ÖZER ÇELİKSÜNGÜ
Sezonda damalı bayrağa ulaştık
Formula 1, sizlerle spor hakkında konuşup, düşündüğümüz köşemizdeki ilk konuğumdu. O yazımdan sonraki yazımlarımda da çeşitli sebeplerle Formula 1’i burada ağırladık. Sezonun bitişiyle beraber ufak bir süreliğine buna ara vereceğiz gibi görünüyor. Formula 1’i tatile uğurlamadan evvel geride bıraktığımız sezona genel bir bakış atalım.
Yeni Yönetmeliklerin Etkisi
2021’den 2022’ye geçilirken Formula 1 araçları önemli bir değişim geçirdi. Bu değişimlerin ana amacı pist üzerinde araçların birbirini takip etmesini kolaylaştırmaktı. Geçtiğimiz sezonlarda bunun önündeki en büyük engel eski araçların geriye çok fazla ‘kirli hava’ bırakmasıydı. Bu ‘kirli hava’ arkadan yaklaşan araçların yere basma kuvvetini ciddi bir oranda azaltıyor, bu yüzden de araçların birbirlerini yakından takip etmesini zorlaştırıyordu.
Teknik açıdan yeni dizayn, Formula 1’in sportif direktörü Ross Brawn’ın deyimiyle ‘’yarışılabilirliği’’ daha mümkün kıldı. Gerçekten bu sezon pist üzerinde birbirlerini daha kolay geçebilen araçlar gördük. Yarışılabilirliği arttırmak adına kesinlikle gidilmesi gereken çok yol var ama yeni yönetmelikler doğru yönde bir adım oldu.
Beklenmeyen Yan Etki
Yeni yönetmelikler ışığında, takımlar araçlarını geliştirirken fabrikalarında saptayamadıkları bir yan etki, sezon önü testlerde pistte ortaya çıktı. O da: Yunuslama.
Yunuslama, yüksek yere basma gücüyle çalışan bu araçların hava akımını tabanları boyunca iletirken ani kesintilerden kaynaklanan bir problem. Bunun sonucu olarak da araçlar belli bir hıza ulaşınca adeta dalgalanıyor. +300 kilometrelerde giderken aracın içinde basketbol topu gibi sekerken fren yapacak uygun anı seçmeye çalışmak son derece tehlikeli.
Yunuslama sezonun bir kısmında öyle bir boyuta ulaştı ki FIA sezonun bitmesini beklemeden bunu düzenleyecek yeni kurallar getirdi. Çünkü fazla yunuslama yapan araçların içindeki pilotlar, fiziksel olarak ciddi problemler yaşamaya başlamıştı.
Ustalık Eseri
Yeni yönetmeliklerle gelen değişimleri en iyi şekilde maksimize etmeyi başaran ekip, ikonik tasarımcı Adrian Newey önderliğindeki Red Bull oldu. Gittiği her takıma şampiyon bir araç tasarlayan Newey, bu sezon Red Bull aracında adeta (RB18) ustalık eserini yarattı.
22 yarışın 17’sinden galibiyetle ayrılan RB18, %77,27’lik galibiyet yüzdesi ile Newey’in tasarladığı en başarılı Formula 1 otomobili oldu.
Kusursuz Şampiyon
Bu sezonun Red Bull aracından daha komple bir şey varsa o da aracı şampiyonluğa taşıyan Max Verstappen’di. Sezon, aslında Verstappen için iyi başlamamıştı. İlk 3 yarışın 2’sinde teknik arızadan ötürü yarış dışı kalıp 0 çekmesinin ardından, Ferrari sürücüsü Charles Leclerc’le arasındaki fark 46 puana çıktığında birçok kişi Verstappen’e geri dönme şansı vermiyordu.
Fakat Formula 1 sezonu (özellikle artık) uzun bir maraton. 22 yarışın 3’ünü koştuktan sonra geride daha koşulacak 19 yarış vardı. Verstappen ve Red Bull, bu maratonu koşmaya Ferrari’den çok daha hazırdı. Çünkü geçtiğimiz sezon 7 kez dünya şampiyonu Lewis Hamilton ve Mercedes’e karşı verdikleri tarihe geçen şampiyonluk savaşı onları her şeye hazır hale getirmişti.
Formula 1 tarihindeki en komple otomobillerden birini Max Verstappen gibi şimdiden kendisini gelmiş geçmiş en iyiler arasına yazdırmış bir yarış makinasıyla birleştirince de ortaya rekorlarla dolu bir sezon çıktı.
- Bir sezonda en fazla galibiyet (15).
- Bir sezonda tek bir sürücü tarafından toplanan en çok puan (454).
- Bir sezonda farklı başlangıç konumlarından elde edilen en çok galibiyet (7).
- Bir sezonda pole pozisyonu (yarışa en ön sıradan başlamak) dışında kazanılan en çok galibiyet (9).
- Şampiyona tarihinde kapatılan en büyük fark (46).
Unutulmaz bir sezon.
Şahlanamayan At
Sezonun ilk 3 yarışını geride bırakırken bütün Ferrari hayranlarının aklındaki soru ‘’o sene bu sene miydi?’’. Fakat Tifosi’nin rüyası hızla altüst oldu. Sezona en hızlı araç olarak başlayan Ferrari, bu statüyü sezonun ortalarına kadar korumasına karşın nefesleri Red Bull’a karşı yetmedi.
Charles Leclerc 9 pole pozisyonu kazanmasına karşın sezondan sadece 3 zaferle ayrıldı. Ferrari en hızlı araç olduğu birçok yarışta galibiyeti Red Bull’a kaptırdı. Felaket ötesi yarış stratejileri, 3 lastikle denenen pit-stoplar, anormal tercihler ve akıl almaz beceriksizlikler. Ferrari çoğu zaman Red Bull’a değil kendine yenildi.
İstisna Mı? Yeni Normal Mi?
Mercedes, turbo hibrit çağıyla birlikte bu sporun zirvesine çıktı. 2014’ten 2021’e kadar koşulan 160 yarışın 81’ini Mercedes’le Lewis Hamilton kazandı. Geçtiğimiz sezonun son derece tartışmalı sonunun ardından bu sezona girilirken herkesin beklentisi Hamilton ve Mercedes’in rövanş için geri gelmesiydi.
Fakat beklentilerin aksine Mercedes turbo hibrit çağındaki en kötü sezonunu geride bıraktı. Hamilton, kariyerinde ilk defa bir sezonu pole ve galibiyet alamadan tamamladı. Sanırım Mercedes’in geride bıraktığı sezonun nasıl olduğunu takım patronu Toto Wolf’un demeciyle özetleyebiliriz: ‘’Bu sezonun otomobili koleksiyonumuzda özel bir yere sahip olacak. Onu en arkaya koyacağız.’’
Her büyük takım düşüş yaşayabilir. Ama gerçek büyükler asla iki sezon üst üste yerde kalmaz. Önümüzdeki sezon, bu açıdan Mercedes adına kritik bir test olacak.
Masadan Ayrılanlar
Bu sezon beklentilerinin gerisinde kalan 3 ismin Formula 1’de biletinin kesildiğini gördük. Williams pilotu Nicholas Latifi, Haas pilotu Mick Schumacher ve McLaren’de inanılmaz bir hayal kırıklığına dönüşen Daniel Ricciardo.
Bu üçlü masadan ayrılmak zorunda bırakılanlar. Bir de masadan kalkmayı kendi tercih eden bir isim var: Formula 1 tarihinin en genç şampiyonu, 4 kez şampiyonluk yaşamış olan Sebastian Vettel. Kendisi bu sezon sonunda emekliye ayrılma kararı aldı. Onu pistlerde özleyecek olsak bile, dünyaya Formula 1 dışında neler katabileceğini heyecanla bekliyor olacağım. Bizlere yaşattıkların için teşekkürler Seb.
Gelecek Sezona Bakış
2023 sezonunun sürücü kadrosu belli oldu. Naçizane, yeni ikililer arasında en merakla beklediğim McLaren’in Norris & Piastri. Şampiyonluk kumaşına sahip iki sürücü, kendini en üst seviyeye atmaya çalışan takımda… Tek kelimeyle enfes.
2023 sezonu dilerim olayların, sporun önüne geçmediği, takımların birbirine daha yakın olduğu rekabetçi bir sezon olur!