İBRAHİM EKİNCİ
Baş döndüren sicil: O şirketin başında şimdi biri Hintli, biri Yemenli iki isim var
O şirket derken, şu çok konuşulan Powertrans’tan bahsediyorum. Biliyorsunuz Paris Tahkim’i Irak petrolü için Türkiye’ye 1.4 milyar dolar ceza verdi. Bu birinci kısım. İkinci kısım için dava devam ediyor. Toplamda Türkiye’ye 3.5 milyar dolar (70 milyar lira) ceza çıkması ihtimalinden sözediliyor. Olay, Halkbank vakasını hatırlatıyor. Aynı kafa! Bağdat yönetimi 30 milyar dolar istiyor. Enerji Bakanlığı bir açıklama yaptı ama açıklama açıklamaya muhtaçtı. Sonra Bakan Dönmez, "Böyle bir rakamda ceza söz konusu değil. Büyük kapsamlı bir rapor var ve ona bağlı bazı yaptırımlar söz konusu" dedi. Sanki ceza var ama söylendiği kadar değil olarak anlaşıldı bu açıklama.
Hükümetin hukuksuz fırsatçı işlerinden biri daha memleketin başına iş açıyor. Kuzey Irak Kürt Yönetimi’nin sattığı petrolü alan, taşıyan hükümetin izin, yetki verdiği özel bir şirket. Ama Irak davayı Türkiye aleyhine açıyor. Yani gazetelerdeki başlıklar doğru: Parayı Powertrans kazandı, cezayı Türkiye ödeyecek!
Şirketin kuruluşundan günümüze sicil takibi başınızı döndürür. Hikayesinde adı geçen ülkeler şöyle: Singapur, British Virgin Island, Kuzey Irak, BAE, Hindistan, Yemen, Türkiye… AKP’nin nasıl iş gördüğünün tipik bir örneği. Devam edelim. Powertrans’ın internet sitesinde bilgi yok. “Petrol satıyoruz” diyor. Merkez ofisi sicilde Kavacık gözüküyor. İletişim bölümünde telefon yok. “Mesaj gönderin” diyor ama mesaj yazınca da gönderilemiyor. Resmi sitesinde “Şirketimiz 2011 yılında hampetrol ve petrol ürünlerinin uluslararası pazarda lojistik ve ticaretinin yapılması amacıyla kurulmuştur. (…) Güçlü lojistik alt yapısı ile ham petrol ve türevlerinin karayolu tankerleri ile yükleme, nakliye, boşaltım, depolama ve liman operasyonlarını yürütmektedir. (…) Kısa zamanda ciddi bir ticaret hacmine ulaşmış bulunmaktayız” diyor.
Türkiye’deki sicil kayıtlarına geleceğim. Öncesi var. Soner Yalçın, Gazeteci Tolga Tanış’ın, 'Potus & Beyefendi' isimli kitabından yararlanarak, 17 Mart 2015’te şöyle bir kronoloji vermişti Sözcü’deki köşe yazasından özetliyorum:
“8 Ağustos 2008: Singapur’da, gerçek sahipleri bilinmeyen Lucky Ventures Pte. Ltd. ile Grand Fortune Ventures Pte. Ltd. adlı kağıt üzerinde 2 şirket kuruldu.
- 7 Kasım 2009: Bu iki şirket offshore cenneti British Virgin Island’a (BVI) taşındı!
- 1 Aralık 2009: Türkiye’de Oiltrans Petrol Taşıma şirketi kuruldu. Şirketin % 50 hissesi Yazıcı Hukuk Bürosu’ndan Av. Hanife Nihal Berker’in üzerindeydi. Diğer % 50’yi ise Lucky Ventures ve Grand Fortune Ventures yarı yarıya paylaşıyordu.
- 11 Ocak 2010: Av. Berker, hisselerini, Kuzey Irak kökenli Nezir Ailesi‘ne ait Yüksek Enerji‘ye sattı. (Kuzey Iraklı Muhsen Nazer Amen dolar milyarderiydi ve 2006’da “Muhsin Nezir“ adını alarak Türk vatandaşlığına geçmişti. ) Nezir ile Grand Fortune Ventures ve Lucky Ventures artık ortaktı. Nezir’i anladık; bu iki şirketin sahibi kimdi?
- 26 Şubat 2010: Singapur’dan offshore cenneti BVI’ya giden Grand Fortune Ventures ile Lucky Ventures, Türkiye’de ortaklıkla Petrodrill şirketini kurdu.
- 27 Nisan 2010: Petrodrill’in adı Petroquest Petrol ve Enerji olarak değiştirildi.
- 25 Mart 2011: Türkiye’de %50 hisse Ahmet Muhassıloğlu, %50 de Grand Fortune Ventures‘a ait Powertrans Petrol Enerji şirketi kuruldu. Ahmet Muhassılıoğlu bir dönem Çalık Holding‘in Türkmenistan’daki CEO’su idi.
- 21 Nisan 2011: Ahmet Muhassıloğlu Powertrans’taki hissesini Lucky Ventures‘a devretti. Powertrans, tamamen Grand Fortune ve Lucky Ventures’ın oldu.
- 18 Temmuz 2011: AKP Hükümeti, 2011/2033 sayılı kararıyla; “Ham Petrol ve Jet Yakıtının Türkiye Üzerinden Karayolu veya Demiryolu ile Taşınmasına İlişkin Karar”ın yürürlüğe konulmasını kararlaştırdı.
- 4 Haziran 2012: Powertrans‘ın müdürlüğüne Ahmet Şadi Güngör, mali işlerinin başına ise Şevket Acar getirildi. (Güngör, Çalık’a ait ÇEP Petrol koordinatörüydü. Acar ise, Çalık’a bağlı Arnavutluk’taki ALBtelecom CEO’su idi.)
- 11 Haziran 2012: AKP Hükümeti 2012/3261 sayılı kararıyla, bir yıl önceki ilgili petrol kararında 2 değişiklik yaptı. Benzin ve motorin transitine 3 yıl süre ile izin verdi. Ardından bu ticareti ihalesiz olarak Powertrans‘a verdi!
- 11 Aralık 2012: ABD, “Irak Hükümeti’nin onayı olmadan Irak’ın hiçbir bölgesinden yapılan petrol ihracatını desteklemiyoruz” diyerek Türkiye’yi uyardı!
- 11 Ocak 2013: Irak, petrol ihracatına yetkili tek kurumun SOMO olduğunu belirterek, bunu ihlal eden şirketler hakkında yasal yollara başvuracağını açıkladı.
- 1 Mayıs 2014: ABD, Powertrans’ın tankerle taşıdığı Marinoula, United Leadership adlı gemileri limanlarına sokmadı.
- 8 Mayıs 2014: Irak, Türkiye’yi Paris’teki Uluslararası Ticaret Odası’na şikayet etti. Kaçak petrol sevkiyatı nedeniyle Türkiye’den 250 milyon dolar tazminat istedi.
- 25 Haziran 2014: AKP Hükümeti, 2014/6534 sayılı kararıyla, 2011’de verilen 3 yıllık izni 5 yıla çıkardı. Ayrıca “transitine” ibaresi, “transitine ve ihracına” olarak değiştirildi. Yani, Powertrans artık boru hattıyla da petrol taşıyacaktı!”
Soner Yalçın’ın aktarımı böyle. Powertrans’ın izini bir de sicilden takip edelim:
Kuruluş tarihi 31.03.2011. Merkezi Şişli Esentepe - Maya Akar İşmerkezi’nde. Kurucuları: Grand Fortune Ventures (Singapurlu, temsilcisi Cheung Chi Ho ve Young Ngiat Sim) ile Ahmet Muhassıloğlu. Yüzde 50 eşit ortaklık.
21.04.2011’de (bir ay sonra) Muhassıloğlu ortaklıktan ayrılmış. Hisselerini Singapurlu Lucky Wentures almış. (Temsilcisi Andrew Gordon Galway ve Young Ngiat Sim) Ortaklıktan ayrılan Muhassıloğlu’nun şirket müdürlüğü de 14 Haziran 2012’de bitmiş. Yerine Ahmet Şadi Güngör atanmış. Mali işler müdürlüğüne Şevket Acar getirilmiş. 2012’de Maslak’a taşınmış. 2013’de Ltd’den AŞ’ye dönmüş. 30 Nisan 2013’te Şevket Acar, YKB olmuş. Birinci derece imza yetkilileri: Şevket Acar / Ekrem Keleş / Cem Osman Sokullu, ikinci derece yetkili Ayhan Saraç görünüyor.
12 Eylül 2013’te imza yetkileri yeniden düzenlenmiş. A Grubu: Şevket Acar, Ekrem Keleş ve Cem Osman Sokullu, B Grubu: Muhsen M. Nazer Amen – Işıl Gözleveli. (“Nazer” adı bir sonraki sicilde “Nezir” olarak değişmiş.)
10 Şubat 2014: 2013 dönemi vergi sonrası karı: 182,3 milyon lira, 2014 dönemi karı 356 milyon lira. Bu arada 2015’te GM yardımcısı Ekrem Keleş ayrılmış, Işıl Gözleveli’nin imza yetkisi kalkmış. Bu dönemde Şevket Acar YKB, Muhsin Nezir YKB Vekili olarak devam emiş. 4 Kasım 2016’da Genel Müdür Osman Sokullu istifa etmiş, şirket Kavcık’a taşınmış.
3 Ocak 2018 genel kurulunda Şevket Acar ayrılmış. YK’da boşalan yere (kuruluşunda ortak olan ve 1 ay sonra hisselerini satan) Ahmet Muhassıloğlu seçilmiş ve YKB olmuş. Son kayıt 2 Eylül 2019’da Muhassıloğlu ile Muhsin Nezir’in YK üyeleri olduğunu teyit ediyor. Arkasından 3.5 kayıp yıl var. Daha doğrusu şirkette hiç bir hareket yok. Ta ki 18 Temmuz 2022’ye kadar. Bu tarihte şirkette ciddi bir değişim olmuş. Hindistan uyruklu (BAE ikametli) Fousiya Abdul Razack ile Yemen uyruklu (BAE ikametli) Fuad Mohsen Ali Al Sowaidi YK üyeleri olmuşlar. Muhassıloğlu ve Muhsin Nezir’in YK üyelikleri bitmiş.
Şirket halen BAE ikametli biri Yemenli, birisi Hint iki kişinin yönetiminde. Bu kişilerin atanmasının bir hissedarlık değişimine dayanıp dayanmadığına ilişkin sicil kaydı yok. Bu 3,5 yıllık durgunluğun ve Hintli, Yemenli yeni yöneticiler atanmasının bir iz gölgeleme girişimi mi, davaya karşı önlem mi bilmiyoruz.
Konu, Meclis’te soru önergelerine konu oldu ama net bir cevap alınamadı. RedHack, o dönem Enerji Bakanı olan Berat Albayrak'ın kişisel e-posta hesabını ele geçirip yayımlayınca tartışma yeniden alevlendi. Çünkü mesajlarda, Albayrak, Powertrans’ın karar verici yöneticisi gibi görünüyordu. Sıradan konular bile onayına sunuluyordu. E-postayı gönderen Tahsin Yazar o dönem Çalık Grubu’nda Enerji İşleri Hukuk Direktörlüğü yapıyordu. (Albayrak, Enerji Bakanı olunca Yazar’ı kendisine danışman olarak atamıştı.) Albayrak, bakanlık resmi sitesinden iddiaları yalanladı, savcılığa şikâyette de bulundu.
CHP milletvekili Aytun Çıray verdiği soru önergesinde şöyle diyordu: “Türkiye, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile henüz imzalanmamış, Meclis’ten geçirilmemiş bir anlaşmayı fiilen hayata geçirmiş durumda. Neye dayanarak? Çerçeve anlaşmaya dayanarak. Bu petrolü üreterek Türkiye’ye getiren Genel Energy şirketinin genel müdürü Tony Hayward 17 Ocak 2013’te Uluslararası haber ajanslarına bir açıklama yaptı. Hayward, petrol sevkiyatına cevaz veren anlaşmanın niteliğinin ‘devletten devlete’ olduğunu söyledi. Bu gizli anlaşmalar dış politikada cumhuriyet tarihinin en büyük kumarıdır.”
Çıray, Irak Kürt Yönetimi ile hükümetin ‘gizli bir petrol anlaşması’ yaptığını, petrol sevkiyatında Powertrans şirketine ‘ayrıcalık tanındığını, Türkiye’yi ‘oyun masasına’ sürüklediğini savundu. İşadamı Mehmet Habbab’ın, Powertrans’ın Çalık’a ait olduğunu ifade ettiği, Powertrans’ın Singapur merkezli iki şirkete ait olduğu, temsilcilerinin ‘özel vergi danışmanı’ Sovereign Trust Singapur’da birlikte çalışılan iki finansçı olduğu, şirket yöneticisinin ise daha önce Çalık’ta çalışan AKP’li Ahmet Şadi Güngör olduğu dile getirildi.
Powertrans kimin? Parayı aslında kim kazandı? Bu hala resmi olarak belli değil. Şirketin neredeyse bütün yöneticilerinin yolu bir dönem Berat Albayrak'ın yönettiği Çalık Holding'ten geçmiş. Powertrans’ın kurucu ortağı görünen Ahmet Muhassılıoğlu bir dönem Çalık Holding‘in Türkmenistan’daki CEO’su, 14 Haziran 2012’de yerine atanan Ahmet Şadi Güngör Çalık Holding‘e ait ÇEP Petrol koordinatörü, aynı yıl mali işler müdürlüğüne atanan ve sonra uzun yıllar YKB görevini yapan Şevket Acar, Çalık Holding‘e bağlı Arnavutluk’taki ALBtelecom CEO’su, Berat Albayrak’a e – posta ile onayını isteyen Tahsin Yazar o dönem Çalık Grubu’nda Enerji İşleri Hukuk Direktörü, PowerTrans'ın koordinatörü Ekrem Keleş ise Albayrak'ın dayısının oğlu. S. Yalçın’ın makalesindeki bilgiye göre Powertrans marka sahibi Cem Osman Sokullu da yine Çalık Holding’ten transfer.
Şimdi ne diyeceğiz? Bu şirketin Çalık’la, Albayrak’la ilgisi yok mu diyeceğiz?
Tahkim niye ceza verdi?
Enerji Uzmanı Mehmet Doğan’ın değerlendirmesi: Irak’la anlaşma 1973 tarihli. 2010’da Taner Yıldız Enerji Bakanıyken yenilendi. Burada tartışılan hat Kerkük – Yumurtalık hattı. Bizim rolümüz taşıma ile sınırlı. Burada Irak tarafının resmi şirketi Somo yetkili tarif edilmiş. Somo’yu doğru anlamalı. O bir Irak şirketi değil, Irak demek zaten. 2014 yılında bu boru hattı patlatılınca kullanılamaz hale geldi. Kuzey Irak Yönetimi, 125 km’lik bir hat yaparak üç sahayı birbirine bağladı ama merkezi Irak hükümeti kullanılmasına karşı çıktı, dava açtı. “Buradan petrol gönderilmesin” diye. Sonra Kuzey Irak Yönetimi ile merkezi yönetim anlaştı. Günde 550 bin varil göndereceklerdi. Kuzey 250, merkezi yönetim 300 bin varil gönderecek. Fakat merkezi yönetimin petrol göndereceği sahaların bir kısmını IŞİD işgal etti. Ardından Kuzey Irak Yönetimi bu sahaları IŞİD’den geri aldı ve buradan petrol göndermeye başlayınca merkezi yönetim itiraz etti. “Günlük 135 bin varil petrol gönderilen bu sahaların petrolü bize ait” dediler. Yerel yönetim “benimdir” dedi. İşte günlük 135 bin varil petrolün gönderildiği dönemi hesaplamışlar gibi görünüyor. 1.4 milyar dolar ceza onu karşılıyor gibi duruyor, en azından matematik bunu söylüyor. Bu sahalardan 2015 – 2017 döneminde gönderilen petrolün parası. 2017’de bu sahalar tekrar Irak’ın eline geçti. 2018’e kadar dava olmasının nedeni bana göre bu. Dolayısıyla birinci kısımda Irak’ın kaybettiği paranın hesabı yapılmış gibi.
Bizim davayı kaybetmemizin nedeni Kuzey Irak Yönetimi’nden aldığımız bu petrolü satma yetkisinin Somo’da olması. İster boru hattı ile gelsin ister tankere yüklensin. Somo’nun izni lazım. Peki biz kimden alıyoruz? Kuzey Irak Yönetimi’nden… O zaman bizim Kuzey Irak Yönetimi ile bir anlaşmamız olmalı. Peki bu anlaşmaya Somo’nun izni var mı? Yok!
Ayrıca bu petrolü Türkiye diğer alıcılar gibi alabilir veya transit olarak gönderebilir. O zaman satışın veya yüklenmesi konusundaki talimatın da Somo’dan gelmesi lazım… Bürokrat bir malı teslim alırken Somo yetkilisinin imzası olmadan ham petrolü alamaz. Biz kimden malı teslim almışız? Diyelim Kuzey Irak Yönetimi’nden alıyoruz. İhracat yetkisi olmayan bir şirketten nasıl ham petrol alabiliyoruz? Olay şu: Somo devre dışı bırakılmış. Yerel yönetimle imzalamış olsak bile o meşru olmuyor. Bunu nasıl imzalamışız anlamak mümkün değil.
2018 sonrası için kesinlikle daha fazla ceza olabilir. Ama olmama ihtimali de var. Irak derse ki “Bu boru hattını yapacağım, siz de bunlardan almayacaksınız, ben de tazminat almayacağım.” Mümkün bu. Yeni boru hattını Irak yaparsa muhtemelen finansmanı ABD’de olacak… Rusya – Ukrayna krizinin bir uzantısı olacak çünkü Kuzey Irak Yönetimi’nin hattını Ruslar yaptı, onlar taşıyor. Şimdi ABD kontrolüne geçebilir.
Bizim taraf uzlaşma olmazsa, ben boru hattını açmıyorum dedi. Bu doğru hamle. Kuzey Irak’tan akışı keserek mesajı verdiler. Aranızda anlaşın dedik, ben Somo’dan alabilirim, şu anda kapattım, açıklaması yaptık.
Bakanlık açıklaması sorunlu çünkü bizim birçok talebimiz de kabul edildi derken ship or pay (taşı ya da öde) konusunu kastediyorlar. Boru hattını hazır tutuyorum, petrol göndermiyorsun o zaman öde. Ama bunun tahkim konusu ile alakası yok. Bu mesele ise biz neden Irak’ı zamanında mahkemeye vermedik diye sorarlar. Yine de 2018 – 2022 için bir şekilde anlaşma olabilir diye düşünüyorum.
Bürokratım diyelim. Önümde sözleşme var. Uygulamaktan sorumluyum. Sözleşmede Muhatabım Somo. Kim bana mal verse, alamam. Demek ki başka bir anlaşma var. O nasıl yapıldı? Somo’dan başka ihracat yetkisi olmayan bir şirketle nasıl anlaşma yapıldı? Bu anlaşmayı kimler imzaladı? Bürokratın da ille de yap denen her şeyi yapma yükümlülüğü yok. Yazılı emir isterim o zaman, istifa ederim, yasal değil diyebilir sonuçta. Hatta Somo’dan izin getirin alayım derim. İmzasını göreyim demeniz lazım. Bunlar denmeden nasıl yapılmış? Anlamak çok zor. Çünkü orada herhangi bir petrol şirketinin ihraç yetkisi yok. Tek yetkili Somo.