Memleketimden hukuk manzaraları

2022 yılının sonuna yaklaşırken, bazen bir haftalık süre içindeki mikro ölçekli hukuksal gelişmelerine bakmak bile Türkiye’nin genel olarak içinde olduğu toplumsal patoloji hakkında önemli ip uçları verebilir.

Gazeteler veya internet sitelerinde küçük haber şeklinde yer alan sıradan görünümlü olaylar, fısıltı şeklinde de olsa bize çok şey söylerler.

Küçük ölçekli sosyal vakalar, az sayıda bir grubu ilgilendiren ekonomik haklar, hak ihlaline müstahak görülen adi suçlar, azınlık oldukları için ihmal edilen kültürel talepler, dini inanç sömürüsü, sokak çalgıcıların yasaklanması büyük gürültü koparmaz, ‘sistem zayiatı’ hanesine yazılır.

Küçük bir haber olarak okunduğunda, fazla anlamlı bulunmamışsa üzerinde fazla durulmaz, bazen “cık, cık” denerek, bazen de gülümsenerek geçilir…

Oysa küçük ölçekli olduğu için üzerinde durulmayan her ihlal, ihmal ve mahrumiyet, toplumsal bünyede mutlaka iz bırakır.

Küçük bir yara deyip geçilir ama, karaciğer de bir yandan iflasa doğru ilerler.

***

İzmir'in Seferihisar ilçesinde, kendi arazisine 'Tiny House' (30 metrekarelik küçük ev) konseptinde yapı konduran Z.Ç hakkında belediye suç duyurusunda bulundu. Savcılık, küçük evin sahibi hakkında 'imar kirliliğine neden olma' suçundan 5 yıla kadar hapis istemiyle iddianame düzenleyip, dava açtı. Hakim, yaptığı incelemede, ev denilen yapının aslında tekerlekleri bulunduğunu, hatta trafiğe kayıtlı bir karavan belgesi olduğunu tespit etmiş. Bu nedenle İmar Kanun kapsamında sayılmayacağı gerekçesiyle beraat kararı vermiş.

Haberi okuyup “Adalet yerini bulmuş” dedikten sonra, başka bir habere geçmekten başka kimsenin yapacağı bir şey yoktur.

ekran-resmi-2022-12-20-14-51-16.png

Ayrıca, Tiny House’un ruhsatsız olduğu gerekçesiyle belediye tarafından verilen yıkım kararı ve 42 bin lira para cezası, itiraz üzerine aylar önce İzmir 5. İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmişti.

Acaba, Seferihisar Belediyesi yapının gayrimenkul statüsünde olmadığını bilerek mi suç duyurusunda bulundu? Karşı tarafın avukatları şikayet edilen evin aslında karavan olduğunu dilekçelerinde belirtmesine rağmen, Savcılık hiç araştırma yapmadan mı davayı açtı?

Bu tür soruların cevabı merak konusu olmaz bizim memleketimizde…

***

Şimdi yazacağım haberin, yukarıda yazdıklarımla bir bağlantısı olabilir mi?

Haber, Diyarbakır’da 16 Haziran’da tutuklanan 16 gazeteci, aradan 6 ay geçmesine rağmen iddianameleri hazırlanmadığıyla ilgiliydi.

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu tarafından yapılan açıklamada, Savcılığın hala dijital dökümlerin emniyet tarafından kendisine ulaşmadığının söylendiği, belirtildi.

Bir önceki yazıda, savcılığın iddianameyi yeterli araştırmayı yapamadan açtığı kuşkusu vardı.

Burada ise, 6 aydır emniyetten dijital dökümleri beklediği iddia edilen bir savcı var.

Ve bu arada cezaevinde savcıyı bekleyen 16 tutuklu bulunuyor.

Haberi okuyanlar, bir müddet öylece kalmış olmalılar. Savcılığın 6 aydır iddianameyi açmamış olmasının arkasında haklı bir nedenin olabileceğini düşünenler de olmuştur.

Yine de bir kuşku düşmüştür içlerine, “ Birileri cezaevinde tutulurken, bir savcı iddianame hazırlamakta neden bu kadar isteksiz davranır ki? Bu daha yargılama yapmadan gazetecileri mahkum etmiş olmaz?” demişlerdir belki…

Bazen medyada küçük bir haberin, okuyucuda ince bir sızı etkisi yaratabileceği ve zaman içinde birike, birike adalete karşı güvensizliğe dönüşebileceği umursanmıyor bu ülkede….

***

Bu arada, AKP Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi'nde daire başkanı olan Murat Müjdeci ilginç bir sosyal medya paylaşımında bulundu.

Kızını 6 yaşında evlendiren ve geçtiğimiz hafta tutuklanan Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel için “Müslüman kardeşlerine” dua çağrısı yaptı.

Gerçi iddianamede Gümüşel için 22 yıl 6 ay hapis cezası istenmiş bulunuluyor, ama olsun.

Bir de bakmışsınız dualar kabul olmuş, ilk duruşmada tahliye edilmiş.

Üstelik, İnegöllü esnaf Hikmet Işık’ın, Lionel Messi için lokma dağıtması da sonuç verdi.

Dünya Kupası finali öncesi, Messi’nin Fransa’ya gol atması için belediye meydanında 2000 lokma dağıtmıştı.

ekran-resmi-2022-12-20-14-52-12.png

Messi’nin gol atması için İnegöl Belediye Meydanı’nda dağıtılan lokmalar sonuç verdi(!)

Hikmet Işık, Arjantin’in kupayı kazanması ve Messi’nin gol kralı olmasında, kendisinin de pay sahibi olduğunu söylese, kim ne diyebilir?

Ancak bazı İnegöllüler, Işık’ın bu performansını garipsemiş, motivasyon hamlesini anlamakta zorlanmış olabilir. Çünkü, İnegölspor şu anda 2.lig Beyaz Grup’ta kümede kalma mücadelesi veriyor.

Denildiği kadar var galiba, “ Hayat fena halde futbola benzer” aforizmasının gerçek bir tarafı olabilir.

Futbolda olduğu gibi, gerçek hayatta da insan kendi kalesine gol atabiliyor.

Şanlıurfalı Murat Müjdeci de, daha sonra paylaşımını sildi zaten…

***

Taksiciler Odası Başkanı Eyüp Aksu, taksicilerin en çok şikayet edildiği ve ceza yediği Taksim Meydanı'nda denetim yaptı. Aksu 28 taksiyi denetlediklerini, olumsuz bir durumla karşılaşmadıklarını söyleyebildi. Taksicilerin yolcular arasında ayrım yapmadıklarını.

ekran-resmi-2022-12-20-14-52-52.png

Başkan Aksu belli ki, denetime gazetecileri de çağırmış. Taksicinin evraklarını incelerken ne kadar dikkatli davrandığına dair görüntü vermeye büyük özen göstermiş.

Taksicilerin uzak yok müşterisi, özellikle yabacıları tercih ettikleri konusunda sosyal medyadaki paylaşım yoğunluğu ortadayken, haberi okuyan insanların kendisine inanacağını düşünüyor olmalı.

Benzer bir uygulama, Adana Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şubesi ekipleri tarafından gerçekleştirilmişti.

Gazetecilerinde izlediği, gereksiz korna çalan toplu taşıma araç sürücülerine yönelik denetimler yapılmış, 55 sürücüye 10 bin 780 liralık para cezası verilmişti.

Nasıl oluyorsa, gerçeklerden kopma pahasına popülist politikalar sürdürme tercih etmelerinin altında, genellikle sadece kendilerinin inandığı gerekçeler oluyor.

İstanbullular ve Adanalılar her iki denetimin de ‘dostlar alışverişte görsün’ uygulamalarla ilgili haberleri okuyunca hafifçe tebessüm etmiş olmalılar.

Yine de, saf yerine konulmuş olmaktan rahatsızlık duyanlar olmuştur.

***

2022 yılının son günlerinde yaşanan bu tür örnekleri, bundan 100 yıl sonra okuyan yeni nesil ne düşünecek acaba?

Yeni kuşaklar, gelecek yüzyılın ilk yirmi yılında demokratik bir hukuk devletinde yaşıyor olmanın gururu içinde gerinirken, bugünlere bakıp “ Yine de iyi dayanmışlar!” derler mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
ADNAN EKİNCİ Arşivi
SON YAZILAR