CAN ERTUNA
Çin’den ABD’ye büyük teknoloji çalımı
Çinliler, Amerikalılara “bize ihtiyaç duyduğumuz yüksek teknoloji çipleri satmasanız da çok daha az para harcayarak en az sizin milyarlarca dolarlık şirketleriniz kadar gelişmiş bir (yapay zeka) büyük dil modeli geliştiririz ve üstelik de bunu sizden farklı olarak herkese açık kodlarla şeffaf ve ucuza yaparız” dedi. OpenAI ve şirketin en büyük yatırımcısı Microsoft’un milyarlarca dolar harcayarak gelebildiği seviyeye Çin şirketi Deep Seek kendi açıklamasına göre 6 milyon dolarlık yatırımla geldi. OpenAI’ın ayda 200 dolar abonelik ücreti istediği o1 modeline alternatif R1’i ücretsiz sundu.
Herkes Çin’in Hangzhou kentinde bir üniversite merkezli girişim olan yeni DeepSeek yapay zeka uygulamasını konuşurken ABD merkezli teknoloji şirketleri borsada kara bir gün geçirdi.
Teknoloji ağırlıklı Nasdaq borsası %3,1 düştü. Yapay zeka çiplerinin önde gelen tedarikçisi Nvidia hisseleri hafta başında bir günde yaklaşık %17 düşerek 588,8 milyar dolar piyasa değeri kaybetti (bu kayıp, ilk 13 şirket hariç diğer şirketlerin toplam değerine eşit) . Ayrıca Google'ın çatı şirketi Alphabet ve Meta hisseleri de keskin bir düşüş yaşadı. Diğer çip üreticisi, enerji ve veri merkezi şirketleri hisse değerleri de geriledi.
Teknoloji şirketlerinin rekabeti artık küresel hegemonya mücadelesinin bir boyutu. Merkezi ABD’de olan şirketleri ABD politikalarından bağımsız düşünmek mümkün değil, Çin menşeili şirketlerin tamamen Pekin yönetiminin denetiminden bağımsız olmadığı gibi.
Ulus üstü yapılar şeklinde pazarlanan şirketlerin siyasetle içli dışlı ilişkisi geçen hafta bir kez daha görüldü. ABD Başkanı Donald Trump’ın yemin töreninde en ön saflarda ağırlanan isimlerin arasında sadece onun büyük destekçisi X, Tesla ve Space X sahibi Elon Musk değil, Meta (Facebook, Instagram, Whatsapp, LLaMa), Amazon, Google (Gemini, YouTube), Apple kurucu ve üst düzey yöneticileri vardı. Bir başkanlık seçiminde ilk kez büyük teknoloji şirketlerinin sahipleri bu kadar ön plana çıkmıştı. Oysa teknoloji şirketlerinin stratejik unsur olarak değerlendirilmesi en az Çin’le rekabet kadar eski.
“İnternetin sahibi biziz”
““İnternetin sahibi biziz. Şirketlerimiz onu yarattı, genişletti, rekabet edemeyecekleri şekilde mükemmelleştirdi.”. Bu sözler ikinci kez yeniden seçilen ABD Başkanı Trump’a ait değil. Obama’nın 10 yıl önce, 2015’te yaptığı bir konuşmadan. Bu, aynı zamanda ABD’nin dikkatini iyiden iyiye Ortadoğu’dan Asya-Pasifik bölgesine yoğunlaştırdığı ve stratejik öncelik listesine Çin ile her alanda rekabeti koyduğu bir dönemdi.
ABD uzun süre teknoloji alanında ensesinde rekabetin soğuk nefesini hissetmedi. Elon Musk’ın Tesla’sı Çin elektrikli otomobil şirketlerinin karşılaştığı yüksek vergi duvarlarına takılmadan ilerledi, 2023’te dünyanın en çok satan otomobili oldu. O sırada Çin en büyük otomativ pazarı olan iç pazarında kendi şirketlerini büyüttü. Avrupa ve Türkiye’de yatırım kararları aldı. Google’ın eski tepe yöneticisi Eric Scmidt yakın zamana kadar ABD’nin yapay zeka konusunda Çin’in en az 2-3 yıl önünde olduğunu söylüyordu. Trump, ABD’nin bu gücünü pekiştirmek için 500 milyar dolarlık “Stargate” projesini açıklamıştı. Buna göre Open AI, Oracle ve SoftBank Teksas'ta yapay zekanın daha da geliştirilmesi için gereken veri merkezlerini ve elektrik üretimi tesislerini inşa edecek, yatırımcılar milyarlarca doları teknolojiye akıtmaya devam edecek ve ABD üstünlüğü perçinlenecekti oysa bu pembe tablo DeepSeek ile bozuldu.
ABD’nin yeni “Sputnik anı mı?”
ABD piyasalarını sarsan gelişme, yapay zeka teknolojilerine yatırım yapan şirketlerin ve yatırımcıların stratejilerini gözden geçirmesini zorunlu kılıyor. Çin, ikinci Trump döneminde elindeki kozu açtı ve jeopolitik gerilimlerdeki tavrından farklı olarak teknoloji alanında ceketini araladı, belindeki silahın kabzasını gösterdi. Şimdi herkes silahın gücünü anlamaya çalışıyor.
Sovyetler Birliği'nin Ekim 1957'de dünyanın ilk uydusu olan Sputnik 1'i fırlatması, “Uzay Yarışı ”nda üstünlüğü ele geçirdiğini düşünen ABD'yi şaşkına çevirmişti. Şimdi DeepSeek’in piyasaya sunulmasının ikinci bir “Sputnik anı” olduğu yorumları yapılıyor.
Bu kıyasıya rekabette Çin yaptırımları bir şekilde aşarak kendine, kimsenin öngöremediği bir avantaj sağmayı başardı. ABD menşeili şirketler artık masada yalnız değil. Yapay zeka alanında maç yeni kurallarla sürecek artık. Bu rekabet sadece küresel piyasaları değil, gündelik hayatımızı da yakından etkileyecek üstelik.
Yapay Zeka tabanlı arama motoru Perplexity’nin kurucusu ve yöneticisi Aravind Sirivinas’ın CNBC kanalındaki söyleşisi son gelişmeler konusunda sektörün içinden önemli bir bakış sağlıyordu. Sunucu Sirivinas’a sorduğu “Çin’e güvenebilir miyiz? sorusuna “açık kaynak kodlara güvenirsiniz” yanıtı OpenAI’ın kapalı, Çin menşeilii DeepSeek’in şeffaf kodlarına dair bir saptamaydı. Şimdi bir süre muhtemelen DeepSeek’in taraflı yanıtları, Çin siyasetine ilişkin olası sessizliği gündeme getirilecek. Oysa Batı menşeili büyük teknoloji şirketlerinin gerek algoritma filtrelerinin gerek büyük dil modellerini eğittikleri içeriklerin tarafsızlığının da tartışıldığı bir dönemdeyiz. Demokratik bir platform kapitalizmi hayali kitlelere kolay satılamıyor artık. Her ne olursa olsun teknoloji rekabetinde büyük bir eşik aşıldı ve bundan sonra yepyeni bir mücadele sahası var artık.