İBRAHİM EKİNCİ
Enflasyon, faiz, döviz: Başımıza gelecekler var
İBRAHİM EKİNCİ
Enflasyon rakamları ekonomiyi pusulasız bıraktı. Faiz doğru yerde mi, bilmiyoruz? MB’nin enflasyon tahminleri makul mü bilmiyoruz. TÜİK enflasyonundan üretilen reel kur endeksine göre TL çok değersiz! Bu doğru mu bilmiyoruz. Enflasyon rakamlarında önceki baskılamaların etkisini gidermeden nasıl isabetli kararlar alınacak?
***
Bizim, “ganimet kapitalizmine” dönüşmüş ekonomimizin kaba arızaları ile uğraşılıyor. Enflasyon bu arızaların başında. Bu noktaya Erdoğan’ın “serbest piyasa” kapitalizmine “Nas elbisesi” giydirmeye kalkışmasıyla geldik. Yıkım, AKP’nin siyasi istikbalini tehdit eder noktaya vardığında U dönüşü yaptılar ve “serbest piyasacı” Şimşek’e koştular… Şimşek’in dediği “rasyonel” politikalar, esasta serbest piyasa kurum ve kurallarının yeniden ihdası anlamına geliyor.
Şimdi…
Bakan Şimşek bir dezenflasyon programı uyguluyor. Erdoğan’ın patlattığı enflasyonu düşürmek istiyor ama bunu emek kesiminin canını çıkararak başarmak istiyor. İmkânsız demiyorum ama bu sermayeci bir tercih. Şirketleri koruyan bir tercih. Adil olmayan niteliği buradan geliyor. Şimşek’in dezenflasyon programı, sermayeyi kollayan yanlılığı nedeniyle fahiş karlar faktörünü, enflasyonun ağırlıkla “kar çekişli” karakterini görmezden geliyor. Programı açığa düşüren, süreci daha sancılı yapan ve daha uzun bir zamana yayan gidişatının bir nedeni bu. Bir faktör daha var ki orada da Şimşek, hükümeti kolluyor.
Enflasyon rakamından bahsediyorum. Yurttaşlarımızın önemli bir kısmı rakamlara güvenmiyor. İktisatçıların önemli kısmı güvenmiyor. Benim de güvenim yok.
Diğer ölçümlerle, diğer birçok rakamla örtüşmüyor. Eğer, TÜİK’in enflasyon rakamları düzeltilmezse…
Faiz doğru yerde mi, nasıl bilinecek?
Negatiflik ne düzeyde, nasıl bilinecek?
Politika faizi öngörülen sıkılaştırma için yeterli mi değil mi, nasıl bilinecek?
Dahası var… Enflasyon anahtar çünkü. Büyüme gerçek mi değil mi, bilmiyoruz. Perakende satış rakamları söylenen kadar canlı mı, bilmiyoruz.
Dövizde hakkaniyetli fiyat nedir, bilmiyoruz.
TÜİK’in enflasyonuna göre yapılan program aksak. Memleket pusulasız kaldı. Feci bir durumdur. İçinde, algı yönetimine indirgenmiş İslamcı siyaset anlayışının bütün kodları var.
Nasıl yorumlarsak yorumlayalım, sonuç bu: Pusula yok. İsabetli bir yön ayarı yapmak mümkün olmuyor. Dövizdeki tırmanışı tartışıyoruz mesela.
TL biraz değil fena halde değersiz
Kur çıkar mı, çıkmaz mı? Neye bakarak sağlıklı yorum yapılacak?
Elbette ki birçok başka piyasa faktörünün yanı sıra en başta reel kur endeksine bakılarak…
MB’nin, TÜİK’in enflasyon rakamlarına göre hesapladığı reel kur endeksinde TL çok değersiz çıkıyor. Yani? Reel kur endeksine bakarsak TL’nin değerlenmesi, başka bir ifade ile kurun düşmesi gerekiyor!
MB’nin açıkladığı reel efektif döviz kuru hesabında; TÜFE bazlı endeks değeri 58,55 gözüküyor. 100’e 41,45 puan eksik. Yani ki TL biraz değil fena halde değersiz.
TÜİK’in Yİ-ÜFE’sine göre de endeks değeri 89,12. TÜFE’ye göre daha iyi ama yine TL’nin 10,88 puan değersiz olduğunu söylüyor.
TÜİK enflasyonuna göre böyle.
Ama vatandaş, iş çevreleri aynı görüşte değil. Dövize talep artıyor, kur yükseliyor.
Piyasaya bakarsak TL değerli görünüyor.
Çıkar mı, düşer mi?
TÜİK enflasyon rakamlarından üretilmiş reel kur endeksiyle OVP kur tahminleri de örtüşmüyor. OVP’de 2024 için ortalama dolar kuru tahmini 36,78 TL… Kurun, ortalama 36,78 olabilmesi için kabaca yılı 40 TL civarında kapatması, yani yükselmesi gerek.
Gelgelelim reel kur endeksine bakarsak kurların düşmesi gerekiyor!
Reel kur endeksi rakamları önemli. Çünkü herkesin kafasındaki soru aynı: Dolar kuru için doğru, makul, mantıklı seviye neresidir? Çıkar mı, düşer mi?
Güncel piyasa koşullarının saptırıcı etkisini alırsak, arındırırsak, normalleşme halinde kurun oturacağı seviye ne olmalıdır?
Her mal veya hizmetin fiyatı için (TL veya doların değeri için de elbette) piyasa koşulları (bolluk, darlık), beklentiler, güven - güvensizlik, manipülasyon, panik hali, söylentiler, fısıltı gazetesi…
Bütün yönlerden etkiler gelişir. Kimisi aşağı, kimisi yukarı iter. Döviz söz konusu olduğunda konjonktürel etkilerin yarattığı sapmaların eninde sonunda reel kur endeksi seviyelerine çekilmesi beklenir.
Ama bizde şimdi reel kur endeksi hesabı da güven vermiyor. Çünkü hesaba baz teşkil eden enflasyon rakamımız doğru değil.
Reel kur endeksi üzerinden dolarda hakkaniyetli fiyat tahmini yapmaya çalışan iktisatçılar arasında da farklı değerlendirmeler var. (Belirtelim; bununla birlikte hiç birisi piyasada dolaştırılan “kâhin” sallamalarına yakın bile değil.)
Ne var ki “seçimden sonra yükselecek” beklentisi köpürtüldükçe döviz büfeleri önünde kuyruk oluşuyor.
Bu arada yeni ekonomi yönetimi de güveni artırmak yerine eskiye dönme emareleri gösteriyor.
Evet, faiz artışları yeni…
Emekliyi, ücretliyi açlık sınırı altına toplamak da kısmen yeni…
KKM’den çıkış yeni…
Ama başka her şey eskisi gibi…
Kura döviz satarak müdahale ediliyor
Rezervler hala eskisi kadar (60 milyar dolara yakın) ekside…
Kredi artışında sınırlama devam ediyor. MB son duyurusu ile büyüme limitlerini daha da düşürdü. Ardından zorunlu karşılık ayarlaması yaptı. Sadeleştirme derken eski gibi… Başka semtlerde enflasyon taşlamasına geçti.
MB Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay’ın söylediği link kopuklukları (“Ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti mevduat faizi linki kopmuş, politika faizi enflasyon linki kopmuş, faiz kur linki kopmuş durumda") devam ediyor.
Sıcak para girişi -beklendiği kadar- yok!
Yine yan yollar!
MB, politika faizini artırmaya isteksiz ama yetersizliğinin de farkında. Likidite yönetimini gecelik piyasa faizi (%45 üstü!) ile yapıyor.
TCMB, en son 14 Temmuz 2023’te yaptığı TL uzlaşmalı vadeli döviz satışına 8 ay sonra yeniden döndü. Türk lirası uzlaşmalı 938 milyon dolarlık vadeli döviz satım işlemi gerçekleştirdi.
Yine telefonlar çalmaya başladı. Prof. Dr. Şenol Babuşçu’nun paylaştığı bilgiye göre MB, bankaları arayarak döviz satışını zorlaştırmalarını istemiş. Bu nedenle alış ve satış kurları arasındaki fark açılıyor, bazı bankalarda alış ve satış kurları arasındaki fark 1.50 TL'ye ulaşıyor.
İris Cibre’nin belirttiği gibi… “Paniğe bir defa kapı açtın mı, ‘yok ben illa ulaşılamayacak enflasyona piyasayı ikna ederim’ dedin mi, o eleştirdiğin ‘irrasyonel’ politikalara çat diye dönersin.”
O yüzden… Önce enflasyon rakamları düzeltilmeli…
Son aylarda TÜİK verileri ile diğer ölçümler birbirine yaklaştı. Bir uyum var. Ama önceki yılların baskılamaları bugünkü rakamları da düşük göstermeye devam ediyor.
Şimdi konuşuluyor. “Şubat enflasyonu yüksek geldi, yüzde 45 politika faizi yetmez. Bir artış daha yapılmalı…”
Özeti? El yordamıyla yürünüyor.
Efendim, 2024, MB’nin dediği gibi %36’da değil daha yüksek, 40 - 45 enflasyonla tamamlanacak. Piyasa tahmini ama bu da TÜİK verisine göre makul bir düşüş öngörüsünü yansıtıyor.
Rakamlar yerinde değil. Tahminlerin isabeti mümkün değil. Program el yordamıyla yürüyor. Başımıza gelecekler var.