TEZCAN KARAKUŞ CANDAN
Çimento Fabrikası’ndan müze ve kültür sanata
Atatürk Orman Çiftliği alanlarında Limak Holding’in rezidans ve ticaret merkezi inşasına ilişkin Çevre Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yapılan plan değişikliğinde yargı son noktayı koydu.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin önceki dönem yönetim kurulu tarafından açılan davada Limak Holding’in Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisinde yapmak istediği rezidans ve ticaret merkezine olanak sağlayacak imar planı değişikliği, Ankara 7.İdare Mahkemesi tarafından 2023 Nisan ayında iptal edilmişti. Atatürk Orman Çiftliği alanlarının doğal yapısını ve bütünlüğünü bozacağını alanda konut ticaret ve sanayi yapılarının yapılamayacağını vurgulayarak imar planlarını iptal edilmesi üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı karara itiraz ederek istinaf mahkemesine taşımıştı. İstinaf Mahkemesi, Bakanlığın talebini Nisan 2024’te reddetti. Limak Holding ve Çevre Şehircilik Bakanlığı işbirliği içerisinde Atatürk Orman Çiftliği alanlarında yapılacak ticaret ve konut katliamı böylece durduruldu.
Atatürk Orman Çiftliği alanlarında Limak’ın konut ve ticaret yapmak için imar planlarının iptal edilmesi kesinleştiğine göre şimdi önümüzde önemli bir sorumluluk bulunmakta: Cumhuriyet döneminin önemli sanayi yapılarından olan Atatürk Orman Çiftliği alanında Atatürk’ün isteğiyle kurulan Ankara Çimento Fabrikası’nın ve alanının geleceği.
Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanlığı’nı yaptığım dönemde açtığımız her davada bir koruma ve gelecek bakış açısı olduğunu, mücadele ettiğimiz her alanla ilgili kentsel yaşam ve planlama açısından bir düşümüz olduğunu pek çok kez paylaşmıştım. Melih Gökçek tarafından Ulucanlar Cezaevi’nin yıkılarak ayakkabıcalar çarşısı yapılmasının engellenmesi ve müzeye dönüşmesi, eleştiri hakkımız saklı kalmak kaydıyla Saraçoğlu Mahallesi’nin yıkılmadan bugünlere gelebilmesi mücadelemiz bunun en önemli örneği.
İşte kurduğumuz bir düşün daha gerçekleşmesine olanak sağlayacak ortam yine mücadelemiz ile yaratıldı. Mesele mücadeleyi başlatmak gerisi ardınızdan gelir zaten.
Cumhuriyet’in sanayi yapısı olan Ankara Çimento Fabrikası’nın Atatürk Orman Çiftliği alanlarında 1928 yılında Başkent Ankara’nın imarı için kuruluşunu, özelleştirme ile el değiştirmesini daha önce “Atatürk Orman Çiftliği alanlarında fabrikadan rezidansa geçit yok” yazısında ele almıştım.
Bir bellek mekan ve dönemsel olarak Cumhuriyet’in kuruluşunda başkentinin nasıl imar edildiğini ve dönemin inşaat üretim teknolojisini ve fabrika kültürünü ortaya koyan Ankara Çimento Fabrikası’nın korunarak bir müzeye kültür ve sanat ortamına dönüşmesi mümkün.
Yerel yönetimlerin el değiştirmesi ile birlikte Etimesgut sınırları içerisinde olan Ankara Çimento Fabrikası, Etimesgut Belediyesi, Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Halkı, mimarlar, koruma restorasyon uzmanları ile bir endüstri mirasının topluma yeniden kazandırılması, bir mekânsal dönüşümü pek ala gerçekleşebilir. Burada “mülkiyet sahibi olan” Limak Holding’in de kentsel hafıza ve Başkent vizyonu açısından Atatürk’ün şartlı bağışı ile halkına emanet ettiği alanı halka kazandırma/ iade etme sorumluluğu düşmektedir.
Ankara yıllarca Cumhuriyet’in kültür varlıklarının, endüstri mirası potansiyelinin Gökçek döneminde iç edildiği bir Başkent. Cumhuriyet’in tek Havagazı Fabrikası olan Ankara Havagazı Fabrikası’nın yıkımı hala içimizi sızlatırken, Su Süzgeci Binası’nın bir bayram arifesinde yıkan, mekân hıncına karşı öfkemiz hala büyükken, kent vizyonunun Cumhuriyet’in başkentinde açığa çıkartılması dahası geliştirilmesi kamusallaştırılması hepimizin sorumluluğu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Beykoz Çubuklu’da bulunan akaryakıt depolarından kültür ve sanat yapılarına dönüşen Çubuklu Siloları dönüşümü hepimizi heyecanlandırırken, Ankara’da da Çimento Fabrikası ile böyle bir vizyonunun gelişmesi zorunluluktur.
Ankara’nın endüstri mirasının önemli yapı taşlarını barındıran Etimesgut ilçe sınırları içerisinde bulunan, Atatürk Orman Çiftliği alanlarında Ankara Bira Fabrikası, Çiftlik siloları, sığırcık tesisleri, Ankara Çimento Fabrikası, Gazi Tren İstasyonu, Etimesgut Tren İstasyonu, Şeker Şirketi ve Şeker Fabrikası yerleşkesi, Etimesgut Uçak Fabrikası Etimesgut Belediyesi’nin önderliğinde fabrikadan kültür ve sanata gelişimin vizyonunu açacak Cumhuriyet mekansallığının müthiş potansiyelini barındırmaktadır.
İspanya’dan çimento fabrikası dönüşüm örnekleri
İspanyanın Bask ve Katalan bölgesinde Çimento Fabrikası’nın dönüşüm örnekleri oldukça önemli bir birikim sunar. Bask bölgesinde San Sebastián banliyösündeki Rezola Çimento Müzesi 1850 yılında kurulan Çimento Fabrikasının çalışanlarının çocukları için inşa edilen bir okul binasının dönüşümü ile hayata geçirilir.
Barselona’da bulunan Çimento Müzesi ,1901 de inşa edilen ve 1975 yılına kadar üretim yapan Asland Çimento Fabrikası’nın dönüşümü ile 2002 yılında kapılarını halka açar. Müze haline dönüştürülen fabrika 2005 yılında kültür varlığı olarak tescil ediliri. Müze yerleşim bölgesi ile birlikte kültürel, endüstriyel ve doğal mirası birleştiren rolüyle örnek teşkil eden mekansallıklardandır.
Barselona’da bulunan La Fabrica Çimento Fabrikası ise yıkılmak üzereyken, Mimar Ricardo Bofill’in kuruculuğunda ve ev sahipliğinde müthiş bir konut ve mimarlık ofisine dönüştürülür.1920’li yıllarda Katalan sanayileşmesinin önemli temsil mekanlarından olan La Fabrica Bofill’in 1973’te satın almasıyla 30 dan fazla siloya makine dairelerine ve galerilere sahip olan eski fabrika , Bofill’in tasarımıyla çürüyen fabrikaya ikinci bir hayat verir.
Kalelerin görünür kılınması
Ankara Çimento Fabrikası’nın korunması çimento üretiminin tarihçesini ve Ankara’nın imarını anlatan müzeye, kültür ve sanat yerleşkesine dönüşmesinin tam da zamanı. Ankara için gerçekleşen düşler kurmak, onun peşinden gitmek ve kentimize şans verilmesi kent hakkımız. Etimesgut Belediyesi’nin sanat ortamından gelen Belediye Başkanı Erdal Beşikçioğlu’nun kültür ve sanat ortamı için müthiş bir potansiyel barındıran Etimesgut endüstri mirasının dönüşümü konusunda Ankara Çimento Fabrikası’nın planlarının iptal edilmesi elini güçlendiren bir ufuk açıyor.
Ankara Çimento Fabrikası’nın ve yerleşkesinin müzeye, kültür ve sanat ortamına dönüşmesi, “Her Fabrika Bir Kaledir” diyen Atatürk’ün kalelerinin, hak ettiği değeri bulması ve görünür kılınması için harekete geçme zamanı. Sonrası gelecektir.