TEZCAN KARAKUŞ CANDAN

TEZCAN KARAKUŞ CANDAN

Doğrudan Demokrasi Meydanı

TEZCAN KARAKUŞ CANDAN


1 Mayıs

Meydan kavramı demokrasi ile birlikte kendisini bulur. Kentsel mekânın en güçlü kamusal alanı olan meydanlar aynı zamanda o ülkedeki demokrasi dozunu da gösterir. Otoriter rejimlerin meydan korkusu, kentsel mekânı meydansızlaştırmaya, meydanları yasaklamaya dönüşür. Bu büyük bir korkunun göstergesidir aynı zamanda.

Her ülkenin her kentin hikayesinde anlam bulan meydanlar kolektif belleğin kendisidir. Tarihsel değeri, simgesel değeri, politik değeri ile toplumsal dayanışmanın ve mücadelenin varlık değerini kazanır. En güçlü seslerin yükseldiği, safların sıklaştığı özgürleşme ve nefes alanı olan meydanlarda bir arada olma hali, mekanı demokrasi meydanına dönüştürür.
Hak aramak için meydanlar da biraya gelen halk ortaya bir irade koyar. Meydanlarda atılan sloganlar, taşınan pankartlar, dövizler hak aramada insanlığın doğrudan sesidir. İçtendir, tarihseldir, günceldir, gelecektir ve doğrudan demokrasidir.

Bu doğrudan ifade ülkemizde hep gerilimlerle şekillenmiştir. 21.yılına giren AKP iktidarı meydanı demokrasi ile bir mekânsal hesaplaşma alanına dönüştürdü.. Kentsel mekânda, meydanın anlam değerine duyulan hınç, yasaklamalara, kentsel mekanın yok edilmesini gündeme getirdi. Meydanda irade göstermek iktidar ile halk arasında bir mücadele ortamını yarattı.

Başkentte Meydansızlık

Ankara’da Kızılay Meydanı’na, meydan özelliğini yitirecek şekilde müdahale edildi. Rejimle hesaplaşmanın simge kenti Ankara’da, Ulus’tan Çankaya Köşkü’ne kadar uzanan Cumhuriyet’in temsil aksı olan Atatürk Bulvarı üzerinde ki Ulus Meydanı, Opera Meydanı, Sıhhiye Meydanı, Zafer Meydanı, Kızılay Meydanı, Meclis Meydanı, meydan özelliğini kaybetti ve transit geçiş alanlarına dönüştü. Cumhurbaşkanının, Çankaya Köşküne çıkarken halkı ile buluştuğu, halkın iradesinin tecelli ettiği bu meydanlar sıradanlaştırıldı, değersizleştirildi. Tandoğan Meydanı’nın adı değiştirilerek bellek değeri yok edilmeye çalışıldı. Ağır aksak demokrasi, kentsel mekânda kendini meydansızlaştırma ile böyle gösterdi. Kızılay Meydanı, iktidarın kontrolü resmigeçitlerinin dışında halk iradesinin ifade edileceği gösterilere mitinglere yasaklı hale geldi.

Bellek mekan Taksim Meydanı

İstanbul’da Taksim Meydanı simgeseldir. 1912 yılında İlk 1 Mayıs kutlaması İstanbul’da gerçekleşir. İstanbul bu açıdan aynı zamanda tarihseldir. 1923 yılında 1 Mayıs İşçi Bayramı olarak ilan edilir. 1960’lı yıllara kadar İşçi bayramı olan 1 Mayıs, dönemin iktidarı tarafından “bahar bayramı” olarak adlandırılarak içeriği boşaltılmaya çalışır. Dünya’da 68 hareketi ve her yana yayılan özgürlük ateşi yürekleri tutuşturur. Görkemli 1 Mayıs kutlamaları 1976 yılında Taksim Meydanı’nda gerçekleşir. O görkemli iradenin iktidarda yarattığı huzursuzlukla, Taksim’de ki 1 Mayıs 1977 kutlamaları kana bulanır, “Kanlı Mayıs” olarak adlandırılır. Toplumun kolektif iradesinin gösterilmesine engel olunması tarihe not edilir. Taksim Meydanı bu güçlü iradeyi göstermenin ve engellenmesinin politik mekânı haline gelerek simgeselleşir.

Taksim gözaltında

Taksim Meydan’ında 1 Mayıs kutlanması ya da engellenmesi, iktidarın ve muktedirin kime ait olduğunun gösterge panelidir. Taksim Gezi Parkı direnişi 2013 yılında muktedirin kim olduğunu iktidara gösteren güçlü bir kent hakkı mücadelesi ile Taksim Meydanı’nın bellek değeri, eşi benzeri görülmemiş şekilde güçlenir. Demokrasi ile birlikte geleceği de inşa edecek kalp atışlarının duyulduğu meydan, kurulan çadırlarla halk iradesine tanık olur. Gezi direnişi ateşi kentlere yayılır meydanlar gezi coşkusuyla doğrudan demokrasi alanlarına dönüşür. İktidarın öfkesi ve korkusu büyüdükçe meydanlar kapatılır yasaklanır. Taksim Meydanı yasaklı meydan olarak halkın iradesinin gösteri mekanı olması engellenir.

Bugün 1 Mayıs her kentte,1 Mayıs mitingleri yapılacak. Taksim Meydanı ve Taksime çıkan bütün yollar kapatıldı. Taksim 1 Mayıs’ta iktidarın “ileri demokrasi”si ile gözaltında. Tıpkı Ankara’da Kızılay Meydanı gibi. Salt bir kentsel mekan değil elbet gözaltına alınan, halkın topyekün iradesinin de kendisidir.

19.yüzyılda işçilerin hak arama mücadelesinin dünya işçi sınıfına bahar getiren armağanı 1 Mayıs, bugün tüm dünyada meydanlarda hak arama mücadelesinin en güçlü simgesi. Uğruna bedeller ödenmiş bu simge, Şikago’da Waldheim Mezarlığı’nda bir mezar taşı üzerine kazınan “Sessizliğimizin, bugün boğduğunuz seslerimizden, daha güçlü olacağı gün gelecektir” sözleriyle geleceğe taşınır. Bu anlamlı söz idam edilen sendikacı August Spies’in söylediği son söz olarak tarihe düşülür.

Ülkemiz içindaha güçlü olacağımız gün 14 Mayıs seçimleridir. 1 Mayıs’ı Taksim’de Kızılay’da kutlayacağımız doğrudan demokrasi meydanlarında buluşacağımız günler yakın. Yaşasın 1 Mayıs.

Önceki ve Sonraki Yazılar
TEZCAN KARAKUŞ CANDAN Arşivi
SON YAZILAR