İBRAHİM EKİNCİ
Ranta hücum ettiler, onların parası, başkalarının ölüsü oldu
Deprem sonrası tutuklama haberleri, “Devr-i AKP” manzarasının az çok bilinen bir başka yönünü üç taraftan gözaltı profil fotoğraflarıyla tescilledi. Yıkılan binaları yapan müteahhitlerin birçoğunun AKP’li olduğu anlaşıldı. Öyle seçmen filan da değil, bazıları AKP’li kurumlarda, örgütlerde yetkili, yönetici kimselerdi.
“Eşyanın tabiatı” derecesinde bir sabit değere çıkıyoruz: İmar planlarını delmiş, böyle çarık çürük inşa edilmiş binaları siyasette, bürokraside irtibatlar, bağlantılar, kankalıklar, ortaklıklar olmadan nasıl yapar, nasıl legal hale getirebilirsiniz ki?
Fani dünyada başını sokacak bir ev derdine düşmüş insanımız, yamaçlarına rant avcısı fıldır müteahhitlerin (işlerini düzgün, yasalara uygun şekilde yapanları tenzih edelim) konuşlandığı bir dehşet vadisine sürülmüş gibi. O vadilerden birinden 50 bin ölüyle çıktık. Hayatlarımızı koruması, kollaması gereken kurumlar, makamlar, o avcıların icraatlarını yılladır bize “gelişme, modernleşme” diye anlatıp alkışladılar. Yaptıkları binalardan ölü toplananlar, kalkınmamızın öncüleri olarak ödüllendirildi, taltif edildiler. İmar planlarına, yasaklarına karşı yapılmış eşkıyalıklar ceza görecekleri yerde “imar barışları” ile ödüllendirildiler. Şimdi bu depremde, daha altı – yedi yıl önce yapıldığı halde yüzlerce kişiye mezar olan yıkıntıların başında hem ağlaşıyor hem de enkazın altında başka nelerin kaldığını arıyoruz.
Tablo genel olarak şöyle: Hükümet AKP’de, yerel yönetimler, meclisler AKP’de, müteahhitler AKP’li… İşte ucu ranta çıkan bu üç ayaklı sistemin sorumluluğu, şimdi tek bir ayağa, müteahhitlere yıkılarak sistem temize çekilmeye çalışılıyor. Ama işte ne yapılırsa yapılsın, helalleşme, kader planı… Hangi söyleme kaçılırsa kaçılsın, her bir tutuklamada, müteahhidin ilişkileri, irtibatları, iltisakları ortaya çıktıkça, aslında kamu tarafı da vatandaşın vicdanına, bilincine, aklına yakalanıyor.
Birçok isim geçti. Bazıları tutuklu. Firarda olanlar var. Haberlerde bazılarının siyasi bağlantıları da belirtildi. Manzara hazindir. Binlerce insanın hayatına mal olan rant çarkının kurtlarına dur diyen çıkmamış. Kurumlar çökmüş, çürümüş, çalışmamış… Açamadıkları kapı, attıramadıkları imza, alamadıkları evrak kalmamış. Bir kısmı belediyelerde AKP’li meclis üyesi, belediye başkan yardımcısı… Bir kardeş müteahhit, diğeri yapı denetimci… Açılışlar AKP’li vekillerden. Binalarını “kıbleye bakıyor” diye pazarlayan var. Sitelere dini anlamı yüksek isimler verenler var.
Şu tabloya bakar mısınız?
- Maraş’ta 3 sitesi çöken Melsa İnşaat’ın sahibi Şahin Avşaroğlu, Dulkadiroğlu AKP ilçe Başkanı,
- Adıyaman Besni’de yıkılan 6 binanın müteahhidi Şükrü İşmen, AKP Besni İlçe Yönetiminde,
- Nurdağı’nda 300 kişiye mezar olan binaların müteahhidi Yunus Kaya, AKP’li Nurdağı Belediyesi Meclis Üyesi, dahası İmar Komisyonu Başkanı,
- Nurdağı’nın AKP’li Belediye Başkanı Ökkeş Kavak, başkan olmadan önce müteahhit. O dönem yaptığı bir bina çökmüş, tutuklu. Kardeşi de müteahhit ve Yunus Kaya ile ortak işler yapmış.
- Yıkılan Özkay City’nin müteahhidi Mehmet Özkan, AKP toplantısında “Reis’in dava adamıyım” diye video yayınlaşan kişi,
- Yıkılan Seyri İstanbul Sitesi’nin müteahhidi Muharrem Poyraz, Malatya MÜSİAD başkanlığı yapmış,
- KKTC’li sporcu çocuklar ve rehber grubu dahil 63 kişiye mezar olan İSİAS Otel’in sahibi Bozkurt kardeşler AKP’li. M. Fatih Bozkurt AKP’den Adıyaman Belediyesi Meclis üyeliği yapmış. Ahmet Bozkurt, TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi. Diğer kardeş Efe Bozkurt, AKP Gençlik Kolları yöneticisi,
- Servet ve Uğur Altaş, Ser – Al İnşaat’ın sahipleri. Yıkılan Güçlü Bahçe’nin de müteahhitleri. 3.2 metre uzunluğundaki altın makasla yapılan açılışa katılanlar arasında AKP’li vekil Sabahat Özgürsoy Çelik de var.
- Kırçuval Otel’in sahibi Zafer Kırçuval, Battalgazi Belediye Başkan yardımcısı, Malatya Büyükşehir Belediyesi Meclis üyesi,
- K.Maraş’ta yıkılan Saffron Otel’in sahibi Dursun Uyar, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın da bir dönem yöneticilik yaptığı Yimpaş’ın kurucusu. (Bu şirket gurbetçi paralarıyla kuruldu ve yarattığı mağduriyetler birçok davaya konu oldu.)
- Yıkılan Nurdağı Otel’in sahibi Mustafa Gökkaya, Nurdağ Belediyesi’nde AKP’den Meclis Üyesi,
- 70 kişinin hayatını kaybettiği Süeda Kent Sitesi’nin müteahhidi Mehmet Murat Bulut, Kızılay’ın Adıyaman şube başkanıymış. (Artı Gerçek'ten Onur Öncü'nün haberi)
Gazeteci Timur Soykan, bu müteahhit – siyasetçi – belediye sarmalının İslahiye bölümünü yazdı. Ondan aktarıyorum:
- Müteahhit Ahmet Tekin ve kardeşi Veysi Tekin: Müteahhidi oldukları Tekin Apartmanı enkazında onlarca kişi hayatını kaybetti. İlçede inşa ettikleri çok sayıda bina yıkıldı ya da ağır hasar gördü. Bunların arasında 6-7 yıllık apartmanlar vardı. Veysi Tekin, AKP ilçe yönetiminde. Siyasetteki yakın dostları AKP’li vekil Şamil Tayyar.
- Şaban Doğan: İslahiye’de yaptığı çok sayıda bina çöktü. Ahmet Tekin’in dünürü. 2011’de AKP İslahiye İlçe Başkanı’ydı. Kardeşi Mehmet Doğan ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatlarından.
- Hüseyin Erdoğan: İslahiye’de depremden sonra tutuklanan müteahhitlerden. Şamil Tayyar ile çok yakın bir isim. Kardeşi İbrahim Doğan, eski AKP İslahiye İlçe Başkanı.
- Murat Ergin Mideoğlu: Şamil Tayyar’ın yakın adamı. Yaptığı henüz 1 yıllık bina depremde ağır hasar gördü ve hızlı şekilde iş makinesiyle yıkıldı. Binadaki dairelerin çoğu boştu ve ölen olmadığı için tutuklanmadı. Müteahhit olmadan önce İslahiye İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yaptı. Bazı tarikatlarla yakın ilişkisi olan AKP’li bir bürokrat olarak tanınıyor. AKP’li İslahiye Belediyesi’nin başkan yardımcılığını da yaptı.
- İzzet Aytekin: Murat Ergin Mideoğlu ile birlikte belediye başkan yardımcılığı yaptı. Depremde çok sayıda insanın hayatını kaybettiği Müge Yapı Kooperatifi’nin yönetim kurulu üyesi.
- Kadir ve Bahadır Ateş kardeşler: Bahadır İnşaat ve 3T Yapı Denetim’in sahipleri, AKP’li bilinen isimler. Gaziantep BB’de bir başkan yardımcısıyla yakın ilişki içinde oldukları yaygın rivayet. Yaptıkları Sefa Apartmanı ve yıkılan çok sayıda binada onlarca kişi hayatını kaybetti.
300’e yakın tutuklu var. En son Adıyaman'da çok sayıda kişinin hayatını kaybettiği Mercan Sitesi Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Kırmızı tutuklandı. Dairelerini “kıbleye bakıyor” diye pazarlayan Rönesans Rezidans’ın müteahhidi Mehmet Yaşar Coşkun, Ebrar Sitesi’nin müteahhidi eski din dersi öğretmeni Tevfik Tepebaşı, yıkılan çok sayıda binanın müteahhidi Yavuz Karakuş, Adana'da yıkılan bazı binaları inşa eden Alpargün İnşaat'ın sahibi Hasan Alpargün tutuklananlar, gözaltına alınanlar arasında.
Muhakkak başka partilere ilgi duyan müteahhitler de vardır. Ama toplu fotoğrafın kalabalığı AKP’li müteahhitler. Dönemin karakteristiğidir. Siyasi ilgilerinden bağımsız olarak sonuçta bu kimseler ocakları söndürmeyi göze alarak kötü inşaatlar yaptılar, inşaat rantlarıyla zengin oldular. Onların parası, başkalarının ölüsü oldu.
Adaleti nerede bulacağız?
Eğer bir hukuk devletimiz olsaydı, sorumlular silsilesini takip eder, suçları sahiplerinin önüne koyardı. Ama yok. Tutuklamalar ilk basamakta (müteahhitlerde) kaldı, kesildi. Başına dünya yıkılmış depremzedeye de “Şimdi size ev yapacağız, parasını sonra verirsiniz” diyorlar. İşlerini bu kadar, sorumluluklarını bundan ibaret sanıyorlar.
Son bir notla yazıyı bitireyim.
AKP’li kadroların, bürokratların, siyasilerin ilk yıllarda kendilerini topluma gösterme, ispat etme derdi vardı. Çalışma istekliliği dikkat çekiyordu. Koşturma vardı. Yeğindiler. Becerebildiklerini göstermek istiyorlardı. Sonra sonra bu durum değişti. Bu saik kayboldu. İkbale, zenginleşmeye odaklanma başladı. Bu makas değişimi haliyle devletteki daha nitelikli ve etik kadroları dışlaya dışlaya ilerledi. Fırsatçılar öne çıktı zamanla. Yani hem kadro ayrışması hem makas değişimi aynı süreçte oldu. Memleket meselelerine, vatandaşın sorunlarına ilgileri kerhen derecesine indi. Çadır satan Kızılay ve yetersiz kalan AFAD tablosu bunu veriyor. Modern Türkiye’nin tarihinde, yeryüzünde insan sesi kaldıkça hatırlanacak “Rantiye Müteahhitler Zamanı”nı açan da bu oldu.