İBRAHİM EKİNCİ
Bir buçuk yılda anca iki arpa boyu yol alındı
Enflasyonda, 2024’ü, dezenflasyon programının başladığı Haziran 2023’ün yaklaşık 10 puan kadar üzerinde kapatacağız. Ekonomi yavaşladı. Atıl işgücü torbasındaki kişi sayısı 2,4 milyon kişi artarak 11 milyonu geçti. Emekçi kesimler için kıyamet gibi bir devrin içindeyiz. Vergi düzeninde kayda değer adım atılmadı. İhale düzeninde hiç adım atılmadı. Hükümet harcamaları göklerde dolaşmaya devam ediyor.
***
Yeni yılı kapatırken bir bilanço önemli olur. Nereden başlayıp nereye geldik? Şu dezenflasyon programı ne sonuçlar verdi?
En önemli sonuç ekonomiyi yavaşlatması oldu. Fakat diğer yandan enflasyon hala çok yüksek. Stagflasyon’dayız. Ücretler baskılı. Emekçiler için kıyamet bir devrin içindeyiz. Şirketler kesiminde batışlar, konkordato ilanları belirgin şekilde artıyor. Kredi, kredi kartı borçlarını ödeyemeyenler sayısında da yine belirgin artış var. Vergide adalet için kayda değer tek bir adım atılamadı. Kaynak yutan kayırmacı ihale sistemini düzeltmede tek bir adım atılamadı. Yurtdışına insan kaynağı göçü çok yüksek seviyelerde, sermaye çıkışı yüksek seviyelerde. Hükümetin itibar harcamaları göklerde dolaşıyor. Tasarruftan eser yok. Gelelim Şimşek’in dezenflasyon programının 1,5 yılda temel göstergeler açısından sonuçlarına…
Şimşek’in dezenflasyon programının beş ayaklı olduğu söylenebilir. Politika faizinin yükseltilmesi, kredi sınırlamaları, likidite yönetimi, ücretleri baskılanma ve kur politikası… İçerde talebi baskılama, faiz – kur marjını olabildiğince açarak döviz girişi sağlama… Bu yüzden programın kurgusu ağırlıkla yabancı fonlara, kreditörlere, yatırımcılara dönüktür. Nebati’nin kozu KKM’ydi. Şimşek’in kozu yüksek faiz – baskılı kurdur.
Bilindiği gibi programla birlikte politika faizi %8,5’ten 50’ye çekildi. Kur baskılandı. Şimşek göreve geldiğinde dolar kuru 20,5 TL’ydi. Halen 35 TL. Demek ki bu dönemde kur değişimi yüzde 70,7 olmuş. Aynı dönemde TÜFE endeksindeki artış yüzde 96,6’dır. Kur artışı enflasyonun 26 puan altında kalmış. Bu sayede 25 milyar dolar civarında carry trade girişi olmuş. Yabancıların borsa ve tahvilde de payları artmış. Haziran 2023 itibariyle yurtdışı yerleşiklerin tahvil yatırımları 1 milyar doların altına gerilemişti. Ekim 2024 itibariyle 16 milyar dolar gözüküyor. Yabancıların 2023 2.Ç sonu hisse senedi yatırımlarının piyasa değeri 22,5 milyar dolardı. Ekim 2024 itibariyle 30,5 milyar dolar. Demek ki şimşek döneminde portföy yatırımlarında 23 milyar dolar civarında artış olmuş. Doğrudan yatırımlar (DYY) ise kıpırdama yok. 2022 yılı 13,7 milyar dolar, 2023 yılı 10,1 milyar dolardı. 2024 Ocak – Eylül itibariyle ise 7.7 milyar dolar gözüküyor. Yılı muhtemelen 10 milyar dolar civarında tamamlayacak.
ENFLASYONDA HENÜZ BAŞARIDAN SÖZ ETMEK ZOR: Şimşek, 2023 haziran ayında göreve başladığında TÜFE enflasyonu yüzde 38,21’di. 1,5 yıl sonra Kasım 2024 itibariyle yüzde 47,09’dayız. Yılı muhtemelen yüzde 45-46 (belki de %47) seviyelerinde bitireceğiz. Yani programın başladığı noktadan yaklaşık 9-10 puan daha yukarıda tamamlamış olacağız. Buna başarı demek mümkün mü?
Önümüzde ne var? 2025 yılı için son revizyonla birlikte hedef yüzde 21 enflasyon. Ancak buna MB dışında inanan var mı bilmiyorum. Türkiye tarihinde enflasyonun 1 yılda yarı yarıya düşürüldüğü bir dönem yok. Oldukça zor. Yüzde 30 üstü çok daha muhtemel. Tek hane enflasyon, 2027’de mümkün olabilecek.
Enflasyonda düşüş şimdiye kadar ağırlıkla baz etkisi ile ikincil önemde olarak para politikası etkisiyle bu seviyelere geldi. Artık baz etkisi yok. Beklenti, şimdiye kadar bir türlü devreye giremeyen maliye politikasının 2025’te (Bakan Şimşek’in sözlerine göre) daha etkili biçimde devreye gireceği yönünde. Ancak maliye politikasından dönüp dolaşıp ücretlerin baskılanması anlaşılıyor. Bunu 2024’te yaptılar. Asgari ücrete yarı yıl zammı olmadı. Asgari ücretin enflasyonu azdırdığı iddiasının önemli ölçüde palavra olduğu da görülmüş oldu. Beklentiler halen yüksek. Reel kesimde %40’ın üzerinde, hane halkı beklentisi bunun iki katından fazla.
BÜTÇE AYNI TAS AYNI HAMAM: Aralık 2023 sonu itibariyle merkezi yönetim bütçe açığı trilyon 380,5 milyardı. Bu yıl kasım ayı itibariyle 1 trilyon 277 milyar liradır. Yıl sonuna doğu, geçen yılki gibi ödenekler kullanılacak, açık büyüyecektir. Zaten 2024 için öngörülen açık 2 trilyon 652 milyardır. Özellikle de Şimşek’in tasarruf paketine koyduğu harcama kalemlerin birçoğunda ödenekler yılın bitimine 3 – 4 ay kala tükendi. Görevlendirme giderleri, temsil organizasyon, mal ve hizmet alımı giderleri, kamu taşıtları, lojman ve sosyal tesis bakım ve onarım giderlerinde ödenekler aşıldı. Bütçede bazı kalemlerde 2023’ten daha kötü bir performans izleniyor.
Bütçe açığının GSYH’ya oranı 2023’te % 5,2’ydi. 2024’te % 4,9 öngörüldü. Fakat işin garibi 2023 bütçesinde deprem harcamaları hariç açığın GSYH’ya oranı %1,6 olarak ölçülmüşken, 2024’te deprem harcamaları hariç açığın %2,5 olacağı tahmin edilmektedir. Tablo, dezenflasyonist sonuçlar göstermiyor.
Şimşek’in dezenflasyon programı en etkili olması gereken 2024’te, 2023’ün bile üstünde harcama öngördü. OVP’de harcamaların GSYH’ya oranı 2023 için %24,8 iken, bu yıl %25,4 olması öngörüldü. Bunun ekonomik yavaşlama ile ilgisi var ancak, eğer dezenflasyon programı içindeyseniz, daha derin, hiç olmazsa 2023’ün altında bir oran hedeflenmeliydi.
FAİZ ÖDEMELERİ HIZLI ARTIYOR: 2023 yılında MY bütçesinde faiz giderleri 674,6 milyardı. Bu yıl için 1.297,8 milyar tahmin ediliyor. 2005 için tahmin 1.950 milyar, izleyen iki yıl içinde sırasıyla 2.282 ve 2.518,9 milyar liradır. Faiz giderlerinin GSYH’ya oranı 2023’te %2,5’ti. Bu yıl %2,9 tahmin ediliyor. İzleyen 3 yıl içinde tahmin %3’ün üzerinde olacağı yönünde. Oransal artış hem stokun hızlı büyümesi hem de yüksek faizle ilgili. Hazine halen 10 yıl vadeli tahvile %30 civarı faizle borçlanıyor. Türkiye şampiyondur bu konuda.
MY BORÇ STOKU 9 TRİLYONA DAYANDI: Bütçe açığına bağlı olarak kamu kesiminin borçlanma ihtiyacı da yüksek. Borçlanma ihtiyacı yükseldikçe faiz ödemeleri de haliyle yükseliyor. Merkezi yönetim borç stoku CB döneminde 1 trilyon lira seviyesinden hızla yükselip 9 trilyon seviyesine dayandı. Şimşek’in görev dönemi bu borçlanmada bir yavaşlamaya yol açmadı. Haziran 2023’te 5,6 trilyon liraydı. Bir buçuk yılda hızlı bir tempoda yükselerek Ekim 2024 itibariyle 8.8 trilyon liraya yükseldi. Yılı 9 trilyon liranın üzerinde tamamlaması muhtemel. Bu stokta döviz cinsi borçların payı yüzde 67’lerdeydi. KKM’nin çözülmesi, DTH’lardaki azalma gibi önlemlerle yüzde 55’ler seviyesine geriledi, Dolarizasyon azaldı.
DIŞ BORÇLAR – KISA VADELİ DIŞ BORÇLAR: Kamunun, kalan vadeye göre kısa vadeli dış borcu, Haziran 2023’te 40,8 milyar dolardı. Ekim 2024 itibariyle 55,2 milyar dolara, özel kesimin ise 121,1 milyar dolardan 143,4 milyar dolara yükseldi. MB’nin borcu ise 44,4 milyar dolardan 37,6 milyar dolara geriledi. Toplam stok 206,2 milyar dolardan 236,1 milyar dolara çıktı. Kısa vadeli dış borç bakımından Türkiye’nin brüt dış borç stoku da aynı dönemde 480,3 milyar dolardan Nisan 2024 itibariyle 512 milyar dolara çıktı. Şimşek sonrası yeni bir trend izlenmedi.
EKONOMİ YAVAŞLADIKÇA CARİ AÇIK DÜŞÜYOR: Türkiye ekonomisinin yapısal arızalarından biridir. Üretim ve yatırımda dış girdi kullanımı, ekonominin hızlı büyüdüğü dönemlerde cari açığı artırıyor. Şimşek döneminde en başta yüksek faizler nedeniyle, özellikle döviz nakdi olan şirketlerin üretimi yatırımı yerine para piyasası fırsatlarına dönmesi nedeniyle, gelir kayıpları nedeniyle tüketimin de kısmen yavaşlaması nedeniyle ekonomi yavaşladı. Bunun dış ticarette artış hızlarının gerilemesinde, dış ticaret açığının daralmasında izledik. Bu kanalda döviz ihtiyacı yavaşladı. Altın ithalatına sınırlama getirildi ve son olarak enerji fiyatları ithalat faturasını artırmadı. Bu nedenle de yıllık cari açık Haziran 2023’teki 40,5 milyar dolar seviyelerinden 7,7 milyar dolara geriledi.
İŞSİZLİK TORBASINDAKİ KİŞİ SAYISI 2,4 MİLYON ARTTI: Program ekonomiyi yavaşlatmayı amaçladığı için normalde işsizliğin daha yüksek oranda artması beklenirdi. Ancak pek öyle olmadı. Haziran 2023’te işsizlik %9’du. Halen %8.8. Eğer TÜİK marifeti değilse beklenmedik bir sonuç. Aynı tarihler itibariyle geniş tanımlı işsizlik %23,6. Ekim 2024 itibariyle %27,4. Demek ki program işsizliği aslında artırmış ama TÜİK yeni işsizleri “atıl işgücü” torbasına atarak işsizliği 0,2 puan düşürmeyi başarmış. Temmuz 2023’te atıl işgücü torbasında 8,6 milyon kişi vardı. Halen bu torbada 11 milyon kişi var. 2,4 milyon kişi artış olmuş.