TEZCAN KARAKUŞ CANDAN

TEZCAN KARAKUŞ CANDAN

Berlin’de bir Bergamalı Zeus Sunağı

Anadolu uygarlıklarının izlerine başka ülkelerde rastladığınızda, içinizde bir burukluk muhtemelen yaşanıyordur. Bende öyle oluyor. Kültürümüze geçmişimize sahip çıkamayan ve onu koruyamayan, var olanı yok eden bir ülke olmanın üzüntüsünü yüreğimin en derin noktasında hissediyorum. Ait olduğu topraklardan binlerce kilometre uzakta zoraki tarihsel bir sürgüne duyulan öfkedir bu hissiyat. Kültür varlığının farkında olmayan bir kültürsüzlük dönemine, yönetenlerine öfkedir bu aynı zamanda.

Koleksiyonerlerin topladığı ya da kaçırılarak yurtdışına çıkartılmış binlerce eser, kültürler mozaiği Anadolu’nun zenginliğine nasıl da sahip çıkılamadığını gittiğimiz pek çok ülkede bize hatırlatıyor. Kendi kültürel ve bilimsel altyapısını kuramayan bir imparatorluk 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın başlarında yapılan kazı çalışmalarında görev alanların, tarihi eserleri yurtdışına yasadışı çıkartmasına kayıtsız kalarak gelecek kuşaklara en büyük kötülüğü yapar.

Bugün dünyanın pek çok ülkesinde, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Avusturya Danimarka, İngiltere, Hollanda, Fransa Yunanistan, Rusya, Vatikan başta olmak üzere pek çok ülkede bulunan müzelerde, Anadolu eserleri sergileniyor. Ve Anadolu’da yaşayan pek çok insan anavatanından uzakta bu eserleri göremiyorlar, hissedemiyorlar. İçine akıtılan bir ağıt gibi sızı her yere yayılıyor.

Bergama’dan Berlin’e Zeus Altarı

Berlin’e her gittiğimde Pergamon Müzesi’ni gezmek istedim, ama her defasında tadilat nedeniyle kapatılmış zamanlarına denk geldim. Pergamon Müzesi adını Anadolu’da bugün adı Bergama olan Pergamon uygarlığından alır. 19. yüzyılın ikinci yarısında yol çalışmaları kapsamında Anadolu’ya gelen Alman Mühendis Carl Human Bergama’da yaptığı yasak kazılarda pek çok eseri, yasadışı şekilde yurtdışına çıkarır. Dönemin sadrazamları padişahları ise duruma kayıtsız, gelecek tüketicileri olarak tarihe geçerler. Bergama’dan götürülen eserler, Berlin’de Pergamon Müzesi’nde sergilenmeye başlar. Berlin’de Pergamon Müzesi’nde bulunan, Anadolu’ya ait Zeus Altarı’nın nasıl çalındığına dair pek çok bilim insanı belgeleri ile birlikte makaleler yazıyor. Dönemin padişahının 40 bin franka tarihi sattığı söylense de, öncesinde pek çok parçanın yasadışı şekilde izinsiz kazılarla çıkartıldığı arşiv kayıtlarında belgeleniyor. Bergama halkı, İzmirliler, Anadolu’ya ait Zeus Altarı’nın vatanına dönmesi için kampanyalar yürütüyor.

Zeus Sunağı’nın temelinde köklenmiş ağaçlar

Bergama’da tanrıların tanrısı Zeus adına yapılan sunak 10 metre yüksekliğinde mermer yapı olarak inşa edilir. Anadolu’nun el emeği göz nuru ile yapılan 35 metre genişliğinde ve 33 metre derinliğinde olan yapı merdivenler üzerinde anıt olarak yükselir. Sunak üzerindeki kabartmalar Helenistik Dönemin muhteşem eserleri arasındadır. Temelleri Bergama’da bulunan Zeus Sunağı anavatanından 2400 km uzakta Pergamon Müzesi’nde kapalı bir mekânda kafese koyulmuş bülbül gibidir. Bergama’da bulunan Zeus Sunağı’nın temelleri üzerinde ise kökleri bizde vurgusunu çağrıştıran ağaçlar kök salmıştır. Kökler derinlere indikçe uzaklık ve yakınlık kavramı yüreklerde derinleşerek çalınmış bir uygarlığın sızısını hepimize yaşatır.

whatsapp-image-2024-10-13-at-23-26-54-1-min.jpeg

Berlin’de sunak üzerindeki kolu bacağı kafası kırılmış kabartmalar aslında hepimiziz. Parçalanmış yere ait, parçalanmış duyguların mermere işlenmiş bedenleri gibi dururlar müzede. Öylesine sessiz. Boyunları bükük gözlerinde hüzün hissedersiniz. Yerinde ağırlığının özlemi geçer size. Mermerin soğukluğu duygularımızın sıcaklığı ile hemhal olur. Bu hemhal olma hali Berlin’de Bergama’yı yaşatır.

whatsapp-image-2024-10-13-at-23-26-54-2.jpeg

Berlin’de tadilatta olan Pergamon Müzesi’nin gezemesek de sanatçı Yadegar Asisi tarafından yapılan Bergama Panorası dijital mekânsallığını ve eserlerin bir bölümünü izleyerek bir kez daha yönetenlere hayıflanabilirsiniz. Anadolu topraklarından uzakta evrensel değeri ile tüm insanlığa ait olan Zeus Altarı’nın, yerinden uzakta bulunuşu herkesi incitmeli. Bergamalıların İzmirlilerin Zeus Altarı’nın vatanına dönmesi için verdikleri mücadele ise, kültür varlığına sahip çıkma duyarlılığının nadide örneklerinden birisini oluşturuyor.

Çok katmanlı kültürel peyzaj alanı Bergama

Helenistik, Roma, Doğu Roma ve Osmanlı Dönemlerine ait tarihi katmanları kucaklayan Bergama 2014 yılında UNESCO Dünya Miras Listesinde Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı olarak tescil edilir. Athena Tapınağı, Trajan Tapınağı, Helenistik dönemin en dik tiyatro yapısı, kütüphane, Heroon, Zeus Sunağı, Dionysos Tapınağı, Agora ve Gymnasion yapıları ile bir kentin planlamasının en iyi örneğini bize sunan Pergamon yerleşimi anıtsallığı ile yüreklerimizde taht kuruyor. Zeus Sunağı’nın yokluğu ise büyük eksiklik.

Anadolu’dan kaçırılan tüm tarihi eserlerin, ana vatanına döndüğü ve bizimde ülkemizde Hermitage gibi, müzeler yapılarak sergilendiği, tarihin ve geçmişin kıymetinin bilindiği günlerin gelmesi dileği ile Zeus Sunağı’nın vatanında yaşam sürmesini istemek hepimizin hakkı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
TEZCAN KARAKUŞ CANDAN Arşivi
SON YAZILAR