AYŞE YILDIRIM
Kurt puslu havayı sever
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı yolunda yıldızı parladıkça CHP’ye yönelik saldırılar da artmaya başladı.
Ne de olsa “Kurt puslu havayı sever”.
Türkiye’nin kader seçimine bir yıldan az bir zaman kaldı yani artık son düzlükte.
Haliyle herkes kendisini konumlandırmanın peşinde. Sadece siyasiler değil elbette Kemal Bey’in deyimiyle "5’li çeteler, bazı sermayedarlar, varlıkçılar, çantacılar” da.
İşte Kemal Kılıçdaroğlu iki gün peş peşe sosyal medyadan yaptığı paylaşımlarda tüm bu kesimlere mesajını iletti.
Açıkça hiçbir koşulda geri adım atmayacağını söyledi.
Elbette bu mesaj CHP içindeki kimi çevrelere de yönelikti.
Oraya geleceğiz ama önce son zamanlarda tırmandırılmaya çalışılan İYİ Parti ile CHP arasındaki “gerilime” bakmak lazım.
Aslında Haziran ayında İYİ Parti Ankara Milletvekili Halil Oral’ın Kemal Kılıçdaroğlu’nun olası Cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin Alevi kimliğini “engel” olarak göstermesiyle başlayan ya da başlatılan bir süreçten söz edebiliriz.
Kemal Bey’in Alevi kimliği üzerinden yıpratılma girişimi şu ana dek başarılı olmayınca bu kez kimi İYİ Parti yöneticileri ve kimi “gazeteciler” ve kimi “kamuoyu araştırmacıları” tarafından Cumhurbaşkanlığı adaylığı için Mansur Yavaş adının ön plana çıkartılmaya başlandı.
Bunlara Meral Akşener’in “seçilecek değil kazanacak aday” çıkışı da eklendi.
Peki gerçekten CHP ile İYİ Parti arasında böyle bir gerilimden söz etmek mümkün mü?
Ankara kulislerinde konuşulanlara bakılırsa liderler arasında böyle bir gerilim söz konusu değil. Ancak burada asıl sorun İYİ Parti’nin kendi içindeki bütünlüğünü sağlayamaması.
MHP’den ayrılanların kurduğu ve geleceğin merkez sağ medyası olma hedefinde olan partide bugün birkaç gruptan söz ediliyor.
AKP’ye yakın olanlar, MHP’ye yakın olanlar, CHP’ye yakın olanlar ve “Kemal Kılıçdaroğlu’na gölge etmeyelim ama sonrasında merkez sağda büyümenin yapısını oluşturmalıyız” diyenler…
İşte bu noktada Meral Akşener’in işi zorlaşıyor.
Kimi İYİ Partililer CHP’yi tartışma noktası yaparak hem birinci parti olma hem de adaylık pazarlığında İYİ Parti’nin elini güçlendirme planı yapıyor.
Zaten bunun üstüne atlayacak çok sayıda “gazeteci” de köşede bekliyor.
Bu süreçte herkes kendi “atışını” yapıyor, kendi planını devreye sokuyor ve “ben de buradayım, beni de görün” demeye başlıyor.
Meral Akşener tüm bu yapıları kontrol etmek zorunda.
Yani onun işi Kemal Kılıçdaroğlu’ndan daha zor.
Eğer Akşener parti içindeki tartışmaları tutamazsa önümüzdeki günlerde örgütsel sorunların daha da artabileceği öngörülüyor.
Bu noktada şunu da belirtmek lazım ki Kılıçdaroğlu, CHP’lilerin İYİ Parti ile tartışmaktan kaçınmasını istiyor.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını istemeyen yapılar tabii ki sadece İYİ Parti içinde yok.
Başta da dediğim gibi kimi sermaye çevreleri ya da altılı masanın içindeki diğer partilerin içinde de varlar.
Bu aşamada Abdullah Gül’ün adının yeniden gündeme gelmesini de yabana atmamak gerekiyor.
Bir CHP kurmayına göre önümüzdeki günlerde bazı badireler daha ortaya çıkacak. Kemal Bey’i engellemek isteyenler olacak. “Ama” diyor CHP kurmayı “Yapı sağlam, tüm bunlar duvara çarpıp dönecek.”
Şimdi gelelim Kemal Bey’in CHP içine mesajına.
Dün Kemal Bey daha önce bir grup toplantısında dile getirdiği “Ya bana katılın ya da önümden çekilin” sözünü bir kez daha yineledi ve şöyle devam etti:
"AK Parti’nin ihalecisi kötü, gelsin bizimkiler” demeyenler yol arkadaşım olacak. Şimdi bazı sermayedarlar, birtakım medya üzerinden, bazı kurmaylarımın beşli çetelerle görüştüğüne dair haberleri devreye sokacakları bilgisi geliyor.
Kimlerin bu operasyonun arkasında olduğunu da biliyorum. Benim böyle kurmaylarım olmaz. Oldurtmam.”
İşte bu kısmı daha çok CHP içindeki kimi çevrelere yönelik okumak mümkün.
Şunu da eklemekte fayda var ki bu çevreler şu anda sanıldığının aksine CHP içinde çok güçlü değil.
Ancak Kemal Bey’in de dikkat çektiği gibi bu tartışmalar kimi sermaye gruplarınca tırmandırılmaya çalışılacak.
CHP kurmayına göre Kemal Bey bunun da farkında. Belki bu yüzden mesajını şu cümlelerle bitirdi dün:
“Bırakın herhangi bir kurmayımı; bu çetelerle pazarlık yapan evladımın bile gözünün yaşına bakmam. Gidenlere de uğurlar ola.”