TEZCAN KARAKUŞ CANDAN
Adalet ve ibadet
Başkentte 1950’li yıllara kadar üniversite yerleşkeleri kent içerisinde kentin gelişimi ve sosyal yaşamı ile birlikte şekillendi. Üniversite kente, kent üniversiteye değer kattı, birlikte gelişti. Kent içerisinde Gazi Üniversitesi yerleşkesi, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ile, Ankara Üniversitesi yerleşkesi Beşevler bölgesinde, Ankara Üniversitesi’nin Hukuk ve Siyasal Bilgiler Fakülteleri yerleşkeleri ise Cebeci bölgesinde konumlandı. Kent merkezinde Sıhhiye‘de bulunan Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi ve hemen arkasında tıp fakülteleri ve hastanelerinin konumlanması ile kent merkezi üç yerden bilimle kuşatıldı. Cumhuriyet’in planlı kentleşme döneminin eğitim yerleşkeleri olan bu alanlar aynı zamanda kent merkezlerinin canlanmasının gençleştirilmesinin ve gelişmesinin de önemli noktaları olarak bugüne kadar taşındı.
Cumhuriyet’in temsil ve simge mekânı olan Başkentte simgesel alanlarda hiç ihtiyaç olmamasına rağmen iktidar tarafından simgesel camiler yaptırılması, laiklik ilkesinin kentsel mekânda yok edilmesinin inşa süreçlerinden biri olarak hep karşımıza çıktı.
Simgesel hareketler
Ulus’ta 2014 yılında Atatürk Bulvarı üzerinde, o bölgede yürüme mesafesinde 11 cami bulunmasına rağmen İller Bankası yıkılarak yapılan cami böyle bir arayışın sonucudur. Ulus’ta iller Bankası binasının yıkılması ve yerine cami yapılması kararı Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nden çıktığında, Belediye Başkanı Ankara’nın geleceğini ipotek altına alan Melih Gökçekti. Yargı süreci devam ederken Gençlik Parkı’nın karşısında süren inşaat tartışmalı bir şekilde tamamlandı.
2015 yılında yine Atatürk Bulvarı üzerinde, Atatürk Bulvarı ve Tunus Caddesi’nden girişi olan Kavaklıdere bölgesine bu kez Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Alışveriş Merkezi (AVM) ve Cami planını onayladı. Alanda camiye ihtiyaç yok iken cami Alışveriş merkezi yapmanın perdeleyicisi olarak gündeme getirildi. Mimarların açtığı dava sonucu plan iptal edildi. Şimdilerde ise yeniden alana ilişkin rant projeleri planları ısıtılıyor.
Mücadele kazandırır
Sonra 2015 yılında Beşevler Bölgesi’nde Gazi Üniversitesi Hastanesi’nin bahçesi olarak kullanılan Atatürk Orman Çiftliği arazisi Cami Yaptırma Derneği’ne tahsis edildi ve yine ihtiyaç yokken alana cami yapılması için plan değişikliliği yapıldı. TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin hukuksal mücadelesi Ankara Tabip Odası ile birlikte verilen mücadele sonunda alan bahçe olarak kullanımına devam ediyor.
2016 yılında iktidar TBMM yerleşkesi içerisinde olan, mimar Behruz Çinici imzasını taşıyan modern mimarlık eseri caminin yıkımı iktidar tarafından gündeme getirildi. Mimarlar Odası Ankara Şubesi caminin yıkılmaması ve korunması için hukuksal süreç başlattı. TBMM başkanı ve siyasi partilerin grupları ile görüşerek kamuoyu yaratıldı. TBMM Camisi mimarların mücadelesi sonucu yıkılmadı.
2016 yılında Beşevler’in kalbinde eğitim yerleşkesinde bulunan Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi, uzman olmayan okul müdürü tarafından depreme dayanıklı değil raporu hazırlanarak yıkımının önü açıldı. Mimarların hukuksal mücadelesine rağmen hukuksuz bir şekilde lise yıkıldı ve lise alanı Diyanete tahsis edildi. Lise arazisinin eğitim alanından ibadet alanına dönüştürülmesi için plan değişikliği yapıldı. Oysa bölgede camiye ihtiyaç yoktu, nitekim 500 metre yürüme mesafesinde 4 cami bulunuyordu. Plan değişikliği Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nde oy birliği ile kabul edildi. İmar değişikliğini mimarlar yargıya taşıdı. Beşevler sakinleri eylemler yaptılar, karara itiraz ettiler. itirazları oy birliği ile reddedildi. Mimarların açtığı davada yargı Beşevler Meydanı’na cami yapılması eğitim içeriğini zedeler diyerek plan değişikliğini iptal etti.
Cami mi, Medrese mi?
2019 yerel seçimlerinden 15 gün önce 15.03.2019 tarihinde tekrar Beşevler’de imar planı değişikliği ile eğitim alanının ibadet alanına dönüştürülmesi planları bu kez oy çokluğu ile kabul edildi. Bu imar planı değişikliği de Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından yargıya taşındı. Yargı süreci devam ederken Ankara Büyükşehir Belediyesi yerel seçimlerde el değiştirdi. Mansur Yavaş ve ekibi göreve geldi. Davalı taraf değişince savunmada değişir beklentisi ise boşa çıktı. Ankara Büyükşehir Belediyesi savunmasında davanın reddini ve eğitim alanından ibadete dönüştürülmesini savundu.
Büyükşehir Belediyesi’nin yanında müdahil olan Diyanet İşleri Başkanlığı ve Çevre Şehircilik Bakanlığı’da benzer savunmalar yaptı. Yargı 2020’de eğitim alanının ibadet alanına dönüştürülmesine önce yürütmenin durdurulması kararı verdi. Sonra plan değişikliğinin planlama ilkelerine aykırı olduğunu ifade ederek 2022 Haziran ayında da imar planı değişikliğini ikinci kez iptal etti. Böylece Beşevler’in kalbinde üniversiteler bölgesinde ihtiyaç olmadığı halde simgesel bir cami yapılması süreci durdurulmuş oldu.
Cami yapılacak alanın yanında yer alan Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuar alanı da Diyanet İşleri Başkanlığına tahsis edildi ve konservatuar yıkıldı. Böylece Diyanet İşleri Başkanlığı’na Beşevler’in kalbinde 35 bin metrekarelik Maliye Hazinesi tahsis edilmiş oldu. Ne için bu büyük tahsis. Sadece cami mi yoksa Cumhuriyet’in çağdaş eğitimin mekansal yerleşkesine karşı, Anıtkabir’e 300 metre mesafede yüz bin metrekarelik bir medrese mi?
Büyükşehirde adaletsizlikte oy birliği
Beşevler Meydanı’na nazır planlanan eğitim alanı yıkılarak yerine ibadet alanı yapılmaya çalışılan alana ilişkin iki kez yargı tarafından iptal edilme kararı varken, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi 11.06.2023 tarihinde 35bin metrekarelik alanda emsal 1,5 yükseklik serbest cami yapımı plan değişikliğini oy birliği ile kabul etti. Plan değişikliği 27 Temmuz 2023 ‘de askıya çıktı ve 25 Ağustos 2023 tarihinde askıdan inecek. Mahalleli askıda itiraz için dilekçe toplamaya başladı mimarlarda askıdan sonra üçüncü kez dava açma hazırlığına başladı.
Adaletsizliğin üstünde ibadet olmaz
Meslek örgütleri bu konuyu üçüncü kez yargıya taşıyacak. Ancak bu konu gündeme geldiğinde, tıpkı ODTÜ yolu, AOÇ alanlarında yapılan yolda olduğu gibi, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin kentsel ölçekteki tahribatlarını görmezden gelmeyi seçen basın yayın organları oldu. Görmezden gelmek etik bir sorundur. Yapanı yanlışa ortak eder.
Bugün karşı karşıya kaldığımız çıkmaz siyaset sokağının nedeni de bu yüzden çok açık: Birçok alanda yanlışa yanlış denilmediği, görmezden gelindiği ve yanlışı yapanlara prim verildiği için. Oysa yanlış yanlıştır, kimin yaptığına bakılmaz, “küçük hesaplarla” davranılmaz.
Beşevler Cami yapımı ve mücadelesi sürecinde 2016’dan bu yana ne değişti?
Cumhuriyet’in eğitim yerleşkesinde, Anıtkabir’e 300 metre mesafede, iki kez yargı tarafından iptal edilen bir hukuksal dayanakla, yürüme mesafesinde 500 metrede 4 caminin olduğu alanda, Beşevler’in kalbine 100 bin metrekare beton saplanmasına ve onay verenlere karşı sessiz kalmayacağız. Rantın ve Cumhuriyetin karşısında olanlarla mücadele etme kararlılığımızı değiştirmeyeceğiz. Yanlışa yanlış demeye devam edeceğiz. Adaletsizliğin üstünde ibadet olmaz…