EVREN AYBARS
Tavuk kokoreç
Bu hafta gündemimizin ortasında yine fiyatlar, hep fiyatlar. Haftanın son bölümünde önce bir şarap fiyatı haberi ortalığı çalkaladı. Saygıdeğer şarap üreticilerimizden Suvla'nın sahibi Selim Zafer Ellialtı'nın gittiği bir restoranda kendi ürettiği bir şarabın şişesine 3300 TL ödemesi ve bu şarabı restorana 260 TL'den sattığının ortaya çıkması bir hayli yoğun gündem oldu. Firmadan daha sonra yapılan açıklamada restoranların fiyatlama politikalarına karışmak gibi bir imkanlarının olmadığını belirtmeleri elbette doğru. Ancak bu konuda esas problem o değil. Aynı ürünün perakende fiyatı 1925 TL. Evet, firmanın restoranlara 260 TL'ye verdiği öne sürülen şişeyi siz alıp içmek isterseniz ödemeniz gereken rakam bunun 7,4 katı daha fazla. Son yıllarda şarap üreticilerinin perakende fiyatlamasında ÖTV artışlarını bahane ederek haşince artışlar yaptıklarını çok defa yazdım, ancak telaffuz edilen rakamlar doğruysa buradaki fark artık gerçekten işin ayrı tamamen kaçmış demektir. Ben güncel fiyatlar nedeniyle artık eve iyi kalite olarak kabul edilen ürünleri almıyorum yaklaşık iki senedir. Bu işin gerçekten bir sınırı etiği kalmadı.
Bir diğer fahiş hesap konusu da Gümüşlük tarafından geldi. Bir restoranda gelen adisyonda bir porsiyon kokoreçin 3200 TL, bir şalgamın 1000 TL olduğu yazıyordu. Daha bu hafta ülkemizde iyi kokoreç denince akla ilk gelen lokasyonlardan birisi olan Balıkesir'in Göbel köyünde yediğim müthiş bir kokoreçin halkasına 225 TL verdim. Söz konusu hesapta gelen kokoreçin miktarı ne, onu bilmediğim için çok yorum yapamam ama eğer 10 porsiyon büyüklüğünde falan değilse gerçekten saçma sapan bir fiyat örneği daha.
Yetmiyor, kendi deneyimimi de anlatacağım. Peynirleriyle ünlü Ayvalık'tan dönerken her sene bir miktar peynirimi alıp geliyorum. Bu sefer dikkatimi çeken konulardan birisi, kaymak fiyatıydı. Bundan iki ay kadar önce Ankara'da oğlum istediği için eve yakın bir şarküteriden bir kaç ürünle birlikte küçük bir parça kaymak aldım ve eve geldiğimden sonra fark ettim ki (kg fiyatı tezgahta görünmüyordu) bu kaymağın kilosu 950 lira gibi bir rakamdı. Ayvalık'ta ise bu ürün 400 lira. Bu rakamları söyleyince peynirci büyük şaşkınlık yaşadı gerçekten. Neyse siz siz olun, çok havalı yerlerden, özellikle de "abi kaymak vereyim mi" diye ısrar eden işletmelerden kaymak sakın almayın. Ben ettim, siz eylemeyin.
Bugün yazı ne yazsam diye düşünürken bu kokoreç mevzusu da ortaya çıkınca, bari uygun fiyatlı bir kokoreç alternatifi yazayım dedim. Bu devirde size güzel tarif vermek çok kolay değil gerçekten, maliyeti düşünmek şart. Şöyle İstanbul usulü sebzeli bir tavuk kokoreç, buyurunuz.
Malzemeler (4 kişilik)
-500 gram tavuk kemiksiz derisiz but ızgara
-4 adet sivri biber (isteğe bağlı acı biber de olabilir)
-2 domates
-2 diş sarımsak
-1 yemek kaşığı tereyağı
-1 çay kaşığı kimyon
-1 çay kaşığı kekik (isteğe bağlı)
-1 çay kaşığı pul biber
-Zevkinize göre tuz ve taze çekilmiş karabiber
Tavukları küçük parçalar halinde doğrayın, varsa fazla yağlarını atabilirsiniz. Burada tavuk göğsü yerine but öneriyorum, etin dokusu kokoreçe daha yakın.
Sivri biberleri yarım parmak kalınlığında dilimleyin. Sarımsakları ince dilimleyin veya rendeleyin. Domateslerin kabuklarını soyun, sulu çekirdeklerini çıkarın, etli kısımlarını küçük küpler halinde doğrayın.
Tereyağını yapışmaz bir tavada eritin, tavukları orta yüksek bir ateşte sotelemeye başlayın. Tuz ve karabiberi ilk başta ilave edin. Tavuklar renk almaya başladığında domates ve biberleri de tavaya ilave edin. Biberler yumuşamaya başladığında sarımsağı da tavanıza alın ve 2 dakika daha sotelemeye devam edin.
Son olarak baharatları da ilave edip iyice karıştırın. Ben tarifte genel bir miktar yazdım baharatları açıkçası, zevkinize göre kimyon ve pul biberi daha fazla kullanabilirsiniz, burada biraz kişisel tercihler söz konusu, ben mesela kimyon ve pul biberi yazdığımdan biraz daha fazla kullanıyorum.
Tavuk kokoreçleri ekmek arası veya servis olarak sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz.
Keyifli, kazıklandığınızı hissetmediğiniz bir hafta dilerim.