TEZCAN KARAKUŞ CANDAN

TEZCAN KARAKUŞ CANDAN

Olay mahali Dikmen Vadisi

Ankara’nın vadiler sistematiği, neoliberal kentleşme politikaları ile giderek rantın vadisi haline geldi. Vadiler, Ankara’nın ekolojik dengesinin bozulduğu, kentin nefes alanları olan rüzgar koridorlarının betonlaştığı, vadi tabanının daraltıldığı, 49-50 katlı yapılar ile rantın kentsel katliamının yaşandığı olay yerlerine dönüştü.

Dikmen Vadisi de yerel yönetimlerin taammüden işlediği kentsel katliamın olay yerlerinden biri olarak, vadilerin yok edilmesi sürecinde hissesine düşeni aldı.İyi niyetle başlayan Dikmen Vadisi Projesi üst üste aldığı hançer darbeleri ile yok ediliyor.

Yerleşimi çanak formunda olan Ankara’nın, hava kirliliğinin ilacı vadiler sistematiğinin oluşturduğu rüzgâr koridorlarıdır. Dikmen Vadisi ve çevresi Ankara’nın en önemli rüzgâr koridorlarından olan vadiler sistematiğinin içerisinde yer alır. Vadi tabanından geçen Dikmen Deresi vadide geniş bir havza oluşturur. Vadi tabanında alüvyon ve yumuşak zeminler bulunduğu için jeolojik olarak yapılaşmaya uygun değildir. Dere tabanında toplanan sular, Ankara Çayı ve Sakarya nehri yüzey sularını besler. Vadinin topografyası ve toprak yapısı yüzey sularını tutamaz ve erozyonu arttırır. Yani sel baskınları ve toprak kaymaları en büyük tehditlerdendir. Ankara’nın korunması gereken açık yeşil alanları olarak gelecek kuşakları aktarılması zorunluluk.

Başkent’in “Başköyü”

Dikmen Vadisi 1970’li yıllarda köyden kente göçle başlayan, barınma sorununa devletin kapsamlı çözüm bulamadığı dönemlerde, halkın gecekondu ile kendi sorununu çözmeye çalıştığı bir süreçte bir gecede inşa edilen gecekondularla doldu. Vadi yamaçlarına doğayla uyumlu yerleşmiş mekân üretimi, mekân ile doğa ilişkisi ve ev sahiplerinin diktikleri ağaçlarla yaşama kattıkları, geliştirdikleri paylaşımcı sosyal ortam pek çok kez mekân ve çevre üretimi açısından araştırmaya konu edildi.

Ankara’nın en prestijli bölgesinde, TBMM’ye yakın bölgede gecekonduların varlığı ve süren yaşam ile Başkentin “Başköyü” olarak bile nitelendirildi.

Murat Karayalçın’ın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde start verilen Dikmen Vadisi projesi 5 etap olarak planlanır. Katılımcı planlama, belediyenin şirketi Metropol İmar A.Ş ile birlikte hak sahiplerinin örgütlenmesinin sağlanması, kooperatiflerin kurulması, proje karar kurulunun oluşturularak oy birliği ile kararların alınması örnek bir model yaratma yaklaşımının adımlarıydı. Vadinin iki yakasının birleştirilmesi, kültürel buluşma teması, yaşayanlara ucuz ve nitelikli konut, Ankaralılara rant odaklı olmayan yeşil bir rüzgar koridoru oluşturma, kamu özel işbirliği ile kamu kaynaklarının aşırı rant artışına meydan vermeden desteklerle çözülmesi projenin hedefleri arasındaydı. Bu bakış açısıyla yapılan en son plan Gökçek’in seçileceği yerel seçimlerden birkaç ay önce 17.01.1994 yılında “Dikmen Projesi Yıldız-Oran Aksı Nazım ve Uygulama İmar Planı Revizyonu” olarak onaylandı. Bu revizyon imar planı ile vadinin tamamında 4 bin konut yapılması, geri kalan alanları ise rüzgar koridoru ve yeşil aks öneriyordu. Birinci ve ikinci etap bu bakış açısına yakın şekilde tamamlandı.

Vadi’de katliama davetiye

Katliama davetiye ise Gökçek döneminde başladı. Kentsel dönüşüm alanı ilan etme, riskli alan etme ve plan değişiklikleri ile Dikmen vadisi 3-4-5 etapları kentsel cinayetin işlendiği olay mahali haline geldi. TMMOB’a bağlı Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi’nin açtığı davalarla her seferinde planlar iptal edilse de Ankara’nın Dikmen Vadisi’nde ki yüksek yoğunluklu yapılaşma durmadı.

Kentsel dönüşümle birlikte her yerde yükselen “Barınma Hakkı” mücadelesi Dikmen Vadisi’nde 4. ve 5. Etap döneminde Gökçek’e karşı verilen, meslek örgütlerinin de desteklediği en önemli hak mücadelelerinden birisiydi. O gün mücadele eden hak sahiplerinin, Gökçek ile masaya oturarak yüksek yoğunluklu yapılaşmadan kendilere pay çıkartmaları barınma hakkı mücadelesinin her koşulda sadece barınma üzerinden ele alınmayacağını, çevresi ile kente kattığı değer ile bir bütünlük içerisinde ele alınması gerekliliğinin bilince çıkartılmasını bir kez daha ortaya koydu. Vadiyi katledecek plan değişiklikleri, 49 katlı yapılaşma teklif eden katliam kararları her defasında Odalar tarafından yargıya taşındı ve yargı iptal kararları verdi.

ekran-resmi-2023-07-23-16-19-02.png

Gökçek döneminde üçüncü etapta 1120 konut inşa edildi.Dikmen Vadisi 4.ve 5.etapta ise yüksek yoğunluklu 8 binden fazla konut yapılması planlandı. Vadinin son etabı değişime uğratılarak 49 katlı yapılar öngören planlar iptal kararlarına rağmen devam etti. Yargı kararları arkadan dolanılmak üzere yeni planlar yapıldı. Her plan Odalar için bir dava konusu oldu.

Vadi'de son nokta

Geçtiğimiz günlerde Ankara Büyükşehir Belediyesi Dikmen Vadisi’nde Belediye Şirketi Portaş bünyesinde bir temel attı. Gökçek döneminde mücadele eden, sonra masaya oturan, yüksek yoğunluğa evet diyen hak sahipleri için çözümü yine iptal edilmiş imar planları üzerinden, benzer içerikte yoğunluk sağlayan plana karşı Odaların davaları sürerken atılan, muhalefet partisinin iktidarında olan bu temel, yerel yönetim politikalarında “kişiye bağlı” bakışın ne kadar değiştiğini gösteriyor.

Murat Karayalçın’ın başlattığı, aşırı ranttan uzaklaşarak ucuz ve nitelikli konut, katılımcı planlama, Ankara’nın rüzgar koridorunu koruma ve yeşil alan yapma hedefi, Gökçek dönemi ile tamamen rant odaklı hale geldi. Vadi katledildi.

Dikmen Vadisi başlarken ve son 5.etapta biterken yerel yönetimde aynı partiden aday olan belediye başkanları görevde. Birisi aşırı ranttan uzak, bütüncül kentleşme politikası Ankara halkı için geniş yeşil alanlar ile hak sahiplerine ucuz ve nitelikli konut amacıyla projeyi başlattı, takdir gördü. Diğeri ise hak sahiplerine konut yapıyorum adıyla 45-47 katlı blokları bir hançer gibi son etaba saplayacak projenin temelini atarak aşırı ranta “barınma hakkını” kurban etti. Hem de yargı süreçleri devam ederken, bir önceki benzer imar planları yargı tarafından iptal edilmişken.

ekran-resmi-2023-07-23-16-19-10.png

Kent, insanın içinde yaşadığı bir yaşam alanı iken neoliberal kentleşme politikaları ile, sermaye birikiminin sağlandığı bir alan ve insanın içerisinde hapsedildiği, davranış kalıplarının mekansal düzenlemelerle kontrol edildiği, yoksulların ise bu soylulaştırma operasyonun arkasından hep terk etmek zorunda kaldığı bir alan haline dönüştürüldü. Dikmen Vadisi’nde hak sahipleri de yerel yönetimde buna teslim oldu. Ankara’da bir kentsel cinayet işlendi, olay mahalli Dikmen Vadisi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
TEZCAN KARAKUŞ CANDAN Arşivi
SON YAZILAR