İBRAHİM EKİNCİ
‘Nereden Buldun Yasası’nın zamanı: Muhalefet niye tek kelime etmiyor?
Geçenlerde iktidar yanlısı gazetecilerden biri, "AKP'nin önemli bir ismiyle konuştum” diyerek anlatıyor. O önemli isim, “Biz artık şirazeden çıkmışız. Koltuk, makam, para arayışı bizde, cep doldurma derdi bizde; yolsuzluk, hırsızlık almış başını gidiyor" demiş. Evet. Öyle görünüyor. Öyle.
Sanki hep öyleymiş. Sanki normalmiş. Daha öncekiler de böyle yapmışlar da iktidar olunca nihayet sıra bunlara gelmiş. ‘Şimdi devlet biziz, her şey bizim, istediğimizi yaparız’ havasındalar. Efrada makam mevki, maaş, iş, ihale dağıtılıyor, bölüştürülüyor. İhtiraslı bir ganimet koşusunda voleyi vuranların, servet yapanların varaklı lüks şatafatlarını izliyoruz. Ev hallerini sosyal medyada paylaşıyorlar. Kol tartan bilezik dizileri göze sokulup eltiler çatlatılıyor. Altın kaplamalı tepsilerde çay, sünnet partileri… Lüks araçlarla drift atıyorlar, vızırtılarını dinliyor, kokuşmuş banal sefahatlerini seyrediyoruz. Adam plaja helikopterle iniyor. Meral Akşener’in de tarif ettiği gibi kılıklarından tanıyabiliyorsun bu yeni zengin sınıfın tuhaf giyimli jantilerini.
Hemen her gün skandallar patlıyor. Daha birkaç gün önce bakanın amca oğlunun kamudan aldığı milyarlık arazileri konuşuyorduk. Grupların konumlandığı, dadandığı birçok alan var. Gazeteci Metin Cihan ve eski TMSF yöneticisi Ahmet Güzeldülger’in anlatımına bakılırsa bir grup TMSF’de karargâh kurmuş, FETÖ şirketlerine dadanmış görünüyor. Sedat Peker’in ifşalarıyla öğrendik, başka bir grup SPK’da, başka bir grup borsada üstlenmiş. Manipülator çeteler, işbirlikçi gazeteciler ve PR şirketlerinin goygoyu ile küçük tasarrufçuyu soyuyorlar. Rant kudurukları var. En gözü karalar bunlar. Her yıl binlerce imar değişikliği sağlayıp kent planlarını delik deşik ederek zengin oluyorlar. Belediyelerde, bakanlıklarda ağırlanıyorlar. “Vergi cezası sildirme” komisyoncuları var diyorlar. Onlar da vergi daireleri koridorlarında üstlenmiş. Bir başka grup arsacı. ÖİB ve Milli Emlak ihale salonlarına karargah kurmuşlar. ÖİB, şimdilerde belki de dünyanın en büyük emlak şirketi. Açın bakın sitesine binlerce arsa, arazi, bina satışta. Milli Emlak’ın sürekli satışları var. Açık artırma salonları görünüşte herkese açık ama yandaşın göz diktiği arsa bir şekilde onun.
Üniversitelerde liyakatsiz akademik unvan, kadro dağıtımı var. Onlarca örneğini gördük. Neredeyse alınacak kişinin boyunu bosunu tarif eden ilanlarla kifayetsiz yanaşmalar alınıyor. Bir akademi borsası var. Bir grup yargının elinden FETÖ’cü alıyor. Onlara “Fetö borsası” diyorlar. AKP Milletvekili Şamil Tayyar’ın tepkisiyle öğrenmiştik. Gazeteciler Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan, bu çetenin tefrikasını yazdı.
Kamu ihalelerinin gedikli şirketleri var. Dünya liginde şampiyonlar. Bu ihale çetesi firmaların sayısı 50’ye yakındır aslında. İhale Kanunu’nda 200 civarında değişiklik yaptılar ve işleri istediklerine verebilecekleri kıvama getirdiler. Artık ihalesiz iş verme aşamasına geçildi. İhale piyasasında bir başka ikinci çember var. Orada ya şirkete iş uyduruluyor ya da işe şirket kuruluyor. Bakıyorsunuz, bir ihaleyi alan şirket üç gün önce kurulmuş. Bir başkası 4 gün önce…
“Davet usülü” diyorlar. Çağırıp veriyorsun. Çağırma usülden. Usüle çok dikkat ediyorlar. Kafaları böyle çalışıyor. Fetvacı hocaları zaruri halde rüşvet vermenin caiz olduğunu yazıyor. Devlet kadrolarına doluşuyorlar. Soru çalıyorlar. Mülakat dümeni ile hakkı olanların hakkını gaspediyorlar. Manzara gittikçe netleşiyor: Sanki usül de böyleymiş… “Kim iktidar olursa o yağmalar” kuralı varmış da nihayet sıra gelmiş de start verilmiş de koşu başlamış. … Bir çeşit serbest yağmaya açılmış gibi. Arkası da gelmiyor. Korkmuyorlar çünkü. Birbirlerine “ne yapıyorsun?” diyecek yüzleri yok.
Ama muhalefetin ne yapıyorsunuz diye sorabilmeli. Soracağız diyorlar da nasıl? Mevzuat hazırlığınız var mı? Eski Maliye Bakanı Zekeriya Temizel’in döneminde çıkarılan ve AKP’nin gelir gelmez kaldırdığı Nereden Buldun Yasası’nın tam zamanı değil mi? Muhalefet niye bunu dillendirmiyor? 20 yıllık ganimet dönemindeki haksız servetler nasıl takip edilecek?
Eğer önümüzdeki seçimde yeni bir iktidar olur da az çok doğru işler yaparsa… Mevzuattan, AKP’nin delme, dolanma amaçlı tahrifatları ayıklanırsa (Mesela İhale Kanunu’nu AKP’nin eline düşmeden önceki haline, 2002’deki yasalaştığı ilk haline geri çevirmek yeterli!) çalışan regülasyon kurumları, denetim kurumları yetkileriyle harekete geçerse ekonomi ganimetçi yağmasından önemli ölçüde kurtulacak. Büyük kaynak tasarruf edebileceğini söylemek mümkün. Hareket noktası 'Nereden Buldun Yasası' olmalı. Soracaksın, ‘Nereden buldun?’ Muhakkak büyük kaynak çıkacaktır burudan. Sahiplerine, çocuklarımıza döndürülecek kaynaklar…
Yeni sosyal projeler için kaynak var. Çocuklarımıza okullarda besleyici bir öğün verebiliriz. Aile destek sigortası için, vatandaşlık geliri için kaynak var. İşsizlerimize, Fon’dan daha insani ölçülerde maaş bağlanabilir. 300 SMA’lı çocuğumuzun anne babalarının gözleri önünde erimesini çaresiz seyretme utancından kurtulabiliriz. Saray filosundaki ‘uçan saray’ın 500 milyon dolar değerinde olduğu yazılmıştı. O yetiyor bu çocuklara. Birinin tedavisi 1,5 – 2 milyon dolar deniliyor. Para yok değil. Var.
Gıda güvenliği için kaynak var. Mesela kamuda 120 bin araç var. 100 bini elden çıkarılabilir. Rahatlıkla 100 milyar kaynak sağlanabilir. Mesela bu para, tarımsal girdi yatırımına dönüştürülse, gıda güvenliği ve uygun fiyatlı girdi tedariki bakımından gerekli yatırımlar için yeterli olabilir.
Kamu kurumları lüks binalara kiraya çıkıyorlar. Ne kadardır, ne kadar kira harcaması yaratıyor, bilmiyoruz. Soru önergelerine cevap verilmemiş. Milyarlarca lira tasarruf edilebilecek bir gediktir. Saray, günlük 10 milyon lira gideri olduğu söyleniyor. Yılda 3 milyar lira! Yeni iktidarın yerinde olsam memleketin en zeki yoksul çocuklarını buraya toplar yatılı teknoloji üniversitesi yapardım.
Asıl büyük kaynak yüzde 30’a varan kayıtdışılıkta yatıyor. Bu oran Avrupa ülkelerinde %10 civarında, ABD’de % 7,1. Yüzde 10 seviyesini alalım. 17 trilyon liralık milli hasıla üretilen bir ekonomide kayıtdışılığın % 10’a indirilmesi, 3,5 trilyonluk bir gelirin vergilendirilmesi demek. % 20 vergi desek, 680 milyarlık ilave vergi demek. Servet vergisi, Rant Vergisi… Buralardan orana göre ciddi kaynak yaratmak mümkün. Rant vergisinde AKP dönemini kapsamak ve hacıyatmaz yağmasını geri çevirmek için geçmiş 20 yıl kapsanabilir ve kapsanmalıdır da.
Garanti hortumu kesilse…
Bütçeye koymuşlar. 2023’te 103 milyar garanti ödemesi yapılacak. Bütün KÖİ müteahhitleri masaya çağrılmalı. Yatırımlarını verip, şu ana kadar aldıklarını da karlarına sayıp bu yağmayı bitirmek gerekiyor.
Güven ve hukukun dönmesi halinde Türkiye daha ucuza borçlanacak. Trilyonlarca lira tasarruf edebilecek. Bu memleketin bunlar için kaynağı var. 600 milyar faiz ödemesi var. 200 milyara yakın KKM ödemesi var. Bunları azaldığında, bittiğinde önemli bir gider sosyal harcamalara döndürülebilir.
Devrimci laflar etmiyorum. Bu memleketin kaynağı var. CHP, sosyal demokrat politikalar uygulayacak mı? O zaman çocuklara 4 – 5 yaşına gelinceye kadar ücretsiz süt kartı verilmeli. Halk ekmek büfelerinden süt dağıtılmalı. Şu yukarıda saydıklarını üst üste koyun 2 – 3 trilyon ilave kaynak demek. Kaynak yok değil var. Yeterki ganimetçi yağmasından kurtulsun memleket.