AZMİ KARAVELİ
10 maddede Hatay izlenimleri
6 Şubat’ta meydana gelen ve tüm Türkiye’yi sarsan Maraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki depremde can kayıpları artıyor. Depremin vurduğu kentlerden biri olan Hatay'dan izlenimler...
Genel durum
Hatay hakkında ne söyleniyorsa, zihninizde nasıl bir kent canlandırıyorsanız lütfen onu 100 ile çarpın. Evet koca bir kent yok olmuş durumda. Medeniyetlerin beşiği, halkların kesişim merkezi, sokaklarıyla, kültürel birikimiyle, kapılarıyla, mutfağıyla, güzel insanlarıyla bildiğimiz bir kenti kaybettik.
Kent tam bir karanlıklar şehrine dönmüş durumda. Kent merkezinde; Defne’de Samandağ’da sağlam kalan bina sayısı yok denecek kadar az. Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın depremin üçüncü günü yaptığı “binaların yüzde 2-3’üne ancak arama kurtarma gitti” açıklamasına önce inanmak istememiştim. Çarşamba gecesi Samandağ’da çok az sayıda arama kurtarma faaliyetine tanıklık ettiğimizde durumun vahametini anladık. Perşembe sabahı Defne Armutlu’da çok sayıda sivil insanın binalarda “kimse var mı” diye bağırmalarına şahitlik ettik. Arama kurtarmaların en yoğun olduğu bölge Atatürk Caddesi. Kentin iç çeperlerine girince ekipler ne yazık ki azalıyor.
Arama kurtarma hakkında insanlar ne düşünüyor?
İnsanlar ordunun ve maden arama kurtarma ekiplerinin kente geç intikal etmesi, gelen ekiplerin de ilk saatlerde sağlıklı yönetilememesi nedeniyle, yüzeyde kurtarılabilecek çok sayıda insanın hayatını kaybetmesine neden olduğunu söylüyorlar.
Konuştuğumuz Hataylıların çoğu ilk saatlerde kendi imkanlarıyla insanları nasıl kurtardıklarını anlattılar. Yakınları enkaz altında kalan insanlar, “merak etme kurtaracağız seni” diyerek onlara umut verdiklerini ancak kimsenin gelmemesi nedeniyle kurtaramadıklarını ifade ediyorlar. Özellikle yakınlarını kaybedenlerde tarifsiz bir acı ve öfke söz konusu.
Koordinasyon
AFAD’ın “her şeyi biz yapacağız, her şey bizim kontrolümüzde olsun” anlayışı, ne yazık ki böylesi bir ölçekteki afette hem gecikme hem de atalet yaratmış durumda.
Gökhan Zan’ın da sosyal medyada haykırdığı gibi, Çarşamba günü onlarca çalışma makinesini, müdahalenin en önemli olduğu saatlerde, Serinyol’daki yol kenarında biz de gördük. İnsanlar keskin soğuğa rağmen hayatlarını gıda, kıyafet ve barınma olmadan da ilk saatlerde devam ettirebileceklerini ancak profesyonel ekip, ekipman ve koordinasyon olmaması nedeniyle ölü sayısının arttığını söylediler.
İhtiyaç Listesi
Gıda ve kıyafet/battaniyenin kentte yeterince olduğunu gözlemlemekle birlikte köylerde ciddi anlamda gıda sorunu olduğu haberlerini ilk 3 günde aldık. Galatasaray Kulübü ve Ahbap’ın koordinasyonunda Expo Hatay’da çok geniş bir alanda depo kurulmuş durumda ve son derece düzenli çalışıyorlar. Bazı yerlerde ne yazık ki sosyal medyaya düştüğü gibi sokaklara atılmış kıyafetleri biz de gördük. Çarşamba öğleden sonra Ankara Büyükşehir Koordinasyon Merkezi’nden aldığımız bilgilere göre ihtiyaç listesi şu şekilde: Çadır, konteyner, portatif tuvalet, kurtarma malzemesi, battaniye, ısıtıcı, jeneratör, power bank.
Parti ve STK inisiyatifleri
AFAD’ın “koordinasyon bizden geçecek” anlayışına karşı birçok inisyatif sahada. TİP, TKP, Halkevleri daha çok Defne bölgesinde konuşlanmış durumda ve son derece verimli işlere imza atıyorlar. TİP’in merkezinde aynı zamanda ilk müdahalelerin yapıldığı, ilaçların dağıtıldığı bir de revir var. Revirde görev yapan beyin cerrahı Okan Cinemre, depremin ilk gününden beri merkezde olduklarını, Hataylılarla merkezin oluşturulduğunu belirterek şu bilgiyi verdi: "Burada sağlık personelleri var. Burayı acil müdahale alanı olarak organize ettik. Hasta karşılıyoruz, ilk karşılamayı yapıyoruz, yaralarını temizliyoruz, dikişler atıyoruz. Hastanelere nakillerini sağladık. Medikal ekip olarak görev yapıyoruz. Buraya dünden bugüne 100'e yakın hasta geldi, 4'ü ağırdı, 3'ü göçük altında kalmıştı."
Bölgede TKP'nin de reviri bulunuyor. TKP’lilerin merkezinde de yaklaşık 400 kişilik bir gönüllü, Armutlu’da çalışmalarını sürdürüyor. Halkevleri Harbiye ve Aşağıokçular mahallerinde aktif olarak çalışıyor.
Ayrıca Twitter’da bin kişiyi aşkın gönüllü bir Hatay İletişim Grubu da Cuma sabahı kuruldu ve etkin bir çalışma yürütüyorlar.
Belediyeler
CHP’li belediyeler, ağırlıklı olarak Ankara Büyükşehir Belediyesi koordinasyonunda, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün arazisinde konuşlanmış durumda. Yüzlerce tır malzemenin gelmesi nedeniyle burada da yoğun bir çalışma gözlemleniyor. Yardımların bilgisayarda envanterinin tutulması konusunda bazı eksiklikler giderilirse daha verimli çalışma ortamı sağlanabilir diye düşünüyorum. İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Tır Garajında çalışmalarını yürütüyor. Antalya Büyük Şehir Belediyesi de 30 çadır ve aşevi ile sahada. Kentin genelinde Türkiye’nin dört bir yanından belediye aracını görmek mümkün.
Güvenlik
Konuştuğumuz birçok insanda güvenlik endişesi var. Aşağıokçular Mahallesi’nde insanlar, tek katlı bir kafeye sığınmış ve son derece kıt imkanlarla adeta bir komün kurmuş durumdalar. Yardımların geç gelmesinden yakınırken sokaklarda güvenlik sorunu nedeniyle nöbet tutmaya başlayacaklarını söylediler. Marketlerin yağmalanmasının normal olduğunu ifade eden depremzedeler ev yağmalamalarının başlamasından endişe ediyorlar. Kentin bazı yerlerinde, başka illerden gelen polis ve askerleri görmek mümkün. Gece özellikle kent tam bir hayalet şehre dönüyor. İnsanlar mazot yokluğuna rağmen araçlarında uyuyor. Çadır yok denecek kadar az. Güvenliğin daha önemli bir problem olmaması konuştuğumuz herkesin ortak dileği.
Sorunlar
Çöplerin toplanmaması ciddi bir sorun. Elektrik yok, benzin çok sınırlı ve istasyonlarda kuyruk var. Jeneratör ve power bank azlığının yanı sıra iletişimde büyük aksamalar yaşanıyor. Bütün GSM operatörleri sınıfta kalmış durumda. Kentin bazı yerlerinde telefon bazı yerlerinde internet çekmiyor. Portatif baz istasyonlarını zaman zaman görmekle birlikte yeterli değil. Trafik bir başka sorun. İskenderun Hatay arası hem gidiş hem geliş saatler sürüyor. Ambulansların fermuar sistemiyle geçmesi için bazı yerlerde gönüllüler orta şeritte canla başla çalışıyor ama olmuyor. Emniyet şeritleri zaten kilit.
Şunu bir kez daha gördük ki biz hayatımızda afet yönetimi, trafikte öncelikli araçlar gibi konularda hiç eğitim almamışız. Yüzlerce tır ve kamyon, binlerce insanın iyi niyetle kente gelmesinin yarattığı yoğunluk, var olan kaos ortamını daha da ağırlaştırıyor. O trafikte kaç yaralının ambulanslarda hayatını kaybettiğini ise insan düşünmek dahi istemiyor.
Hayvanların durumu: HAYTAP
Kentte küçük bir veteriner kliniği açmış durumda. Haytap yetkilileri “Sahipsiz hayvanları korumaya alıyoruz, sahibini bulmaya çalışıyoruz. Bu hayvanları Bursa ve İstanbul'a götürerek yuva bulmalarını sağlıyoruz. 50 hayvanı koruma altına aldık, 200 hayvanı tedavi ettik. Bölgede mamaya ihtiyaç var." Samandağ’da görüştüğümüz insanlar da hayvanların beslenemedikleri için agresifleştiklerini ve bu konuda endişe ettiklerini ifade ettiler.
Son söz
Son söz böylesi bir felaketi yaşadığı halde kâmil bir insan gibi durmayı başaran, on saat boyunca arkadaşının elini tutan, 16 yaşındaki Sevgili Ali Eren’in: “Benim arkadaşlarımın hepsi enkaz altında kaldı. Bir tanesi bir gün dayanabildi. Onları babası nasıl olduysa çıkarttı ama yine de hayatlarını kaybettiler. Akrabam olur biri, balonunu gördüm, aldım (Balonu cebinden çıkartıp gösteriyor) Öbür arkadaşım, iki katın bütün ağırlığı ayağına geldi. Ben koştum hemen oraya, on saat onun yanında kaldım. Elini falan tuttum, en sonunda çıkartamıyorsanız ayağımı kesin çıkartın. Onu da kurtaramadık, onlar gitti tamam da diğerlerine yardım gelsin bari…”