ÖZGE MUMCU AYBARS
ETF’nin 30. yılı: Dijital çağda eğitim ve jeopolitik dönüşüm
Hafif bir sis perdesi altındaki Torino’nun tarihi dokusu arasında Avrupa Eğitim Vakfı’nın (European Training Foundation-ETF) 30. yıl dönümü etkinlikleri, Avrupa Birliği’nin eğitim ve işgücü politikalarına dair derinlemesine bir tartışmaya ev sahipliği yaptı. İtalya’nın bu zarif şehri, yalnızca tarihî güzellikleriyle değil, aynı zamanda küresel eğitim politikalarının konuşulduğu bu önemli buluşmayla bir kez daha dikkatleri üzerine çekti.
ETF, Avrupa Birliği’nin dış ilişkiler politikaları kapsamında komşu ülkelerin eğitim ve öğretim sistemlerini reforme etmesine öncülük eden bir kuruluş. İtalya’nın Torino kentinde faaliyet gösteren ETF, insan sermayesini destekleyerek sosyal ve ekonomik kalkınmaya ve uzun vadeli istikrara odaklanıyor. 30 yıllık tarihi boyunca birçok başarıya imza atan ETF, bu yılki etkinliklerde hem geçmişteki kazanımları kutladı hem de dijital çağın getirdiği zorluklara karşı ortak bir yol haritası oluşturma amacını taşıdı.
Etkinlikler kapsamında, Avrupa Parlamentosu İstihdam ve Sosyal İşler Komitesi (EMPL) ile düzenlenen kapsamlı tartışmalar, dayanıklılık inşa etmenin, güveni pekiştirmenin ve sürdürülebilir bir geleceği birlikte şekillendirmenin önemini bir kez daha vurguladı. Türkiye’nin de etkilerinin hissedildiği küresel göç, teknolojik dönüşüm ve jeopolitik çatışmalar gibi sosyal ve ekonomik dönüşümler, eğitim ve işgücü gelişiminin gelecekteki kritik rolünü gözler önüne serdi.
ETF’nin 30 yıllık yolculuğu, yalnızca geçmişin bir kutlaması değil, aynı zamanda geleceğin ihtiyaçlarına yönelik bir eylem planı oluşturma çağrısıydı. Torino’daki bu önemli buluşma, eğitim ve işgücü politikalarının hem Avrupa’da hem de küresel ölçekte nasıl dönüştürüleceğine dair önemli bir diyalog başlattı.
Eğitimi geçmişten öğrenmek
Toplantıda, EMPL Komitesi Başkanı Li Andersson, “Eğitim, hem Avrupa içinde hem de küresel ortaklarla birlikte güveni yeniden inşa etmek ve uçurumları aşmak için anahtardır” diyerek, AB içindeki eğitim sistemlerinin iş gücü piyasasının ihtiyaçlarına göre yeniden tasarlanmasını ve sosyal uyum zorluklarına doğrudan müdahale etmenin gerekliliğini ortaya koydu. Andersson, mesleki eğitim ve öğretimin (VET) özellikle hızlı değişen küresel ekonomiyle baş edebilmek için hayati olduğunu vurgularken, bu alanda dönüşümün sadece ekonomik bir ihtiyaç değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk.
Andersson, Avrupa politikalarının kapsayıcı olmasının gerekliliğine değinirken, vatandaşların çatışma çözümü, medya okuryazarlığı ve dijital dönüşüm konularında yetersiz kalması halinde mevcut toplumsal gerilimlerin daha da derinleşeceğine dair çarpıcı bir uyarıda bulundu.
Ukrayna’da eğitim krizi
Konferansın önemli gündem maddelerinden biri, Ukrayna’nın eğitim sektöründe yaşanan krizdi. Mevcut savaş nedeniyle ülkede öğretmen eksikliği yaşandığı için, bu durumun Ukrayna’nın geleceği tehdit eden ciddi bir sorun hâline geldiği vurgulandı. Yapılan araştırmalara göre, Ukrayna nüfusunun yaklaşık yüzde 25’si mevcut eğitim stratejilerinin etkinliğinden endişe duyuyor. Bu endişe, yalnızca akademik açıdan değil, aynı zamanda toplumsal ruh sağlığını da yakından etkiliyor.
Avrupa Komisyonu İstihdam, Sosyal İşler ve Kapsayıcılık Biriminin başında olan Mario Nava, “Eğitimin yeni teknoloji sistemlerine entegrasyonu çok önemli. Bu sadece Ukrayna için değil, aynı zamanda Avrupa genelinde, göç ve teknolojik devrimlerin yarattığı çift baskıyı da göz önünde bulundurarak” diyerek teknolojinin dönüştürücü gücüne güçlü bir vurgu yaptı.
AB ve Türkiye ile olan ilişkilere özel görüşmede değinen Nava, eğitimin AB ile olan diplomatik ilişkilerinin önemli bir yer teşkil ettiğini vurguladı. Mario Nava, “Türkiye ve AB süreci için eğitim de dahil olmak üzere çok çeşitli diplomasi yöntemleri kullanıyoruz” diyerek eğitimin, geleneksel diplomatik araçların yanı sıra, sosyal ve ekonomik kalkınmayı destekleyen bir “katalizör” işlevi gördüğü mesajını da verdi. Türkiye gibi AB’ye aday ülkelerle yürütülen diplomatik temasların, özellikle eğitim konusunda çok boyutlu stratejiler gerektirdiğini vurguladı.
Mısır’ın yeni rolü
Gündemdeki bir diğer önemli konu ise Mısır’dı. Hızla artan nüfusuyla Mısır, iş gücünün yüzde 10’unu AB dışında istihdam etmeyi hedefliyor. Bazı katılımcılar bu durumun gelişmiş ekonomilere yönelik bir “beyin göçü” stratejisi olduğunu savunurken, bazıları ise Mısır’ın kendi kalkınması için fırsat pencereleri araladığını düşünüyor.
ETF’nin direktörü Pilvi Torsti, AB kurumlarıyla yürütülen işbirliklerinin, özellikle AB dışındaki ortak ülkelerde beceri gelişimini nasıl güçlendirdiğini paylaştı. “Odak noktamız, dijital ve yeşil dönüşümlerin neden olduğu beceri açığını kapatmak için VET sistemlerini reforme etmeye yönelik,” diyen Torsti, geleceğin en büyük iki dönüşümü olan dijitalleşme ve ekolojik dönüşümün eğitim politikalarında yer alması gereğinin altını çizdi. “Gelecek, sadece izlediğimiz değil; birlikte inşa ettiğimiz bir şeydir,” diyen Torsti, bu sürecin hiçbir kurum ya da ülkenin tek başına başarabileceği bir iş olmadığını net bir şekilde ifade etti.
Dijital okuryazarlığın genç nesiller için bir hak hâline gelmesi gerektiğinin altını çizen Torsti, öğretmen yetiştirme sistemlerinin de bu dönüşüme uyum sağlayarak hızla güncellenmesi gerektiğini belirtti. Torsti için, bu alanlarda ETF devreye giriyor; Avrupa Birliği üye ülkelerinin sınırları dışında faaliyet gösteren tek AB ajansı olarak, komşu ülkelerin eğitim reformlarına kılavuzluk ediyor ve “insana yatırım” modelinin uluslararası ölçekte ne kadar kıymetli olduğunu kanıtlıyor.
Göçün demografiyi değiştirdiği ve dijital devrimlerin işgücünü kökten etkilediği bir çağda, medya okuryazarlığı giderek daha önem kazanıyor. EMPL Komitesi, dezenformasyonun demokrasileri tehdit eden boyutlarına işaret ederek, vatandaşları güçlendirmenin ancak bilinçli medya kullanımı ve eleştirel düşünmeyle mümkün olduğunu ifade ediyor.
Green Skills Ödülü Türkiye’den Nilüfer Günay’a verildi
ETF’in 30. Yıldönümü gecesinde ise Zonguldak’taki bir kız meslek lisesinde öğretmenlik yapan Nilüfer Günay, moda endüstrisinin çevreye verdiği büyük zararı azaltmak için “Always New” projesini başlattı. “Always New” Eski kıyafetleri yeniden değerlendirerek tekstil atıklarını azaltmayı hedefleyen sürdürülebilir bir moda girişimi. İngilizce öğretmeni Eda Onur ile birlikte, eski moda ürünlerini yeniden kullanıma kazandırmayı hedefleyen projeyle fark yaratan Nilüfer, Green Skills Award 2024 finalistleri arasına girdi ve gecede ödül aldı. Nilüfer Hanım, moda endüstrisinde çevresel farkındalığın önemine dikkat çekerek şunları söylüyor:
“Ekolojik dengeyi koruma konusunda bilinçli olursak, yeni çözümler geliştirebiliriz.”
ETF’nin 30 yıllık yolculuğu: Demir Perde’den dijital çağa
30 yıl önce, Soğuk Savaş bitmişken, Orta Doğu Avrupa ülkeleri özgür piyasa ekonomisine uyum sağlamaya çalışırken ETF kuruluyor. Bugün geldiğimiz noktada AB’ye 16 ülke daha eklenmesi sürecinde 13 ülkeyle reform projeleri yürütmüş durumda. Torino’da düzenlenen 30. yıl kutlamaları geçmişin deneyiminden geleceğe bir yol haritasını da ortaya koydu.
Malum göç, beyin göçü, medya okuryazarlığı gibi konular ise sınırları aşan, küresel ölçekli iş birliği ve uzun vadeli yaklaşımlar isteyen meseleler ve her meselenin özgül ağırlığı fazla. AB, EMPL Komitesi ve ETF gibi kurumların çabaları ortak aklın ve dayanışmanın her zaman dönüştürücü bir güce sahip olduğunu vurguluyor.
Bugün dijitalleşme, iklim değişikliği ve göçün kesiştiği bir kavşakta, geleceğin yalnızca beklenmeyip “yaratılması” gereken bir olgu olduğu çok daha net anlaşılıyor. Eğitim, eskiden olduğu gibi yalnızca bir “yumuşak güç” değil; toplumsal dayanıklılığın, ekonomik kalkınmanın ve demokratik değerlerin koruyucusu konumunda.
Not: Jeopolitik gündemin yoğunluğu nedeniyle bu yazıyı biraz gecikmeli olarak yazabildim.