TEZCAN KARAKUŞ CANDAN

TEZCAN KARAKUŞ CANDAN

Adana’da bir bellek mekân Kanara

Sıcak bir bayram gününde, kesimi bekleyen bir canlının ağıta benzeyen sesiyle sabahı karşıladık. Onca Kurban Bayramı yaşamış olmama rağmen böylesine acı bir ses duyduğumu hiç hatırlamıyorum. Gecenin yarısında karanlığı ve sessizliği parçalayan o ses sabaha kadar devam etti ve sonra kesildi.

Adana’ya her geldiğimde mutlaka yazmalıyım dediğim bir yapı olan Adana Mezbahası’nı yazmak da bu acı sesin ortasında kısmet oldu.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında hayvancılık politikaları ve sağlıklı et tüketiminin sağlanması çerçevesinde endüstri yapıları olarak işlev gören kesimhaneler yapılır. Daha hijyen bir ortamda sağlık kontrolleri yapılarak kesim ve taşıma, yaz aylarında kötü kokuların olmadığı ortamlarda et üretiminin sağlanması kent sağlığı açısından oldukça önemlidir. Cumhuriyet’in erken döneminde İstanbul, İzmir, Ankara’da yapılan mezbahanelerden sonra Adana’da mezbahanesi ile buluşur.

Mimar Semih Rüstem

Kent planlaması Herman Jansen tarafından hazırlanan Adana’da, mezbaha 1929 da Mimar Semih Rüstem Temel tarafından tasarlanır. İnşası 1932 yılında tamamlanır. Semih Rüstem Temel, Türk Macar ilişkileri kapsamında 1920’li yıllarda Budapeşte Üniversitesi’ne giden yüzü aşkın öğrenciden biridir. Eğitimini tamamlayıp Türkiye’ye dönerek, serbest mimarlık faaliyetlerinden kamudaki görevlere kadar pek çok alanda mesleğini icra eder Semih Rüstem. Mimarlar Cemiyeti’nin 1930’lu yıllarında yönetim kurulunda yer alır. Arkitekt Dergisi’nde yazılar yazar. Ankara’da imar müdürlüğü yaptığı dönemde Herman Jansen ile çalışarak Ankara’nın planlı gelişmesine hizmet eder.

Adana Mezbahanesi, konutlar banka binaları ve pek çok kentin imar planlarında çalışan Semih Rüstem Temel’in hikâyesi Müjde Dila Gümüşsoy’un araştırması ile yeniden gün yüzüne çıkartılır.

Kanara üretim, öğrenme, buluşma ve paylaşma ortamı

Mimar Semih Rüstem Arkitekt Dergisi’nde belediye mezbahanesinin yapımını detaylıca anlatır. Günde 300 küçük ve 30 büyükbaş hayvan kesimine olanak sağlayan ve günde 10 ton buz üreten bir buz fabrikasından oluşan mezbahanın konumlanışı Seyhan Nehri ile kurduğu ilişki, Adana’nın sıcak iklimi, rüzgar yönleri, atıkların tahliyesi ve ulaşım politikaları ile ele alınır. Sıcak iklim koşullarında çalışma mekânları altı ayrı birim olarak projelendirilir. Buz Fabrikası o dönemlerde, hayvan sırtında satılan kar satın alınmasına yeni bir alternatif yaratır. Cumhuriyet’in Fabrika kültürün bir sonucu olarak sosyal buluşma ortamı sağlayan Kanara’nın özenle tasarlanmış bahçesi Adanalılar için piknik yapılan bir alan haline gelir. Mekânın ve üretim sürecinin sağladığı bir öğrenme, buluşma, paylaşım alanına dönüşen mezbaha yerleşkesi, nesilden nesile aktarılan öğrenme pratikleri ile bir kültür yaratır bellek mekan haline gelir.

plan.jpg

Mezbaha yerleşkesi içerisinde, hayvan barınakları, soğuk hava depoları, buz fabrikası, gazozhane, idari birimler, paçahane, bağırsakhane, işçilerin ihtiyaçlarının karşılandığı birimler, lokanta, büfe, veteriner laboratuarları ve su kulesi bulunur. Mimar Semih Rüstem yerel malzeme kullanmayı önemsemiştir. Mezbaha’nın inşası sürecinde Tarsus Taş Ocakları yeniden canlandırılmış,, Kütahya’dan demir kiremit boya gibi malzemeler getirtilmiştir. Semih Rüstem inşa sürecinde Türk işçilerin çalışmasına özen göstermiştir. Bu yaklaşım mimarın Turancı bakış açısının meslek ortamına yansımaları olarak değerlendirilebilir. Adana’nın kavurucu sıcaklığını en aza indirgemek için çatılar güneşin etkisini en az indirecek şekilde tasarlanır. Mezbahanın su ihtiyacını karşılayan su kulesi 8 metre derinliğinde su kuyusundan karşılanır ve 18 metre yüksekliğindedir.[1]

Adana için büyük potansiyel

2004 yılında Mimarlar Odası Adana Şubesi’nin tespitler ile birlikte Adana Koruma Kurulu tarafından tescilli kültür varlığı haline gelir.1994’de boşaltılan Kanara tescilinden sonra yeniden işlevini devam ettirmek üzere Adana Belediyesi tarafından özel bir şirkete kiraya verilir.

Kanara 2007-2011 Adana Büyükşehir Belediyesi Stratejik Planında ise encümen kararı ile yap işlet devret modeli ile 10 yıllığına Tuna İnşaat Taahhüt San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne encümen kararıyla ihaleyle verilmiştir.[2]

Cumhuriyet döneminin özgün eserlerinden birisi olarak koruma altına alınan Kanara, bahçesi ile birlikte yaklaşık 42 dönümlük bir arazide işlevini sürdürüyor. Adana Büyükşehir Belediyesi 2020-2024 stratejik planında yeni kanara yapılması bir hedef olarak koyulduğuna göre, Cumhuriyet Dönemi’nin Kanarası’nın sosyal ve kültürel bir buluşma ortamına dönüşmesi Adana Büyükşehir Belediyesi için büyük bir potansiyeldir.

Yeni dönem stratejik planında Cumhuriyet döneminin bu özgün yapısı ve kültür varlığının hak ettiği yeri alacağı inancıyla, hiçbir canlının ağıtının yaşanmadığı günler dileğiyle, Adana’dan iyi bayramlar.


Önceki ve Sonraki Yazılar
TEZCAN KARAKUŞ CANDAN Arşivi
SON YAZILAR