Acılı limonata

"Hayat sana limon veriyorsa limonata yap." John Verdon'un "Aklından Bir Sayı Tut" kitabındaki bu sözler sonradan çok meşhur oldu ve belki de binlerce aforizmada kullanıldı. Bu sabah ne yazsam diye düşünürken de aklıma nedense bu söz geldi. Evet, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak hayat bize bol bol limon veriyor, madem öyle limonata yapmayalım mı? Hem de el artırırız ve acılı bir limonata yaparız, fena mı olur?

Hakkımızdır da hep söylerim, ortalama Norveç vatandaşının bir yılda yaşamadığı heyecanla biz sabah yüzümüzü yıkıyoruz burada. Ekonominin hali ortada, çevremdeki neredeyse herkes sıkıntılarla mücadele ediyor. İşler öyle bir hal aldı ki, bundan bir iki sene önce öğlen saatlerinde acıkırsam hiç tereddüt etmeden 1,5 döner ekmek yiyen bir insan olarak artık evde basit bir şeyler yemeyi tercih eder hale geldim. Hayat standardımız hızla düşüyor son dönemde ve buna karşı koymak inanılmaz zor.

Bu aşamada haberlere bakıyorsunuz, New York belediye başkanına ileride başkan olursa diye yapılan "yatırımlar" ABD'de dava konusu oluyor. Bedava uçak biletleri, ucuz biletlere sınırsız yükseltmeler, bedava lüks konaklamalar havada uçuşuyor. Yani bütün bunların muhtemelen bizlerin ödediğimiz vergilerden karşılanıyor olması sinir bozuyor. Bizde medeni ülkelerde olan "benim ödediğim vergilerle bunu yapamazsın" bakış açısı 22 yılda tamamen yok edildiği için de düzen böyle saçma sapan devam ediyor.

Neyse acılı limonata dedik. Evet, bu tarifi aslında yazın başında yazsam daha iyi olurdu belki, ama koşullara bakarsak zamanın ötesinde bir klasik haline gelir bence bizim ortamımızda. Eğer çok isterseniz biraz votka vb ile kokteyle dönüştürülme potansiyeli de olan bir tarif olur bence.

Tarifi kendim denemedim açıkçası, sabahın 7'sinde aklıma geldi ve ufak bir araştırma yaptım. Burada kullandığım reçete Serious Eats web sitesine ait, ki yeme içme işlerine meraklıysanız ve İngilizceniz iyiyse çok tavsiye edeceğim, son derece bilimsel çalışan ve dünyanın her yerinden yemek tarifleri, teknikler, ekipmanlar hakkında düzenli yayınlar yapan bir sitedir. Benim de günlük hayatımda çok denemelerime ilham kaynağı veya rehber olmuştur.

Önemli bir not, burada kullanacağınız acı biber miktarı biraz deneme yanılma gerektirebilir, her biber farklı acılık seviyesinde olacaktır. Tarif kırmızı Şili biber veya jalapeño biberi istiyor, günümüzde bu biberleri çoğu büyük marketten hatta bazı mahalle pazarlarından temin etmek mümkün, ama siz farklı bir biber kullanacaksanız bir iki sefer denemeniz gerekebilir, bir de acı işi zevke bağlı bir iş olduğu için miktarı da yine kendinizin deneyip ayarlaması daha doğru olur.

Son bir not, acı biberleri ne kadar ufak doğrarsanız acısını salacak o kadar geniş alan sağlarsınız. Çok acı olmasın derseniz biberleri kabaca birkaç parçaya bölerek kullanabilirsiniz. Aroması olsun ama acısı hafif olsun derseniz de biberlerin bir bölümünün çekirdeklerini çıkarıp atın ve öyle doğrayın. İstediğiniz acılığı elde etmek için tavsiyem, emin olamadığınız durumlarda daha az miktarla başlamanız; ardından şurup oluşurken tadına bakmanız, daha fazla biber ekleyip, acılığın ortaya çıkması için bekletmenizdir. Bu şurup 12 saate kadar bekleyebilir, bu yüzden vaktiniz var. İhtiyaç oldukça ayarlamalar yaparak, istediğiniz acılık seviyesini elde etmeye başladığınızda, biberlerin şuruba iyice nüfuz etmesi için yeterince zaman tanıyıp süzebilirsiniz.

Malzemeler:

- 1,3 kg limon (10 ila 14 orta boy limon)

- 170 g orta acılıkta taze kırmızı biberler, örneğin jalapeño veya Şili biberi, sapları alınmış ve ince doğranmış

- 400 g (2 su bardağı) şeker

- 700 ml (3 su bardağı) soğuk su

Yapılışı:

Limonları oda sıcaklığına getirin, ardından kabuklarını yumuşatmak için sertçe tezgaha yuvarlayın. Limonları ikiye bölüp suyunu sıkın; suyu bir kapaklı kaba döküp buzdolabına kaldırın. Kabukları 2,5 cm boyutunda parçalara kesin. Büyük, cam bir karıştırma kabında doğranmış biberler ve şekerle karıştırın, plastik bir örtü ile sıkıca kapatın ve oda sıcaklığında, her 45 dakikada bir karıştırarak, şeker tamamen eriyene kadar, yaklaşık 3 saat bekletin. (İsterseniz karışımı 12 saate kadar bekletebilirsiniz.)

Not: Biberlerin acılık derecesi ve kişinin toleransı değişebilir. Orta acılıkta bir biber, örneğin kırmızı Şili biberi, için 170 g iyi sonuç verdi, ancak biberlerinizin ve damak zevkinizin durumuna göre daha fazla veya daha az kullanmanız gerekebilir. Emin olamazsanız, daha azla başlayın, ardından şurup oluşurken tadına bakın; acılık yeterli değilse daha fazla biber ekleyin ve tatlarının ve acılığının daha fazla çıkması için daha uzun süre bekletin.

Su ve ayrılmış limon suyundan 1 su bardağı acı konsantrenize ekleyin. İyice karıştırın, ardından sıvıyı süzmek için bir ince tel süzgeçten veya tülbentten bir cam ya da seramik kaba süzün; posayı atın. Bu aşamada, konsantre biberli limonata buzdolabında 1 hafta kadar saklanabilir.

Farklı denemeler yapmak isteyenler bu konsantreye taze zencefil, taze kişniş yaprak ve sapları gibi aromatikler de ekleyebilir .

Servis etmeye hazır olduğunuzda, limonatayı buzun üzerine dökün ve tercihinize göre ek su veya limon suyu ile tadını ayarlayın; ancak, buz eridikçe limonatanın seyreleceğini unutmayın. (Muhtemelen biraz taze limon suyu artacaktır, bunu başka bir kullanım için saklayabilirsiniz; ancak tam olarak ne kadar artacağı, limonatayı ayarlamak için ne kadar eklediğinize bağlı olacaktır.)

Acısız bir hafta dilerim.

Not: görsel Serious Eats web sayfasından alınmıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
EVREN AYBARS Arşivi
SON YAZILAR