Bir gastronomik düzen eleştirisi

Yılın ilk hafta sonu sayabileceğimiz bu hafta sonunda size yemek tarifi vermek yerine biraz içinde bulunduğumuz hale ilişkin görüşlerimi yazasım var bugün. Radikal gazetesinde yazdığım zamanlarda 2015 yılına girerken bu sene Instagram gibi sosyal mecraların önemi çok artacak gibi bir şeyler yazdığımı hatırlıyorum. O zamanlar şimdiki "influencer" olayı daha yeni yeni ortaya çıkar gibiydi, milletin bir şeyleri gözümüzün içine soka soka reklamını yapması daha tam olarak anlamadığımız bir durumdu.

Şimdi maalesef bu işin suyu tamamen çıkmış durumda. Biraz takipçisi yüksek hesaplara sahip insanlar tarafından onlarca ürün, mekan, aktivite sürekli olarak bizlere paylaşılıyor. Ama bunların içerikleri ne kadar dürüst, bu elbette bie muamma.

Geçtiğimiz ay mesela İstanbul'da büyük bir otelin bahçesinde Avrupa'da örneklerini gördüğümüz Christmas Market'lere benzer bir yer kuruldu. Influencer camiası elbette bunun açılışına davet edildiler, aman tanrım bu ne eğlence, bu nasıl ortam, anlattılar da anlattılar. Belki ben denk gelmemişimdir, hiç biri giriş ücretinin 650₺ olduğunu söylemedi. Bu fiyata içeride yaptığınız olası alışveriş elbette dahil değil.

Avrupa'da Noel sezonunda neredeyse her kentte, kasabada kurulan bu yerlerde hediyelik eşyalar, yöreye ait yiyecekler, içecekler, sıcak şaraplar, keyifli tatlılar oldukça uygun fiyatlara, herhangi bir giriş ücreti alınmaksızın sunuluyor. Bizdeyse benim aldığım bilgiye göre içerideki standların çoğu zaten fuar tanıtım standı gibi, onun haricinde devasa bir giriş ücreti ödeyip girdiğiniz yerde yine ücretle bir şeyler yiyip içeceksiniz, bu gerçekten akıl alır bir sistem değil.

Yine bu aralar elbette fiyatların çok abuk hale geldiğinin çok farkındayım ama, özellikle içki sektöründe biraz yazılanları okursanız beni çok ama çok rahatsız eden bir konu var. Şimdi, şarap üreticilerimizi bugün eleştireceğim. Maalesef ülkemizde bir ÖTV gerçeği var, bunu hepimiz elbette biliyoruz, her türlü içkinin fiyatı olması gereken seviyenin en iyimser tahminle 2-3 katına çıkmasına sebep oluyor bu durum. Ancak, bu ÖTV artışlarını üreticilerimiz doğrudan yansıtıyorlar mı? Bu konu oldukça tartışmalı. ÖTV'deki artış şişe başına yaklaşık 5 lira civarına denk geliyor. Elbette ki üreticilerimiz de maliyet artışlarını fiyatlarına yansıtacaklar, elbette ki kar edecekler, çalışanlarının maaşlarını artıracaklar, firmalarına yatırım yapacaklar vs.

Ancak, ülkemizde biraz kalburüstü sınıftaki bir şarabın, İtalyan, İspanyol, Fransız şaraplarının gayet kabul edilebilir örneklerinin 2-3 katı fiyatlara satılıyor olması vergi artışıyla değil biraz fırsatçılıkla, hazır ÖTV arttı diye haber varken biz de fiyatlarımızı o ara daha fazla yükseltelim anlayışıyla yapılıyormuş hissi veriyor.

Üreticilerimiz ülkede şarap kültürü gelişmiyor diye şikayetçiler, ancak o kültürün gelişmesi için özellikle gençlerin rahatlıkla erişebileceği ürünleri piyasaya sunmaktansa, yine bir takım influencer arkadaşların gazıyla pazarladıkları ürünleri fahiş fiyata satarak hızlı kar etme peşindeler. Büyük üreticilerimizden birinin geçtiğimiz günlerde daha ilk rekoltesini tanıtıp, 4 haneli bir fiyat etiketiyle satışa sundukları bir ürün var mesela, İtalya'da o fiyata Barolo'nun en iyi örneğini, yüzlerce yıllık geleneğe sahip ailenin bağından alırsınız, İspanya'da o fiyata en iyi şarabı alır üstüne çok şık bir yemek yiyecek para ayırırsınız.

Sevgili üreticilerimiz, sizleri çok seviyor ve daha iyi imkanlarınız olsun, bizlere sunacak daha iyi ürünler için yatırım yapabilin tabii ki istiyoruz. Ama bizlerin eriştiğimiz şu andaki fiyatlarınız, ülkede gelişsin diye yıllarca emek verilen bir sektörü uzun vadede çökertme riski taşıyor. Ben orta sınıf bir şaraba 400-500 hatta 700-800 tl vermek istemiyorum, inanın eskiden çok sevip bazen koliyle aldığım bir çok ürünü artık evime sokmuyorum. Bu noktada olan tek kişi de ben değilimdir sanırım.

Keyifli bir pazar günü dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
EVREN AYBARS Arşivi
SON YAZILAR