TEZCAN KARAKUŞ CANDAN
Havada Cumhuriyet kokusu var
2023 ile birlikte Cumhuriyet’in ve Başkent’in yüzüncü yılını da geride bıraktık. Şubat ayında yaşadığımız doğa olayını afete dönüştüren kentsel politikalar yüzünden binlerce canımızı kaybettik. Kadim şehirlerimiz yerle bir oldu. Cumhuriyet’in yüzüncü yılında otoriter rejimin, Cumhuriyet değerleri ile hesaplaşan yaklaşımlarına karşı, eleştirilerimizi, dayatmaları sineye çektik. Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerle birlikte iki büyük depremi yaşadık. Öfkelendik, üzüldük, kırıldık, dayanıştık. Buruk bir yüzüncü yıl yaşadık.
Birçok farklı duyguyu bir arada yaşadığımız bu yıl bizim için bir eşik olmalı. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında kazanımlarımızı, bize emanet edilenleri kaybetmek istemiyorsak, çağdaş ve laik bir Türkiye’de birlikte yaşamak istiyorsak 2024 yılı hepimiz için daha fazla mücadele ve cesaretin hakim olması gereken bir yıl olacak. Kentlerimizin de kendimizin de dirençli olması gereken günlere gebe bir ülkedeyiz… Buna hazırlıklı olmalıyız.
İnsan odaklı canlı odaklı sağlıklı kentlerde yaşamak istiyorsak, rantın şekillendirdiği değil halkın birlikte yönettiği yerel yönetimler istiyorsak, işte yerel seçimler bizim için ilk fırsat, ilk sınav. Bu sürgit devam eden, kentleri bir sömürge mantığı ile işgal eden, kentin yarattığı her değeri gasp eden sömürgenlere karşı güçlü olmak zorundayız. Tüm olumsuzluklara kulağını tıkayan küçük kurbağa misali hedefe kitlenmek zorunluluğumuz. Gücümüz haklılığımız, kararlılığımız biliyoruz.
İz bırakmak
Hep aynı noktaya top atarsak iz bırakır birçok kez birlikte deneyimledik. Atatürk Orman Çiftliği ve Kaçak Saray mücadelesi bunun en hakiki göstergesi. İnsan korku ve cesaret duygularını bir arada taşır, biri öne çıkarsa diğeri geri çekilir. Mücadele ederken hepimiz korkuyoruz ancak korkuyu aşarak insanlaşıyoruz.
Mücadele
Mücadele edersek, hep hareket halinde olursak mutlak kazanırız. Cumhuriyet’in ilk toplu konut projesi olan Saraçoğlu Mahallesi yıkılmadı hepimiz tanığız. Arkasında kesintisiz 30 yıllık unutulmaz bir mücadele var, biriken damlalar ve teslim olmama hali var. Bardağı taşıran son damlanın enerjisini Gezi’de birlikte yaşadık. Ve ardından gelen hukuksuzluk, tutuklamalar, cezalar, Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmaması, Gezi’nin aydınlığının bitmediğini, hukuksuzluğun teşhirini ve otoriterliği gözler önüne sermeye devam ediyor. Mücadele sürüyor, damlalar birikiyor.
Adanmışlık
Alışılagelmişin dışında bir çalışmaya ihtiyacımız olduğu açık. Bugüne kadar devam edilen iş yapma, siyaset yapma, muhalefet yapma, yönetme biçimleri doğru olsaydı bugün böyle olmayacaktık. Ahlaklı olmak, etik değer ilkelerinden vazgeçmemek, empati yapmak ve Cumhuriyet’e adanmış olmak ve bedel ödemek, ödemeyi göze almak bu sürecin harcı.
Süslü sözlerden çok hakikate ihtiyacımız var. O hakikat yaşamın içerisinde. Sokağında meydanında, ağacında, anıtında nefes aldığımız her yerde yaşadığımız, yürek atışlarımızı hızlandıran o hikaye hakikatimiz. Eğer istiyorsak mücadele etmekten başka yolumuz yok. Bulunduğumuz her yerde yaratıcı olmak ise kaçınılmaz sorumluluğumuz.
Birikim
100 yıllık birikimle yeni bir yılın ilk günündeyiz. Yüz yıllık bir kararlılık var heybemizde, karanlığa teslim olmayan. Ve günden güne büyüyen bir direnç var bizi büyüten: Sokaklarda, sahalarda, stadyumlarda, Cumhuriyet’e Atatürk’e, değerlerine ve onun için mücadele edenlerine sahip çıkan milyonların kararlılığı var havada hissediyoruz.
Başarı
Ya değişimin gereğini yerine getireceğiz, ya değişiklikle yetineceğiz. Bir eşikteyiz. Her isyan vazgeçmeyi reddettiğimiz bir hakikatle başlar bizim hakikatimiz toplumun kalp atışlarını hızlandıran Cumhuriyet ve Atatürk.
Yeniden Cumhuriyet, yeniden ahlak, yeniden bilim, doğruluk ve dürüstlük demek kararlı olmak Cumhuriyet’in ikinci yüzyılının ilk yılında hepimizin ilk imtihanı olacak. Ya bize dayatılanı kabul edeceğiz, ya da yüreğimizdeki insan sevgisi Cumhuriyet ateşi ve Atatürk sevdası ile bize zorla giydirilmek istenen tüm gömlekleri parçalayıp atacağız.
Cumhuriyet’in ikinci yüzyılının ilk gününde mücadele ve teslim olmayan yaratıcı ve dirençli duygularımla mücadele ve kararlılık dolu bir yıl olsun. Başaracağız.
TEZCAN KARAKUŞ CANDAN |Öksüz şehir, sessiz hafıza
01 Aralık 2025 Pazartesi 00:20Turhan Kitabevi’ne veda: Tükenen Konur Sokak
24 Kasım 2025 Pazartesi 00:15NATO zirvesinin gölgesinde: Etimesgut’ta silinen hafıza
20 Kasım 2025 Perşembe 00:20Ankara'da anılarla mühürlenen mekân: Cafe Des Cafes
17 Kasım 2025 Pazartesi 00:05Asılı hafıza: Askıda ama hiç düşmeden
10 Kasım 2025 Pazartesi 00:15Ankara’nın sessiz hafızası: Cebeci Asri Mezarlığı
27 Ekim 2025 Pazartesi 00:10Kaybolan bellek: Geçmişin dokusu pazarın kokusu
13 Ekim 2025 Pazartesi 00:15Kançılarya'dan ranta: Atatürk Bulvarı’nda kaybolan bellek
06 Ekim 2025 Pazartesi 00:10Bir annenin sanatla direnişi: Kathe Kollwitz
21 Eylül 2025 Pazar 23:54Sakarya’da bellek bekçisi: Göksu Lokantası
08 Eylül 2025 Pazartesi 00:11