KEMAL VURALDOĞAN
İnternette dolandırılanlar - 1
Mal veya hizmet satanlar mallarını alıcının ayağına götürür veya alıcı neredeyse satıcı da oraya gider. Satıcı bazen mahallenizde market açar, bazen de siz deniz kenarında otururken hemen yanınızda biter…
Dolandırıcılık da böyledir. Ya da dolandıracağın kişinin ayağına gideceksin ya da dolandırmak istediğin kişi neredeyse hemen yanında biteceksin…
Çağımız insanı için sosyal medya, internet yaşamın kendisi olduğuna göre, internet mahallemiz, sokağımız, denizimiz, parkımız gibi bir yer olduğuna göre iyi bir dolandırıcılar da artık sokakta, otobüste değil sosyal medyada, internette… Hemen yanıbaşımızda…
Siz alış veriş sitelerinde satış ilanı mı verdiniz, emin olun o ilanı okuyan ilk 10 kişiden biri internet dolandırıcınız… Yabancı değil yani, mahallenizin dolandırıcısı..
Siz bu sitelerden bir şey almaya mı karar verdiniz, emin olun incelediğiniz ilanlardan biri internet dolandırıcınıza ait…
Muharrem lise öğrencisiydi, bilgisayarını satıp yeni bir bilgisayar almaya karar verdi, ilanı en çok tıklanan alışveriş sitesinde ücretsiz yayımlamaya başladı. Arayan yaşıtı bir delikanlıydı, “Masa üstü bilgisayarını satıp diz üstü bilgisayar alacakmışsın, istersen bilgisayarlarımızı takas edelim, takasa abim gelecek, telefona onu veriyorum” dedi.
Telefonun öbür ucunda İshak vardı bu defa, önce Muharrem’i yani dolandırmak istediği delikanlıyı tanımak için sorular sordu, okulunu, bölümünü, hayallerini öğrendi, bunları öğrendikten sonra güven vermek için yazılım ve lojistik sektöründe büyük işler yaptığından bahsetti ve karşılıklı takas gününü belirlediler…
Takas günü geldiğinde takas yapıldı, sohbet başladı, İshak kendini övdü de övdü, Muharrem’i sevmişti, çevresi genişti, Muharrem’e KOSGEB genç girişimci kredisi çıkaracaktı, KOSGEB’de dostları vardı, şirket kurmaları iyi olacaktı. Muharrem İshak’ın ikramlarından, lüks yaşamından etkilenmişti.
Aradan 1-2 gün geçti, İshak Muharrem’e KOSGEB’de işlemlerin başladığını gösteren fotoğrafları Whatsapp üzerinden gönderdi, sonrasında İstanbul Ticaret Odasında buluştular, Muharrem adına şirket kurdular, Muharrem şirket masrafları için İshak’a 5.000,00 TL ödedi, sonrasında KOSGEB kredisi hızlansın diye 7.500 TL, sonrasında şirketin ihtiyaç duyduğu malzemenin KDV’si olarak 10.000,00 TL.
Şirketin ihtiyaç duyduğu mallar gelmeyince Muharrem İshak’ı sıkıştırmış, İshak bu defa hesaplarıma bloke konuldu diyerek 7.500,00 TL de elden almış, işler çözülmeyince devreye Muharrem’in babası girmiş, İshak ailede nakit para kalmadığını fark etmiş, ailenin zararını çıkartma umudundaki babayı da kredi kartı ile bilgisayar almaya ve spot piyasa da satmaya, bedelini İshak’a elden vermeye ikna etmiştir. İshak babayı ve Muharrem’i bir süre farklı yollarla dolandırmaya devam etmiş, nihayet İshak ve babası dolandırıldıklarını anlamıştır.
İshak ne yapsın Muharrem ve babası kaşınmış diyebilirsiniz ama İshak’ın alışveriş siteleri üzerinden oltasını sallayarak dolandırdığı o kadar çok Muharrem var ki…
Sahi neden bu kadar Muharrem var? Neden insanlar dolandırılıyor? Dolandırılmamak mümkün mü?
Bu kadar çok Muharrem var çünkü internet yaşamımıza çok hızlı girdi, ebeveynler ve öğretmenler internetin hızına yetişemiyor, Muharrem’leri internet dolandırıcılarına karşı hayata hazırlamayı beceremiyorlar, hatta kendileri de dolandırıyorlar…
“İnternet hayat bilgisine” veya “hayat bilgisine” biraz emek ve mesai harcayarak dolandırıcıların bir kısmından kurtulmak mümkün tabi.
İlk ilkemiz “hayatın normal akışına” aykırı davranan insanlara karşı bir süre “ön yargılı” “savunma” ağırlıklı bakış geliştirmek.
Somutlaştıralım. Bilgisayar takası yoluyla hayatınıza giren biri neden hayallerinizle ilgilensin? Neden sizin işin şirket kurup, sizin için torpil yapsın? Neden size yemek ısmarlasın? Kendi evladı, yeğeni, dostları, arkadaşları dururken neden sizinle ilgilensin?
“Hayatın olağan akışına aykırılık”ta dikkatli olmak ve neden ben sorusunu sormak, neden ben sorusu üzerinde düşünmek sizi birçok dolandırıcıdan kurtaracaktır…
Bir diğer savunma mekanizması da programlanan hukuki veya medeni ilişkinin dışına çıkmamak. Bilgisayar takası için mi yan yana geldiniz. Takasınızı yapın ve işi uzatmayın… Takas için yapılan telefon görüşmesinde başka konulara girmeyin. Siz marketteki kasiyerin hayalleri ile ilgileniyor musunuz? Başkası neden sizin hayalleriniz ile ilgilensin?
Muhtemelen hukuk sistemi oturmuş birçok ülkede torpil yapacağım diyerek küçük yani fakir, gariban, orta direk insanları dolandıramazsınız. Bizim gibi torpilin yaşamın parçası olduğu ülkelerde ne yazık ki torpil ekonomisi ve torpil dolandırıcılığı sektörleri oluşuyor ve zengin fakir ayrımı yapmadan herkes bu sektörün parçası. Yani Muharrem dolandırıldıysa gerçek sorumlu torpil düzeninin mimarları…
İnternette dolandırılmamak için bu yazdıklarım yetmez tabi, yeni hikayeler ve yeni savunma mekanizmaları bir sonraki yazımızda, “bebek arabası dolandırıcılığı” hikayesinde…