İBRAHİM EKİNCİ

İBRAHİM EKİNCİ

Nebati’nin düzeni

Nasıl bir ekonomi tahsili yaptığını bilmediğimiz “ekonomist” Cumhurbaşkanı’nın, “Ekonominin sorumlusu benim ben” dediğini; izni, onayı olmadan hiçbir şey yapılamadığını biliyoruz elbette. Fakat, “faiz yükseltmeden kuru tutmaya” odaklı zihni sinir uygulamaların buluşçusu Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati’dir. O’nun, Cumhurbaşkanı’nın onayı ile kurduğu “sistem”, tarihimizde görülmemiş, vahşi bir sömürü çarkı olarak çalışıyor. Bu sömürü çarkının birinci yüzü, tasarrufçu soygunudur.

Ekonominin haftalık panoraması için Marjinal Fayda'ya tıklayın

- Nebati, TL mevduat sahibini enflasyon yüzde 85 iken yüzde 20 civarında faize mahkum etti.

- Kura sürekli arka kapı (ben buna 'tilki satışı' diyorum) satışlarıyla kuru tuttu ve KKM yatırımcısını yüzde 13,5 faize mahkum etti. (Son olarak öğreniyoruz ki kamu bankaları birbirine al – sat yapıyormuş!)

- Aynı rezerv satışıyla örtük sabit kur düzeni kurdu ve dolar, euro yatırımcısına da kaybettirdi.

- Devlet İç Borçlanma Senedi alanlar bütün vadelerde kaybetti

- Altın yatırımcısı aylık, üç aylık, 6 aylık, 1 yıllık tüm vadelerde kaybetti. Yıllıkta kaybı yüzde 38 civarındadır. O da TÜİK’in TÜFE’sine göre!

Tablosu aşağıda! Ve bu tablodaki reel getiri hesabının TÜİK’in kimsenin inanmadığı yüzde 85.5 TÜFE enflasyonu ile yapıldığını unutmayın. İTO enflasyonu, ÜFE rakamı (yüzde 157,7) ve piyasa izlenimlerine göre benim inancım şu: TÜFE enflasyonu muhtemelen yüzde 100’ün epeyce üzerindedir. Bu dikkate alındığında “bu ay dolarda üç kuruş kazandım” diyen de aslında kaybetmiştir. Borsa dışında kazandıran herhangi bir yatırım aracı yoktur, bırakılmamıştır. Nebati’nin düzeninin bir tarafı budur.

uieauaua.jpg

Kim kazandığını hepimiz biliyoruz: Bankalar ve şirketler! Bankaların karı görülmemiş seviyelere çıktı. Şirket karlarında da durum aynıdır. Tasarrufçudan çalınan, sudan ucuz krediler ve yüksek karlar olarak şirketlere akmaktadır. Bu büyük sömürü çarkının ağır sonuçları milli gelir rakamlarında, sosyal göstergelerde açıkça görülmektedir. İşte bu büyük soygun yatırım araçları, tercihler konusunda tasarrufçuyu, parası olanı iki alana yönlendirdi: Konut ve borsa!

Yeryüzünde konut fiyatları %30’un üzerinde artan ülke yok! Türkiye’de yüzde 189!

Bir hükümetin görevi ne olabilir? Konut konusunda mesela. Konut fiyatlarını şişirmek olabilir mi? Konut sahipliği son 6 yılda 3.3 puan azalırken, kiracı oranı 9 yılda yüzde 24 artarken, memleket deprem riski altındayken, konut stoku kötüyken… Bir hükümetten ne yapması beklenir? Konut fiyatlarını düşürücü politikalar elbette ama Nebati tersini yapıyor. Konuta erişim, konut sahibi olmak gittikçe zorlaşıyor. Son üç aydır konut satışları düştüğü halde konut fiyatları yükselmeye devam ediyor.

Temmuzda satışlar yüzde 12.9 düştü, fiyatlar yüzde 8 arttı.

Ağustosta satışlar yüzde 12,7 düştü, fiyatlar yüzde 8 arttı

Eylülde satışlar yüzde 22,9 düştü, fiyatlar yüzde 4.9 arttı

Ekimde satışlar yüzde 25,3 düştü, fiyat değişimini önümüzdeki ay öğreneceğiz.

Tablomuz bu: Satışlar düşüyor, fiyatlar artıyor!

Çünkü tasarrufçunun varlığını koruyabileceği yer kalmadı. Döviz, mevduat, altın, Hazine bonosu… Kaybettirmeyen yatırım aracı yok. Konut fiyatları Ocak 2019’dan bu yana, her ay yükseliyor. Bu yılın tablosu aşağıda:

uiemakuemakumaku.jpg

İşte bu artış sonucu, bütün yatırım araçları tasarrufçusuna zarar ettirirken (TCMB’nin rakamlarına göre) konut yatırımcısın reel olarak yüzde 58 getiri sağladı.

Ve bu tablo aynı zamanda Türkiye’yi konut fiyatları artışında dünya şampiyonu yaptı. Türkiye’de yıllık artış yüzde 189! Bu rakama yaklaşan ülke yok. Türkiye’den sonra en yüksek artış görülen iki ülke var: Slovakya (yüzde 25.5) ve Çekya (yüzde 23,5) Yüzde 30’un üzerinde artış görülen bir ülke yok!

Küçük yatırımcı dikkat et!

Borsada da öyle…. Yabancı çıkarken yerli borsaya gidiyor. Ekonomide bütün göstergeler kötüleşirken borsadaki coşku ne ile açıklanabilir?

Aslında konutun da borsanın da açıklaması aynı: Yatırımcı seçeneksiz!

Borsa yatırımcısı sayısı 3 milyona ulaşmış. Uzmanların açıklamalarına göre son iki hafta yatırımcı sayısında 150 bin kişilik artış olmuş. 6 aylık artış 500 bin kişi. Piyasa uzmanı İris Cibre’nin verdiği rakamlara göre BİST 100, TL bazında 11 ayda yüzde 150, dolar bazında yüzde 77 getiri sağlamış. Vatandaş borsaya koşuyor. En fazla uzmanlık isteyen, küçük yatırımcının en kolay ütüldüğü bir yatırım alanına akın var. Daha birkaç ay önce banka hisselerindeki büyük manipülasyonun şoku geçmeden oluyor bunlar. Bazı hisselerin fiyatları akılalmaz seviyelerde. Bir şirketin değeri, Türkiye’nin en büyük şirketi artı en büyük iki holdinginin toplam değerini geçebiliyor. Sonra aynı hisse arka arkaya iki gün taban taban giderek yüzde 20 düşebiliyor. Hırslı kurtların, kuralsız hacıyatmazların cirit attığı bir alana küçük yatırımcı akın ederken, ortada güvenebileceğimiz bir regülasyon otoritesi yok.

Birkaç gün önce CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya üzerinden uyarı yaptı. Haklı bir kaygı, doğru bir uyarı:

“Belli aracı kurumlar üzerinden bazı şirketlerin değerini bilerek şişiriyorlar. Farkında değiller ama Bay Kemal onları izliyor. Bu işledikleri suçların hesabı sorulacak. Sonra “emir geldi, yaptım” demek yok. Benden söylemesi. Küçük yatırımcıyı da uyarıyorum. Tasarrufunuz enflasyona ezilmesin diye borsaya giriyorsunuz ama asıl yem, bu gördüğünüz şişirilmiş değerlerde. Maalesef avlanan siz olacaksınız. Sizlere şişirilmiş fiyatlarla hisse satılıyor, yabancılar da bu fiyatlardan sürekli hisse satıp payını azaltarak kaçıyor. Uyarıyorum, küçük yatırımcı büyük zarar görecek. Küçük yatırımcıyı soymaya hazırlanıyorlar. SPK ve Borsa yönetimi olup biteni görmüyor mu peki? Görüyor. Zamanı gelince onlar da hesap verecekler, bilerek müdahale etmedikleri için… İzliyorum, biliyorum.”

Uzmanlar da uyarıyor. İris Cibre ve başka uzmanlar sık sık dikkat çekiyorlar. Prof. Dr Hayri Kozanoğlu, “Piyasa sistemi doğası gereği spekülasyona açık. Çok müdahale gerekmeden de küçük yatırımcı genellikle fiyatlar şiştikten sonra vagona atlar.

Sonra da büyük zarara uğrar. Önemli olan, finans sistemini bir kumarhane haline getiren neoliberal tasarımı değiştirmektir” diye yazdı.

Nebati’den ses seda yok!

Önceki ve Sonraki Yazılar
İBRAHİM EKİNCİ Arşivi
SON YAZILAR