İBRAHİM EKİNCİ

İBRAHİM EKİNCİ

En büyük batak şehir hastanelerinde: 52 milyar dolar

Müstafi Bakan Fahrettin Koca, şehir hastaneleri ile ilgili son açıklamalarında, başlangıçta 223 milyar euro “potansiyel yük” söz konusu iken, bunu sonradan 27 milyar euro’ya indirdiklerini söylemişti. KÖİ yöntemiyle yapılmasından vazgeçilenleri hariç tutarak ve bakanın belirttiği 18 yıl ortalama işletme süresine göre yeni bir hesaplama yapıldığında 52 milyar dolar civarında garanti yükü çıkıyor. Tabi boş alanları kira kapsamına alarak hesaplama cinliklerini bilemem.

*****

150 – 180 milyar dolar arasında tahmin edilen KÖİ garanti yükünün önemli kısmı şehir hastanelerinden geliyor. Hükümet, KÖİ modeli ile 31 şehir hastanesi yapacaktı. Tepkiler yükselince sözleşmesi henüz yapılmamış olanlardan vazgeçildi. Dönemin Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, kalan projelerin bütçe kaynaklarıyla yapılacağını açıkladı. Bakan bunu açıkladığı toplantıda, eğer tamamı yapılsaydı, şehir hastanelerinin bütçeye “potansiyel” yükünün 223 milyar euro olacağını tahmin ettiklerini; bunu, geç teslim sürelerini düşerek ve ortalamada 25 yılı 18 yıla çekerek önce 142,5 milyar euro’ya, sonra da mevzuat değişikliği ile üst sınır getirerek 27,5 milyar euro’ya düşürdüklerini anlattı.

Her ne kadar kamuoyu önünde bu projenin faziletlerini anlatadursalar da anlaşılan kapalı kapılar ardında ortaya çıkardığı muazzam yükü fark ettiler de KÖİ ile devam etmekten vazgeçtiler. Fakat bu büyük batağa kim izin verdi, sorusu hala ortadadır elbette. Türkiye’yi 223 milyar Euro yükü altına sokanların motivasyonu neydi? Hiç hesap mı bilmiyorlardı, yoksa başka bir hesap mı yapmışlardı?

Şimdi bakanın verdiği yeni bilgiler ışığında biz de hesabımızı yenileyelim.

Bu hastaneler için 2013 tarihli bir mevzuat var. 6428 sayılı kanun, madde 1, fıkra 1’de “Hazinenin mülkiyetindeki taşınmazlar üzerinde sözleşmede belirtilen sabit yatırım dönemi hariç 30 yılı geçmemek üzere ([1]) bağımsız ve sürekli nitelikte üst hakkı tesis edilmek suretiyle yaptırılması...” diyor. Kullanım bedeli (kira) ile mecburi hizmet bedeli olarak iki ayrı ödeme var. Hizmet bedeli şöyle tanımlanmış: “Bakım, onarım ve benzeri hizmetlerin bedeli ile ilgili mevzuatına göre hizmet alımı yoluyla gördürülebilecek hizmetlerin sunulması karşılığında idare tarafından yükleniciye ödenen, 5 yıl ve ihtiyari hizmetlerde sözleşmede yer alan miktara bağlı, tıbbi destek hizmetlerinde ise 10 yılı geçmemek üzere dönemsel piyasa testi ile güncellenen bedeli ifade eder.”

Yani, araziyi Hazine verecek, binayı yüklenici yapacak, ekipman koyacak.

Sağlık Bakanlığı kira + hizmet bedeli ödeyecek. Bu bedel enflasyon ve kura göre güncellenecek. ([2]) Yatak doluluk garantisi yok. Ancak görüntüleme, laboratuvar, sterilizasyon, dezenfeksiyon ve rehabilitasyon ile atık yönetimi, çamaşır ve yemek hizmetleri için yüzde 70 doluluk garantisi var. ([3])

Gelelim bu hastanelerin garanti yükünün hesabına…

Ben, bütçeden ilk ödemeleri dolara çevirerek ilerlemeyi tercih ettim. Böylece, kira ve hizmet bedelinde, tam isabet bir rakam değil ama muhtemelen çok yakın bir rakama ulaşmayı hedefledim. Tam doğru bir hesap yapılamaz mıydı? Hayır. Çünkü rakamları gizliyorlar. Devlet, vergi mükellefinin parasını harcıyor ama hesabını “ticari sır” diye gizliyor. Oysaki bir tarafı kamu olan hiçbir işlem ticari sır olamaz!

Olabildiğince güvenli bir hesap için yatak başı kira ve hizmet bedeli yükünü bulmaya çalışalım. En güvenilir veriler 2019 ve 2020 bütçe rakamlarıdır. Sayfadaki kupür Sağlık Bakanlığı’nın 2019 bütçesinden alındı. “Kira Bedelleri”nin karşısındaki ödenek rakamı 3 milyar 680 milyon lira. “Hizmet Bedelleri” satırının karşısındaki rakam ise 2 milyar 470 milyon lira. 2019 için ayrılan toplam ödenek 6 milyar 150 milyon lira! 2020’de ise bakanlık bütçesinde 7 milyar 575 milyon lira kira, 6,5 milyar lira hizmet bedeli olmak üzere toplamda 14 milyar 75 milyon lira ödeme öngörülmüştü.

metin içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Bu yıllarda açılışlara göre kaç yatağın yıl içinde kaç gün hizmette kaldığı belliydi. 2019 ödeneğini 2019’daki faal yatak/gün sayısına (11 bin 804) böldüğümüzde yatak başına yıllık maliyet 521 bin liraya geldiği ortaya çıkıyor. 2020 ödeneğini 2020’de faal yatak/gün sayısına böldüğümüzde de yıllığının 527 bin liraya geldiği görülüyor. Rakamlar birbirine yakın. Ben düşük olanı, 2019’u baz aldım. Hizmet bedeli – kira ayrımı yapmadan “yatak başına maliyet” birlikte hesapladım.

2019 ortalama dolar kuru 5,65 lira olduğuna göre yatak başı maliyet 521 bin TL = 92.180 dolar eder. (Muhtemelen, bu rakam, bütün hastanelerde yatak başı maliyetin 100 bin dolar olabileceğini, böyle standart bir uygulama yapılmış olabileceğini akla getiriyor.) Hesabı bu rakam üzerinden yapacağız.

tablo içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

Şu anda 18 şehir hastanesi var. Yine KÖİ modeliyle yaptırılan 2.400 yataklı 8 FTR hastanesiyle birlikte toplam kiralık yatak sayısı 31.347 ediyor. Yatak başı kira 92.180 dolar olduğuna göre bunlara ödenecek yıllık kira + hizmet bedeli 2 milyar 889,6 milyon dolara geliyor. Bakanın sözünü doğru kabul ederek 18 yıl işletme süresi alırsak toplam garanti yükü de 52 milyar dolara geliyor. Bakan 27,5 milyar euro demişti. Bunu dolara çevirirsek 30 milyar dolar ediyor. Oysaki bizim bulduğumuz rakam 52 milyar dolar! ([4])

Finansman yükü dahil, müteahhitlerin bu hastaneler için (şaşırtıcı derecede yüksek görünen) yatırımları 13.3 milyar dolar. Özeti dolar bazında 13 koyup 52 alacaklar! Bu rakama göre devlet müteahhitlerin dolarına, dolar bazında yüzde 20 civarında faiz vermiş olacak. Yatırımcılar, yıllık 2.8 milyar dolar gelirle 4 - 5 yıl içinde yatırımlarını geri alacaklar, kalan 14-15 yılı tamamen kâr yazacaklar. Demek ki devlet, 5 – 6 yıllık kira bedelleri ile bu hastanelerin tamamını kendisi yapabilirmiş.

Köklü hastaneler kapatıldı

Sonuçta kamu 50 milyar dolardan fazla garanti yükü altına girdi. Birçok eski köklü hastane kapatılarak kamu kaynağı çöpe atıldı. Bazılarının merkezi arsalarının yeni rant projeleri için kullanılması tehlikesi vardır.

Yer seçimleri birçoğunda yanlış yapıldı. Bursa ve Ankara Bilkent’e valiliklerden gidiş dönüş süresi taksiyle bir saat çekiyor. Kayseri, Adana hastanelerine 40 dakikadır. Taksi ücretleri 100 - 150 TL civarındadır. Yozgat’ta bile vatandaş bu hastanelere 30 liradan fazla ulaşım ücreti ödemektedir. Ankara Bilkent’e ulaşım yolu 800 milyon lira yatırımla ayrıca yapılmıştır. Dünya küçük hastanelere yönelirken Türkiye, devasa hastanelere yönelmiştir. Kapatılan eski hastanelerin çevresindeki eko sistem yıkılmakta, yeni hastane çevresinde yandaşlara pay edilen yeni bir eko sistem oluşmaktadır. Eski hastanelerin içinde dışında bir çay içebilen refakatçi şimdi lüks kafelerde bir çaya üç katı para ödemek zorunda kalmaktadır. Yeni hastaneler yapılırken eskileri kapatıldığı için kazandırılan yatak sayısının yarıdan çoğu aslında bina ve yatak yenilemedir.


[1] Bu süre önce 49 yıldı. 30 yıla indirildi. Daha sonra da birçok hastane için 25 yıl olarak belirlendi. Bakan açıklamasına göre geç teslimlerde süre düşülerek ortalama kiralama süreleri 18 yıla çekildi.

[2] “MADDE 5 – (1) “... Dönem sonunda TÜİK’ce belirlenen dönemsel ÜFE ile TÜFE toplamının yarısı oranında kullanım bedeli artışı yapılır. Yüklenici tarafından yabancı para birimi ile kredi temin edilmesi ve kullanım bedelinin yeniden belirleneceği tarihteki ilgili döviz kurundaki değişimin ÜFE ve TÜFE toplamının yarısı oranından yüksek veya düşük olması halinde, idare tarafından (...) düzeltme katsayısı marifetiyle kur farkı hesaplanır ve yabancı para birimi ile borçlanma oranında kullanım bedeline eklenir veya kullanım bedelinden çıkarılır.” MADDE 56- (2) Kullanım bedeli, her bir takvim yılında, üçer aylık dönemlere tekabül eden peşin ödemeler şeklinde yapılır.” Hizmet bedeli ödemesi ise aylık yapılacak.

[3] Hizmet alanları toplamda 19 alan. Bunların 6’sı zorunlu, 13’ü isteğe bağlı hizmet . Projede varsa otel, restoran, eczane gibi ticari alanlar, P3 hizmetleri adı altında yüklenici firma tarafından 25 sene boyunca işletilecek.

[4] Yukarıdaki hesaplamalara Türkiye Halk Sağlığı Kurumu ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (THSK ve TİTCK) binasının kira ödemeleri dahil değildir. Bu iki binayı yapan CNN Group’un başındaki Murat Çeçen, Capital Dergisi’yle röportajında, yatırımın 711 milyon euro olacağını açıklamıştı. Benim ihale döneminde aldığım notlara göre yıllık kira 238,3 milyon lira. İhale dönemi (2013) kuruyla bu para 119 milyon dolara geliyor. Bunun üzerinden tahminde bulunursak şirketin 15 yılda alacağı kira ise 1,8 milyar dolara yakın çıkıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İBRAHİM EKİNCİ Arşivi
SON YAZILAR