MEHMET ÇETİNGÜLEÇ
Ecevit'ten İmamoğlu'na... Yargıda ne değişti?
Tam 42 yıl önce.
12 Eylül darbesini yapan generaller Ecevit'e siyasi yasak getirmek istedi.
Konuşması ve yazması istenmiyordu.
Ecevit Arayış Dergisinde yazarak mücadeleye başladı.
Uyduruk bir dava ile Aralık 1981'de hapse attılar.
Ankara Ulucanlar Cezaevinde 2 ay yattıktan sonra 1 Şubat 1982'de tahliye oldu.
Darbeciler peşini bırakmıyordu.
Bu kez John Stage isimli Danimarkalı bir gazeteciye demeç verdiği gerekçesiyle gözaltına alınıp Türkeş ve Perinçek gibi siyasetçilerin de tutulduğu Ankara Dil Okuluna gönderildi.
XXX
Oysa...
Ecevit bu gazeteciyle görüşmesinde "daha yeni hapisten çıktığını ve davanın devam ettiğini" belirterek demeç veremeyeceğini bildirmişti.
Ama ne fayda...
Darbeciler hakkında 5 yıl hapis istemiyle dava açtı.
Eğer 5 yıla mahkum olursa, ömür boyu siyasetten men edilecekti.
Vefatından önce bu olayı konuşmuştuk.
Ecevit "Bana komplo kurulmuştu" dedi.
XXX
Gazeteci John Stage'in ifade vermesi gerekiyordu.
Danimarka Büyükelçiliği devreye sokuldu.
Ancak...
İç savaşı izlemek için Lübnan'da olduğu anlaşıldı.
Orada aranırken, Arjantin'e geçtiği bildirildi.
Uzun takipten sonra ülkesine döndüğü bir anda kendisine ulaşıldı ve ifadesi alındı.
John Stage, Ecevit'in demeç vermek istemediğini, bunun üzerine eski konuşmalarından derleme yaptığını belirten bir mektup hazırlayıp altını imzaladı.
XXX
Ancak...
İfade bir türlü mahkemeye ulaşmıyordu.
Avukatlar devreye girince...
Dışişleri Bakanlığı mektubun kaybolduğunu bildirdi.
Rahşan Hanımın ısrarlı takibi sonucu mektup bulundu, ama...
"Türkçe değil. Çeviri gerekir" dediler.
"Çeviri yaptırın o halde" deyince...
Dışişleri "ödeneğimiz yok" yanıtını verdi.
Rahşan Hanım "Masrafı biz karşılayalım" dedi.
Buna da yanaşmadılar.
Amaç...
Ecevit'i olabildiğince uzun süre içeride tutmak ve siyasi yasak getirecek cezayı uygulamaktı.
Avukatların ve Rahşan Ecevit'in çabaları sonucu John Stage'in ifade metni Türkçeye çevrilip mahkemeye sunuldu.
Ve Bülent Ecevit serbest bırakılarak siyasi yasaktan kurtuldu.
XXX
Bir demeç yüzünden Kıbrıs Barış Harekatını gerçekleştirmiş efsane Başbakana siyasi yasak getirmek isteyen darbeciler o dönemde başarılı olamadı.
Şimdi...
Ülkede sivil bir hükümet var.
Ama...
Önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçiminin en güçlü aday adayı olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na aynı şey yapılmak isteniyor.
Bir kelime yüzünden...
"Ahmak" dediği gerekçesiyle dava açılıyor ve bu dava üzerinden verilecek cezayla 5 yıl siyasi yasak getirilmek isteniyor.
Yani...
Cumhurbaşkanlığı seçimine girmesi istenmiyor.
XXX
1982 yılında yönetimde ihtilalciler vardı. Yargı ellerindeydi.
Aradan neredeyse yarım yüzyıl geçti.
Türkiye'de demokrasinin, ifade özgürlüğünün, yargının daha gelişmiş ve bağımsız olması gerekmez mi?
Ama ne oluyor?
Bir kelimeye 5 yıl siyasi yasak isteniyor.
İnsaf.
Bu yargılamanın içerik ve hedef itibariyle John Stage davasından ne farkı var?