CENGİZ ERDİNÇ
Mafya 3.0
Tonlarla ifade edilen uyuşturucu, tedavi merkezlerinin kapısını aşındıran 200 binden fazla bağımlı, Türkçeden başka her dili konuşan adamların silahlarından çıkıp sokaklarda, lüks alışveriş merkezlerinde uçuşan mermiler, kırmızı bülten turizmine varan bir hareketlilik!
Türkiye 2022 yılında organize suçu, kara parayı ve uyuşturucuyu hiç olmadığı kadar konuştu. Sedat Peker’in 2021 yılı Mayıs ayında başlayan ve her biri ceza yasasının en az üç dört maddesini ilgilendiren iddialarıyla alevlenen kamuoyu ilgisi, uygulanan dijital tecride rağmen eksilmeden sürdü.
Peker savunma sanayindeki yolsuzluklardan, yargı skandallarına, cinayetlere, suç organizasyonlarıyla kamu görevlileri arasındaki ilişkilere değinen pek çok açıklama yaptı. Fakat hiçbiri Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu, kız kardeşi AKP milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu ve eşi Ünsal Ban’la ilgili açıklamaları kadar etki yapmadı. Zehra Taşkesenlioğlu’nun eşi Ünsal Ban’dan boşanmak için verdiği dilekçe, ve Mine Tozlu Sineren’in de yaptığı açıklamalarla rüşvet çarkına ilişkin iddialarda bulunması ve Peker’i doğrulaması yargının kerhen de olsa harekete geçmesine, siyasi partilerin suç duyurularıyla olaya dahil olmasına yol açtı. Peker’in açıklamalarında yer alan Cumhurbaşkanlığı Danışmanı Serkan Taranoğlu görevden alındı, Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu üyesi Korkmaz Karaca istifa etti.
Bu olayın ardından, Peker’e yönelik dijital tecrit çok katı biçimde uygulanmaya başlandı. Danışmanı olarak tanınan Emre Olur’un üzerinden yaptığı açıklamalar da kesildi, Olur, Birleşik Arap Emirlikleri tarafından sınırdışı edildiği Makedonya’dan Türkiye’ye getirildi ve tutuklandı.
Peker’in sessizliğe zorlanmasından sonra organize suç ve uyuşturucu konusundaki tartışmalar işlenen önemli cinayetler, mafya çatışmaları ve AVM’lerde birbirleriyle çatışan suç guruplarıyla sürdü.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun uyuşturucu, kara para ve organize suç vurgusuyla kamuoyuna yaptığı açıklamalar, konunun 1990’lı yıllardan sonra bir kez daha politikanın gündemine taşınmasını sağladı.
Peki Türkiye’de 2022 yılında neler oldu, 2023 yılında nasıl sürecek? Yine organize suçu ve uyuşturucuyu konuşacak mıyız?
Buna peşinen büyük bir “evet” dedikten sonra, hangi alanda ne gibi gelişmeler yaşandığını, bunun Türkiye’yi nasıl etkileyeceğini anlatmakta yarar var. Yine de öncelikle Peker’in avukatı Ersan Barkın farklı açıklamalarda dile getirdiği Peker’in “olup bitenlerin Netflix dizisi tadında, çekirdek çitleyerek izlendiği” yolundaki sitemini hatırlatmakta yarar var. Çünkü alışılmış “Kurtlar Vadisi” şeması ya da “Baronlar, konsey” gibi medyanın sevdiği klişeler, giderek siyasete içkinleşen organize suçun ülkenin bugünü ve geleceği için yarattığı tehdidin anlaşılmasını güçleştiriyor. Medyanın maymun iştahı, bu soruşturmalara ilişkin davaların yaşanan önemli gelişmelere rağmen kamuoyuna yansımasını önlüyor.
Çağlayan’da 40. Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren Zindaşti Davası çok sayıda cinayet, İran istihbaratı adına adam kaçırma gibi konulara rağmen bu unutkanlıktan payını alıyor. Aralarında Burhan Kuzu’nun aracılığıyla tahliye edilen ve kırmızı bültenle aranan Zindaşti’nin de bulunduğu 20 sanıklı davanın 8. Duruşması 11 Ocak’ta yapılacak.
2022 yılının en önemli olayı para aklama, uyuşturucu ve yasadışı bahiç çerçevesinde Sedat Peker tarafından kamuoyuna duyurulan Halil Falyalı’nın 8 Şubat günü öldürülmesiydi. Sarallar tarafından korunduğu bilinen Falyalı cinayeti soruşturmasında Söylemezler ailesinden isimler tutuklandı ancak Evcil’in korumasının da karıştığı olay, cinayetin çok daha karmaşık bağlantıları olabileceğini gösteriyor.
9 Eylül’de İstanbul’da işlenen Jovan Vukotiç cinayeti birkaç boyutuyla birden önem taşıyor. Vukotiç’in iki Türk çetesi tarafından izlenmesi ve öldürülmesi organize suçun evrildiği çok uluslu bir aşamayı ifade ediyor. Avrupa’daki polis soruşturmalarında EncroChat ve Sky ECC gibi ağların çökertilmesiyle Türkiye’ye kaçan Balkan mafyası üyeleriyle ilgili çok az şey biliniyor. Balkan klanlarının kokain ticaretinde Türk mafyasının 1960’lardan beri partneri olan Kalabriya klanı Ndrangheta’yı devre dışı bırakması, 2015 yılında başlayan soruşturmalarla Kavac ve Skaljari klanları arasındaki çatışma Türkiye’de yaşanacak yeni çatışmaların habercisi sayılabilir.
Elbette bu denkleme Rusça konuşan mafyanın Rövşen Canıyev ve Nadir Salifov cinayetlerini izleyen çatışmalarını, Hırsızlar Dünyası’nın bir ve iki numaralı isimleri Zahar Kalişof ve Tariel Oriani ile dört numarada yer alan Salifov’un kardeşi Namık Salifov arasındaki gerilimi eklemek gerekiyor.
22 Aralık’ta İspanya’da yakalanıp Türkiye’ye iade edilen Atilla Önder de Hollanda merkezli kaçakçılık ağının önemli isimlerinden. Önder, ortağı Ertuğrul Yılmaz’ın 2003 yılında Almanya’da öldürülmesinden sonra Ramazan Özarslan’ı sorumlu tutmuş, Önder’in işbirliği yaptığı Hasan Derya Soy ile Ramazan Özarslan arasındaki çatışmalarda en az altı kişi ölmüştü. Önder “Son Nokta” operasyonunda tutuklanmış, 2014 yılında uzun tutukluluk nedeniyle serbest kalmış, ardından 31 yıl hapis cezasına mahkum edilmişti. Önder’in Amsterdam’daki Sand eğlence merkezindeki ortağı Aytaç Göraler de 2014 yılında öldürülmüş, peşinden işlenen cinayetlerde oğlu Barış Önder de öldürüldü. Önder’in adı 24 Aralık 2014’de İstinye’de Ali Ekber Akgün’ün öldürülmesine de karıştı.
Hablemitoğlu Soruşturması
Yılın başında, eski özel kuvvetler subayı Nuri Gökhan Bozkır’ın Ukrayna’dan Türkiye’ye getirilmesiyle hareketlenen Hablemitoğlu soruşturması geçen yıla damgasını vurdu. İddianamenin en üst rütbeli zanlısı Levent Göktaş Bulgaristan’da yakalanarak Türkiye’ye iade edildi. Nuri Gökhan Bozkır’ın 2014 yılında itiraflarıyla hareketlenen soruşturma, aslında çok daha önemli bir olayı 8 Eylül 2015 günü İŞİD’e satılırken Şanlıurfa Akçakale’de yakalanan patlayıcıları gölgeledi. 15 Temmuz’daki darbe girişiminin yolunu döşeyen Suruç Katliamı, Ceylanpınar Cinayeti ve Ankara Gar Katliamı ile Nuri Gökhan Bozkır ve finansörü olduğu ileri sürülen Jandarma Üsteğmen Ahmet Yasin Güneş’in 20 tonluk patlayıcı ticaretiyle arasındaki ilişki sorgulanmadı. İddianamedeki büyük boşluklara rağmen, 2023 yılında asıl soruya, bu cinayetin emir komuta içinde işlenip işlenmediğine cevap aranacak.
2023’ün seçim yılı olması, organize suçla politika arasındaki ilişkilere de önem kazandırıyor. Geçmişte iktidarın desteğini alan, bu destekle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ya da BİM CEO’su Galip Aykaç’ı hedef alan açıklamalar yapan Alaattin Çakıcı ve Kürşat Yılmaz gibi isimler, siyasette gölgeli bir alan oluşturuyor.
2023’te konuşulacak iki başlıktan biri metamfetamin, diğeri de kokain olacak. Kolombiya kartellerinin Ekvator üzerinden muz ticareti görünümüyle sürdürdüğü kokain kaçakçılığı yargıda buharlaşan ilişkileri ve Türkiye’deki güçlü bağlarıyla varlığını sürdürüyor.
Bütün dünyada ciddi bir kabus haline gelen metamfetamin ise şimdilik İran’dan Türkiye’ye yapılan kaçakçılık dikkat çekiyor. 2009 yılından beri görülen, on yılda kaçakçılığı ve bağımlılığı geometrik hızla artan metamfetamin Türkiye’deki toplam uyuşturucu vakalarının dörtte birini oluşturuyor. Ucuz fiyatıyla yoksulların uyuşturucusu sayılan metamfetamin 2023 yılında eroini geride bırakıp bir numaralı narkotik sorun olmaya aday.
Fakat en önemli gelişme hiç kuşkusuz Sedat Peker’in seçimlerden iki ay önce yayınlamayı vaadettiği “hesaplaşma” videosu olacak.