
SEDAT BOZKURT
Erdoğan’ın mikseri ve ‘Demedim mi, bak kırıldı’
Üstünde yaşadığımız coğrafya sadece dört mevsimi, suyu, güneşi bitki örtüsü ile değil, uzun yıllar içinde barındırdığı konukları ile de muhteşem bir coğrafyadır.
Bir dönemin medeniyetlerinin tamamının ayak izleri, kalıntıları var. O kalıntıları üreten medeniyetlerin kurucuları, deneyimlerini de cömertçe bırakarak sadece bu ülkeden değil dünyadan da kaybolarak gitmişler.
Anadolu’daki her kalıntı insanlık tarihine durmaksızın bir şeyler anlatır, Mısır’daki Meksika’daki piramitler gibi...
Bir dönem, uygarlık tarihi, üzerinde yaşadığımız topraklarda yazılırdı. Antik çağ filozoflarının pek çoğunun Anadolu kökenli olması tesadüf değildir. Bunlardan birisi de M.Ö 55 yıllarında Pamukkale civarında yaşadığı kabul edilen, hayatına köle olarak başlayan ama filozof olarak devam ederek bitiren Epiktetos’tur. Hayatına köle olarak başladığı için özgürlüğün kıymetini de önemini de bilerek düşünce üretmiştir. “Kendisinin efendisi olmayan hiç kimse özgür değildir” bunlardan birisidir.
Bazı aktarımlarda bacak, bazılarında kol olarak aktarılan bir deneyimi vardır Epiktetos’un. Acının izafi olduğunu ileri sürer. Sahibi de bunun doğru olmadığını göstermek için mengenede kolunu sıkıştırır. Sahibini “kıracaksınız” diye uyarır; “çat” sessinden sonra da sakin bir ses tonu ile “demedim mi bak kırıldı işte” der.
Erdoğan’ı tanımak
Memlekette hayli dramatik olaylara tanıklık yapıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP Genel Başkanı olarak yaptığı konuşmasında “CHP’den çok memnunuz, böyle devam etsinler” dedi.
Erdoğan ile mücadele etmenin tek yolu Erdoğan’ı ve onun siyasetini tanımaktır. Oyununu çok açık oynuyor Erdoğan, onu tanımamak özel çaba ister. Erdoğan’ın kurduğu her oyunda tek hedefi vardır: İktidarını muhafaza etmek.
CHP’li yöneticilere göre Erdoğan ilk seçimde gidiyor ve bu “kesin” bilgi. Bu nedenle cumhurbaşkanı adayını belirlemek için tüm enerjisini ve mesailerini harcıyorlar.
İşte Erdoğan’ı tanımama hali tam da burada başlıyor. Sanıyorlar ki Erdoğan, görevi kaybedeceği kişiye devretmek için sarayda öylece oturup bekliyor. İşte bu kocaman bir yanılgı.
CHP’nin genel başkan sorunu
14 Mayıs 2023 milletvekili seçimlerinde AKP’nin oyu 35,6, CHP’nin oyu ise 25,33’tü. Enflasyon yüzde 31’di. Uzun bir aradan sonra AKP’nin oyu 21 yıl önceki oyuna kadar gerilemişti ve Erdoğan ilk turda yüzde 50 artı bir oyu bulamamıştı. Seçim öncesi kamuoyuna açıklanan anketlere göre Erdoğan kaybediyordu. Erdoğan’ın masasının üzerindeki son 2 hafta hariç bütün anketlerin sonucu da aynıydı. Aynıydı ama Erdoğan kurmaylarını bile rahatsız edecek kadar rahattı.
31 Mart 2024 yerel seçimlerinde enflasyon yüzde 71’di. AKP’nin belediye başkanlıklarındaki oyu 35,48 belediye meclis üyeliklerindeki ise yüzde 32,42’ydi. Çıtanın altına inmişti AKP. CHP’nin oyu ise belediye başkanlıklarında yüzde 37,76 belediye meclis üyeliklerinde ise 34,47’ydi. CHP seçimlerin birinci partisiydi.
Sadece yenilgileri değil galibiyetleri yönetmek de yetenek ister. Seçimlerin ardından CHP’deki genel başkanlık ve liderlik sorunu net bir biçimde ortaya çıktı. Bu halen devam etmektedir. Önce seçim başarısını tek başına sahiplenme, ardından seçmeni önemsiz hale getiren parti yönetimi, hatta “yeni parti yönetimi” olarak sahiplenme devreye girdi. Seçmenin iradesine karşın erken seçim istenmeyeceği açıklandı ve bunda uzun süre ısrar edildi.
Sonra politik bir facia olarak normalleşme devreye sokuldu. Bugün başta Özgür Özel olmak üzere memlekette yaşanan haksızlık ve hukuksuzluklara itiraz etmeye CHP yönetiminin hakkı yoktur. Normalleşme diyerek mevcut uygulamalar meşrulaştırılmış, TBMM Genel Kurulu’nda da ayağa kalkılarak Erdoğan rejimine yol verilmiştir. Bunlar gerçekten vahim politik hatalardır. Ve bundan memnun olan MHP ve AKP seçmeninin varlığı, CHP yönetimi açısından bir başarıydı! Açıklamaları sürekli olarak “doğrulanmayan” diyelim, yumuşatarak, bir genel başkanı var CHP’nin. Bu kervana son olarak Celal Adan da katıldı.
AKP’nin değil CHP’nin oyu düşüyor
Erdoğan yaklaşık 15 yıldır bugünkü rejimini inşa etmek için uğraşıyor. Bunun için birlikte yola çıktığı yol arkadaşlarını bile devre dışı bıraktı, hatta tam karşısına aldı.
Kendi diplomasına ilişkin tartışmaları aşarak İmamoğlu’nun diplomasını memleketin en önemli meselesi haline getirerek tartışmaya açtı. “Kendi evlatlarını Paris’e, Londra’ya, Brüksel’e, Washington’a gönderip iyi eğitim kurumlarında okutup lüks ve şatafat içinde yaşattılar. Anadolu ve Trakya’nın pırlanta gibi çocuklarını ise fakirliğe hatta ölüme ittiler” diyerek siyaset yaptı çocukları ve damatları yurtdışında eğitim almış Erdoğan. İşte yol verilen, normal olarak kabul edilen hala anlaşılmadığı açık olan Erdoğan siyaseti tam da budur. (Erdoğan mikserini CHP’nin içine “normalleşme” sürecinde yerleştirdi. Elindeki kumanda ile mikserin hızını istediği zaman arttırıyor istediği zaman azaltıyor.)
Şubat ayında 12 anket firmasının yaptığı seçim anketlerinin ortalaması CHP’deki sıkıntıları ortaya koymaktadır. Şubat ayı ortalamasına göre, CHP’nin oyu yüzde 30,7 AKP’nin oyu ise 30,4’tür.
Ana muhalefette olmasına karşın CHP’nin oyu yerel seçimlerden sonra belediye meclisi oylarına göre yüzde 4, iktidar olmasına ve memlekette hiçbir konuda iyileşme sağlanmamasına karşın AKP’nin oyu yine belediye meclisi seçimlerine göre yüzde 2 düşmüştür. Ve bu tabloya bakarak “anketlerde halen birinci parti” olarak övünen bir CHP yönetimi var. Ekrem İmamoğlu bunu gördüğü için can havliyle kendisini -hedefinden bağımsız olarak- sokaklara, meydanlara attı.
Bu ekonomiye rağmen yükselemeyen muhalefet
Anketlerdeki kararsızlar sizi yanıltmasın; onların kararsız olma halleri sandık önlerine konulana kadardır. Sandık başına geldiklerinde daha önce oy verdikleri parti hep birinci sırada yer alır. Ve bugünün kararsızlarının tamamına yakını dünün AKP seçmenidir.
Erdoğan siyasetinde tesadüflere yer yoktur. Aralık’ta oylarındaki artışı Suriye meselesi nedeniyle ölçtüler. Bu öz güvenle artan oylarını riske ederek Ocak ve Şubat’ta oylarındaki düşme ihtimalini hesaplayarak asgari ücrete, memur ve emekliye düşük zam verdiler. Yukarıda 12 anket firmasının ortalaması AKP’nin hesaplamasıyla örtüşüyor. Nisan ayından sonra AKP’nin beklentisi oylarının yükseleceği şeklinde. Çünkü kamuda, Binhan Elif Yılmaz hocamın tespitlerine göre tasarrufun sadece adı var. Yani iktidar piyasada bir biçimde paranın dolaşmasını vatandaşından aldığı para ile sağlıyor. Üretim ve tüketim kalemlerinde AKP’yi “tepe takla” edecek bir dramatik tablo yok.
Bütçenin her 100 lirasının 20 lirası emeklilere gidiyordu 2020 yılında. Yani 5 yıl önce. Şimdi sadece 13 lirası gidiyor. Gıda enflasyonunda dünya birincisi Türkiye. Ekonomist İnan Mutlu’nun hesaplamalarına göre, Mehmet Şimşek döneminde yani 20 ayda Türkiye’de gıda fiyatları yüzde 106,46 artarken Dünya’da bu artış yüzde 3,34 oldu. Tablo gerçekten vahim. Bu tabloyu yaratan 23 yıldır iktidarda olan AKP’nin oyu ya düşmüyor ya da aynı kalıyor. Onun alternatifi olması gereken ana muhalefet partisi CHP’nin oyu ise istikrarlı bir biçimde düşüyor. Bunu eleştirdiğiniz zaman da hemen iktidardan en iyi öğrendikleri şey olan yaftalama başlıyor.
Oysa tam da Epiktetas’un dediğini söylüyoruz tam 12 aydır, “kıracaksınız” diyoruz, “demedim mi, bak kırıldı” dememek için…
Not: MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sağlık durumu devletin en gizli bilgisi olmaya devam ediyor. Çok ciddi bir operasyon geçirdi. Çok erken ayağa kalkmak istedi. Ve bu başka bir sorun yarattı. Şimdi sürekli yatmasını ya da hareket etmemesini gerektiren bir tedavi süreci var. Bu nedenle hiçbir fotoğrafını göremiyoruz. Yanına da sadece Özel Kalem Müdürü Murat Çeliker girip çıkıyor. Genel Başkan yardımcılarına bile izin yok. Onlarla da telefonla konuşuyor herkesle olduğu gibi…
Her şey iyi ise AKP’nin oyu niye yüzde 50 değil?
09 Mart 2025 Pazar 00:02Kürt meselesinin yeni matriksi
02 Mart 2025 Pazar 00:30Cumhurbaşkanı da Meclis Başkanı da Başbakan da CHP’den çıkacak
23 Şubat 2025 Pazar 00:10TÜSİAD, burjuva sınıfı ve hukuk
16 Şubat 2025 Pazar 00:40Gerçeği kaybettik, hükümsüzdür
09 Şubat 2025 Pazar 00:30“Millet aç, aç…”
02 Şubat 2025 Pazar 00:20Kırmızı kart ile işiniz bitti ise…
26 Ocak 2025 Pazar 00:15Patinaj
19 Ocak 2025 Pazar 00:30“Umut gönlümün ekmeği…”
12 Ocak 2025 Pazar 00:30Suriye ana, Öcalan ara başlık
05 Ocak 2025 Pazar 00:20



