ÖZGE MUMCU AYBARS
11 Eylül 1973... 12 Eylül 1980 ... 11 Eylül 2001...
Bugünkü yazımda tarih yaprakları arasından geçen biraz duygusal biraz siyasi bir gezinti yapacağım.
11 Eylül 1973, sosyalist başkan Salvador Allende’nin Unidad Popular hükümetinin General Pinochet tarafından devrilip iktidara geldiği askeri darbenin tarihi. Pinochet, darbeden sadece 18 gün önce Şili silahlı kuvvetler başkomutanlığına getirilecekti.
Allende, dünyanın seçimle başa gelmiş ilk sosyalist hükümetiydi. 1970’de Başkan olan Salvador Allende, bakır endüstrilerinin devletleştirmesi ve toprakların yeniden dağıtılmasına karşı çıkan o lideri 1973’te darbeyle devrilecekti. O gece Başkanlık Sarayı bombalanacak, Allende elindeki silahıyla darbecilere direnecekti. Başkanlık Sarayı’na giren askerler, Allende’yi ölü bulacaklar ve intihar ettiğini iddia edeceklerdi. 40 yıl boyunca intihar mı etti, öldürüldü mü konuşulacak ama 40 yılın sonundaki bulgular, Allende’nin intihar ettiğini ortaya çıkaracaktı. O zaman kitlelerin yegane afyonu olan radyo üzerinden mesajını iletmeye çalışacak, ordu frekansı bozmadan önce şu sözleri söyleyecekti: “Magallanes Radyosu büyük ihtimalle susturulacak ve durgun sesim size ulaşamayacak. Bu önemli değil. Siz beni duymaya devam edeceksiniz. Yabancı sermaye, emperyalizm, gericilikle birlikte silahlı kuvvetlerimizin kendi geleneğini bozmasına varan koşulları hazırladı. Bu koşullarda, sözlerim sadece işçilere ve gençlere: Teslim olmayacağım! En azından onurlu ve ülkesine sadık biri olarak hatırlanacağım!”
Pinochet yönetimi 17 yıl iktidarda kalacaktı. 1990’da Pinochet dönemi bitecek, 1991 başında ise Pinochet döneminde silahlı kuvvetlerde yolsuzluk yapıldığı iddialarıyla soruşturma açılacaktı hatta yolsuzluklara aile üyelerinin de karıştığı iddiası gündemi sarsacaktı. Pinochet ise 1998’de, iktidarda olduğu dönemde, İspanyol vatandaşlarının öldürülmesinden sorumlu tutularak, o sırada bulunduğu Londra’da ev hapsinde bulunacak, İngiltere İçişleri Bakanı Jack Straw’un Pinochet’nin sağlık durumunun yargılanmaya elverişli olmadığı yolundaki raporuyla Şili’ye geri dönecekti. 2006’da bir askeri hastanede öldüğünde ne ulusal yas ilan edilecekti ne de küllerinin askeri bir tesiste bulunmasına izin verilecekti. Ama Pinochet yargılanmadan ölecekti işte…
Ama Allende’ye destek veren müzisyen Victor Jara, 1973’te tutuklanacak, Şili Ulusal Stadyumu’nda işkence görecek ve de silahla taranmış ölü bedeni Santiago Mezarlığı yakınında bulunacaktı. İddialara göre, öldürülmeden önce “Venceremos” (Kazanacağız) marşını söylemeye devam edecekti. İsmi, yargısız infazla öldürülenlerin arasına katılacaktı.
Tarih bir detayı da not edecekti… Kissenger, darbeden bir ay sonra 9 Ekim 1973’te Nixon ile bir telefon görüşmesi yapacak ve de “Darbenin başarılı olması için gerekli koşulları yarattık” diyecekti.
Şili’de askeri diktatörlük döneminden kalan anayasanın yerine almak üzere hazırlana yeni anayasa ise, geçtiğimiz hafta, Şili Halkı’ndan yüzde 62’lik bir oyla reddedildi.
Dünyanın diğer coğrafyasında, yani ülkemizde, 7 Mart 1978’de Genelkurmay Başkanlığı’na Kenan Evren getirilecekti. Silahlı çatışmaların sokağı sarstığı, sokakta kimsenin huzurlu yürüyemediği o birkaç yıl boyunca onlarca aydın, yüzlerce vatandaş öldürülecekti. Bahçelievler Katliamı, Çorum ve Malatya Katliamları, Bedrettin Cömert Cinayeti, Kontrgerillayı araştıran Doğan Öz cinayeti ve Abdi İpekçi Cinayeti aklıma ilk gelenlerden. Bu karmaşık dönem tam 42 yıl önce 12 Eylül 1980 Darbesi’yle son bulacaktı. Gece 3’te TRT, PTT ve diğer iletişim dairelerine el konularak başlayan darbe süreci 4’te radyolardan tüm ülkeye duyurulacaktı. Darbe sonucunda, ülkenim her yerinde sıkıyönetim ilan edildi ve yurt dışına çıkışlar yasaklandı ve de Kenan Evren devlet başkanı oldu. Siyasi partiler kapatıldı, parti liderleri asker üslerde gözetim altında tutuldu… Kissenger’ın Nixon’a aktardığı gibi, 12 Eylül Darbesi sırasında dönemin CIA Türkiye Masası İstasyon Şefi Paul Henze askerî müdahaleyi haber alırken, haberi ulaştıran diplomatın "[y]our boys have done it" (seninkiler yaptı/bizim çocuklar işi bitirdi) mesajı Başkan Jimmy Carter'a ilettiği iddiaları, Mehmet Ali Birand’ın da kitabında yer almıştır.
Darbe sonucunda 1961 Anayasası uygulamadan kaldırıldı ve de yeni anayasa yazma süreci başladı. Referandumla 1982 Anayasası halen yürürlükte, içinde yapılan bazı değişikliklere rağmen. Bugün halen yeni anayasa tartışmaları siyasetin gündemine girip çıkıyor; özellikle Başkanlık Sistemi’ne geçtikten sonra… Yeniden parlamenter sisteme döner miyiz sorusu, siyasetin belirleyen sorularından biri olmaya devam ediyor.
12 Eylül darbesinin sonrasında, resmî rakamlara göre 650.000 kişi gözaltına alındı, 230.000 kişi askerî mahkemelerce yargılandı, cezaevlerinde ise işkence sonucu 171 kişi olmak üzere yaklaşık 300 kişi hayatını kaybetti, 48 kişi idam edildi, 1.683.000 kişinin ise fişlendiği ortaya çıktı. 12 Eylül Davası’nda 18 Haziran 2014’te karar çıktı, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya müebbet hapse mahkum edildiler, 4 Mayıs 2017’de ise dava sanıkların ölmüş olmaları nedeniyle düşürüldü… 12 Eylül’ün gerçek mağdurları ise cezaevlerinde işkence görenler ve aile yakınları cinayetle öldürülenler oldu. Onlara halen bu devletin borcu var.
Takvimi 21 yıl ileriye sardım şimdi. 11 Eylül 2001, yer New York ve Washington. Dünya Ticaret Merkezi’ne bir anlamda dünya ekonomisinin kalbi olan gökdelenlere yolcu uçakları kaçırılarak saldırılacak, “İkiz Kuleler” saldırı sonunda yıkılacaktı. Toplamda ise 2977 kişi hayatını kaybedecekti. 110 katlı gökdelenler, çarpmanın etkisiyle çökecekti. Bir diğer uçak ise Pentagon’un batı kısmına çarpacak, dördüncü uçak ise Pennsylvania’da açık bir alana düşecekti. Saldırıları El Kaide üstelenecekti. Usame bin Ladin’in liderliğindeki El Kaide, Müslüman ülkelerdeki savaş ve çatışmalardan dolayı ABD’yi sorumlu tutuyordu. Saldırıların üzerinden bir ay geçmeden, George W. Bush ile koalisyon güçlerinin desteğiyle Afganistan işgal edilecekti. Usame Bin Ladin’in Pakistan’da olduğu ancak 10 yıl sonra ABD askerleri tarafından tespit edilecekti. 2 Mayıs 2011’de Bin Ladin, Amerin özel birlikleri tarafından yapılan gizli harekat sonucunda öldürülecek, ancak ABD askerlerinin Afganistan’dan çekilmesi ancak 31 Ağustos 2021’de gerçekleşecekti. Afganistan şu an Taliban Yönetimi’nde…
11 Eylül 1973, 12 Eylül 1980 ile 11 Eylül 2001 tarihlerinin yakınlığı, üç farklı coğrafyadaki üç ayrı dönemeci kısaca ve temel noktalarıyla aktarmaya itti. Aralarında on ve yirmi yıllar olan bu 3 tarih, aslında, yeni dünya düzeninin nasıl tasarlandığını, demokrasilerin gelişiminin nasıl engellendiğini anlatıyor.
Ne diyelim, Bülent Ortaçgil’in Ayrıntılar şarkısının şu sözleriyle bu yazıya son vereyim:
“Yıkılan duvarlar gördüm coğrafyanın değiştiğini
Hiç kimse değiştiremedi güçlünün haksızlığını..”