İYİ Parti Genel Başkan adayı Akalın: 27 Nisan’dan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak

27 Nisan’da gerçekleştirilecek İYİ Parti Kongresi’nde genel başkanlığa adaylığını ilk açıklayan isimlerden olan Mehmet Tolga Akalın’la adaylık kararını nasıl aldığını, İYİ Parti’nin siyaset sahnesindeki yerini ve hedeflediklerinin öncesi ve sonrasını konuştuk.

Akalın’a göre ‘Türkiye siyasetinde bundan sonraki dönem sistem tartışması değil, rejim ve Anayasa tartışması’ olacak.

İYİ Parti’nin politik kimliği var mı varsa ne, olması gereken ne ve nasıl olabilir?

İYİ Parti, milliyetçi, demokrat ve kalkınmacılık üzerine inşa edilmiş bir siyasi harekettir. Milliyetçilik seçmen ihtiyacının güvenlik, demokratlık seçmen ihtiyacının özgürlük ve hukuk, kalkınmacılık ise refah ihtiyacına cevap vermektedir.

Bu üç kavramın birbirine karşı hiyerarşik bir üstünlüğü yoktur. Bu kavramlar iç içe geçmiş bir olimpiyat halkası gibidir.

İYİ Parti aynı zamanda teorik olarak Türkiye’de en geniş seçmene hitap eden makul merkez alanında kurulmuştur.

Birincil kimliği itibariyle kendisini milliyetçi ve Atatürkçü tanımlayan %60’lık bloğun ana temsilcisi durumundayken; kendisini demokrat, ülkücü ve muhafazakâr tanımlayan çok daha geniş tabana da hitap etmektedir.

İYİ Parti’nin çok güçlü bir politik kimliği vardır. Bu kimlik var olmasaydı, güçlü olmasaydı, MHP’den ayrılış ve referanduma hayır kampanyasıyla gelişen süreç %10’luk bir oyla devam etmezdi. AKP iktidarında kurulup ciddi oy almayı ve bunu tekrar etmeyi başaran tek parti İYİ Parti’dir, bunu unutmamak lazım.

İYİ Parti'nin yerleşmesi için siyasette boşluk veya ihtiyaç mı var mı?

Peki, bu politik kimlik nedir? İYİ Parti dönüşen ve toplumsallaşma talebi olan milliyetçiliği temsil ediyor. Bu talep eski aktörlerle gerçekleşemezdi, bu yüzden yeni aktörler ve yeni bir parti yarattık. Fakat eski siyasetin çarkları hala belirleyici, bu çarklar zaman zaman sizi de kendisiyle aynı devirde dönmeye zorluyor. Bizim adaylığımız da bu zorlamaya bir başkaldırı. Partiyi kurarken temsil sağladığımız milliyetçilik, eğer düzenin çarklarına uyum sağlamazsa, Türkiye’nin kurtuluş reçetesidir. Sembolizmi, hamaseti, kaygıyı değil faydayı önceleyen, kitleselleşmek için önce kendisini değiştirmek gerektiğini idrak etmiş, insanımızın tamamının gerçek sorunlarını milliyetçiliğin meselesi etmiş yeni bir milliyetçilik anlayışı. Güvenlik kaygılarından endişe üreterek beslenen değil bilim ve modernleşme ve fayda üreten demokratik milliyetçilik. Özgürlük ve güvenliğin esasen birbirinin çelişeni değil, tamamlayanı olduğu ancak hürriyet bilincine sahip, özgür insanların ihtiyaç olduğunda vatan savunması yapabildiği bir milliyetçilik. Irak’ta Saddam’ın, Libya’da Kaddafi’nin başına gelenlerden ders almış bir milliyetçilik.

"Türkiye’de bir rejim tartışması yaşanacak ve ulus devlet muğlaklaştırılacak"

Partiniz parlamenter sisteme dönmekten vaz mı geçti ve siyasetini buradan mı kurmalı?

Sistem tartışmasının vatandaşın gündemi olduğunu sanmıyorum. Yani vatandaş oy tercihini belirlerken soyut meseleler üzerinden değil, somut ihtiyaçlar üzerinden belirliyor. Bunu birkaç kere gördük, bu yüzden muhalefet de doğru bir tavırla soyut konuşmaktan uzaklaştı. Bunun yansıması olarak parlamenter sistem gündemden düşmüş gibi görünebilir. Fakat düşmedi, seçimlerin esas gündemi olmasa da soyut meseleler siyasetin gündemi olmaya devam eder. Burada asıl mesele parlamenter sistem tartışası olmaktan ziyade Türkiye’de bir rejim tartışması yaşanacak.

Ulus Devlet muğlaklaştırılacak. Erdoğan bunu milletin çeşitliği tanımladı. MHP’nin tasarısı da incelenirse görülecektir. Sistem tartışmasını yapabilmek için iktidar olmak lazım, iktidarı elde ettiğinizde şimdiye kadar yaşanan sıkıntıların tekrarını engellemek için onları yaratan sistematik mekanizmalarını da ortadan kaldırırsınız.

Daha önce ' İYİ Parti’yi Erdoğan'ın arka bahçesi yaptırmayacağız' demiştiniz. Bunu biraz daha açar mısınız?

Genel Başkanımız Erdoğan’a faydalı olmak istese herhalde İYİ Parti’nin kuruluşuna öncülük etmezdi. Erdoğan’a yakınlaşan ve nihayet ittifak yapan MHP’de kalır orada siyaset yapardık. İYİ partiye yönelik eleştiriler Erdoğan’a faydalı olmak ithamıyla paketlense de “bize yeterince faydalı olmadınız” mesajını vermeye çalışıyor aslında.

Bu mesajı verenlerin anlamadığı husus, zayıf bir İYİ Parti’nin faydalı olmayacağıdır. İYİ Parti iddialı olacak, talepkâr olacak, etken olacak ki muhalif cepheye faydası olsun. AKP’den kopan aktörlerin kurduğu partilerin ne nicel ne nitel anlamda bir faydaları var. Fakat İYİ Parti hem milyonlara hitap ediyor hem de üstlendiği temsil sebebiyle “bunlar terörist, bunlar dışarlıklı” tarzındaki çerçeveleme hamlelerini bozuyor. Bizim içinde olduğumuz bir yapıyı gayri milli ilan etmek Erdoğan’ın boyunu aşıyor, bunu 2 genel seçimde gösterdik.

"Erdoğan’a bir daha parti kaybetmeyeceğiz’’

Genel Başkanın hataları olmuştur, biz de bu hataları yapmayalım, doğrulara yeni doğrular katalım istiyoruz. Partimiz arzu etmediğimiz bir sonuç aldı, nasıl MHP’de iken önce kendimizi dönüştürelim dedik ve başarılı olduysak bu yöntemi tekrar uygulayalım istiyoruz. Milliyetçi, demokrat merkez etrafında mevzilenelim, derinleşelim ve yayılalım istiyoruz. Bu vizyona Erdoğan’ın da diğer aktörlerin de engel olmak istemesi doğaldır. Zira kendilerine kaybettiren damarı kurutmak istiyorlar. Daha önce Tosya ve Gemerek’te bunu yaptılar, yine yapabilirler ve yapıyorlar.

Ben bu tehlikeye işaret ettim ve hemen sonrasında Bahçeli bir açıklama yaptı. Delege üzerinde, partiyi genişletecek, büyütecek hamleleri kötü gösterecek bir iletişim kampanyası yapmak da müdahaledir. İktidar medyasında partinin tasfiyesiyle sonuçlanacak hareketleri övmek, partilimizin kabullenmesi için çalışmak da müdahaledir. Nasıl çağımızda savaşlar artık örtülü yürütülüyorsa, siyasi müdahaleler de örtülü yürütülüyor. Ben de Erdoğan’ın bu örtülü ve etkili taktiklerini ilk defa büsbütün boşa çıkarmayı başarmış, yeni partisini kurup iktidarın yüzüne tokat gibi çarpmış partililerime hitap ediyorum: Erdoğan’a bir daha parti kaybetmeyeceğiz. Bir kere başardık, yine başaracağız. Bir kere kalkan bayrak bir daha inmeyecek!

Seçilmeniz durumunda gerçekleştireceğiniz en belirgin değişiklik ne olacak?

İYİ Parti'nin önce iç bütünlüğünü yani çelik çekirdeğini, politik ana kadrosunu ve eksenini tahkim edeceğiz, sonrasında kadim Türk milliyetçiliği hareketini bir zeminde yeniden buluşturacağız.

Bu başlatacağımız ilk ve en belirgin değişiklik olacak.

Konvansiyonel ve geleneksel metotlarla siyaset yapma, proje üretme devri bitmiştir. Türk siyasetinde ise yeni aktörler belirmeye, siyaset gençleşmeye başlamıştır.

Bu süreci okumakta geç kalan siyasi partiler, oluşumlar ise ciddi tahribata uğrayacak, zamanla yok olacaktır. Biz de yetenekli bir genç ekiple yeni bir meydan okumaya siyaseti gençleştirmeye geliyoruz.

"27 Nisan’dan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak"

Partinin ana çekirdeğinden kastınız nedir, ülkücü taban mı ya da merkez siyaset algısını güçlendirecek yeni politikalar mı?

Milletvekilliği seçiminde %10 oy almış, yerel seçimde %4 oy almış bir partiye Genel Başkan olmak derdim değil. Ben yola çıktığım İYİ Partili arkadaşlarıma bir iktidar vaat ediyorum.

Bunu ilk Cumhur ittifakı gördüğü için, konfor alanları bozulacağı için paniklediler. Baksanıza CHP’de bile bir Genel Başkan değişimi AKP’yi ikinci parti konumuna düşürdü. 27 Nisan’dan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. (Kısa Dalga)

Önceki ve Sonraki Yazılar
BERNA CAN Arşivi
SON YAZILAR