MEHMET ÇETİNGÜLEÇ
Yükselen faiz borsaya akını önleyemiyor
Merkez Bankasının ilan ettiği politika faizi yüzde 9. Önümüzdeki toplantılarda daha aşağı çekilmesi bekleniyor, ama hiçbir hükmü yok.
Sadece tabelada öyle yazıyor...
Bankaların 150 bin lira ve üzerindeki mevduata uyguladıkları faiz yüzde 30'un üzerinde.
Buna rağmen yatırımcılar borsadan vazgeçip mevduata dönmede isteksiz.
Borsanın tek seçenek olmaktan çıkarılıp vatandaşın başka alternatiflere yönelmesi sağlanmak isteniyor, ama yüksek enflasyona karşılık verilen yüzde 30'luk faiz oranları bile yeterli bulunmuyor. Borsaya akın devam ediyor.
Borsa İstanbul'daki yatırımcı sayısı geçen hafta 83 bin gerilemiş görünüyordu. Bu aslında yatırımcı çıkışından değil, halka arz edilen şirketlerden daha fazla hisse almak için eş dost kim varsa onların adına açılan hesapların daha sonra kapatılıp hisselerin tek elde toplanmasından kaynaklanıyordu. Nitekim borsadaki yatırımcı sayısı 25 Ocak tarihi itibariyle 4 milyona ulaştı. Bu son 25 günde 210 bin yatırımcının daha borsaya girdiğini gösteriyor. Ocak ayında, hafta sonu tatilleri düşüldüğünde günde ortalama 11 bin 666 kişi hisse senedi satın almış.
Hisse senetlerinin piyasa değeri yılbaşından 31 Aralık 2022'de 6 trilyon 200 milyar lirayken 12 Ocak'ta 5 trilyon 500 milyara gerilemişti. Değer kaybı 700 milyar lira düzeyindeydi. Ancak 12 Ocak-25 Ocak 2023 tarihleri arasında hisseler 300 milyar lira değer kazandı. Borsa İstanbul'daki kağıtların piyasa değeri 5 trilyon 800 milyar liraya yükseldi.
Anlaşılan hükümetin seçime kadar borsada büyük kayıplara izin vermeyeceğini, hatta borsanın seçim öncesi yeni bir ralli daha yapacağını düşünen yerliler satış yapmadığı gibi hisse senedi almaya devam ediyor. Buna karşılık yabancılar 20 Ocak'la biten haftada 330.9 milyon dolarlık satış yaptı. Bir önceki hafta yabancılar 67.6 milyon dolarlık alış gerçekleşmişti. Alışın halka arzlardan kaynaklandığı tahmin ediliyor. Nitekim hemen ardından yabancıların sert satışı geldi.
Borsada yatırımcı sayısının 4 milyona çıkması tehlikeli değil. Çünkü kripto paralarda bile 5 milyonun üzerinde yatırımcıdan söz ediliyor. Ancak, küçük yatırımcılar büyüklerin tuzağına düşürülür, Ocak ayı boyunca yaşanan sert silkeleme hareketlerinin devamı gelirse tehlikeli bir sürece girilir. Bu sürecin borsada işlem yapan yabancı yatırım bankaları aracılığıyla tetiklenmesi de mümkün ki, bunu sık sık yapıyorlar.
Borsaya alternatif seçenekler oluşturulmak istenmesi böyle bir riskin görülmesinden de kaynaklanıyor olabilir.
Merkez Bankası bir yandan tribünlere oynayıp haftalık repo faizini (politika faizi) hiç kimsenin dikkate almayacağı rakamlara indirirken, diğer yandan bankaların daha yüksek faiz uygulamalarını destekliyor. Bunun son örneği önceki gün Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında üst sınırın kaldırılması oldu.
KKM hesaplarındaki yatırımcılar, dövizin yeterli getiri sağlamaması durumunda politika faizi artı yüzde 3'lük faiz alabiliyordu. Yani yüzde 12 faiz. Şimdi Merkez Bankası kararıyla yüzde 3'lük üst sınır kaldırıldı. Bundan sonra bankalar KKM'ye para yatıranlara yüzde 9 artı istediği kadar faiz uygulayabilecek. Böylece yaklaşık 1,5 trilyon liradan 1 trilyon 370 milyar liraya gerileyen KKM hesaplarından kaçış önlenebilecek. Bu yolla KKM seçeneğinin yeniden canlandırılması bekleniyor.
Özetle, "faiz sebep enflasyon sonuçtur" tezini doğrulamak için yüzde 9'a indirilen tabela faiziyle piyasayı yönlendirmenin mümkün olmadığı görüldü. Bundan sonra piyasa adım adım kendi şartlarında işlemeye başlayacak. Seçimlerin ardından gelecek zamlarla enflasyon düşüş değil artış sürecine girecek.
Ocak ayındaki enflasyonun yüksek çıkacağını Merkez Bankası Başkanı da kabul etti. Çünkü maaş zamları anında etiketlere yansıdı. Fazlasıyla.
Asıl zamlar Mayıs'tan sonra. Bunu herkes biliyor. Beklenti böyleyken Merkez Bankasının yüzde 22.3'lük enflasyon hedefine ulaşması mümkün görünmüyor...
Bu arada seçime kadar liralaşmaya devam.
Yurt dışındaki dövizler yurt içine getirilip Türk lirasına çevrilirse fazladan yüzde 2 prim ödenecek.
KKM'deki serbest faiz ve döviz bozdurmaya ilave prim desteği doların seçime kadar baskılanacağını gösteriyor. Dövizin seçenek olmaktan çıkarıldığı bir ortamda borsaya yönelişin devam etmesi sürpriz değil...