ben çok fazla su kullanmıyorum ama bazı günler pirinç veya bulgur pişene kadar yemeğin suyu pek kalmıyor, o durumlarda azar azar kaynamış su ekleyin, daha domatesli olsun derseniz tarifte su yerine domates rendesi de kullanabilirsiniz. Bu yemek hele acılıysa yanına bir kaşık süzme yoğurt ile inanılmaz oluyor, onu da son olarak söyleniş olayım.
Güzel bir hafta diliyorum.
