BURAK SOYER
Kaosun Anatomisi - Bugünkü devletin “klikleri”
Devamı gelir mi, gelmez mi bilemeyiz ama kısaca Kaosun Anatomisi dozunda aksiyonu, yerli yerinde karakterleri, usta ellerden çıkmış senaryosu ve sağlam prodüksiyonu ile son zamanların en elle tutulur yerli işlerinden biri olmuş.
Bu toprakların “taht oyunları” Osmanlı’ya kadar gider. Cumhuriyet döneminde şekil değişmiştir, farklı biçimlerde tekrar ve tekrar yeniden ortaya çıkmıştır ancak işin zirve yaptığı zaman dilimi 90’lı yıllardır. 100 yıllık devlet geleneğinin en karanlık dönemi olan 90’ların temeli bundan 50 yıl kadar önce atıldı ama o karanlık kendini tam olarak 90’lı yıllarda gösterdi. Faili meçhuller, karanlıkta “kaybolanlar”, kurşun atanın da yiyenin de kahraman sayıldığı bu dönemde palazlanan mafya örgütleri, devletin tüm kademeleriyle, “devlete rağmen devlet için” şiarıyla rahatlıkla at koşturdu. Devletin “kullan at” taktiğiyle kullandığı suç örgütleri, kendilerine tanınan süre itibariyle bu topraklarda elini kolunu sallaya sallaya gezdi, adam kaçırdı, milletin malına çöktü, uyuşturucuyu leblebi yaptı, istediğini istediği makama getirdi. Devletin kılcal damarlarına kadar işlemiş bu yapılar enteresan bir kazada (!) Susurluk’ta ortaya çıkınca bütün bu yapıları oluşturan “tuğlaların” sahipleri de yavaş yavaş su yüzüne çıkmaya başladı.
Bugüne geldiğimizdeyse bu “sistemin” hâlâ var olduğunu, sadece özne, şekil ve işleyiş biçimini değiştirdiğini görüyoruz. Halkın da yoğun ilgisini çeken bu konulara görsel dünya da kayıtsız kalmadı ve bu yeni “sistem” içindeki dinamiği anlatan epey sinema, dizi çekildi, ilgi de gördü. Ve şimdi bunlara yenisi eklendi: Kaosun Anatomisi. Sıfır Bir Yapım tarafından hayata geçirilen dizinin yönetmenliğini Ekin Pandır üstlenirken dizinin başrollerinde Aytaç Şaşmaz, Serra Arıtürk, Erol Babaoğlu ve Diren Polatoğulları yer alıyor.
Dizinin konusuna gelince… Bir hastanede acil servis doktoru olarak çalışan Ozan’ın (Aytaç Şaşmaz) fiziki tedavi uzmanı olarak görev yapan ablası bir gece bir apartmandan yere düşerek hayatını kaybeder. Ancak Ozan ablasının bu ölümden şüphelenir ve işin peşine düşer. Ozan’ın ablasının ölümünü aydınlatma çabasında çıktığı yol onu Türkiye’nin en güçlü yeraltı suç örgütlerinin liderleriyle kesiştirir ve artık Ozan için hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
Diğer yandaysa son “baba”lardan Mehmet’in (Yüksel Aksu) ölümü ile kardeşten öte bir dostlukla birbirinin “derdo”su olan Kenan (Erol Babaoğlu) ve Rıza (Diren Polatoğulları) arasında husumet çıkar. Rıza, Mehmet’i öldürenlerle aynı masaya oturunca “sistem” Kenan’ı devre dışı bırakmak için onu hapishaneye tıkar. Mehmet’in arızalı kızı Deren (Serra Arıtürk) de Rıza’yla aynı masaya oturunca Kenan yalnız kalır. Ancak Ozan ablasının katili olduğunu düşündüğü Rıza’nın oğlunu öldürmeye gittiğinde, Rıza’nın oğlu motosikletli bir çete tarafından öldürülür. Ozan olay yerinde elinde silahla yakalanınca ihale ona kalır ve o da Kenan’la aynı hapishaneye düşer. Kaderin ağları Kenan’la Ozan için beklenmedik bir şekilde aynı tığla örülür ve olaylar gelişir deyip mevzuyu toparlayalım…
Kaosun Anatomisi her şeyden önce çok sağlam bir oyuncu kadrosuna sahip. Dört başrol oyuncusu da işlerinin üstesinden hakkının fazlasıyla geliyor. Sıfır Bir Yapım yazım grubunun üstlendiği senaryo da aynı şekilde tıkır tıkır işliyor. En ufak detayı dahi gözden kaçırmayan ekip bütün taşları başarıyla yerine oturtmuş. Dizi içerik bakımından da günümüzde ve yukarıda bahsettiğim yıllardaki birçok olay ve karaktere tekabül ediyor esasında. Şule Çet cinayeti ve meşhur “Babalar Operasyonu” bunlara örnek gösterilebilir. “Sistem” denilen yapının “derin devlet” ya da devlet içindeki “klikler” olduğunu söylemeye bile gerek yok sanırım. Devamı gelir mi, gelmez mi bilemeyiz ama kısaca Kaosun Anatomisi dozunda aksiyonu, yerli yerinde karakterleri, usta ellerden çıkmış senaryosu ve sağlam prodüksiyonu ile son zamanların en elle tutulur yerli işlerinden biri olmuş.
Ve Teoman perdeyi kapatıyor (mu?)
15 Ekim 2025 Çarşamba 00:30Zülfü Livaneli’den “Bekle Beni”: Bir direniş ve aşk hikâyesinden daha fazlası
11 Ekim 2025 Cumartesi 00:20Elçin Biçer: İyileşme ancak onu inkâr etmediğimizde mümkün değil mi zaten?
10 Eylül 2025 Çarşamba 00:10Güler Özince: ‘Eksik kalır’ dediğime bakmayın, tamamlanmak için o eksiklik lazım
04 Eylül 2025 Perşembe 00:40Yeni gelmedi, geri geldi... Çekiç ve Gül: Bir Behzat Ç. Hikâyesi
27 Ağustos 2025 Çarşamba 00:15Emre Çakmakoğlu: Misafirler değişse de o masalar yerinde duruyor
23 Ağustos 2025 Cumartesi 00:20‘Elinde silahın varsa/ Benim de gitarım var!’
16 Haziran 2025 Pazartesi 00:10Keşanlı Ali Destanı 60 yaşında
10 Haziran 2025 Salı 00:20Yılın suç dizisi: ‘MobLand’
06 Haziran 2025 Cuma 00:10Sokağın sesi: ‘Jamal’
02 Haziran 2025 Pazartesi 00:20