İBRAHİM EKİNCİ

İBRAHİM EKİNCİ

Zengin harcamış, dar gelirli kısmış

Bir zamanların Anadolu kaplanları, yıllar yılı büyük sermayeye diş biledikten sonra AKP iktidarıyla birlikte çalışma hayatında emek ve mücadele ile ulaşılmış o çok geri seviyeleri bile çökerterek ve kuralsız bir cangıla dönen iş ortamı içinde, iktidarın kayırma ayrıcalığından yürüyerek hırs ve iştahını gerçekleştirdi. Tarihimizdeki en vahşi sömürü dönemini tertipleyerek bugün metropol büyük sermaye ile boyölçüşebilir zenginliğe geldi gibi… Hangi göstergeye dönsek, baksak bu büyük soygunun izlerini, sonuçlarını görüyoruz. Durum buyken, “ekonomist” Cumhurbaşkanı’nın patlattığı enflasyonla mücadele dahi, yeni bir soygun tertibinin fırsatına dönüştürülüyor. Türkiye’yi sıcak para cennetine çeviren ekonomi yönetimi, “vergi reform yapıyorum” teranesi eşliğinde en son moto kuryelerin peşine düştü.

Neresinde vicdan var bu işlerin?

Gelin şu son rakallara bakalım.

TÜİK’in hane halkı tüketim harcamaları 2023 istatistiklerine…

AKP dönemi (2002 – 2023) olarak bakıldığında, varlıklı kesimlerin harcama paylarında artış olduğu, en alt yüzde 20’nin harcama payında yüzde 22,3, en alt ikinci grubun harcama payında yüzde 8,6 kayıp yaşandığı görülüyor. En yüksek gelirli yüzde 20’lik kesimin harcama payı ise bu dönemde yüzde 4,9 artarak yüzde 38,2’den yüzde 40,1’e çıkmış. Gelir gruplarının hane halkı harcamaları içindeki payını gösteren tablo şöyle:

TÜİK’in açıkladığı verilere göre:

  • En yüksek gelirli % 20, 2022’de toplam harcamaların yüzde 37,4’ünü yaparken, 2023’te bu oran yüzde 40,1’e çıkmış.
  • En yoksul yüzde 20, 2022’de toplam harcamaların yüzde 8,1’ini yaparken, 2023’te payı yüzde 7, 2’ye gerilemiş.
  • 3. %20’lik dilimin payı (%17,4) değişmemiş, diğer bütün gruplarda düşmüşken, sadece gelirden en fazla pay alan yüzde 20’nin harcama payı artmış.
  • En yüksek %40’lık grup toplam tüketimin %63,3’ünü yaparken, en alt %60 tüketimin sadece %36,8’ini yapmış.
  • En yüksek %20’lik kesim en alt %60’lık kesimden daha fazla harcamış. Dar gelirli ilk 3 dilimin toplam harcama payı %36,8, sadece en zengin %20’nin payı %40,1!

tablo-1.png

EMEKLİ PERİŞAN OLMUŞ

TÜİK verilerine göre emeklinin durumu perişan gözüküyor. TÜİK’in “Temel gelir kaynağının hanehalkı tüketim harcamasının türlerine göre dağılımı” tablosuna göre, gıda harcaması emeklilik geliriyle geçinenlerin harcamaları için yüzde 28,4 paya sahip. Yine en yüksek oranlı konut – kira harcaması yüzde 31,9’la emeklilerde. Bu iki oran tüm diğer temel gelir kaynağı türlerinde en yüksek oran! Diğer yandan en düşük giyim ayakkabı harcaması oranı, en düşük eğlence kültür harcaması, en düşük otel lokanta harcaması oranı da emeklilerde.

Dikkat çeken birkaç diğer bulgu da şöyle:

  • En yoksul %20, sadece ev-işyeri arası gidip gelmiş görünüyor. Bu kesimde ulaşım harcaması toplam harcamasının sadece %8’i, bu oran genellikle daha fazla seyahat ettiği ve genellikle özel araç kullanımı nedeniyle en yüksek %20’de %28
  • En düşük %20’lik kesim için gıda+kira’nın toplam harcaması içindeki payı yaklaşık %66 iken, bu en yüksek %20 için sadece %35
  • En düşük gelirli %20 gıda harcamalarına gelirinin %36.6’sını ayırdı. En yüksek gelirli %20 ise yüzde 14,5’ini ayırdı.
  • En düşük gelirli %20 konut ve kira harcamalarına gelirinin % 29.2’sini ayırırken, en yüksek gelirli %20 gelirinin %21’ini ayırdı.

***********

TÜİK’İN TORBASI VAR

Enflasyon rakamlarına TÜİK’ten başka inanan yok desek abartı değil. İkinci sırada en az güvenilen rakamlar ne dense, herhalde işsizlik rakamları çıkar. Rakamlarla genel durum uyumsuzluğu, iç çelişkiler yine dikkat çekiyor:

  • Yatırım teşvik verilerine bakarsak yatırımlarda ciddi yavaşlama devam ediyor. Nisanda teşvik belgeli yatırım tutarı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 47,7 azalmış.
  • Konkordatolarda rekor artış var.
  • Sanayi üretiminde düşüş izleniyor. Son veri nisanda % 4,9 düşüştü. Bir önceki ayda da düşüş vardı.
  • Nisanda 49,3 olan manşet PMI, Mayıs'ta 48,4’e gerileyerek ikinci ay üst üste eşik değer olan 50'nin altında kalmış.

Fakat TÜİK’e göre Türkiye’de işsizlik oranı, nisanda bir önceki aya göre 0,1 puan azalarak yüzde 8,5 seviyesine gerilemiş. Durum iyi diyor TÜİK ama bir diğer verisi vehameti ortaya koyuyor: Atıl işgücü oranı (geniş tanımlı işsizlik) ise aylık bazda 3,1 puan artarak yüzde 27,2 olmuş. Geniş tanımlı işsizlik en son pandemi döneminde 2021 yılının mayıs ayında yüzde 27,2 olarak ölçülmüştü. TÜİK’in torbası burası. İşsizlerin bir kısmı buraya doldurulunca manşet işsizlik rakamları düşük çıkıyor.

Dr. Osman Berke Duvan’ın işsizlik rakamları üzerinden yaptığı incelemede çarpıcı sonuçlar var. “Bugün TÜİK tarafından açıklanan “Nisan Ayı İşgücü İstatistikleri” işgücü piyasasında olağanüstü gelişmelere işaret ediyor. TÜİK ’in sadece manşet rakamlarına bakılırsa işgücü piyasasında çok dikkat çekici bir durum yok. Ancak detaylara inince manzara değişiyor” diyen Duvan’ın analizi şöyle:

  • Özellikle istihdam verileri çok ilginç. TÜİK ’in manşet verilerine göre “istihdam” pandemiden bu yana neredeyse kesintisiz artıyor. Pandemide istihdamın dip yaptığı 2020 Nisan'ından bu yana, ekonomide 7 milyon 522 bin kişilik ilave istihdam yaratıldığı anlaşılıyor.
  • Ancak yaratılan istihdamın kompozisyonuna bakıldığında tablo dikkat çekici bir hal alıyor. Son 4 yılda yaratılan her 100 istihdamdan 34’ü “zamana bağlı eksik istihdam” yani daha fazla çalışmak istediği halde iş bulamadığı için çalışamayan kişilerden oluşuyor.
  • Gelelim istihdamın zaman içindeki seyrine. Çalışmak istediği kadar çalışabilecek işlere kavuşanlara işaret eden bu yönüyle de “kırılgan olmayan ya da kaliteli istihdam” diyebileceğimiz istihdam, düzey olarak, 2022’nin ortalarından itibaren yatay bir platoda hareket ediyor.
  • 2022’nin Haziran ayından bu yana manşet istihdam sadece 1 milyon 866 bin kişi artıyor. Ancak artışın bileşenleri çok dikkat çekici. Bu dönemde "kırılgan olmayan-kaliteli istihdam" 868 bin kişi gerilerken, "zamana bağlı eksik istihdam" 2 milyon 734 bin kişi artıyor.
  • İşgücü istatistiklerindeki asıl ilginç gelişmeye gelelim… Nisan’da "manşet istihdam", bir önceki aya göre, sadece 1000 kişi geriliyor. Yani istihdam Nisan'da yerinde sayıyor.
  • Kırılgan olmayan (kaliteli) istihdam ise Nisan ayında 1 milyon 300 bin kişi geriliyor. Söz konusu istihdam serisinde bu boyutta bir kayıp ise sadece pandemi döneminde yaşanıyor.
  • Peki Nisan’da istihdam kaybını telafi ederek, yerinde saymasını sağlayan bileşen hangisi? Elbette “Zamana bağlı eksik istihdam.” Yani daha fazla çalışmak istediği halde 40 saatten fazla çalışamayan, part-time ve benzeri işlerde çalışanlar.
  • Nitekim Pandemide bile yaşanmayan bu yılın Nisan ayında yaşanıyor ve zamana bağlı eksik istihdam edilenlerin sayısı tek bir ayda 1 milyon 299 bin kişi artıyor. Mevcut istihdam serisinde böyle bir artış ise daha önce hiç yok...
  • Atıl işgücü oranı ile manşet işsizlik oranı arasındaki makasın açılmasının ardında da büyük ölçüde bu var. Atıl işgücü oranı "zamana bağlı eksik istihdamı", yani çalışmak istediği kadar çalışamayanları bir nevi "işsiz" kabul ederek, ilgili oranın hesabında dikkate alıyor.
  • İstihdam verilerinde tek bir ayda (Nisan) bu kadar olağanüstü bir değişim akıllara Nisan’da “acaba bir yöntem veya tanım değişikliği mi oldu?” sorusunu getiriyor. Ancak TÜİK ’in basın bülteninde böyle bir izahat da bulunmuyor.”

Son bir nokta… 2023 Ekim ayından bu yana, aşağı yukarı 1,5 yılda “zamana bağlı eksik istihdam”daki kişi sayısı 2 milyondan 4 milyona çıkmış. Bu nasıl olmuş, hakikaten izaha muhtaç!

Önceki ve Sonraki Yazılar
İBRAHİM EKİNCİ Arşivi
SON YAZILAR