KEMAL VURALDOĞAN
Hukuk Fakültesi tercihi yapmadan önce...
KEMAL VURALDOĞAN
1995 yılında hukuk fakültesi tercihi yapmadan önce sakın hukuk yazma işsiz kalırsın, sakın hukuk yazma fakirlik sınırında yaşarsın, sakın hukuk yazma kamuya girerken yani hakim, savcı, kamu avukatı vs olurken torpilsiz işe giremezsin diyen olmamıştı…
Türkiye’deki hukuk fakültesi sayısının 20’den, avukat sayısının ise 35.000’den az olmasının etkisiydi muhtemelen. Yani sistem yeni mezunlara iş, aş sunabilecek düzeydeyde kör topal ilerliyordu…
Torpil konusunda tereddütlü olmakla beraber 2010-2015 yıllarına kadar ben de hukuk fakültesini önermişimdir.
Buradan 1998 - 2022 yılları arasındaki avukat sayılarını yıl, yıl takip edebiliyorsunuz. 1998 yılında 36.931 olan avukat sayısı 1999 yılında 38.986 olmuş. 1 yılda sisteme 2.055 yeni avukat girmiş, mevcut avukatların % 7’si kadar bir artış olmuş. Aradaki yılları atlayıp 2021 yılına geldiğimizde avukat sayısı 160.651. 2022 yılındaki avukat sayısı ise 174.533. 2021 yılından sonraki 12 ayda 13.882 kişi avukat olmuş. 1999 yılında sisteme yılda 2055 avukat girerken, 23 yıl sonra sisteme yılda 13.882 avukat girmiş. Sisteme giren avukat sayısı 23 yılda 7 kat artmış. Nüfus veya davalar 7 kat arttı mı? Nüfusun artmadığını biliyorum. Davalar epey bir arttı ama avukat artışını karşılayacak düzeyde mi emin değilim. Ya da başka bir bakış açısıyla baktığımızda, 23 yılda Türkiye nüfusu % 40 kırk artarken avukat sayısı yaklaşık % 400 artmış.
Bu süreçte Türkiye’de gelir adaleti de bozuldu, fazlasıyla bozuldu. Yani 23 yılda artan dava veya uyuşmazlık sayısından her avukat eşit oranda yararlanamadı… İktidara, muktedire, iş çevrelerine yakın olanlar pastadan en büyük payı kaptılar, kapmaya devam ediyorlar.
Sonuç olarak mezun sayısına baktığımızda avukat olarak iş bulmak açısından hukuk fakültesi tercihi yapmak riskli görünüyor… KPSS A ile başvurulacak yerler de ise torpil düzeni nedeniyle hak ettiğiniz işe girememe riskiniz çok yüksek. KPSS B’de sadece yazılı sınav var diye biliyorum. Yani kamu avukatı olurken torpil yok ama kamu avukatlığına talep de çok…
Hukuk fakültesi artışının doğurduğu bir diğer sorun ise adalet yüksekokulu mezunu bilgileri ile hukuk fakültesi diplomasına sahip olan binlerce hukuk mezunu. Diplomanıza bakarak ve de haklı olarak hukuk mezunuyum diyeceksiniz. Liyakate veya bilgiye önem verenler ise haklı olarak size adalet yüksekokulu mezunu muamelesi yapacak. Sınırlı sayıdaki iyi fakültede gerçekten hukuk öğrenimi alanlar olacak tabi, onları tenzih ediyorum. Umarım torpil düzeni nitelikli bu mezunları “teğet geçer…”
İyi bir hukuk öğrenimi almadığınızın farkında olmadığınız için baro stajını da pek ciddiye almayacaksınız muhtemelen. Hoş ciddiye alsanız da kaç tane baro gerçek bir staj politikasına ve imkânlarına sahip? Çevreniz geniş değilse yanında staj yapacak avukat bulmak da bile zorlanabilirsiniz. Staj yapacak büro bulanlar umarım kendileriyle ilgilenecek bir usta avukat bulacak kadar şanslıdır da…
Bir diğer dikkate alınması gereken unsur yeni mezun avukatların iş bulma olasılığı ve kendilerine ödenen ücret. . Sosyal medya paylaşımlarında asgari ücretin altında ücret teklif edilen avukatlara denk geliyoruz. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki İstanbul dışındaki büyük şehirlerde mezun olur olmaz asgari ücretle iş bulan işçi avukatlar kendilerini şanslı kabul ediyor. İstanbul’da ise asgari ücretin % 20 fazlası ile iş bulursanız şanslısınız.
Bir araştırmaya göre Türkiyenin en büyük 500 şirketinde bile işe yeni başlayan avukatlar 2 asgari ücrete denk gelen bir maaşla işe başlıyor.
Özellikle avukatlık bürolarında işçi avukat olarak çalışırken fazla mesai, hafta tatili, yıllık izin gibi haklarınızın hak savunucusu avukatlar tarafından iç edilmesine de hazırlıklı olmanız lazım.
Mezun olur olmaz iş bulma ihtimaliniz ise çok düşük. 3-6 ay iş aramak zorunda kalabilirsiniz.
Ankara’da iş arayan bir kısım avukatların taleplerini buradan okuyabilirsiniz. Yaklaşık 300 civarında avukat, işçi avukat olarak çalışmak için ilan vermiş. (bazı ilanlar mükerrer olabilir) Bürosunda işçi avukat çalıştırmak işveren avukat ilan sayısı ise 31. (bazı ilanlar mükerrer olabilir)
“Ben bu mesleği yapabilir miyim, bu meslek nasıl bir meslektir?” sorusu da önemli bence. Hem kendinizi hem de hukuk mesleklerini tanımadan bu soruyu cevaplamanız çok zor. Avukat, hakim, savcı gibi hukuk mesleklerini iyi yapabilmeniz için, iyi bir okuyucu olmanız lazım, iyi bir dinleyici olmanız lazım, araştırma yeteneğiniz gelişmiş olmalı. En önemlisi de stresle baş edebilen sabırlı bir yapınız olmalı. İnanmadınız değil mi, belki bu link sizi ikna eder, avukatların meslek örgütü olan Türkiye Barolar Birliği PSİKOLOJİK DANIŞMA VE GELİŞİM MERKEZİ kurmak zorunda kalmış,
Ayrıca dizilerde gördüğünüz avukatları, hakimleri veya savcıları unutun. Adaletin A’sının olmadığı bir düzende adalet varmış gibi rol keseceksiniz. Kendimi epeydir avukat gibi değil de, “adalet tiyatrosunda figüran” gibi görüyorum. Siz yine de bana itimat etmeyin, gözünüzle görün lütfen. İmkânınız varsa adliyeye gidip duruşma seyredin diyeceğim ama adli tatilde seyredecek duruşma bulmak kolay değil.
Yıllarca devam eden davalar, enflasyon ve düşük faiz politikası nedeniyle eriyen avukatlık ücretleri, avukatlar da dahil olmak üzere adliye çalışanlarının kabalıkları, çöken yargı sistemi nedeniyle avukatları sorumlu tutan müvekkiller... Kendime saygım olmasa Kimyasal Kemal olmam an meselesi… (Gerçek adliye ve adalet hikâyeler için eski yazılarıma bakmanızı öneririm.
Sonuç olarak serbest avukat veya işçi avukat olarak çalışmak için hukuk fakültesi okuyacaksanız biraz daha düşünmenizi, araştırmanızı öneririm. Israrcı iseniz tabi ki hukuk okumak en doğal hakkınız ama olmayacak beklentilere girmeden gerçekçi bir şekilde okumak daha iyi olacaktır. Çünkü “Fakülteyi Bitir De En Kötüsü Avukat Olursun” dönemi geçti ne yazık ki… Bir diğer gerçek de, “Türkiye’de ‘okursan sınıf atlarsın’ sözleşmesi sona erdi” gerçeği...
Hukuk fakültesi tercihlerini en çok etkileyen şeylerden biri mezunlarının çok geniş bir alanda çalışabilmesi. Tekrara düşmek pahasına yineliyorum, işçi avukat olarak çalışır zamanla çevre yaparım diyorsanız asgari ücretle çalışmayı, en az 5 yıl fakirlik sınırında yaşamayı, depresyonları, hayal kırıklıklarını göze almanız lazım. Kendi büromu açarım, işçilik yapmam diyorsanız büyükşehirlerde bunu yapan avukatlarının çoğunun yıllarca asgari ücrete denk gelen kazanamadığını, vazgeçip sınavlara hazırlandığını bilin lütfen
1998 yılında 1.710 kişiye bir avukat düşerken 2022 sonunda 488 kişiye bir avukat düşüyor. Yani çevre edinerek müvekkil çevrenizi genişletmeye çalıştığınızda müvekkil adayınız size kızının veya oğlunun avukat kartvizitini uzatırsa şaşırmayın. Büro açma, çevre edinme sürecinde siz bu zorlukları yaşarken aileniz, sevgiliniz, arkadaşlarınız “avukat hanıma/beye” o kadar parasal ve maddi anlamlar yükleyecek ki bu beklentiler de bir yük olarak sırtınıza binecek… Belki bıkıp süpermarkette çalışmaya karar vereceksiniz ama “avukat hanımlar/beyler”e bu kariyerin layık görülmediğini fark edeceksiniz… Zaten haklı olarak siz de kendinize layık görmeyeceksiniz…
Hâkim, savcılık, kaymakamlık, KPSS A ile girilen uzmanlıklar da ise resmi adı sözlü sınav, gayri resmi adı mülakat olan gerçek işlevi ise torpil olan bir garabet var.
Türkiye Cumhuriyeti 100 yaşında ama Osmanlı İmparatorluğundan miras kalan torpil düzen 500 yaşında….
Cumhuriyetin 100. yılında sizlere adil ve demokratik bir ülke sunamadığımız, torpil düzenini yıkmadığımız için kendi adıma özür dilerim.