Soylu’nun söyleyemediği ‘son zamanlar’

“Bunları söylemekten hicap ediyorum ama bazen söylemekte de fayda olabilir.”

Böyle başlıyor sözlerine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve devam ediyor:

“Bizim Kürt olan valimiz var, Kürt olan emniyet müdürümüz var, Alevi kaymakamımız var. Babası 'dede' olan emniyet müdürümüz var, Ermeni kaymakamımız var, Caferi valimiz var. Özbek Türkü valimiz var. Hatta son zamanlara kadar Alevi valimiz vardı, yine olur.

Alevilere pozitif ayrımcılık yapıyoruz. Kendisini Alevi olarak tanıtan kaymakam adaylarını almak istiyoruz.“

Sadece AKP dönemi ile sınırlı olmayan bir devlet politikası olarak süre gelen gerçeği itiraf ediyor Süleyman Soylu. Gerçekten hicap mı duyuyor? Elbette hayır.

“Son zamanlara kadar Alevi valimiz vardı” derken tarih bile veremiyor.

Onun söyleyemediği tarihi biz söyleyelim. 2019 öncesi…

Halk Tv yazarı İsmail Saymaz, Şubat ayında bir söyleşi yaptı. Tam 40 yıl 6 ay mülki idare amirliği yapmış bir isimdi konuştuğu kişi; Mehmet Seyman.

Kaymakamlık, Habur Sınır Kapısı Mülki İdare Amirliği ve farklı illerde beş kez vali yardımcılığı yapmıştı.

Aleviydi. En son Adana’da iken 2019 yılında emekli olmuştu.

Her kaymakamlığa başlayan mülki idare amiri gibi onun da ideali bir gün Vali olmaktı. Alevi olduğu için valilik koltuğuna hiç oturtulmamıştı. Haliyle incinmiş, üzülmüş ve düş kırıklığı yaşamıştı.

Zaman zaman taslak atama kararnamelerinde adı vali olarak yer almıştı ama kararnamelere hiç girmemişti:

“İstanbul’da sekizinci yılımda benim için kapılar kapanmıştı. Biliyor, görüyor, yaşıyor, öğreniyorsunuz. Aktif görevdeyken bunları söyleyemezsiniz. Dile getirmek bile başınızın ciddi anlamda derde girmesine yol açar.”

Evet biliyordu vali olamayacağını hatta duyuyordu da:

“Dolaylı olarak ‘Sen çok başarılısın ama Alevi olman nedeniyle olmadın ve olamazsın‘ değerlendirmelirini duydum bürokrasi ve siyasetteki bir takım kişilerden.“

Hadi, Saymaz’ın Mehmet Seyman ile yaptığı söyleşinin bir kısmına bakalım ve Soylu’nun veremediği o ‘yakın zamanlar’ı okuyalım

"- Sizin döneminizde Alevi vali oldu mu?

Elbette oldu. Şahsen tanıyorum. Biri dönem arkadaşım, bir ağabeyimizle de aynı ilde görev yaptık.

- Tanıdığınız kaç Alevi vali var?

Üç.

- 40 yıl boyunca yalnız üç vali mi?

Evet, üç. Hatta birisi mesleğe başladığım zamandaydı. İki vali demek daha doğru.

-Emekli olurken Alevi vali var mıydı?

Yoktu.

- Kaymakamlar…

Sayıca azdı. Çok fazla değildi.”

İşte Süleyman Soylu’nun “son zamana kadar Alevi valimiz de vardı“ dediği tarih 2019 öncesi; o da 2 vali. 81 ilin sadece 2’sinde.

Soylu’nun dediği gibi “yine olur“ mu?

Olur, belki bir ya da en fazla iki. O da vitrin süsü olarak.

Ne diyor Soylu:

“Pozitif ayrımcılık yapıyoruz. Kendisini Alevi olarak tanıtan kaymakam adaylarını almak istiyoruz.”

Neden?

Neden bir kaymakam adayı kendisinin dinini, mezhebini, kökenini açıklamak durumunda olmalı?

Hayır zaten devlet kimin ne olduğunu çok iyi biliyor, fişliyor ve ona göre önünü açıyor ya da kapatıyor; iktidarda kim olursa olsun.

İşte bu anlayışı hiç utanıp sıkılmadan dile getiren Soylu, vitrin süsü aradıklarını itiraf ediyor.

Erdoğan’ın tartışılan Cemevi ziyaretinden sonra taleplerini bir kez daha dile getiren Aleviler ne diyordu:

“Kamuda işe alımlarda ve görevde yükselmede ayrımcılığa son verilmelidir.”

Yani bırakın “pozitif ayrımcılığı“, siz “negatif ayrımcılık“ yapmayın, yeter.

Bu sorun öyle film dekoru gibi Cemevi dizayn ederek gidip dedenin postuna oturmakla çözülmez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
AYŞE YILDIRIM Arşivi
SON YAZILAR