İBRAHİM EKİNCİ
Vatandaş TL’den kaçmasın da ne yapsın?
İBRAHİM EKİNCİ
Şu tabloya bakar mısınız? Temmuzda yatırım araçlarının enflasyondan arındırılmış getiri – götürülerini gösteriyor. Mevduat faizi, brüt üzerinden hesaplandığı halde dahi kaybettirmiş. DİBS de kaybettirmiş. Peki, şimdi vatandaşın altına, dövize kaçmasının neresi saçma, neresi mantıksız, neresi beklenmedik? Düzeltilmesi gereken bu tablo ama iktidar medyası “Türkiye’ye ekonomik operasyonlar” teranesi anlatmaya devam ediyor.
Altında ne yapıyorlar, neyi amaçlıyorlar?
1. İşlenmemiş altın ithalatına kota (miktar sınırlaması) getirildi. Nedeni ithalatının hızlı artması… İlk 7 ayda, geçen yıl aynı döneme göre %180 artışla 19.4 milyar dolara ulaşması… Ve dış ticaret açığını, dolayısıyla cari açığı artırması… Tablo aslında 3 yıldır böyle. Net altın ithalatı 2020’de 22.4 milyar, 2022’de 19.4 milyar dolardı. Bu yıl ilk 7 ayda 14.8 milyar dolar oldu. Daha yılın bitmesine 5 ay var.
Peki, ithalatı neden artıyor?
Prof. Hakan Kara’nın sayfada paylaştığım grafiğinde cevabı var. Çift haneli enflasyon!
Seçimler öncesinde talep MB altın rezervlerinden karşılanmış ve Dünya Altın Konseyi verilerine göre Türkiye, rezervlerinden en fazla altın satışı yapan ülke olmuştu. Hükümet devam eden bu talebi şimdi başka önlemlerle sınırlamak istiyor. Altın talebinin nedeni vatandaşın yüksek enflasyon karşısında tasarrufunun erimesini önlemek istemesi… Dövizdeki talep de aynı. Her ikisinin de tercih edilmesinin nedeni TL varlıkların zarar ettirmesi… Enflasyon %60’a giderken TL mevduat faizleri yüzde 30’un altına gitti. Düşük tutarlı mevduatlara %20’nin altında faiz veriyorlar. Özü ekonomiye hem güvensizlik devam ediyor hem yatırımcı TL’den mecburen kaçıyor.
2. Altında bir başka önlem de işlenmiş (mücevher) altın ithalatına %20 ek vergi getirilmesi oldu. Bu önlem de birincisiyle aynı amacı güdüyor.
3. Altında 3. önlem, basılı altında en küçük birimin yarım gramdan 1 grama yükseltilmesi… Küçük tasarrufçu alamasın amaçlıyor.
4. İşte bu talep yüzünden dünyada altın fiyatları düşerken Türkiye’de yükseliyor. Kapalıçarşı’da gram fiyatı 1.750 lira seviyelerini gördü.
5. Hükümet, altın yatırımını cazip olmaktan çıkaracak önlemler yerine yatırım yapılmasını zorlaştırma yoluna gidiyor. Yani yine işi kuyruğundan tutuyor. Yine atlar arabanın arkasına koşulu!
Dövizde ne yapıyorlar, neyi amaçlıyorlar?
1. Aşağıdaki tabloyu Ekonomi Yazarı Alaattin Aktaş’tan aldım. Grafikteki hal, dövizde eski düzenin devam ettiğini gösteriyor. Döviz bir çıkıyor, sonra belli bir seviyede müdahale başlıyor. Böylece bir süre aynı seviyede kalması sağlanıyor. Sonra tekrar bir bırakılıyor ve sonra tekrar müdahale… Böylece dövizde merdiven grafik oluşuyor.
2. Dövizde eski düzenin ( rezerv satışıyla kura müdahale) devam ettiği görülüyor. Gaye Erkan’ın MB başkanı olarak atanmasından sonra net rezervlerde 18 milyar dolar iyileşme olmuştu. Ancak son haftalarda tekrar kura müdahale satışları yapıldı. Net rezervlerdeki artış durdu, net döviz pozisyonu da eksi 60 milyar dolar seviyesine yükseldi.
3. Peki merdiven sistemi devam edecekse 27 TL’yi aşan dolar kuru bir sonraki basamakta kaç lirayı bulacak? Yerel seçimler yaklaşırken 30 liranın üstündeki bir kuru hükümetin arzu etmeyeceğini tahmin edebiliriz. Benim görüşüme göre Haziran’da ekonomi yönetimi değişikliği ile birlikte kuru bıraktıklarında tahminim, 25 – 26 TL’de kalacağı beklentisi vardı. Ne var ki oraya geldiğinde kur artışının hız kesmediği, bıraksan gideceği anlaşıldı. Müdahale de bu noktada başladı. Şimdi ara ara bırakıp tansiyon ölçüyorlar. Her denemede 28 liraya fırlıyor. Dayanamayıp tekrar müdahaleye başlıyorlar. Seçime kadar bu düzeni devam ettirmek isteyeceklerine şüphe yok. Ama başarabilirler mi, bilmiyoruz. Bu da yabancıların ikna edilmesine bağlı. Şu ana kadar sonuç yoktur.
KKM’den nasıl çıkılacak?
1. KKM dolarizasyonu artırıyor. Son getirilerinin de eklenmesiyle 3.3 trilyona yükselmiş durumda. Doğrudan yabancı para mevduat eklendiğinde geçen hafta % 67.7 olan dolarizasyon oranının % 68.4’e çıktığı görülüyor. Hem bu gelişme hem de düşük faiz nedeniyle kaçış TL mevduatın toplamdaki payının düşmesine neden oluyor. Enflasyon yükselirken mevduat faizlerinin aşağı gitmesi, “dövize, altına hücum” koşullarını yeniden oluşturuyor. Dolar kurunun tutulması ise borsa yatırımını daha cazip bir seçenek olarak öne çıkarıyor.
2. Belaya dönüşen KKM uygulaması getirildikten sonra, eşliğinde yaklaşık 200 milyar dolar rezerv satışı gerçekleştiği için, kuru tutmak bakımından kendi rolü tartışmalı. Albayrak, KKM’siz de salt rezerv satışıyla aynı sonucu (kurda yatay seyir) sağlayabilmişti. Ağustos itibariyle KKM yatırımcısına kamu ödemesinin 700 milyar lirayı bulacağı tahmin ediliyor. Kurda yeni ataklar bu miktarı rahatlıkla 1 trilyon liranın üstüne taşıyabilir. Döviz yükümlülükleri, son yıllarda yabancılar ve reel sektörden devlete geçtiği için her kur artışı kamu yükünü olağanüstü artırıyor. Son borç stoku rakamlarında bir ayda 800 milyar liraya yakın bir kur etkisi görmüştük.
3. Ekonomi yönetiminin KKM’den çıkışı teşvik edecek bir alternatif yatırım enstrümanı üzerinde çalıştığı belirtiliyor. Süper bono olmayacağı belirtildi. Enflasyona endeksli ve artı kazanç sağlayan bir yatırım aracı çıkarılabilir. Belli bir tarihten sonra yeni hesap açılmaması, vergi avantajlarının kaldırılması gibi seçenekler üzerinde durulduğu belirtiliyor.
Borsa’da neler oluyor?
1. Ekonomi yönetimindeki değişiklik, borsaya aradığı hikâyeyi sağladı. Bu arada yabancı girişi de oldu. Yabancıların payı iyi zamanlarında yüzde 65’leri geçmiş, Nas politikaları döneminde yüzde 27.5’e kadar gerilemişti. Son haftalarda tekrar birkaç puan artarak 30’u buldu. Son birkaç gündür yabancılar piyasada aktif görünüyorlar. Londra swap piyasasının açılacağı söylentileri banka hisselerine yaradı. Banka hisselerinde yüklü yabancı alımı oldu. Borsa uzmanı İris Cibre’nin verdiği son bilgi şu: “Yabancı girişi 9. haftada da devam etti. 9 haftada toplam giriş 1,93 milyar dolar, böylece, 2023 BİST net yabancı girişi +327,5 milyon dolara yükseldi Daha önce 1,6 milyar dolar ekside idi. Yabancı takas payı % 30,86’ya yükseldi.”
2. Yalnız borsada yabancı alım satımında dikkat çekici işler oluyor. 8 Ağustosta yabancılar 3 milyar liraya yakın satış yaptılar. Bu satış aynı gün yerli yatırımcı tarafında alışla karşılandığı için endeksteki düşüş 0.78 puanla sınırlı kaldı. Dolayısıyla bu işlemde, yabancı çıkışının yaratacağı düşüşü önlemek için destekli bir alım mı olduğu tartışması yapıldı. 9 Ağustos günü tekrar yüklü yabancı alımı gerçekleşti. 10 Ağustos’ta devam etti. Kurların baskılanması, düşük faiz artışı, TL’nin kaybettirmesi borsayı yeniden gözde yatırım aracına dönüştürdü. Geçen ay yine en çok kazandıran Borsa oldu.
Sonuç?
Bu ekonomi yönetiminin yapacakları çok sınırlı. Erdoğan’ın gölgesi tepelerinde. Erdoğan her an, “Enflasyonu yüzde 40’ın altına getirmiştik. İşleri onlara bıraktık yüzde 60’a çıkardılar” diyerek gönderirse, hiç şaşırmam. Şu andaki durumlarını Prof. Kozanoğlu güzel anlatmış: “(Ekonomi yönetiminin yabancılarla toplantısı) gösterdi ki, yeni ekonomi kadrosunun bütünlüklü bir programı olmadığı gibi, böyle bir programı uygulamak için yetkisi de yok. Seçim arifesinde döviz rezervleri tükenen ekonomide, bir ödemeler dengesi krizini engellemek için görev almışlar.”
Bu kadar. Bence de.