İBRAHİM EKİNCİ

İBRAHİM EKİNCİ

Döviz kıpırdamıyor, çözülen para nereye gidiyor?

Dolar kurunun tutulması yatırımcıyı dövizden uzaklaştırıyor. 11 Kasım’dan bu yana geçen 6 haftada Döviz Tevdiat Hesapları’nda (DTH) 20 milyar dolar azalma oldu. Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında da 1 milyar dolarlık bir azalma dikkat çekiyor. KKM’de artış 11 Kasım’da 1 trilyon 474 milyar lirayı bulduktan sonra önce durdu ve arkasından da azalmaya başladı. Son rakam 1 trilyon 465 milyar lira. BDDK verilerine göre bu dönemde dolar cinsinden 79.8 milyar dolardan 78.9 milyara indi. Yani 1 milyar dolara yakın azalma oldu.

Gerek döviz mevduatından (DTH) gerekse KKM’den çıkışın nedeni aynı: Hükümetin örtük sabit kur rejimine geçmesi…

Bu, biliyorsunuz arka kapı döviz satışlarıyla oldu. Hükümet, kuru belli seviyelerde savunmaya girişti ve bazı hesaplamalara göre şimdiye kadar 230 milyar dolar civarında rezerv yaktı.

Fakat bunun bir sonucu var… Döviz kıpırdamıyor!

İhracatçıların baskısıyla euro’nun önünü biraz açınca, paritede doların altında kalan Euro, yine doları geçerek, kısmen değerlendi ama ne ihracatçıyı ne de yatırımcısını tatmin edecek, enflasyona karşı koruyacak bir değişim olmadı.

Döviz kıpırdamayınca, aylardır aynı yerde tutulunca yatırımcı tercihi değişmeye başladı. İşte bunun sonucu olarak toplamda 21 milyar dolarlık bir çözülme oldu. Bunun bir süre daha devam etmesi de beklenmelidir.

Tartışılan şu: Bu çözülen para nereye gidiyor?

Nasıl Bir Ekonomi Yazarı Alaattin Aktaş’a göre, “Tüzel kişiler, yani şirketler belli ödemeleri için TL yerine getirisi neredeyse hiç kalmayan dövizi kullanmayı, bunun için de döviz hesaplarını bozmayı tercih etmiş olabilir.”

Ama asıl soru, vatandaşın ne yaptığı.

Geçen haftaki Marjinal Fayda’da, yatırım uzmanı İris Cibre’nin verilerini paylaşmıştım. Borsaya o hafta 20 bin yeni yatırımcı gelmişti. Bu geçtiğimiz haftada da borsaya ilgi sürdü. Endeks, 5.500’ü gördü. Dolayısıyla dolardan çıkan paranın belli bir kısmının borsaya gitmiş olabileceğini düşünmeliyiz.

Döviz mevduatından çözülen paranın bir kısmının döviz cinsi yatırım fonlarına gittiği anlaşılıyor. Eylül ayından bu yana döviz cinsi yatırım fonlarının hacminde 3 milyar dolarlık artış olmuş. Bu fonlarda vatandaş hem parasını döviz olarak tutmaya devam ediyor hem de fonların çalıştırılması nedeniyle bir miktar da kazanç sağlayabiliyor. Dolayısıyla döviz mevduatından döviz fonlarına bir kayıştan söz etmemiz mümkün. (Bu kayışı gösteren grafik sayfada)

Bir kısmı TL mevduata gitmiş olabilir mi?

ekran-resmi-2022-12-24-15-25-43.png

Bu mümkün. Birincisi, hükümet bankalara, “Döviz mevduat oranını düşür, TL mevduatın altına çek” baskısı yaptığı için, bankalar üzerinden bir kısmı mudinin ikna edilmiş olabileceğini varsaymalıyız. Fakat TL mevduata dönüşü asıl teşvik edecek şey, dövizin kıpırdamaması, döviz mevduatına faizlerin çok çok düşük kalması, KKM’de en fazla yüzde 12 faiz verilmesidir… Buna karşın TL mevduatta faizler yüzde 23’lere geldi. KKM’nin iki katı seviyedir bu. Dolayısıyla bazı yurttaşlarımızın, geçici olarak TL mevduata dönmüş olabileceklerine ihtimal verilmelidir.

TL mevduatta çok çarpıcı bir yükselme olmadığı için dövizden TL’ye geçişin ciddi boyutta olduğunu söylemek zor. BDDK verilerine göre 28 Ekim – 16 Aralık arasındaki 6 haftada bankalardaki TL mevduat 510 milyar artmış. Bunun 292 milyarı gerçek kişilerin, 245.8 milyarı ticari kuruluşların hesaplarındaki artıştan gelmiş. 510 milyar ciddi bir artış olarak görünmekle birlikte, daha önceki benzer dönemlerde de bu ölçüde artışlar olduğu vaki.

Altın fiyatlarında sert bir yükselişten söz edilemese de artış var. 23 Eylül’de altının onsu 1.644 dolardı, 24 Kasım’da 1.749 dolara, 24 Aralık itibariyle 1.798 dolara geldi. Son üç ayda yüzde 9,36 artış oldu. Altının geleneksel olarak tercih edilen bir yatırım aracı olduğunu, fiyatında da artış olduğunu dikkate alırsak, çözülen döviz mevduatlarının bir kısmının altına gitmiş olabileceğini de düşünmeliyiz.

Son dönemde, bütün yatırım araçlarının enflasyona kaybetmesinin etkisiyle borsa – arsa dönemi açıldığından söz etmiştik. Borsa halen bu durumunu koruyor. Arsa – konut tarafında ise bir yavaşlamadan söz edebiliriz. Konut fiyat artışları aylık enflasyon artışıyla buluştu. Dolayısıyla fiyatların normal şartlarda daha da yükselmemesi gerekir. Enflasyon artış hızındaki düşüş de konut maliyet artışını sınırlayacaktır. Bu da fiyat artışlarını baskılayacak bir etki yapacaktır.

ekran-resmi-2022-12-24-15-26-07.png

Bütün bunların dışında, hükümetin sonu gelmez zorlamalarının, “makro ihtiyati tedbirler” adı altında dayattığı uygulamaların yatırımcılarda, “bu işin sonu döviz işleminin yasaklanmasına varacak” endişesini depreştirmiş olabilir. Bu nedenle de çözülen döviz mevduatının bir kısmının yastık altına gitmiş olması yabana atılmayacak bir olasılıktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İBRAHİM EKİNCİ Arşivi
SON YAZILAR