TEZCAN KARAKUŞ CANDAN

TEZCAN KARAKUŞ CANDAN

"Kentine Sağlık, Kendine Sağlık”

Osmanlı’nın son dönemi “hasta adam“ olarak nitelendirildi. Mustafa Kemal Atatürk’ün “hasta adam”dan sağlıklı bir toplum yaratma ideali milli mücadele döneminde en önemli gündemlerden biriydi. Nitekim 23 Nisan 1920’de Ankara’da meclisin kurulmasının hemen ardından 3 Mayıs 1920 yılında sanatoryumlar, doğum ve çocuk bakım evleri, kuduz tedavi merkezleri, hastaneler, ruh ve sinir hastalıkları merkezleri kurmak üzere Sıhhiye ve Muavenet-i İçtimaiye Vekâleti (Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı) kurularak sağlık politikalarının ilk adımları atılmış oldu.

Cumhuriyet’in ilanı ile savaştan çıkmış bir toplumun yaralarını sarmak, sağlıklı bir toplum yaratmak için toplum sağlığının korunması öncelik haline geldi. Memleket hastaneleri, numune Hastaneleri, sağlık memuru ve ebe okulları, verem savaş dernekleri, ana çocuk sağlığı merkezleri, muayene ve tedavi evleri ile sağlık seferberliği başlatıldı. Toplumda yaygın olan hastalıklarla savaşmak için tıp fakültesi öğrencilerinin temel ihtiyaçlarını karşılayacak kanunlar çıkartıldı, yurtlar yapıldı.

Sağlık ve sağlıklı toplum Cumhuriyet rejiminin merkezine oturdu.

Cumhuriyet’in başkenti Ankara’da rejimin inşasında mekânsal planlamalarının ideolojik temsili olarak sağlık mekânlarının planlanmasında da Cumhuriyet ideolojisi mekâna uygulandı. Cumhuriyetin ideolojisinin temsili olan Ankara Atatürk Bulvarı üzerinde 1926 yılında Thedor Jost tarafından tasarlanan ve inşa edilen Sağlık Bakanlığı ve çevresindeki sağlık yapıları Atatürk Bulvarı’nın omurgasını oluşturdu. Halkın en kısa zamanda sağlığa kavuşmasının mekânsal düzenlemesi bölgeye ve meydana adını vererek Sıhhiye’de sağlıklı toplumun bellek mekânını oluşturdu. Sıhhiye Meydanı’nı çevreleyen ve her yöne yayılan sağlık mekânsallığı, halkının sağlığına önem veren ve hastayı en kısa zamanda sağlıkçısıyla, hekimiyle, hastanesiyle buluşturan Cumhuriyetin halk için sağlık politikalarının mekânsallığını ifade eden bir bakış açısının ürünüdür.

Sıhhiye sağlık bölgesi Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü, Kolej’de bulunan Ahmet Andiçen Kanser Hastanesi, Numune Hastanesi, İbni Sina Hastanesi, Ankara Tıp Fakültesi, Yüksek İhtisas Hastanesi, Hacettepe Tıp Fakültesi Hastanesi ile kentin merkezinde, hastaneler arasında yürünerek ulaşılabilen, tek araçla hastaneye erişilebilen bir konuma sahiptir. Doğum Evi, Ankara Hastanesi, Ulucanlar Göz Eğitim Araştırma Hastanesi Ankara’nın Cebeci ve Mamak bölgesine doğru sağlık dağıtır. Ulus Devlet Hastanesi, Dışkapı Eğitim Araştırma Hastaneleri, Dr. Sami Ulus Kadın ve Çocuk Hastaneleri, Etlik Zübeyde Hanım Doğum Hastanesi, GATA Hastanesi, Onkoloji Hastanesi, Sanatoryum Hastanesi, Ankara’nın kuzeyine doğru planlanan hastaneleridir.

saglik-bakanligi-binasi.jpeg

Hem merkezde hem de ilçelerde sağlığa ulaşmanın erişilebilir ve ekonomik çözümlerini sağlayan planlama bakış açısıyla, diğer kentlerden gelenlerin de sıkça kullandığı bu hastaneler, eczanesinden konaklamasına, lokantasından medikallere kadar çevresiyle bir ekonomi politik ilişki de oluşturmuştur. Sıhhiye’de hastanelere yakınlığı ile bilinen Kurtuluş Parkı ve Abdi İpekçi Parkı bir yandan da hasta yakınlarının soluklandığı nefes alanları haline gelmiştir. Cumhuriyetin sağlık politikalarının bulunduğu ve bölgeye ismini veren sağlık yapılarının ve yerleşkelerinin Cumhuriyet’in sağlık siti olarak korunması elzem iken, iktidarın ticarileşen sağlık politikaları ile mekânsallık yok olma ve ranta kurban edilme tehdidi ile karşı karşıya. Cumhuriyet’in ilk halk sağlığı laboratuvarı olarak 1928 yılında kimya, bakteriyoloji, immünobiyoloji ve farmakodinami olmak üzere dört şube olarak kurulan Theodor Jost ve Robert Oerly tarafından tasarlanan Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün kapatılması, mekânlarının bakımsız bırakılması, değişik kentlerde Memleket ve Numune Hastanelerinin yıkılması, rejimle hesaplaşan iktidarın halkçı sağlık politikalarından vazgeçtiğini bir kez daha açığa çıkartmıştı.

“Hastadan müşteriye, hastaneden ticarethaneye”

Neoliberalizmin sağlık politikaları ile iktidar, hastaya müşteri, sağlığa ticaret yaklaşımının sonucu olarak özel hastanelerin yaygınlaştırılması ve hasta garantili şehir hastaneleri ile Cumhuriyetin sağlık politikalarının mekânlarını bir bir yok ederek uzun süredir taammüden bellek yitimini koordine ediyor. Ankara’da Bilkent ve Etlik’te inşa edilen milyonlarca metrekarelik, ulaşım altyapısından yoksun şehir hastaneleri açıldıkça Cumhuriyet’in sağlık politikalarının temsili olan hastaneler boşaltılıyor, kapatılıyor ya da işlevsizleştiriliyor. Sağlık Bakanlığı’nın Sıhhiye’de bulunan tarihi binasını boşaltarak Bilkent’e taşınması ile Cumhuriyet’in sağlıklı toplum idealinin kent merkezine oturan kamusallığı da böylece sonlandırıldı.

Sağlık mekânları merkezden uzaklaşıyor

Kent merkezleri özel hastanelere teslim edilirken, 80’ini aşkın meslek örgütü, dernek, sendika, inisiyatiflerin ve partilerin oluşturduğu “Hastanemi Açın Platformu” kapatılan, taşınan hastanelerin açılması için mücadele ediyor. Sağlık meslek örgütleri sürekli açıklamalar yaparak durumun vahametini gündeme getiriyor. Hekimler ve sağlık çalışanları şehir hastanelerine aktarılıyor. Taşınan, kapatılan hastanelerin binaları ve arazileri için muhtemel rant hesapları yapılırken sağlık mekânları merkezden uzaklaşıyor, yönetenlerin akla ziyan uygulamaları ile Cumhuriyetin sağlık politikalarının mekânsallığı ortadan kaldırılıyor ve kent giderek sağlıksızlaşıyor.

hastane.jpg

Uluslararası Mimarlar Birliği, her yıl ekim ayının ilk Pazartesi gününde kutlanan Dünya Mimarlık Günü kapsamında 2022 yılını sağlık yılı olarak belirledi, “Esenlik için Mimarlık” temasıyla Mimarlar Odası Ankara Şubesi 3 Ekim’den başlayarak ekim ayının sonuna kadar devam edecek Dünya Mimarlık Günü etkinliklerini “Kentine Sağlık, Kendine Sağlık” temasıyla gerçekleştirecek ve kentlerdeki koruyucu sağlık politikalarını masaya yatıracak.

“Hasta Adam’’dan sağlıklı Cumhuriyet toplumuna geçişin mekansallığı içerisinde, kapatılan hastaneler, merkezden uzaklaşan, ulaşılamayan sağlık hizmetleri ile sağlıksız bir toplum yaratmaya çalışan iktidar kamusal sağlığımızı tehdit ediyor. Sağlıklı bir toplum ve sağlıklı bir kent için son söz “Kentine Sağlık, Kendine Sağlık.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
TEZCAN KARAKUŞ CANDAN Arşivi
SON YAZILAR